Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1574 E. 2020/308 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1574 Esas – 2020/308
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1574
KARAR NO : 2020/308
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … CIVATA TİC. VE PAZARLAMA A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …. GRUP MADENCİLİK SAN. İTH. İHR. VE TİC. A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/08/2020
Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafın yapılan icra takibine ilişkin itirazının haksız kötü niyetli ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, yapılan itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından davalı hakkında Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası ile takip başlatılmışsa da bahse konu icra takibine davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıklarda Bursa Adliye Mahkemelerinin yetkili olduğunu, her ne kadar davalı yan icra takibine itiraz dilekçesinde borca itiraz etmişse de işbu itirazın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, söz konusu itirazın iptali gerektiğini, davaya konu icra takibine konu alacak ve miktarı belirli olmakla davalı tarafın itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi için işbu davayı açtıklarını, açılan işbu davanın kabulü ile Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takip dosyasının devamına, alacak likit ve davalı kötüniyetli olduğundan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin haksız olduğunu, ödeme emrinde borcun dayanağı tebliğ edilmediğini, müvekkilinin icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiğini, icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, yetkili mahkemelerinin İstanbul İcra Müdürlüğü ve İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden likit ve muayyen olmadığını, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebi yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takip dosyası, cari hesap ekstresi, müşteri bilgi formu, BA-BS formları, fatura ve irsaliye örnekleri, mail yazışmaları, e defterler, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 25/09/2018 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 12/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 13/11/2018 tarihinde borca ve yetkiye itiraz etmiştir.
Davalının yetki itirazı yönünden mahkememizce ön inceleme duruşmasında, dava konusu ticari satımdan kaynaklanan para alacağına ilişkin olduğundan TBK’ nın 89, HMK’ nın 10, İİK’ nın 50. Maddeleri gereğince davacının yerleşim yeri Bursa Mahkemeleri ve İcra daireleri yetkili olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş taraflarca ibraz edilen ticari defterler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 17/07/2019 tarihli raporunda özetle: Davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı tarafından sunulmuş olan 2017 ve 2018 yılına ait e-defter beratların yasal sürelerde yaptırılmış olduğunu, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 25/09/2018 icra takip tarihi itibariyle alacak bakiyesinin 31.883,83 TL olduğu, davacı davalıya herhangi bir ihtarname düzenleyip temerrüde düşürmediğinden alacağı tutar için herhangi bir faiz hesaplaması yapılmadığı mütalaa edilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itiraz kapsamında dosya önceki bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 29/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı vekili tarafından ticaretin başladığı tarihten 20/03/2018 tarihine kadar olan belgeler sunulmadığını, davacı vekili tarafından incelenmek üzere 20/03/2018 tarih ve sonrasına ait teslim alan bilgi ve imzaların yer aldığı irsaliye ve e-faturaların birer fotokopilerinin ulaştırıldığını, diğer belgelerde yer alan ad soyad ve imzaların incelenmesi sonucunda teslimlerin … – … ve … kişilerine yapılmış olduğunun tespit edildiği, davalı itiraz dilekçesinde davalının defter kayıtlarının davacı defter kayıtları ile örtüşmediğinden bahsetmiş ise de; dava dosyası içeriğinde bu mukayeseyi sağlayacak davalı tarafa ait muavin dökümü veya defter belgelerinin olmaması nedeniyle karşılaştırma yapılamadığı mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup, talimat mahkemesince dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin talimat mahkemesine sunmuş olduğu 27/01/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı nezdindeki davalı şirkete ait cari hesap ekstresine göre davalının borcunun 31.883,82 Tl olduu, davalı şirket nezdindeki davacı şirkete ait cari hesap ekstresine göre ise davalının borcunun 28.874,72 TL olduğu, taraflar arasındaki borç alacak tutarının farklılığının 3.009,10 TL olduğu, davacı tarafından düzenlenen 7 adet faturanın davalının kanuni defterlerinde yer alması gerektiğine dair karar verilmesi halinde davalının davacıya olan borcunun tutarının 31.661,13 TL olduğu, davalı tarafından kayıtlarında ödeme olarak kaydedilen 222,00 TLnin davacıya ödendiği ancak davacının kanuni defterlerinde yer almadığının tespit edilmesi halinde davalının davacıya olan borç tutarının 31.439,13 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında malları sattığı ve buna ilişkin faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu, davacı tarafından düzenlenen faturalardan 28.8874,72 TL kısmının davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan bu miktar yönünden alacağın ödendiğinin ve mal teslim edilmediğinin yazılı ve kesin deliller ile davalı tarafından ispat edilmediğinden sabit olduğu, davacı tarafından düzenlenen davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmayan yedi adet toplam 2786,41 TL bedelli faturalar yönünden ise diğer faturalarda da adı geçen …, …, … tarafından e-fatura ve sevk irsaliyesi ile teslim alındığı anlaşılmakla bu miktar yönünden malların teslim edildiği ve bu miktar alacağın davacı tarafından ispat edildiği, davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan 222 TL ödemenin ise davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı ve ödemenin yapıldığının davalı tarafından ibraz edilen deliller ile ispat edilmediğinden sübut bulan davanın kabulu ile itirazın iptali ve icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜ ile davalının Bursa 12. İcra müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın asıl alacak 31.883,82 TL kısmi yönünden iptaline takibin 31.883,82 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
2-İcra ve iflas kanunun 67. Mad. Uyarınca icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan alacağın %20si olan 6.376,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.177,98 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 544,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.633,48 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 600,00 TL, talimat bilirkişi gideri 600,00 TL, posta ve tebligat gideri 249,70 TL olmak üzere toplam 1.449,70 TL yargılama gideri ve 544,50 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.994,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.782,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.