Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1545 E. 2020/837 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1545 Esas – 2020/837
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1545 Esas
KARAR NO : 2020/837

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av. … –
DAVA İHBAR OLUNAN : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı sürücü Enes Tüzün 16 S … plakalı aracı ile 15.03.2017 tarihinde Atabulvarı kavşağında kırmızı ışık ihlali yaptığını ve müvekkilinin içinde bulunduğu 16 … 123 plakalı araca çarparak müvekkilinin ciddi şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, Kazanın oluşumunda davalı sürücünün tamamen kusurlu olduğunu, Davalı sürücü Enes Tüzün’ne ait 16 S … plakalı araç, … Sigorta A.Ş. ‘ye 122151386 nolu mali mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, … Sigorta A.Ş.nin, bu poliçe kapsamı ile kaza sebebiyle sorumlu olduğunu,Dava konusu kazanın müvekkilinin, çalışamaması sebebiyle kazanç kaybına , çalışma gücü kaybına ve ekonomik geleceğin sarsılmasına sebep olduğunu, çalışamaması sebebiyle kazanç kaybı ve ekonomik geleceğinin sarsılması sebebiyle uğradığı maddi zararın bilir kişilerce hesaplanmasın, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini, Müvekkilinini geçirdiği kaza ve tedavi sebebiyle derin bir elem ve üzüntü yaşadığını, Kaza sebebiyle hayati tehlike ve felç olma tehlikesi geçirmesi, hastanede geçen tedavi süreci, geçirdiği ameliyatlar ve kaza sebebiyle vücut bütünlüğünün bozulması ve hareket kabiliyetinin büyük oranda kaybedilmesi, manevi olarak zarara sebebiyet verdiğini, davacının kendisi için 70.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, Davanın semeresiz kalmaması için davalı sürücüye ait 16 S … plakalı araç kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, 15/03/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazası sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere (sigorta şirketi için sigorta poliçesi kapsamıyla sınırlı olmak üzere) şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın , 70.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak tarafımıza verilmesine, davalı sürücüye ait 16 S … plakalı araç kaydına tedbir konulmasına yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ….. vekili cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle davacının bulunduğu araç sürücüsü kırmızı ışıkta geçtiğini ve Trafik kanunun 52. maddesinde belirtilen kurallara uymadığını, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, …denildiğini, oysa, davacı hiç bir şekilde HIZ SINIRINA uymadığı gibi ışık ihlali yapmışıtr. Bu nedenle, kusurlu davacının binmiş olduğu 16 … 123 plakalı araç sürücüsü olduğunu, ayrıca, davacının bulunduğu aracın servis yapma yetkisi olmadığı halde servis işi yaptığını, o günde araçta bulunanların servisini yaptığını, yine TK. 57 maddesinde; “(a) kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.” denildiğini, ancak, davacının bulunduğu araç hiçbir şekilde hızını azaltmamış ve yavaşlamadığını, bu nedenle kusurludur. davacı kullanmış olduğu aracın özelliklerine göre de hareket etmediğini ve kusurlu olduğunu, TK. 78. Maddesi “ Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçlarının sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanılması zorunludur.” denildiğini, davacı ve aracın sürücüsü emniiyet kemeri takmadığını, bu nedenle, kendileri kusurlu olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının iddia ettiği maddi zararın miktarı belirli olduğunu, dava dilekçesinde şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiğini, çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermediğini, bu sebeple mahkemece, davaya konu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.” eksik evrak sebebiyle başvuru şartı yerine getirilmemiş olduğundan huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, davacı yan dava açmadan önce Bursa 10. Noterliği’nin 29.08.2018 Tarihli ve 036791 Yevmiye Numaralı ihtarname ile müvekkil şirkete başvuru yaptığını, bu başvuru neticesinde Okan ŞEN için 10051140 numaralı hasar dosyası açılarak tazminat talebi değerlendirmeye alındığını, bu değerlendirme sonucunda davacı yanın başvurusuna ilişkin olarak aşağıda sayılan evrakların eksik olduğu tespit edildiğini, 10.09.2018 Tarihli ve RR05765155194 Barkod Numaralı yazı ile müvekkil şirket tarafından davacı yana yazılı olarak bildirilmiş olmasına rağmen davacı vekili eksiklikleri tamamlamamış ve huzurdaki hukuka aykırı davayı açtığını, yukarıda sayılan belgelerin hiçbiri müvekkil şirkete iletilmeksizin dava yoluna başvurulması, hukukun dolanılması mahiyetinde olduğunu, bu sebeple, usule aykırı ve haksız işbu davanın reddi gerektiğini, davacı yanın meydana gelen trafik kazası sonucunda hayat boyu iş göremez hale gelmesi veya çalışma gücünün azalması, yitirilmesi söz konusu olmadığını, bu sebepledir ki, davacı yanın kaza sonrası talepte bulunduğu sürekli sakatlık tazminatı haksız ve mesnetsiz olup talebin reddi gerektiğini, talep edilen tedavi giderlerinden sosyal güvenlik kurumu sorumlu olup tedavi giderlerinin müvekkil şirketten talep edilmesi mümkün olmadığını, dava öncesinde müvekkil şirkete yapılan başvuru usule aykırı olup geçersiz bir başvuru niteliğinde olduğundan dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin açıklamalarımız ve itirazlarımız doğrultusunda davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan Sompo Japan Sigorta beyan dilekçesinde özetle: Söz konusu kazaya ilişkin olarak müvekkil şirkete işbu ihbar dilekçesi öncesinde herhangi bir başvuru yapılmamış olmakla, öncelikle sorumluluğumuza ilişkin olarak beyanda bulunabilmemiz için dosyadaki diğer tüm evrakların tarafımıza tebliğ edilmesi gerektiğini, davaya konu araç kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış ve kasko poliçesinde ihtiyari mali sorumluluk teminatı bulunduğunu, kabul manasında olmamak üzere yargıtay kararları ve poliçe genel şartları uyarınca maddi tazminata ilişkin talepler bakımından sıralı sorumluluk öngörülmüş olup, müvekkil şirket ancak trafik sigortası limitini aşan miktardan sorumlu olduğunu, müvekkil şirket nezdinde teminat altına alınan poliçe bireysel genişletilmiş kasko sigorta poliçesi olup söz konusu poliçede ihtiyari mali sorumluluk teminatı bulunduğunu, ihtiyari mali sorumluluk sigortası ancak zorunlu mali sorumluluk miktarını aşan kısım bakımından devreye girebileceğini, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklik ile hesaplamanın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre yapılacağı açıkça belirtildiğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları hükmü uyarınca da tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosu TRH 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faiz %1,8 olarak düzenlendiğini, işbu nedenle tazminat hesaplanmasında bu tablonun kullanılması ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere manevi tazminata ilişkin taleplerin kanuna ve yerleşik ihtiyaçlara uygun olarak takdir edilmesi gerekmekle, davacı tarafın talepleri fahiş olduğunu, müvekkil şirkete ihbar dilekçesi sebebiyle atfedilen hukuki sorumluluğu kabul etmediklerini, müvekkil şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği sigorta mukavelesi mucibince mesuliyetinin bulunup bulunmadığı hususu, ancak müvekkil şirketinde taraf olacağı dava neticesinde tespit edilebileceğini, bu aşamada ihbar dilekçesi sebebiyle doğabilecek sorumluluğu kabul etmediklerini beyan etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ihbar dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, trafik kazası tespit tutanağı, alkol raporları, hastane kayıtları, faturalar, ATK raporları, tanık beyanları, ücret bordroları, Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/457 esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacının Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine sevkedilerek, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği Hükümleri doğrultusunda davacının maluliyetinin varlığı ve oranı ile ilgili rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi ATK tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle: Şahsın 15/03/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı sağ uyluk kemiğinde oluşan kırığın ameliyat edilerek tedavi edildiği, kırık komplikasyonu olarak kırığın düzensiz kaynadığı ve yürüyüş paterminin bozulduğu, kas iskelet sistemi başlığı altında 3.2. Yürüyüş bozukluğu alt başlığı altındaki 3.4. Yürüyüş bozukluğuna göre özürlülük oranları tablosu kullanılarak hesaplandığında, kişinin özür oranı karşılığı %8 olarak tespit edildiği, iyileşme süresinin 9 ay olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 27/03/2020 tarihli dilekçesinde özetle: Davalılardan … Sigorta A.Ş’ye karşı sigorta poliçesi gereği ve davalı …’e karşı yöneltmiş olunan maddi tazminat talepli davanın …’e karşı yöneltilen manevi tazminat talebi hariç feragat ettiklerini, davalı … Sigorta feragat sebebiyle doğacak vekalet ücretinden feragat etmiş olduğundan bu hususun dikkate alınarak feragat talebimiz doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili mahkememize sunmuş olduğu 30/03/2020 tarihli dilekçesinde özetle: Davadan sulh nedeniyle feragat ettiklerini, feragat sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 27/03/2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini, manevi tazminat yönünden yargılamaya devam edilmesini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’ nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacı vekilin feragat beyanının, yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan davacının manevi tazminat talebi yönünden bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalıların sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu 16 S … plakalı araç ile davacının yolcu olduğu 16 ….. 123 plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazasında, davacıda oluşan maluliyete dayalı manevi tazminat talep edildiği anlaşılmakla, düzenlenen kaza tespit tutanağı, Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/457 Esas sayılı dosyasında düzenlenen trafik bilirkişisi raporu ve ATK Trafik İhtisas Dairesinin 04/09/2019 tarihli bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile, davalı sürücünün olay mahalline göre trafik ışıklarının durumuna göre kırmızı ışık yanması sebebiyle sebebiyle direksiyon hakimiyetini durması gerektiği halde kaybederek kazanın meydana geldiği ve davacının yolcu olduğundan olayın gerçekleşmesinde davalı tarafın %100 kusurlu olduğu, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, kaza ile davacının maluliyet varlığı ve oranı değerlendirilerek davacıda oluşan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla 12.000 TL manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek manevi tazminat talebinin davalı sürücü yönünden kaza tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiğinden faiz işletilerek davanın kısmen kabulune dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının maddi tazminat talebinin feragat sebebiyle reddine,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 15/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Enes TÜZÜN’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 819,72 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.212,51 TL’den mahsubu ile bakiye 392,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, talimat ve tebligat gideri 498,75 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 84,30 TL yargılama gideri ve 819,72 TL peşin harç olmak üzere toplam 904,02 TL yargılama giderinin davalı Enes Tüzün’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’ye 13/1 Maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı Enes Tüzün’den alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı Enes Tüzün vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminatın reddi yönünden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı Enes Tüzün vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminatın reddi yönünden AAÜT’ye 13 ve 10. Maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.