Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1605 E. 2020/173 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1605 Esas
KARAR NO : 2020/173

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … OTOMOTİV PLASTİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … YEMEK REST. HİZ. GIDA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/03/2020

Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında satış sözleşmesine dayalı hukuki bir ilişkisi bulunduğunu, davalı tarafın 10/08/2018 düzenleme tarihli 01/01/2018-31/12/2018 arası fatura, sevk irsaliyesi ve teslim edilen mallar cari hesabı gereği 21/11/2018 tarihinde 19.543,13 TL ödenmemiş miktarı bulunduğunu, bu sebeple davalı şirkete 22/11/2018 tarihli Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emri davalı tarafa 28/112018 tarihide tebliğ edildiğini ve davalı tarafın 04/12/2018 tarihinde süresi içinde borca, yetkiye, takibe itirazda bulunarak icra takibini durdurduklarını, davalı şirketin 10/08/2018 düzenleme tarihli, 01/01/2018 – 31/12/2018 arası fatura, sevk irsaliyesi ve teslim edilmeyen malların cari hesabı gereği 21/11/2018 tarihi itibariyle 19.543,13 TL borcu bulunduğunu, davalı tarafın bildiğini ve itirazlarının kötü niyetli olduğunu, her iki tarafın da ticari defterleri incelendiğinde bu durumun açıkça görüleceğini, borçlu şirket vekilince icra dosyasına yapılan itirazda tarafların aralarındaki işe ve mal alım satımına ve bu alım satımdan dolayı ortaya çıkan miktarlara bir itirazlarının olmadığını, takibe, ödeme emrine, borcun tamamına, ferilerine, asıl alacakla birlikte işlemiş ve işleyecek tüm faiz ve ferileri ile faiz oranlarına itiraz bulunmadığını, bu itirazların kötü niyetli, yersiz olup sadece zaman kazanmak ve alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olduğunu, borçlu tarafın sözleşmeye, takibin konusuna ve cari hesap ekstreleri ile faturalara bir itirazlarının olmadığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi için işbu davayı açtıklarını, açılan işbu davanın kabulü ile Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takip dosyasının devamına, alacak likit ve davalı kötüniyetli olduğundan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından ikame edilen davanın haksız ve yersiz olduğunu, dava şartı olan arabuluculuk başvurusunun yokluğu ve yetkisiz mahkemede açılmış olması sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından itirazın iptali talebiyle açılmış bulunan davanın hukuksal dayanaktan yoksun, haksız ve yersiz olduğunu, davacının iddia edilen hususların hiçbirini kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takip dosyası, ödeme dekontları, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 22/11/2018 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 04/12/2018 tarihinde borca ve yetkiye itiraz etmiştir.
Davalının yetki itirazı yönünden dosya incelendiğinde, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda İİK 50. Maddesi ve TBK’nun 89. maddesi uyarınca temel ilişkinin varlığı anlaşıldığından, davacının bir para alacağı söz konusu olup bu durumda, davacının ikametgahındaki mahkeme ve icra müdürlüğü yetkili olması sebebiyle yetki itirazı yerinde değildir. Bu sebeple celse esnasında yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 06/08/2019 tarihli raporunda özetle: Davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, sahibi lehine delil teşkil ettiği, icra takibine konu olan faturaların davacı şirket … Otomotiv … Ltd. Şti defterlerinde kayıtlı olduğu ve defterlerin incelenmesi sonucunda takip miktarı ile uyumlu olarak davalı şirket … Yemek … Ltd. Şti’den takip tarihi itibariyle 19.545,13 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosya talimat yoluyla İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
Talimat mahkemesinde davalı tarafın ticari defterleri celbedilerek, ticari defterler üzerinde inceleme yapılması ve rapor düzenlenmek üzere dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin talimat mahkemesine sunmuş olduğu 22/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava dosyasında taraflarca imzalanmış bir sözleşmeye rastlanılmadığı, faturaların icap ve kabule dayalı olarak sözleşme sayılıp sayılmayacağının takdirinin mahkemede olduğu, taraflar arasında sürekli bir ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin davalı … … Ltd. Şti’ye toplam 64.424,13 Tl tutarında emtia faturası düzenlediği ve bu fatura tutarına ilişkin KDV kayıtlarının davalı tarafın yevmiye kayıtlarında görüldüğünü, düzenlenen faturalara ilişkin mukabil ödeme belgelerine göre davalının davacı tarafa 45.237,87 Tl tutarında ödeme yaptığını, düzenlenen faturalar ile yapılan ödemelerin karşılıklı mahsubundan sonra kalan 19.186,26 TL’nin davalı tarafın ticari alımından kaynaklanan ve davacı tarafa olan borç bakiyesinin olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında fatura konusu malları sattığı ve buna ilişkin faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu yine davacı tarafından düzenlenen toplamda 64.424,13 bedelli yedi adet faturanın davalının ticari defterine kaydedildiği ve bu miktar davacının alacaklı olduğu, buna karşılık davalı tarafından 42.879 TL çek ile ödeme ve 2.000 TL mahsup ile ödeme kaydı ile ödemelerin davacı tarafın defterlerinde sabit olup davacının 19.545,13 TL alacaklı olduğu konusu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık noktası, davalı tarafından 6.050 hesaptan EFT ile dava dışı … Amb San Tic Ltd Şti ‘ ye yapılan ödemenin davacıya yapılıp yapılmadığı noktasında kalmaktadır. Bu kapsamda davacı şirket ile dava dışı … Amb San Tic Ltd Şti ‘ şirketinin ayrı tüzel kişiliklerinin olduğu, dava dışı şirkete ödeme yapılmasına dair davacı ile davalı taraf arasında yazılı bir anlaşma olmadığı gibi daha önce de bu tür işlemler yapılagelmiş ve teamül halini almış bir ödemenin olmadığı sadece 2000 TL yapılan ödemenin teamül sayılamayacağı, davalının tacir olup bütün iş ve işlemlerinde basiretli olması gerektiğinden davalının bu savunmalarına itibar edilmeyerek 19.545,13 TL asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptali ile davanın kabulune, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, davalının Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın asıl alacak 19.543,13 TL kısmı yönünden iptaline, takibin asıl alacak 19.543,13 Tl üzerinden takip talebindeki şartlarla birlikte devamına,
2-İİK’nun 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 3.908,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.334,99 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 333,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.001,24 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 600,00 TL, talimat bilirkişi gideri 600,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 185,00 TL olmak üzere toplam 1.385,00 TL yargılama gideri ve 333,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.718,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.