Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1709 E. 2020/722 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1709 Esas – 2020/722

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına Gerekçeli “Karar”

ESAS NO : 2018/1709
KARAR NO : 2020/722

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : GÜVENCE HESABI – Esentepe Mh. Polat Plaza B-blok kat 15 şişli/İSTANBUL
VEKİLİ : Av. A
DAVALI : 1-
2-
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2020
YAZIM TARİHİ : 23/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Mudanya İcra Müdürlüğünün 2017/873 esas sayılı dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline, 90.378,00-TL asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, borçluların icra takip alacağının % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… cevap dilekçesinde özetle; davaya yetki yönünden itirazlarının bulunduğunu, mağduriyetinin yaralanmasının yok sayılarak hakkında icra takibi yapıldığını, takibe itiraz ettiğini, borcunun bulunmadığını, söz konusu davada sigortacılık kanunun 14. Maddesi ve güvence hesabı yönetmeliğinin 16. Maddesi uyarıca Güvence Hesabına yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara rücu etme hakkı tanınmış diyerek dava açıldığını ancak asıl mağduriyeti kendisinin yaşadığını, bu nedenlerle açılmış olan davanın reddine, mahkeme ve ileride tutacağı avukatlık ve davacı avukatlık vekalet ücretlerinin davacı adına yükletilerek karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: kazaya karışan aracın kendisine ait olduğunu, aracın satmak için Faroz emlak isimli iş yerine 10/08/2016 tarihinde işyeri sahibi… ile aralarında yaptıkları protokol gereğince bıraktığını, protokol tarihinde itibaren araç ile ilgili tüm sorumlulukların galeri sahibi…’e ait olduğunu, kazanın kendisi dışında geliştiğini, olaydan dolayı herhangi bir kusur ve kabahatinin olmadığını, zaten kazayı yapan… ve galeri sahibi olan…’in sorumluluklarını kabul ettiklerini, bu sebeple adına açılan davanın düşürülmesini talep ettiğini bildirmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı davacı tarafından ödendiği iddia edilen maddi tazimat bedelinin davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz edmesi sonucu takibin durması neticesinde itirazın iptali ve icra inkar tazminat ismetine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak tahkikat aşamasına geçilmiş, Mudanya İcra Dairesi’nin 2017/873 sayılı takip dosyası, Sigorta Bilgi ve Gözetim merkezinden poliçe ve hasar bilgileri, Esentepe hastanesinden tedavi evrakları celp edilerek dosyamız arasına alınmış, davacı şirketten kazaya ilişkin dosya örneği celp edilmiştir.
Dosyamız temin edilen evraklarla birlikte trafik konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu temin edilmiştir.
31/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı Sürücü…’ in: Dava konusu Trafik kazasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 84/g ” Şeride Tecavüz Etme ” maddesini ihlal ettiği ve % 100 ( Yüzde Yüz ) oranında kusurlu olduğu, sürücü Ecem ARSLAN ‘ ın :Dava konusu trafik kazasının oluşumunda herhangi bir trafik kural ihlali yapmadığından ( Atfi Kabil Kusuru ) olmadığına bildirmiştir.
18/12/2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; Dosyaya sunulan ödeme belgelerinin incelenmesi sonucunda, Emine GÖKALP adına 26.07.2017 tarihinde 77.483,00 TL ödeme yapıldığının belirtildiği görüldüğünü, dava dışı kazalıya bu kalemden ödenmesi gereken efor tazminatının net 77,546,58TL olacağı, tavan hesabının aşılmadığı anlaşıldığını, dosyaya sunulan ödeme belgelerinin incelenmesi sonucunda, OSMAN GÖKALP adına 21.08.2017 tarihinde 12.895,00 TL ödeme yapıldığının belirtildiği görüldüğünü, dava dışı kazalıya bu kalemden ödenmesi gereken efor tazminatının net 12.070,30TL olacağı, tavan hesabının aşıldığı anlaşılmıştır.
25/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yaptığım hesaplama ile davacının yaptırdığı hesaplama arasındaki farklılık, dava dışı mağdurun Iskontonun başladığı tarihteki yaşı 55 Yıl, 7 Ay, 20 Gün yani 55 yaşım bitirmiş 56 Yaşından 7 Ayyaş almış olmasına karşın İskonto yaşı 56 (6. Aya kadar bir önceki yaş di!imi-6. Aydan sonra bir sonraki yaş dilimi) olmasına karşın, iskonto hesabında 55 Yaşında olduğu varsayımında bulunulmuş olması olduğunu, aynı durum pasif dönemde de mevcuttur. Pasif dönemde beklenen ömür sonu tarihi olan, 18.05.2038 Tarihinde mağdur 76 Yıl, 4 Ay, 17 Gün yaşında olacak Iskonto yaşı 76 (6. Aya kadar bir önceki yaş dilimi-6. Aydan sonra bir sonraki yaş dilimi) olmasına karşın, iskonto hesabında 77 Yaşında olduğu varsayımında bulunulmuş olması olduğunu bildirmiştir.
Eldeki dava, Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/155 E., 2018/352 K. Sayılı , 23/10/2018 tarihli ilamı, ” Uyuşmazlık konusu olayda Ticaret kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, dava dilekçesinde davacı tarafından Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı da anlaşılmış ancak davacı tarafın talebini içeren davanın Ticari dava olduğu; Mudanya ilçesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alınmasından sonra mahkememizin Ticaret Mahkemesi sıfatı kalmadığı, uyuşmazlığın Bursa Ticaret Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Yargılama konusu davada mahkememizin görevsiz olması sebebi görevsizlik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılarak hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile mahkememize gönderilmiş, karar 18/12/2018 tarihinde kesinleşmiş, dosya mahkememize gönderilerek mahkememiz esasına kaydedilmiştir.

Dava, davacı güvence hesabı tarafından dava dışı zarar görene ödenen tazminatın, zarar sorumlularından rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
İtirazın iptali davaları TTK 4. maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Somut olayda, davacı Güvence Hesabı, Yönetmeliğin 16.maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Ayrıca davalılar tacir de değildir bu nedenle haksız fiilden kaynaklanan bu davaya bakmakla görevli mahkeme mahkememiz olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/1132 Esas 2019/9502 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/17475 Esas 2019/9220 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/18999 Esas 2019/8701 Karar , Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi’nin 2019/934 Esas 2019/648 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2. maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkemenin görevli olması H.M.K.nun 114/1-c maddesi gereğince bir dava şartıdır ve 115.maddesi gereğince de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Ayrıca Mahkemelerin görevli olup olmadığı kamu düzeninden olan hususlardandır. Yargılamanın her aşamasında mahkemelerce re’sen incelenip karar verilmesi gerekir.Bu nedenle davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin görevsizliğine, Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna, hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/11/2020

Katip 136164
¸e-imzalıdır.

Hakim 194065
¸e-imzalıdır.