Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1529 E. 2021/765 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/1529 Esas – 2021/765

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
” Karar”

ESAS NO : 2018/1529
KARAR NO : 2021/765

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI/TEMLİK ALAN : … YÖNETİM ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
Av.
DAVALI : … – 22975510124 Esentepe Mah. İrem Sk. No:4C , İnegöl/ BURSA
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … (…), takip konusu yapılan 14.01.1999 tarihli ve 3.977,23 TL. bedelli ticari genel kredi sözleşmesini krediyi kullanan müşteri sıfatıyla imzalamıştır. Borçlulara gönderilen, İnegöl 1.Noterliği’nin 13.01.1999 tarihli ve 853 yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesap kat edildiğini, kredi borçlarını ödemeyen borçlular aleyhine Bursa 12.İcra Müdürlüğü 2017/… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış, davalı borçlu … (…), haksız ve yersiz olarak borca itiraz etmiş, zamanaşımı def’inde bulunduğunu, bu borçlu yönünden İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 141. maddesine göre müvekkil bankanın alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır. Yine aynı kanunun ek 16. maddesinde ise;”bu kanun ile fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda fon lehine getirilen hükümler mahable şamildir” denildiğini, yine aynı kanunun 140. ve geçici 13. maddelerine göre müvekkil banka her türlü harçtan muaf bulunmaktadır. 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na 5020 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen Ek 5. maddesine göre İcra ve İflas Kanunu 106. ve 110. maddeleri müvekkil banka takipleri yönünden uygulanmadığını, davalı tarafın itirazları haksız ve yersiz olduğundan, itirazının iptali için bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerle, davamızın kabulü ile davalının itirazın iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı cevap dilekçesinde özetle: davayı kabul etmediğini, anılan davaya konu Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı takibe konu sözleşmeden dolayı takip yapılması mümkün olmadığını, Zira alacak zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı bankaya böyle bir borcum bulunmadığını, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı takip dosyası celp edilmiş, Emlak Katılım Hukuki Danışmanlık ve Teknik Direktörlüğüne müzekkere yazılarak cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
İlgili icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı hakkında 25/12/2017 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 06/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 08/01/2018 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Dosyamız temin edilen evraklar ile birlikte banka ve sigorta konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 12/04/2021 tarihli raporunda özetle: Dava; davalı asıl borçluya kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle, asıl borçlu ve kefilleri aleyhine başlatılan icra takibine davalı … … ‘ın vaki itirazı üzerine açılan bir itirazın iptali davası olduğunu, banka Genel Müdürlüğü tarafından tespit edilen faiz oranları listesinde akdi faiz oranı %110 temerrüt faiz oranı %165 olduğunu, bu oranlar üzerinden hesaplamaya varıldığını, kat tarihi itibariyle toplam borcun 4.615,53 TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle borç tutarının 4.793,24 TL olduğunu, Takip Talebinde istenen Asıl Alacak tutarı, hesaplanan Asıl Alacak tutarının altında olduğunu, taleple Bağlılık ilkesi nedeniyle daha az olan talep tutarı 3.977,23 TL. Asıl Alacak olarak kabul edilerek hesaplama yapıldığını, talebe bağlılık ilkesi gereği kabul edilen asıl alacak miktarının 3.977,23 TL olduğunu, takip tarihi itibariyle toplam borcun 136.237,53 TL olduğunu, toplam borç tutarının, icra masrafları, vekâlet ücreti ve asıl alacağa takip tarihinden ödeninceye kadar işletilecek Yo 165 temerrüt faizi, faizin Yo 5 BSMV. ile birlikte, tahsilde tekerrür etmemek ve kısmi ödemelerin TBK. ‘nun 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve masraflardan düşümü sağlanmak suretiyle tahsilinin gerekeceği kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, Türkiye Emlak Bankası A.Ş. Tarafından davalı aleyhine gelen kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesine ilişkindir.
Dava konusu kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte 4389 sayılı Bankalar Kanunu yürürlükte olduğundan bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nda zamanaşımı süresi 10 yıl olarak düzenlenmiş iken, bu Kanuna 12.12.2003 günlü, 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Ek 3. maddesine göre, “Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ve bu Kanuna göre Hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır. ”
01.11.2005 tarih ve 35983 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141.maddesine göre “Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır.” 168/A maddesine göre, Bu Kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler hariç olmak üzere, 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarih ve 2014/85 esas 2014/103 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5411 sayılı Kanun’un 168. maddesiyle yürürlükten kaldırılan 18.06.1999 tarihli 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun ilk hâlinde ayrıksı bir hüküm öngörülmediğinden anılan Kanun’dan kaynaklanan fon alacaklarında da zamanaşımı süresi on yıl olarak uygulanmıştır. Ancak 12.12.2003 tarih ve 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle 4389 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. maddeyle, söz konusu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, 4389 sayılı Kanun’dan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde on yıl olan zamanaşımı süresi, 4389 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. maddenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinden itibaren 20 yıl olmuştur.
0l.l1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesinde de mülga 4389 sayılı Kanun’un Ek 3. maddesine benzer bir hükme yer verilmektedir.Esasen fon alacaklarında zamanaşımı süresinin halen yürürlükte olan 141.madde ile 20 yıl olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının da eldeki davada incelenmesi gerekmemektedir. Uyuşmazlık davacının 20 yıllık zamanaşımından yararlanıp yararlanmayacağı noktasındadır.
Bankacılık Kanunu 132/8 maddesi gereğince TMSF tarafından devralınmayan fon bankalarının alacakları fon alacağı niteliğinde değildir. Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş. bu kapsamda TMSF tarafından devralınmadığından fon bankası değildir.
Davacı lehine 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının dayanağı, 5020 sayılı yasa ile 4389 sayılı yasaya eklenen ek 5. maddesidir. Ek 5. madde de, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların tahsiline ilişkin düzenleme yapıldığı, ancak bu hükmün Anayasa Mahkemesi kararıyla 2009 yılında iptal edildiği,iptal edilmeden evvel de 01.11.2005 tarihinde 5411 sayılı 168.maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
5411 sayılı kanunun geçici 13.maddesi ile “Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda (Tasfiye Halinde T.Emlak Bankası A.Ş. dahil) 26.12.2003 tarihinden önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yeterli teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ya da yeniden yapılandırma şartlarını ihlal edenler ile münferit veya…… haklarında diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine olmamak üzere fon alacaklarının tahsiline ilişkin 123,134,136,137,138,140,142 ve 165. madde hükümleri, tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası şartı aranmaması, dahil bankalarınca uygulanır.” denilmiştir.Söz konusu maddede fon alacaklarında zamanaşımının 20 yıl olduğunu düzenleyen 141.maddeye atıf yapılmamıştır. Buna göre davacı tarafın fonun maddede yazılan ayrıcalıklardan yararlanacak ise de 141.maddeye açık atıf olmadığından genel dava zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır.
Zamanaşımının hesabın kat edildiği 12/01/1999 tarihinde özel bir zamanaşımı öngörülmediğinden 4389 sayılı kanun gereği zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, arada 12.12.2003 tarihli ek 5. madde gereği 20 yıla uzadığı, kanun hükmünün l.l1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı kanunun geçici 13.maddesi ile tekrar kaldırılarak 10 yıla düştüğü, dolayısıyla zamanaşımının başladığı ve sona erdiği tarihlerde yürürlükte bulunan kanun hükümleri gereği 10 yıl olarak uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Buna göre 1997 yılında akdedilen kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesabın 12/01/999 tarihinde kat edilmesiyle alacağın muaccel hale geldiği, 25/12/2017 tarihinde takip talebinde bulunulduğu, hesap kat tarihi ile icra takip tarihi arasında zamanaşımı kesen bir nedene dosya kapsamında rastlanılmadığı, dolayısıyla icra takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla birlikte, davalının süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu tespit edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal nitelikte Yargıtay 11 HD’nin 2020/3098 Esas 2021/4689 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 11. HD’nin 2020/2973 Esas 2021/1659 Karar sayılı ilamları da dikkate alınarak)

H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
Dair,temlik alan davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere verilecek dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.