Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1774 E. 2020/102 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1774
KARAR NO : 2020/102

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … HIRDAVAT YEDEK PARÇA SANAYİ YAĞLARI VE KİMYASAL MALZEMELER SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … GRANİT SERAMİK MADENCİLİK İNŞAAT İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında ticari mal satımına dayalı şifahen kurulmuş bir akdi ticari münasebetin söz konusu olduğunu, davalının bakiye 31.453,35 TL borcunu ödememesi akabinde Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrini tebellüğ etmesinin akabinde vekili aracılığıyla sunduğu dilekçe ile yetkiye, borca ve takibin ferilerine yönelik itirazda bulunduğunu, takibin Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 26/10/2018 tarihli durdurma kararı ile durdurulduğunu, davalının yetki itirazının haksız olduğunu, davalı şirketin ticari merkezi vekilinin icra takibine itiraz dilekçesinde belirttiği üzere Ankara olmadığını, davalının şirketinin Çankırı Ticaret Sicil Müdürlüğünün Kurşunlu 223 sicil nolu üyesi olup, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 21/10/2015 tarih, 8930 sayı, sayfa:92-93’te yayımlanan ilanından görüleceği üzere şirketin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğündeki kaydı merkez nakli sebebi ile silindiğini, bu sebeple HMKnun 19 maddesi uyarınca yetki itirazında yetkili yerin yanlış gösterilmesi itirazının gerçersiz kılındığını, yetki itirazınınbu yönüyle de iptalinin gerektiğini, davalı tarafça borcun faiz ve ferilerine yönelik de itirazda bulunduklarını, davalı borcunun bilinecek durumda olmasına rağmen kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği için İİKnun 67/2 maddesi uyarınca dava değerinin %20’si oranında tazminata mahkum edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyasında yersiz ve yasal mesnetten yoksun yetkiye, borca ve ferilerine ilişkin itirazının iptaline, icra takibinin devamına, itirazlarında haksız olan davalının dava değerinin %20’si oranında tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile davalı müvekkili şirket arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmadığını, bu bağlamda davacı şirket alacağının konusunu teşkil eden temel hukuki ilişkinin varlığı ile birlikte geçerli bir borç ilişkisinin, bir akdin olması gerektiğini, sadece icra takibine konu faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi, akdi ilişkinin varlığının kanıtı olmadığını, bu bakıma salt faturanın varlığı bir ticari ilişkinin ve alacak hakkının göstergesi de olmadığını, çünkü yasal olarak malın tesliminden veya hizmetin tamamlanmasından önce fatura düzenlenebilmesinin mümkün olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete muhtelif ödemeler yapıldığını, ilgili ödemelerin cari hesaptan düşülüp düşülmediği, faturaların hangi tarihte ve kim imzasına teslim edildiğini, faturanın içeriği ve fatura karşılığı yapıldığı iddia edilen mal veya hizmet tespitine ilişkin hususların aydınlatılmasının zaruret olduğunu, keza alınan mal veya hizmetin muhasebesel kontrolünün yapılması, gerçekleştirilen muhtelif ödemeler nedeniyle bir borç bulunup bulunmadığı ya da varsa net miktarının ne olduğuna ilişkin kontrolün kısa bir zaman diliminde yapılmasının mümkün olmadığını, bu doğrultuda davalı müvekkili şirketçe yapılan itirazın, alacak tüm unsurlarıyla bilinmediği ve bilinemeyeceği için menfaatlerini koruma ve doğru hesaplama yapılabilmesini sağlama amaçlı olduğunu, keza borçtlunun kötü niyetli itiraz etmiş olması ve kusurlu olması icra inkar tazminatının yasal koşullarından olmadığını, bu sebeple şirketin davalı müvekkili şirketin kötü niyetli olduğuna dair iddialarının yersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takip dosyası, Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı İcra takip dosyası 2016-2018 dönemi cari hesap ekstresi, irsaliyeli fatura, e fatura, ödemelere dair dekontlar, sevk irsaliyeleri, sipariş fişleri, fiyat teklif onay formları, mail çıktıları, BA-BS formları, ticari defterler, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 19/10/2018 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 22/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 24/10/2018 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş olup, davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 19/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Tarafların bağlı oldukları vergi dairelerinden gelen BA-BS formları incelendiğinde her iki faturaları maliyeye beyan ettiklerinin tespit edildiğini, buna göre davacının kesmiş olduğu faturalara ve defter kayıtlarına uyumlu olarak adet ve tutar olarak birebir uyumlu bir şekilde BS formları ile maliyeye beyan ettiklerini, davalının da almış olduğu faturalara ve defter kayıtlarına uyumlu olarak adet ve tutar olarak birebir uyumlu bir şekilde BA formları ile maliyeye beyan ettiklerini, Yargıtay kararları ışığında davalının faturaları aldığı bu nedenle tebliğ edildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, bu durumda da fatura içeriği malları da almış olduğunun sabit olduğunu, buna göre faturaları ve içeriği malları aldığı tespit edilen davalı faturaları ödediğinin ispatla mükellef olduklarını, sonuç olarak davacının takip tarihinde davalıdan takip tutarı kadar yani 31.453,35 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosyanın bir sureti davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapmak üzere Çankırı Kurşunlu Asliye Hukuk (Asliye Ticaret) Mahkemesine gönderilerek, dosya talimat mahkemesince SMMM bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişisinin talimat mahkemesine sunmuş olduğu 07/11/2019 havale tarihli raporunda özetle: Davalı … Granit Madencilik San. Tic. A.Ş.’nin 2016 yılına ait yevmiye defter tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığını, 2017 ve 2018 yıllarına ait e-defter beratlarının alındığını, davalı firmanın yasal ticari defterleri incelendiğinde taraflar arasında süregelen cari hesap ilişkisi içerisinde icra takip ve dava tarihinde davalı şirketin davacı firmaya olan borç tutarının 31.453,35 TL olduğunu, dava ve icra takip dönemi sonrası olan 2019 yılı Nisan ayına kadar defter kayıtları incelendiğinde Bursa 4. İcra Müdürlüğü açıklamasıyla toplam 59.500 TL’lik ödeme kaydının bulunduğunu, 5278405 nolu 50.000 TL’lik çekin ödenmeyerek ters kayıtla borca eklendiğini, dava tarihi sonrası olan 05/04/2019 tarihi itibariyle ise davalı tarafın davacı tarafa 21.953,35 TL borcunun bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında imalat takımlarına dair malları sattığı ve buna ilişkin faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu yine davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterine kaydedildiği ve HMK’ nın 222. Maddesi gereğince davacı tarafın ticari defterlerin kesin delil olduğu ve kanaat verici alınan 19/09/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi raporlarına itibar edilerek davacının faturadan kaynaklı 31.453,35 TL alacağın olduğu ve davalı tarafından davacı tarafa 50.000 TL bedelli Yapıkredi Bankası Torbalı Şubesine ait 10/01/2019 keşide tarihli çek verildiği, çekin Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasında takibe konulduğu ancak bu dosyada herhangi bir ödeme yapılmadığı ve çekin ödeme aracı olup mevcut borcu tasfiye amacıyla verildiğinden, dava konusu borca yönelik verildiğinin kabulu gerektiğinden bu dosyada tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve dava tarihinden sonra çekin verildiğinden davacının dava açmakta haklı olup sübut bulan davanın kabulu ile icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra takip dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aynen devamına,
2-İİK’nun 67. Maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 6.290,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.148,58 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 379,88 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.768,70 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 600,00 TL, talimat bilirkişi gideri 650,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 134,23 TL olmak üzere toplam 1.384,23 TL yargılama gideri ve 379,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.764,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.718,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.