Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1174 E. 2021/442 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1174
KARAR NO : 2021/442
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – T.C.N…. –
2- … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 2- … – T.C.N…. –
3- … – T.C.N…. –
DAVA : Maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’ın maliki olduğu, Anadolu Sigorta AŞ. nezdinde (137313518) “poliçe numarası” ile sigortalı bulunan; … sevk ve idaresindeki (16NDL30) plakalı otomobil; (29/03/2018) tarihinde saat:08:30’da Nilüfer Hatun Caddesinde, müvekkilim …’ ın maliki olduğu ve Müvekkil …’in sevk ve idaresindeki (16R1465) plakalı otomobile çarptığını, trafik kazası sonucunda, Müvekkil …’a ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, müvekkil … ise ciddi şekilde yaralandığını, mezkur aracın sürücüsü …, kazanın oluşumunda tamamen (%100) kusurlu olduğunu, …, yüksek hızda seyir halindeyken, aracının kontrolünü kaybederek park halindeki araca çarptığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca, tehlike sorumluluğundan mesul olan Sürücü …; objektif sorumluluğunun ötesinde, yoğun kusura da sahip olduğunu, davalı araç sürücüsü, karayolu zemini ıslak olduğu halde ve mezkur karayolundaki azami hız sınırı 30km/saat iken; azami hız sınırını aşmış ve ağır kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, davalı, mevcut karayolu için azami hız sınırını (30KM/saat) fazlasıyla aştığından; müvekkil ile arasında bulunan yaklaşık (40) metre mesafeye ve orta refüje çarpmasına rağmen, yine de, (16NDL30) plakalı araca olan hakimiyetini koruyamadığını, müvekkil …, trafik kazası neticesinde araçta oluşan hasarın tamiri için, (5.782,00TL) masraf yaptığını, tamir süreci, nitelikli işçilik ve yüksek seviyede el becerisi-ustalık gerektirdiğini, trafik kazası neticesinde, Müvekkil …’in; kaburgası kırılmış, vücudunda doku bozukluğu meydana gelmiş ve 7 günlük iş göremezlik raporu aldığını, müvekkil, Kaburgasında meydana gelen kırık iyileşene kadar, toplam 3 ay boyunca rahatsız pozisyonda uyumak zorunda kalmış ve yaşadığı acının yanında, sıkıntılı bir tedaviye de katlanmak zorunda kaldığını, araç sürücüsünün ağır kusuru ile gerçekleşen kaza, müvekkilin cismani ve manevi bütünlüğüne zarar verdiğini, davalı sürücü, ağır kusurlu olduğunu, kusur, manevi tazminat isteyebilmek için bir koşul olmamakla birlikte, tazminata hükmedildikten sonra onun miktarının takdirine etki eden bir unsur olarak ortaya çıktığını, tesadüf ve şans eseri, feci şekilde ölmekten ya da hayat boyu tekerlekli sandalyeye mahkum olmaktan kurtulan müvekkil, olay anında şiddetli korku yaşadığını, ayrıca, Müvekkil …, araç kullanırken ve yaya olarak hareket ettiğinde tedirginlik yaşadığını, mevcut tedirginlik, işi gereği araç kullanmak ve seyahat etmek zorunda olan müvekkilin günlük yaşamını etkilemiş ve yaşam sevincinde azalmaya sebep olduğunu, müvekkile yaşatılan acının, sürücü … ve aracın işleteni sıfatını haiz … tarafından giderimi gerektiğini, davacı … şirketince ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, olay günü, kazanın hemen sonrasında tutulan 29/03/2018 tarihli kaza tespit tutanağını ve kaza görüntülerini içeren, Bursa 10.Noterliğinin 09/07/2018 tarihli ve (030324) yevmiye numaralı ihtarnamesi, (4200194796406) barkod numarası ile (11/07/2018) tarihinde sigorta şirketine tebliğ edilmesine ve söz konusu hasar miktarını gösterir fatura suretinin ibrazına rağmen, bugüne kadar tarafımıza herhangi bir ödeme yapılmadığını, sonuç olarak müvekkillerimizin yaşadığı maddi ve manevi zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … cevap dilekçesinde özetle: Kazanın meydana gelmesinde tarafına atfedilen hiçbir kusuru kabul etmediklerini, davacının her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunmuş ve buna dayanak olarak yaralanmasını göstermiş ise de davacı ile kazadan sonra defaten gerçekleşen iletişimlerde önemli birşeyi olmadığını ve durumunun da gayet iyi olduğu beyan ettiğini, hatta kazadan sonra aynı gün taburcu olduğunu, bizzat kendisinin kolluk birimine ifade vermek üzere gittiğini, davacının aracında meydana gelen hasara ilişkin talebinin aracının yaşı, modeli, kazanın oluş şekline uygun olmadığına, bu kazada araçta böyle bir hasar oluşmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Kaza tespit tutanağına göre 29.03.2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki 16 … 30 plakalı araç ile seyir halinde iken kendi beyanına göre aracına 16 … 61 plakalı aracın çarparak kaçması ve çarpmanın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek 16 … 30 plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki 16 … 1465 plakalı araca çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, bu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve TTK’nın ilgili maddeleri gereğince Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan talep ve dava hakları 2 yılda müruru zamana uğrayacağını, işbu nedenle 2 yıllık dava açma süresi geçmiş ise davanın zamanaşımı sebebiyle reddini talep ettiklerini, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, ancak hukuk mahkemesi ceza mahkemesi bilirkişi raporu ile bağlı olmayacağından, kusura ilişkin incelemenin yukarıda izah ettiğimiz hususlar da dikkate alınarak resen yapılmasını talep ettiklerini, müvekkil şirket ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkil şirket nezdinde sigortalı aracın kusuru bulunmadığını, kaldı ki kusur oranının tespiti bakımından dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu, sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. Dolayısıyla, müvekkil şirketin Sağlık Gideri teminatı bulunmadığını, Sigorta teminatına dahil olmayan rizikoları karşılama mükellefimiz olmadığından, tedavi gideri, bakıcı gideri vs. taleplerin SGK’nın karşılayıp karşılamadığına bakılmaksızın müvekkil bakımından reddi gerektiğini, bakıcı gideri ödemesi yapılması talebinde bulunmuşsa da; 6111 sayılı kanunla değişen mevzuat gereği, tedavi giderine ilişkin primler sgk’ya aktarıldığından sigorta şirketi nezdinde artık tedavi gideri kalemi şeklinde bir teminat kalmadığını, davacının manevi tazminat talebi fahiş olduğunu, manevi tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, trafik kazası tespit tutanağı, kaza anı görüntülerini içeren CD, kaza fotoğrafları, sağlık raporları, tamir bedelini gösterir faturalar, ekspertiz raporları, Bursa 10. Noterliği 09/07/2018 tarih, 030324 yevmiye nolu ihtarname, Yargıtay kararları, keşif, bilirkişi raporu, ATK raporları, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği mahalde 1 trafik bilirkişisi ve 1 makine mühendisi bilirkişi eşliğinde keşif yapılmıştır.
Keşif sırasında yapılan inceleme sonucunda bilirkişi heyetinin düzenlediği 16/09/2019 havale tarihli raporda özetle: Dava konusu 16 … 1465 plakalı Kia marka, JB Rio tipi, 2010 model araçta 4.750,00 Tl KDV hariç, 5.605,00 TL kdv dahil hasar mevcut olduğu, somut olayda davalılardan 16 … 61 plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının 4.750,00 TL KDV hariç, 5.605,00 TL KDV dahil talep edilebileceği mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazlarını değerlendirmek üzere dosya önceki bilirkişiye tevdi edilerek, ek rapor tanzimi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu ek bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu 16 … 1465 plakalı Kia marka, JB Rio tipi, 2010 model araçta 4.750,00 Tl KDV hariç, 5.605,00 TL kdv dahil hasar mevcut olduğu, somut olayda davalılardan 16 … 61 plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının 4.750,00 TL KDV hariç, 5.605,00 TL KDV dahil talep edilebileceği, kök raporda herhangi bir değişiklik olmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi ATK’ya sevkedilerek, dava konusu trafik kazasında kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilebilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri doğrultusunda maluliyetin varlığı ve oranı ile ilgili rapor düzenlenmesi talep edilmişitir.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi ATK tarafından mahkememize sunulan 13/09/2019 tarihli raporda özetle: 29/03/2018 tarihinde oluşan trafik kazası sonrası şahısla mevcut kot kırığı arazının 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilebilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre değerlendirilmesinde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, tedavilerinin devam ettiği dönem iyileşme süresinin 45 güne kadar uzayabileceği, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili ve ihbar olunan vekilinin itirazlarını değerlendirir, dava konusu trafik kazasındaki tarafların kusur oranları konusunda rapor aldırılmak üzere dosya Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiştir.
Trafik İhtisas Dairesi tarafından mahkememize sunulan 13/04/2020 tarihli ATK raporunda özetle: Davalı sürücü …, idaresindeki otomobil ile meskun mahal sınırları içerisindeki olay mahalli görüşün açık olduğu bölünmüş yol üzerinde seyir halinde iken hava ve yol durumunu dikkate alması, ön ilerisindeki kavşakta her ne kadar da ilk geçiş hakkına sahip ise de bu kavşağa görüş alanını kontrol altında bulundurarak ve hızını her an emniyetli tedbir alabileceği asgari hadde düşürerek yaklaşması ve bu kavşakta sol tarafındaki M.Beyazıd Caddesi’ni takiben gelip kavşak müşterek alanına giren ve orta refüj açıklığını da geçerek istikametine ayrılan yön içerisine kadar ilerlemekte olan diğer sürücü idaresindeki otomobile karşı ikazla birlikte zamanında etkin fren ile uygun direksiyon tedbirine başvurması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmış olup, meydana gelen olayda; tali kusurlu bulunduğu, Sürücü …, idaresindeki otomobil ile takiben geldiği yoldan olay mahalli bölünmüş yol kavşağına geçiş yapmak üzere giriş yapmadan evvel mahal şartlarını dikkate alarak bölünmüş yolun her iki yönünden bu kavşağa yaklaşan araçların hız ve yakınlığına ilişkin gerekli ve yeterli kontrolleri yapması, ilk geçiş hakkını bölünmüş yolu takiben gelmekte olan ve kavşağa emniyetle duramayacak kadar yaklaşmış olan araçlara vermesi, yolun müsait olduğundan emin olduğu bir anda kavşak alanına girip geçişini yapması gerekirken anılan bu hususlara yeterince riayet etmeksizin kavşak müşterek alanına girdiği ve geçişini sürdürdüğü, yolun bir bölümünü kat edip diğer bölümüne kadar sağ tarafından yaklaşmakta olan davacı idaresindeki otomobile rağmen fren tedbirine başvurmadan ilerlediği ve sağ tarafından gelen bu otomobille çarpışarak otomobilin seyir emniyetini bozduğu anlaşılmış olup, meydana gelen olayda; asli kusurlu bulunduğu, Davacı …, idaresindeki otomobil ile olay mahalli mevkiye gelip yolun sağ tarafında park haline geçip aracından inmek istediği sırada meydana gelen olayda; gerek kendi yaralanması üzerinde gerekse idaresindeki araçta meydana gelen hasar üzerinde olayın oluş şekli dikkate alındığında atfı kabil kusuru bulunmadığı, dava konusu olayda Davalı sürücü …’ın, %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’in, %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, Davacı …’in, kusursuz olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya talimat yolu ile İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek, trafik bilirkişisi raporu ile Trafik İhtisas Dairesi raporları arasında çelişki bulunması sebebiyle tarafların rapora karşı itirazlarını değerlendirir, çelişkiyi giderir, dava konusu trafik kazası sebebiyle tarafların kusur oranlarını belirtir rapor düzenlenmek üzere dosya İTÜ makine mühendisi öğretim görevlisi 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin talimat mahkemesine sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu olayda dava dışı sürücü …, yönetimindeki 16 NLH61 plakalı aracıyla tali yoldan gelip kavşağa girmeden geçmeden önce bölünmüş yoldaki araç trafiğini kontrol etmesi ve bölünmüş yolda düz seyreden ve geçiş önceliğine sahip olan ve görüntü kayıtlarına göre aşırı hızlı seyreden davalının geçmesini beklemesi, bu aracın geçişinden ve yolun emniyetle geçişe uygun olduğunu gördükten sonra kavşağa girmesi gerekirken bu kurallara uymamış, bölünmüş yoldaki araç trafiğini tam olarak denetlemeden dikkatsizce kavşağa girmiş, bu şekilde bölünmüş yoldan gelen davacının seyir trafiğini tehlikeye sokmuş ve kazaya neden olduğunu, bu nedenle sürücü … olayda % 80 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücü … ise aracıyla her ne kadar anayoldan kavşağa girmekteyse de havanın yağışlı, yolun ıslak ve kaygan olduğunu dikkate alarak mutlaka yavaşlaması, diğer aracı gördüğünde fren tedbiriyle çarpmayı önlemesi gerekirken aksine hareketle sağa doğru aşırı hızla manevra yapmış, devamında sola doğru kontrolsüz manevra yaparak karşı şeride geçmiş, yine fren tedbirini almadan park halindeki araca çarparak kaldırıma çıktığını, bu nedenle davalı sürücü … olayda % 20 oranında tali kusurlu olduğunu, dava konusu olayda davalı sürücü …ın % 20 oranında tali kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …in % 80 oranında asli kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
O halde toplanan delillerden somut olayda, davacıların sürücüsü ve maliki olduğu 16 … 1465 plakalı araç ile davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu 16 … 30 plakalı araç arasında meydana gelen 29/03/2018 tarihli trafik kazasında, düzenlenen kaza tespit tutanağı, kaza mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi, trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, ATK Trafik İhtisas Dairesine ait kusur raporu , itirazlar üzerine İTÜ Makine Mühendisleri bilirkişi heyetinin 07/07/2020 tarihli raporu ve olaya ait görüntü kayıtları kapsamında dava dışı sürücü …’ in sevk ve idaresindeki 16 NLH 61 plakalı aracın kaza mahalli, bölünmüş yol kavşağına geçiş yapmadan önce bölünmüş yolun her iki yönden kavşağa yaklaşan araçların hız ve yakınlığına ilişkin gerekli ve yeterli kontrolleri yapmasıması, geçiş önceliğine sahip davalıya ait araca yol vermemesi, dikkatsiz şekilde kavşağa girmesi sebebiyle %80 oranında kusurlu olduğu, davalı tarafın ise anayoldan kavşağa yaklaştığı sırada havanın yağışlı, yolun ıslak ve kaygan olduğunu dikkate alarak yavaşlamadığı, aracı gördüğü halde fren tedbiriyle çarpmayı önlemesi gerektiği halde sağa doğru aşırı hızla manevra yaptığı devamında sola doğru manevra yaparak park halindeki davacıya ait araca çarpması sebebiyle %20 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru olmadığı kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan trafik kazasında oluşan zarara sebebiyet verenlerin “TBK 61 maddesine göre birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır .”müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğundan davacı tarafın 16 … 1465 plakalı araçtaki zarardan davalıların sorumlu olduğu, makine mühendisi bilirkişinin 16/09/2019 tarihli rapor 5605 TL olduğunun tespit edildiği, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği 1000 TL araç hasar tazminatının davalı … şirketi yönünden ihtarnamenin tebliğinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 24/07/2018 tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiği anlaşılmakla bu tarihten itibaren yasal faiz işletmek gerekmiş, davalılar sürücü ve işleten yönünden kaza tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek maddi tazminat talebinin kabulune karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dolayısıyla yukarıdaki açıklamalar ışığında, taraflar arasında meydana gelen davacının 45 gün geçici maluliyeti ile sonuçlanan olayda, tarafların kusur oranları, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, maluliyetin durumu değerlendirilerek davacıda oluşan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla 1000TL manevi tazminat’ ın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek manevi tazminat talebinin davalılar sürücü ve işleten yönünden kısmen kabulune karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
A-1.000 TL maddi tazminatın davalı …Ş yönünden 24/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 29/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı … şirketi poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına),
B-1.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
C-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 136,62 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 358,63 TL’den mahsubu ile bakiye 222,01 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1.300,00 TL, talimat bilirkişi gideri 2.100,00 TL, keşif harcı 314,00 TL, keşif araç ücreti 150,00 TL, ATK rapor masrafı 300,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 545,28 TL olmak üzere toplam 4.709,28 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 448,50 TL yargılama gideri ve 136,62 TL peşin harç olmak üzere toplam 585,12 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacının vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …’ın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.