Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1246 E. 2019/637 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1246 Esas
KARAR NO : 2019/637

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TEKNİK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş. – Nosab Ihlamur Cad. N:2 Nilüfer/BURSA
VEKİLİ : Av. … – Selamet Mah. Vardar Cad. No: 5 Ecevit Sinem 2 İş Merkezi Kat: 2 D: 24 Osmangazi/Bursa Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … BOYA DOKUMA SAN. VE TİC. A.Ş. – Organize Sanayi Bölgesi 1. Cad. N:2 İnegöl/BURSA
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/04/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2019

Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalıya karşı Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili fatura alacağının cari hesap ekstresine dayalı tahsili amacıyla takip yapıldığını ve davalı tarafça borca, faize, vekalet ücreti ve ferilerine itiraz edildiğini, davalı tarafın icra takibine konu cari hesap ekstresine esas malları hizmeti teslim almasına, cari hesapta mutabık kalınmasına ve fatura uyarınca borçlanmasına rağmen borcu kabul etmediğini, tarafların ticari defterleri ve cari hesap kayıtları incelendiğinde davalının borcunun olduğunun açıkça görüleceğini, davalı tarafın edimini yerine getirmediği gibi borca ve ferilerine itiraz ederek kötü niyetli olarak takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı tarafın takip borcu ve ferilerinden sorumlu olduğunun kabulü ile davalı tarafın takibi haksız olarak durdurması nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 07/08/2018 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 29/08/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 31/08/2018 tarihinde borca ve yetkiye itiraz etmiştir.
Davalının yetki itirazı yönünden dosya incelendiğinde, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda İİK 50. Maddesi ve TBK’nun 89. maddesi uyarınca temel ilişkinin varlığı anlaşıldığından, davacının bir para alacağı söz konusu olup bu durumda, davacının ikametgahındaki mahkeme ve icra müdürlüğü yetkili olması sebebiyle yetki itirazı yerinde değildir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defterler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 01/03/2019 tarihli raporunda özetle: Davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacıya ait ticari defter kayıt ve bağlı belgelere göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 466,50 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı asil ihtaratlı davetiye tebliğine rağmen belirlenen inceleme gün ve saatinde defter ve kayıtlarını sunmadığı gibi isticvap duruşmasına da katılmamıştır.
Davacının tarafların ticari defterlerine dayandığı anlaşılmakla ticari defterlerin delil olması yönünden bilindiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince Tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tacirin davalıya mal sattığı ve faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, davacının ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğundan, ticari defterin kesin delil olduğu, davalı tarafın süresi içinde ticari defterlerini sunmadığından davacının defterlerinin HMK’ nın 220. Maddesi gereğince kabul edilebileceği anlaşılmakla dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 28/02/2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek ve davalının usulune uygun tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz etmediği gibi irsaliyelerde teslim alınan bilgisinin imzalı olduğu, isticvap duruşmasına katılmadığı ve davalının ticari defterlerini sunmadığı gibi mazerette bildirmediğinden HMK’ nın 220. Maddesine göre davacının beyanları kabul edilerek davanın kabulu ile itirazın iptali ile takibinde devamına davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulu ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, davalının Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
2-İİKnun 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğnudan alacağın %20’si olan 93,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 500,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 48,00 TL olmak üzere toplam 548,00 TL yargılama gideri ve 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 583,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ 13/2. maddesine göre belirlenen 466,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’ nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda dava konusu uyuşmazlığın miktarı dikkate alınarak, HMKnun 341 maddesi gereğince 2019 yılı itibariyle 4.400,00 Tl kesinlik sınırının altında olduğundan kesin olmak üzere karar verildi,verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.