Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/596 E. 2021/781 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/596 Esas – 2021/781
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/596
KARAR NO : 2021/781

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- … – T.C.N.
DAVA İHBAR OLUNAN : … MÜTEAHHİTLİK İNŞAAT NAKLİYAT AKARYAKIT HAYVANCILIK TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 09.10.2012 tarihinde davalı … A.Ş ye ait ve davalı …’ nın kullandığı 16 … 99 plakalı araç ile müvekkilin kullandığı 16 … 761 plakalı araca çarpması neticesi müvekkil yaralanmış ve yanında bulunan nişanlısı …’ in vefat ettiğini, Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/478 EB sayılı davası ile yapılan yargılamada davalı …’nın kırmızı ışık ihlali yapması nedeniyle asli kusurlu olduğunun tespit edildiğinin, karar yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, 16 … 99 plakalı araç … tarafından 6442741 numaralı poliçe ile sigortalanmış olduğunu, kazada davalı …’nın %70, müvekkilin ise %30 kusurlu olduğu Bursa 2 Ticaret Mahkemesinin 2015/105 E sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olduğunu, müvekkilim esasen kazada hiç kusurunun olmadığını beyan etmekte olup bu kararın henüz temyiz aşamasında olduğunu, kaza neticesi müvekkile ait 16 … 761 plakalı aracın pert olduğunu, hurdası düşüldükten sonraki fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 8.500 TL araç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etttiklerini, vefat eden …’ in davacının nişanlısı olduğunu, evlilik hazırlığı yapmakta olduklarını, müteveffanın vefatıyla müvekkil onun desteğinden yoksun kaldığını, nişanlısının ölümü müvekkilde derin üzüntüye de neden olduğunu, bu nedenlerle davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sınırlı olarak sadece maddi tazminattan, diğer davalıların maddi ve manevi tüm tazminatlardan sorumlu olmaları kaydıyla davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı 09.10.2012 tarihinde Bursa İli, Gürsu kavşağında davacı … sahibi ve sürücüsü olduğu 16 … 761 plakalı otomobil ile müvekkil şirketin sahibi olduğu ve davalılardan … idaresindeki 16 … 99 plakalı otobüsün çarpışması sonucu davacının nişanlısı …’in hayatını kaybetmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat, destekten yoksun kalma tazminatları talep edilmiş olup müvekkil şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan araç sürücüsü müvekkil kuruma şoförlük hizmet alımı sözleşmesi kapsamında hizmet veren … Müt. İnş. Nak. Akar. Ltd. Şti’nin personeli olduğundan müvekkil kurum hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar; verilmesini talep ettiklerini, … Müt. İnş. Nak. Akar. Ltd. Şti’ ne ihbarını talep ettiklerini, müvekkilin malik olması nedeniyle dava konusu olaydan sorumlu tutulamayacağını, müvekkil şirketin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkil şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müteveffa …’in yakınları tarafından müvekkil şirkete karşı Bursa 2.Ticaret Mahkemesinin 2015/105 E sayılı dosyası ile maddi manevi tazminat davası açılmış olup dosya karara çıkmış ancak kesinleşmemiş olduğunu, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/105 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davalılardan …’nın Bursa 2.Ağır Ceza mahkemesinin 2012/478 E sayılı dosyasında asli kusurlu olduğu belirtilse de bilindiği üzere Ceza davaları, hukuk mahkemesini bağlamamakta olduğunu, davacı taraf destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekle ölümlü trafik kazalarında ölen kişiden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabileceğini, ölen evliyse eşi ve çocuklarına, bekar ise anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edileceğini, ölenin nişanlısı, amcası, dayısı vb. gibi herhangi bir yakınının trafik kazası nedeniyle tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) talep edebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlaması gerektiğini, davacı tarafça talep edilen manevi tazminat miktarı son derece fahiş olduğunu, manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna İlişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiş olduğunu, zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmekte olduğunu, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunmakta olduklarını, müvekkil kuruma ait 16 … 99 plakalı araç kaza tarihinde Halk Sigortanın 6442741 sayılı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve yine Halk Sigortanın 7132506 sayılı kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, maddi ve manevi tazminat sigorta kapsamında olduğundan bu konuda bir karar verilirse bu bedel sigorta şirketi tarafından karşılanmasını, talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı talepleri için sigorta şirketine karşı başvuru yapmamış olduğunu, yasa hükmü sigorta şirketine ön başvuru yapmadığından dava şartı açılan bu davada olmadığını, sigorta şirketine karşı açılan bu davada, “dava şartı” olmadığından tarafımıza yönelik davanın reddi gerektiğini, usul açısından zamanaşımı iddiasında bulunduklarını, dava zamanaşımına uğramış olduğunu, aracın hasarlı – pert total olduğuna dair tazminat miktarını kaza tarihi itibarı ile davacının zararı biliyor olmasına ve kazanının 09/10/2012 tarihinde meydana gelmiş olmasın göre, bu talep zaman aşımına uğramış olduğunu, destekten yoksun kalma tazminat talepleri açısından ise, sorumlunun bilinmesi tarihinden itibaren iki yıllık zaman aşımı süresi işlemeye başladığını, Bursa 2 Ağır Ceza Mah. 2012/478 e-2014/113 K sayılı kararın verildiği 10/04/2014 tarihinde en geç sorumluyu öğrenmiş olduğunu, iki yıllık zaman aşımı bu halde dahi dolmuş olduğunu, davacı, müteveffanın nişanlısı olup kaza tarihinde 27 yaşında olduğunu, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/105 Esas sayılı davada dinlenen tanıklarının beyanlarına göre davacının nişanlısının ölmeden önce kendi ailesiyle birlikte yaşamakta olduğunu, ihtiyaçlarını kendi ailesi karşılamakta olduğunu, kendisi de bir fabrikada ücretli çalıştığını, işten çıktığı ve kaza günü fabrikadan alacaklarını almak için davacı ile yola çıktığını, fabrikadan kazandıkları ile birlikte yaşadıkları ailesine yardımcı olduğunu beyan ettiklerini, destekten yoksun  kalma tazminatı hükmolunabilmesinin asgari şartı  destekten  yoksun  kalma olduğunu, desteğin ölümü yüzünden kendisine bakılan kimsenin bu bakımdan kısmen veya tamamen yoksun kalması gerektiğini, yoksun kalma maddî bir zararı ifade ettiğini, nişanlılık evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti olmadığını, davacı  nişanlı, evlilik sonrası dönem için destekten yoksun kaldığını iddia ettiğini, davacı  nişanlının, desteğin ölüm tarihi itibari ile destek tazminatını gerektiren bir kazanç kaybı olmadığını, kaza sebebiyle görülmekte olan ceza dosyasında kusura dair trafik polisinden alınan ilk raporda sürücünün tali, yaya olan müteveffanın asli kusurlu olduğu belirtilmiş olduğunu, sonrasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporda ise sanığın kusuru olmadığı belirlenmiş ve bu rapor hükme esas alınarak sanığın beraatine karar verildiğini, hukuk mahkemesi hâkimi ceza mahkemesinde belirlenen kusur oranıyla bağlı değilse de, ceza mahkemesinde belirlenen ve kesinleşen maddi vakıalar, hukuk hâkimi yönünden de bağlayıcı olduğunu, ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat yönünden trafik sigortasının sorumluluğunun olmadığını, davanın usul, esas ve zaman aşımı yönünden reddi ile davacı aleyhine dava masrafı ve vekil ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekleri, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/105 esas sayılı dosyası ve içerisinde bulunan Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/478 esas sayılı ceza dosyası, sosyal ekonomik durum araştırması, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, araçtaki hasar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyası 1 makine ve 1 aktüer bilirkişisine tevdi edilerek, davacı tarafın hasar tazminatı ve destekten yoksun kalma tazminatı konusunda rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 08/08/2021 tarihli raporunda özetle: TRH-2010 tablosu, % 10 progresif yöntemine göre; Yargıtay kararlarında; nişan ilişkisinden dolayı destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için fiili olarak desteğin ispatlanması koşulu arandığı, bu koşulun sağlanmadığı durumlarda destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceği belirtildiği, dosyada bu yönde davacının nişanlısının davacıya destek olduğuna dair net bir belge görülmediği, davacı taraf iddiasının yerinde olup olmadığının takdir mahkemeye ait olduğundan ihtimale binaen hesaplama yapıldığı, davacı taraf iddiasının yerinde olduğunun takdiri halinde davacının destekten yoksun kalma tazminat miktarının 270.300,53 TL olarak hesaplandığı, 16JJK 99 Plakalı araç sürücüsü …’nın %70 oranında kusurlu olduğu, 16 … 761 Plakalı araç hasarının 8.500,00.-TL olduğu, 16 … 99 plakalı araç sürücüsü, araç maliki … ve sigorta şirketinin, kusur oranında 0,70X8.500- 5.950,00.TL kadarından sorumlu olduğu, mütalaa edilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin müzekkere cevabı ve SGK’ nın yazısında, dava konusu trafik kazası sebebiyle davacıya yapılmış herhangi bir ödemenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı sigorta şirketine davacının KTK’ nın 97. Maddesi uyarınca usulune uygun olarak başvuru yapılmadığı ileri sürülmüş olup KTK’ nın 97. Maddesi tamamlanabilir dava şartı olduğundan davacıya süre verilmiş ve davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan davalı … A.Ş, aracın işleteni olmadığından husumet itirazında bulunmuştur.
Bilindiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş olup sigorta poliçesinin davalı tarafından düzenlendiği, trafik kayıtlarında davalının malik olduğu, dava dışı firma ile yapılmış yazılı bir sözleşme ve delilin sunulmadığı gibi İstinaf Kanun yolundan geçerek kesinleşen Mahkememizin 2015/105 Esas sayılı dosyasında da davalının işleten olduğunun tespit edildiğinden davalı … A.Ş’ nin işleten olmadığına dair husumet itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı tarafın zamanaşımı def-i savunması yönünden, davanın ölümlü trafik kazasından kaynaklanan tazminat davası olup fiilin cezai gerektirdiğinden KTK’ nın 109/2 .maddesi kapsamında uzamış ceza zamanaşımı olan 15 yıllık süreye tabidir. Dolayısıyla kaza tarihi olan 09/10/2012 tarihinden itibaren zamanaşımı süresi geçmediğinden bu savunmaya itibar edilmemiştir.
O halde yukarıdaki açıklamalar ve toplanan delilerden, davacının sürücüsü, dava dışı davacının nişanlısı …’ in yolcu olduğu 16 … 761 plakalı araç ile davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu 16 … 99 plakalı araç arasında meydana gelen 09/10/2012 tarihli ölümlü trafik kazasında, düzenlenen kaza tespit tutanağı, Bursa 2. Ağır Ceza Ceza Mahkemesinin 2012/478 Esas sayılı dosyasında kazaya ilişkin beyanlar ile keşif, bilirkişi raporu ve İstinaf Kanun yolundan geçerek kesinleşen Mahkememizin 2015/105 Esas sayılı dosyasında düzenlenen kusura yönelik bilirkişi raporu kapsamında, davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 16 … 761 plakalı araç ile ışık kontrollü Gürsu Dönel Kavşağı içerisinden sol tarafa, şehir merkezi istikametine dönüş yaptığı esnada aracının sağ yan kısımlarına seyir istikametine göre sağ tarafından, Kestel istikametinden gelip dönel kavşağa giren davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki 16 … 99 plakalı otobüsün ön kısımları ile çarpışmaları sonucu trafik kazasını meydana geldiği, sürücü … yönetimindeki otobüs ile seyri sırasında ışık kontrollü kavşağa geldiğinde seyir istikametine hitaben yanmakta olan kırmızı ışığı dikkate alarak hızını yeterince azaltıp durması, seyir istikametine göre sol tarafından gelip kavşağa giren otomobile ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olup kırmızı ışıkta kavşağa girerek ışık ihlalinde bulunduğu ve süratli şekilde kavşağa girerek çarpışmaya sebebiyet verdiğinden davalı sürücü …’nın %70 (yüzde yetmiş) oranında, davacı sürüçü …’ ın ışık kontrollü kavşakta geçişini sürdürerek seyrine devam etmeden önce sağ tarafını yeterince kontrol altında tutması, duramayacak kadar yaklaşmış olan otobüsün mesafesini ve hızını yeterince gözetmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olup yeterli kontrolü yapmadan kavşağa girerek kazaya sebebiyet verdiğinden davacı sürücü …’ın %30 (yüzde otuz ) oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan destekten yoksun kalma tazminat ının yasal dayanağı Türk Borçlar Yasası’nın 53.(Eski BK 45) maddesi olup, destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçlar ve hısımlık ilişkisine ya da yasanın nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Yasa gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişi değil, eylemli ve düzenli olarak onun geçiminin bir bölümünü veya tümünü sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların olağan akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Diğer bir anlatımla; yasa ile ya da sözleşmeye konulmuş bir ödev bulunmaksızın bir kimsenin eylemli ve düzenli olarak ötekine yardım etmesi ve ileride yardımın sürüp gitmesinin beklenir bulunması ölenin destek sayılması için yeterlidir. Destek kavramının dayanağı hukuksal bir ilişki değil, eylemli bir durumdur. Bu nedenle miras hukuku veya nafaka yükümlülüğü ile ilgili değildir. Eylemli destek, yardımlarda düzenlilik ve devamlılık halinde söz konusu olur.
Bu durumda; davacı ile kazada ölen … arasında fiili desteklik ilişkisi bulunduğuna yönelik, davacı tarafından delil olarak bildirilen tanıkların beyanlarında, açıkça kazada ölenin davacıya düzenli ve devamlı yardımının olduğunun beyan edilmediği ibraz edilen delillerle desteklik ilişkisinin ispat edilemediğinden davacının destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.(Yargıtay 17. HD 2016/15154 Esas ve 2019/5802 Karar sayılı nişanlılık ilişkisine dair kararda vurgulandığı üzere)
Davacıya ait aracın kazada hasara uğraması sebebiyle maddi tazminat talep edilmiş olup eylemin haksız fiilden kaynaklandığından davalı taraf ancak kusuru oranınca gerçek zarardan sorumludur. Dolayısıyla makine mühendisi bilirkişininde içinde olduğu heyet tarafından düzenlenen 08/08/2021 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek araçtaki hasarın 8.500 TL olduğu ve davalı tarafın kusuru oranınca 5950 TL kısmından sorumlu olduğundan bu miktar yönünden davanın kısmen kabulune, davalı … A.Ş. yönünden dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünün ispat edilmediğinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalılar … ve … A.Ş. Yönünden ise kaza tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden bu tarihten itibaren yasal faiz işletmek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden değerledirildiğinde, bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yukarıdaki açıklamalarda, toplanan delillerden, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının nişanlısı …’ in ölümü ile sonuçlanan olayda, tarafların kusur oranları, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, desteğin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla, davacı desteğin nişanlısı davacı için 10.000,00-TL manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek manevi tazminat talebinin davalı sürücü, işletenden alınarak davacıya verilmesine dair manevi tazminat talebinin kısmen kabulune, davalı tarafın eyleminin haksız fiil olup kaza tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiğinden bu tarih itibariyle yasal faiz işletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABUL- KISMEN REDDİ ile;
A)Davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine,
B)Davacının araç zararı için maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 5.950,00-TL alacağın davalı … A.Ş. (Eski Ünvanı: … A.Ş.) yönünden dava tarihi olan 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalılar … ve … A.Ş. Yönünden kaza tarihi olan 09/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı … A.Ş.’nin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına)
C)Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … A.Ş. Ve …’dan kaza tarihi olan 09/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
D)Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.089,54 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 589,18 TL’nin mahsubu ile bakiye 500,36 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … A.Ş. Ve …’dan ( davalı … A.Ş.’nin davada kabul edilen miktar yönünden, harcın 406,44 TL kısmından sorumlu olup bu kısım peşin olarak yatırıldığından bakiye kısımdan sorumlu olmadığı anlaşılmakla diğer davalılardan alınmasına) müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 1.400,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 323,80 TL olmak üzere toplam 1.723,80 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 796,95 TL yargılama gideri ve 589,18 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.386,13 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacının vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’ye 13/1 Maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalılar … A.Ş ile … A.Ş’ nin vekil ile temsil edildiği anlaşılmakla maddi tazminatın ve destekten yoksun kalma tazminatın reddedilen kısmı yönünden A.A.Ü.T 13/2. Maddesine göre 2.550,00 TL ve 1000 TL olmak üzere toplam 3.550 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
8-Davalı … A.Ş. vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminatın reddi yönünden AAÜT’ye 13 ve 10/2. Maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … A.Ş. Vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.