Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1636 E. 2021/490 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1636 Esas – 2021/490
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1636
KARAR NO : 2021/490
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI :… ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile davalı şirket arasında lastik satışı, kış ve yaz mevsimi geçişlerinde lastiklerin değiştirilmesi, rot-balans ayarlarının yapılması hususlarında şifahen kurulmuş akdi/ticari münasebet mevcut olduğunu, davalı şirketin bakiye borcunu ödememesi üzerine müvekkilinin alacağını teminen Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı/borçlu şirket icra dosyasına sunduğu 11/10/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile borca, faize ve fer’ilerine itiraz ettiğini, icra takibi 11/10/2018 tarihinde durdurulduğunu, davalının tüm itirazları yersiz ve mesnetsiz olup iptali gerektiğini, davalı/ borçlunun itiraz dilekçesinde davalının davacı şirketten sipariş ettiği lastikleri teslim alamadığından bahisle borca, faize ve fer’ilere itiraz ettiğini, taraflar arası tüm alacak ve borçlar müvekkili ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, taraflar arası ticari ilişkiyi gösterir cari hesap ekstrelerini ve ekstrelerde işli irsaliyeli faturaları, ödemeleri dair belgeleri, lastik değişimlerine dair emanet ambar çıkış fişlerini olduğunu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ile yargılama esnasında celp ve tetkik olunacak delilerle müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu açıkça ortaya çıkacağını, faiz oranı olarak avans faizi talep edildiğini, icra takibinden önce davalı temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz talebinde bulunulmadığın görüleceğini, takip mesnedi alacak ticari işten kaynaklandığından, olayda istenmesi ve uygulanması gereken faiz türü avans faizi olduğunu, davalı taraf icra takibi ile temerrüde düşürüldüğü için, icra dosyası kapsamında icra takibi öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi, ” Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suret ile belirlemişse, bu günün geçmesiyle, haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır.” düzenlemesi getirdiğini, mülga Borçlar Kanunu’nun 101. Maddesi hakkında süregelen Yüksek Mahkeme uygulaması ile icra takibi başlatılması ve/veya dava ikamesi, borçlunun temerrüde düşürülmesi olarak kabul edilmekte olduğunu, davalı iş bu dava mesnedi icra takibinin başlatılması ile T.B.K ‘nın 117. Maddesi gereğince temerrüde düşmüş durumda olduğunu, Yargıtay cari hesap bakiye alacağı ve fatura alacaklarının likit, bilinebilir olduğunu kabul ettiğini, davalı borcunun miktarını bilmesine rağmen kötüniyetli şekilde davrandığından bahisle davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı icra dosyasına vaki yersiz ve yasal mesnetten yoksun borca, faize ve fer’ilerine ilişkin itirazlarını iptali ile icra takibinin devamını, itirazlarında haksız ve kötü niyetli olan davalıdan % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine açılmış olan Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyasına itirazımız neticesinde itirazın iptali davası açıldığını, müvekkili şirketin lojistik işi ile uğraşmakta olup, davacı şirket ile yaz ve kış lastiklerinin değişimi ve bakımlarının yapılması hususunda ticari ilişkisi bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasındaki ilişki, bir süre sonra davacı şirketin elinde lastik kalmadığı, lastik fiyatlarına zam geldiği gibi çeşitli bahaneler ileri sürerek sipariş edilen lastikleri teslim etmemesi üzerine sürüncemeye girdiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin mevcudiyeti tarafımızca reddedilmediğini, icra dosyasına yapmış olduğu itirazın taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı hususunda olduğunu, sipariş edilen ürünlerin teslim edilmediği noktasında olduğnu, bu husus, uyap ortamında incelemiş olduğumuz dava dilekçesi eklerinde bulunan irsaliyeli faturalar incelendiğinde açıkça görüleceğini, söz konusu irsaliyelerin “Teslim Alan” kısmında imza bulunmaması fatura konusu ürünlerin müvekkil şirkete teslim edilmediğini gösterdiğini, davacının faturaya konu malların teslim edildiğini ispat ile yükümlü olduğunu, davacı taraf dilekçesinde, alacaklı olduğu hususunun ticari defterleri ile ispatlanacağını iddia etmiş olsa da davacı şirketin ticari defterlerinin dayanak belgeler ile doğrulanması gerektiğini, sadece davacı yanın ticari defter ve kayıtları esas alınarak alacağın ispatlanabilmesi mümkün olmadığını, (Yargıtay 19 H.D. 02.03.2016 tarihli 2015/14705 E. 2016/3616 K. Sayılı ilamı). Dayanak belge olarak sunulmuş olan imzasız sevk irsaliyelerinin ise ürünlerin teslim edildiği hususunu ispatlamadığını, teslim edilen ürünlerin ise ödemeleri yapıldığını, dolayısıyla davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmamadığını, müvekkili şirkete ait ticari defterler incelendiğinde de davacı şirkete borçlu olunmadığı hususu sübut bulacağını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. H.D. 06.12.2018 tarihli 2018/317 E. – 2018/1551 K. Sayılı ilamında “Davacının düzenlediği faturalar davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından davacının faturaların davalıya tebliğinin sağlandığı ve itiraz edilmediğinin veya fatura içeriği malların davalıya teslimini kanıtlaması gerekir. ” denilmektedir. Ürünlerin teslim edildiği husunda ispat yükü davacıda olduğunu, Yargıtay 3 H.D. 05.06.2012 Tarihli 2012/11044 E. – 2012/14352 K. sayılı ilamında; “..Tek başına fatura, alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli delil değildir. Davacı, faturada belirtilen malları davalıya sattığını ve bu malların teslimini yaptığını usulüne uygun olarak ispat etmelidir. Fatura incelendiğinde, malların davalıya teslimine ilişkin davalının imzasına rastlanılamamıştır. Fatura miktarı itibariyle de bu hususun tanıkla ispatı mümkün değildir. Satılan malla ilgili fatura düzenlenmiş olduğu halde malın teslimiyle ilgili belge düzenlenmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda mahalli örf ve adetten ve teamülden söz edilemez. …….. davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” denilerek hüküm kurulduğunu, Yargıtay 19. H.D. 26.05.2016 Tarihli 2015/18142 E. – 2016/9429 K. Sayılı ilamında “Mahkemece, ihtiyati haciz talebine konu irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarının imzasız olduğu, bu haliyle mal teslimi yapıldığının anlaşılamadığı gerekçeleriyle itirazın kabulüyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati haciz isteyen vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına,… gününde oybirliğiyle karar verildi. ” denilerek hüküm kurulduğunu, Yargıtay içtihatlarından açıkça anlaşılacağı üzere, imzasız sevk irsaliyeleri ürünlerin teslim edildiği hususunda bir delil teşkil etmediğini, davacı taraf çeşitli sebepler üreterek sipariş konusu lastikleri müvekkil şirkete teslim etmediğini, daha sonrasında da imzasız sevk irsaliyelerine dayanarak müvekkil aleyhine haksız icra takibi başlattığını, müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle ve sayın mahkemece dikkate alınacak sair hususlar ile dilekçenin kabulüne, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, cari hesap dökümleri, ambar çıkış fişleri, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından cari hesap ekstresine dayalı olarak 04/10/2018 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 05/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 11/10/2018 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş taraflarça ibraz edilen ticari defterler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 31/12/2019 tarihli raporunda özetle: Davacının 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, davalı şirketin 2017-2018 yıllarına ait kayıt sunmadığı, sunulan 2016 yılı defter kayıtlarının davacı şirket ticari defter kayıtlarını teyit ettiği, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; 31/12/2016 tarihinde davalı şirketin, davacı şirkete 26.099,99 TL borçlu gözüktüğü, davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen faturalar davalı şirket tarafından itiraz edilmediği, davalı şirket, lastiklerin ihtiyaç oldukça kendilerine davacı şirket tarafından ambar çıkış fişi karşılığında teslim edildiğini belirttiği, ancak davalı şirket tarafından, davacı şirket ambarına teslim edilen lastiklerle ilgili herhangi bir belge sunulmadığı, davalı şirket tarafından, davacı şirkete, lastiklerin teslim edilmediği yönünde, icra takip tarihine kadar herhangi bir bildirimde bulunmadığı, davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen 08/10/2016 tarihli 258893 nolu 25.599,99 TL bedelli irsaliyeli faturada teslim alan bölümünde … isminin ve imzasının olduğu, 13/03/2017 tarih 453022 nolu 4.100 TL bedelli irsaliyeli faturada teslim alan bölümünde 34 YR 6173 İsmet Tapu isminin ve imzasının olduğu, 14/03/2017 tarih 453032 nolu 4.100 TL bedelli faturada teslim alan bölümünde … isminin ve imzasının olduğu, davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen 08/10/2016 tarihli 258893 nolu 25.599,99 TL bedelli irsaliyeli faturanın ödemesinin, çok uzun bir süre sonra, davalı şirket tarafından, davacı şirkete 10/03/2017, 11/04/2018, 11/06/2018, 14/08/2018 tarihlerinde yapıldığı, davacı şirket tarafından , davalı şirket aleyhine 8.200 TL cari hesap alacağı icra takibi yapıldığı, bu bakiye bedelin de; davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen 13/03/2017 tarih 453022 nolu 4.100 TL bedelli ve 14/03/2017 tarih 453032 nolu 4.100 TL bedelli faturalardan oluştuğu, 13/03/2017 tarih 453022 nolu 4.100 TL bedelli irsaliyeli faturada teslim alan bölümünde 34 YR 6173 İsmet Tapu isminin ve imzasının olduğu, 14/03/2017 tarih 453032 nolu 4.100 TL bedelli faturada teslim alan bölümünde … isminin ve imzasının olduğu, davalı şirketle, davacı şirket arasında mal-hizmet alım-satımına yönelik yazılı bir sözleme olmadığı, tarafların açık hesap çalıştığı, taraflar arasında 04/07/2016-28/08/2018 tarihleri arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davacı şirket tarafından, davalı şirkete rot-balans ayarı ve sökme-takma hizmeti verildiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete lastik satışı yapıldığı, davacı şirket ticari defterlerinde icra takip tarihinde, davacı şirketin, davalı şirketten 8.200 TL alacaklı gözüktüğü yönünde mütalaa edilmiştir.
Davalı taraftan HMKnun 222/3 maddesindeki değişiklik sebebiyle 2017 ve 2018 yılı ticari defterleri talep edilmiş olup davalı tarafça ibraz edilen ticari defteler önceki bilirkişiye tevdi edilerek, davacının alacağı konusunda ek rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 15/12/2020 tarihli ek raporunda özetle: Davalı şirket vekilinin 08.12.2020 tarih beyanlarına göre; İsmet Topur’un (07.12.2016-30.06.2017) ,…’in (07.02.2017-16.04.2017) tarihleri arasında tır-çekici şoförü olarak davalı şirkette çalıştıklarının belirtildiği, davalı şirketin 2017-2018 yılları (yevmiye ve defteri kebir) defterlerinin açılış tasdiklerinin ve 2017 yılı (yevmiye) defterinin kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, 2018 yılı (yevmiye) defterinin kapanış tasdiğinin yaptırılmadığı, davalı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinde; Davacı şirketten 2017 yılından alınan faturalar (2 adet aşağıda 3 nolu madde de belirtilen faturalar) ve davacı şirkete 2017 ve 2018 yıllarında yapılan ödemeler ile ilgili herhangi bir kaydın olmadığı, davalı şirketin 2016 yılı sonunda, davacı şirkete 26.099,99 TL borçlu gözüktüğü bu tutarın, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerine aynı şekilde aktarıldığı,(Davacı ve Davalı şirketin 2016 yıl sonu hesap bakiyeleri aynıdır.) Davalı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihinde davalı şirketin, Davacı şirkete 26.099,99 TL borçlu gözüktüğü, SGK Bursa İl Müdürlüğü’nün mahkemeye yazdığı 30.11.2020 tarih cevap yazılarına göre; İsmet Topur ve …’in davalı şirkette Mart/2017 döneminde sigortalı olarak çalıştıkları, davacı şirket tarafından, davalı şirket aleyhine 8.200 TL cari hesap alacağı icra takibi yapıldığı, bu bakiye bedelin de, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 13.03.2017 tarih 453022 nolu 4.100 TL bedelli ve 14.03.2017 tarih 453032 nolu 4.100 TL bedelli faturalardan oluştuğu, 13.03.2017 tarih 453022 nolu 4.100 TL bedelli irsaliyeli faturada eksiksiz teslim alan bölümünde 34 YR 6173 İsmet Topur isminin ve imzasının olduğu, 14.03.2017 tarih 453032 nolu 4.100 TL bedelli irsaliyeli faturada eksiksiz teslim alan bölümünde … isminin ve imzasının olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde icra takip tarihinde; davacı şirketin, davalı şirketten 8.200 TL alacaklı gözüktüğü yönünde mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında malları sattığı ve buna ilişkin faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, davacı tarafın usulune uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre davacının 8.200 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre ise davacının 26.099,99 TL alacaklı olduğu ayrıca davalının 2018 yılı defterlerinin kapanış tasdikleri yapılmadığından davalı lehine delil sayılamayacağı ancak aleyhe delil niteliğinde olup HMK’ nın 222. Maddesi gereğince davacı tarafın ticari defterlerine itibar edilerek 8.200 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu kaldı ki düzenlenen 13/03/2017 tarihli ve 14/03/2017 tarihli 4.100 erTL bedelli faturalarda teslim alanın davalının çalışanı olduğu anlaşılmakla fatura konu malların teslim edildiği ve davacı şirket yetkilisinin usulune uygun yemini eda ettiğinden sübut bulan davanın kabulu ile icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-İ.İ.K ‘nın 67. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan alacağın %20 olan 1.640,00 Tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 560,14 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 99,04 TL’nin mahsubu ile bakiye 461,10 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 600,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 156,50 TL olmak üzere toplam 756,50 TL yargılama gideri ve 99,04 TL peşin harç olmak üzere toplam 855,54 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸e-imzalıdır.