Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1572 E. 2021/257 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/1572 Esas – 2021/257
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1572 Esas
KARAR NO : 2021/257

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …. İHRACAT İTHALAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – .
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – .
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2017
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin iplik ithalat ve ihracat işi yapmakta olup davalı borçlu şirket ile arasında iplik alım satımını kapsayan ticari ilişki bulunduğunu, 2017 yılında yapılan satışlar hakkında davalı şirket ile sorunlar yaşanmaya başlanmış ve davalının satın aldığı malların bir kısmının bedelini ödememesi üzerine icra takibine girişildiğini, davalı şirkete satışı yapılarak teslim edilen bir kısım mallar için davalı şirket tarafından düzenlenen 10/07/2017 tarih ve 569990-569989-569988-569987 seri numaralı toplam 4 adet iade faturası ile 10/07/2017 tarih ve 294653-294652-294651-294650 numaralı iade irsaliyeleri ile birlikte müvekkili şirkete gönderildiğini ve ancak müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini, müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete mal satışı yapıldığını ve malların teslim edildiğini, ancak davalı gerçekte olmayan şifahi anlaşmalar olduğunu, malların numune gönderildiği gibi soyut ve gerçeğe aykırı iddialarla satılan malı iade etmek istediğini, hiçbir belgeye bağlanmayan ve hukuken geçerli bir neden gösterilmeden malın iade edilmek istenmesini müvekkili şirketin kabul etmesi mümkün olmadığını, ihtarnamelerden de anlaşılacağı üzere ekte sunulan cari hesap alacaklarının tahsil edilemeyince; 12.09.2012 tarihinde borçlu davalı şirket aleyhine Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketim haksız olarak “herhangi bir borcu olmadığından” bahisle icra takibine itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin muhasebe ve ticari kayıtlarına göre 13.911,02 TL cari hesap alacağı içinde davalı şirketi tarafından ciro yoluyla müvekkili şirkete verilen ve ekte fotokopisini sundukları çekin, ödeme olarak müvekkilinin ticari defterlerine işlediğini, bu çekin bankaya yasal süre içinde bankaya ibraz edildiğini ve ancak banka tarafından çek yaprağı ile keşideci imzasında doğrulaması yapılamadığından çek ödenmediği gibi karşılıksız kaldığı şerhi de yazılmadığını, müvekkilinin zarara uğrayabileceğini belirterek bankadan bu konuda 08.08.2017 tarihli yazıyı aldığını, müvekkili şirkete bu çek bedelinin ödeneceği bildirilmesine rağmen geçen sürede ödenmediği için bu kez çek bedelinin de cari hesap ilişkisinde tahsili için Bursa 9. İcra Dairesinin 2017/… E. Sayılı dosyası ile borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlunun itirazı ile bu takibin de durdurulduğunu, davalı şirket tarafından ciro edilerek müvekkiline teslim edilen 45.000 TL bedelli çekin ödenmediği sabit olup, ciro nedeniyle davalının bu çek bedelinden sorumlu olduğu gerçeği karşısında davalı şirketin borca itirazının haksız olduğunu, taraflar arasındaki takipler aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığını, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. ve; Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. sayılı dosyalarına yapılan haksız itirazların iptali ile takiplerin devamına, her iki dosya için ayrı ayrı %20 den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davacı yan cari hesap usulü çalışan ve birbirlerine sürekli mal alıp veren iki firma olduğunu, tarafların cari hesap ilişkisinde 08.05.2017 tarihine kadar uyum varken uyuşmazlık bu tarihten sonraki dönemlerde başladığını, davacı yan müvekkiline 10.08.2016 tarihinde 1.859,09 USD (5.446,99 TL bedelli), 18.06.2016 tarihinde 485,10 USD (1.421.35 TL bedelli), 18.06.2016 tarihinde 1.859,04 USD (5.446,49 TL bedelli) fatura konusu malları teslim etmediğini, bilahare iade faturasıyla yıl sonunda hesaptan düşeceğini söyleyerek müvekkilini oyaladığını, gene 28.10.2016 tarihinde 840.84 USD (2.892,74 TL bedelli) fatura konusu ipliği numune olarak göndermesine rağmen buna fatura kestiğini ve bu faturaya karşı da yıl sonunda iade faturası hesaptan düşebileceğini ifade ettiğini, cari hesap ilişkisi 2017 yılına devrettiğinde, davacıya kesilen iade faturaları kabul edilmeyerek iade edildiğini, buna ek olarak müvekkiline caride hala borçlu görünen davacı yan faturalardaki kuru esas alarak müvekkili şirkete kur farkı faturası gönderdiğini, bu faturanın müvekkilince kabul edilmediğini, cari hesaplarına göre davacı yandan 36.296,80 TL alacakları bulunduğunu, davacı yanın câri hesabına göre ise davacının müvekkilinden 36.299,80 TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacı tarafın gönderdiği ve ödeme emriyle dosyaya sunduğu cari hesaba baktıklarında bu alacağına 10.07.2017 tarihli 38.551.95 TL’ lik kur farkı faturasına dayandırdığını, oysa müvekkili ile davacı arasında kur farkına yönelik bir uygulama bulunmadığını, dolar cinsinden satılan malın kur farkı nedeniyle fiyat değişimleri müvekkile atfedilemeyeceğini, davacı şirketin tacir olup dolar üzerinden ticaret yapmanın ve kur iniş-çıkışları nedeniyle doğabilecek farkın aleyhine olabileceğini öngörmesi gerekeceğini, bu sebeple davacı yanın taraflarına gönderdiği kur farkı faturası kabul edilmeyerek iade edildiğini, bu durumun da davacı ve müvekkili şirketlerin cari hesaplarının farklılaşmasına neden oluşturduğunu, davacının müvekkili şirket aleyhine takip yapmazdan evvel, 31.07.2017 tarih 31687 yevmiye nolu ihtarı ile uyarılarak kur farkı faturasını kabul etmeyeceğini ve müvekkil şirket tarafına teslim edilmeyen ve yukarıda bahsedilen iade edilecek mallara dair fatura nedeniyle alacaklı olduğunu ihtar ettiğini, davacının 17.07.2017 tarihli 29887 nolu ihtarı ile iade faturalarını reddederek cari hesabından 13.911,02 TL alacaklı olduğunu beyan ettiğini, icra takibi ticari ilişkilerine aykırı olup haksız yere taraflarına kur farkı faturası kesen, göndermediği malların iade faturasını kabul etmeyen ve cari hesap mutabakatına yanaşmayan davacının davasının reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyaları, ihtarnameler, faturalar, ticari defter ve bağlı kayıtlar, bilirkişi raporları, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili talebi ile Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/…. Esas sayılı dosyasında, 14.089,39-TL toplam alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun itirazı üzerin takip durmuştur. Takibe itirazın iptali ile devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili talebi ile Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/…. Esas sayılı dosyasında, 45.787,81-TL toplam alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun itirazı üzerin takip durmuştur. Takibe itirazın iptali ile devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce; taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması, takip konusu faturaların kayıtlarda yer alıp almadığı, taraflar arasında kur farkı konusunda teamül oluşup oluşmadığı yönünden, taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde SMM bilirkişi tarafından; bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan 02/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2017 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri T.T.K’nun 69. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, 2017 yılı defterlerinin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğİ’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, davacının ticari defterlerine göre, icra takip tarihi (12.09.2017) itibarıyla davacının davalıdan 58.911,32 TL alacaklı göründüğü, davalının 2017 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri T.T.K’nun 69. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, 2017 yılı defterlerinin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, davalının, ticari defterlerine göre, icra takip tarihi (12.09.2017) itibarıyla davalının davacıdan 36.299,80 TL alacaklı göründüğü, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın, davacı tarafından düzenlenen ve davalı kayıtlarında yer almayan kur farkı faturası ve davalı tarafından düzenlenen ve davacı kayıtlarında yer almayan 4 adet iade faturası olduğu, davacının düzenlediği Kur Farkı faturası yönünden yapılan incelemelerde, davacının daha önce düzenlediği faturaların döviz tutarlı olmasına rağmen ödemelerinin fatura tarihindeki kurdan TL tutarın vadeli çeklerle ödenmesi şeklinde olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki ticari ilişkide kur farkı şeklinde bir teamülün olmadığı, davalının düzenlemiş olduğu iade faturaları yönünden yapılan incelemelerde davalı her ne kadar cevap yazısında şifahen bu faturaların iade edileceği konusunda anlaştığını söylemişse de basiretli tacir olarak davranması gereken davalının teslim almadığı mala ilişkin faturanın da kayıtlarına almaması gerektiği, ayrıca söz konusu malların teslim alınmadığına dair herhangi bir ispat edici belge tutanak sunamadığı, taraflar arasındaki mutabakatsızlığa neden olan davacının düzenlediği Kur Farkı faturasının ve davalının düzenlediği 4 adet iade faturasının geçerli sayılmaması durumunda tarafiar arasındaki cari hesap bakiyesinin icra takip tarihi (12.09.2017) itibarıyla davalının davacıdan 24.640,63 TL alacaklı şeklinde olacağı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Dosyanın önceki bilirkişi tevdii ile tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi nedeniyle ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 10/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacı vekili tarafından kur farkı faturası yönünden itiraz edildiği, kök raporda Mahkemece tarafımdan kur farkı düzenlenmesi yönünden taraflar arasında bir teamülün olup olmadığının sorulduğu, ve yapılan incelemede cari hesap ilişkisinde daha önce düzenlenmiş bir faturaya rastlanmadığının tespit edildiği, davalının itirazlarında kök rapordaki görüş ve kanaatimi değiştirecek yeni bilgi belge sunulmadığı, itirazlarının savunmaya yönelik olduğu, davalı tarafından malların teslim alınmadığı, teslim alınan kısmının ise numune olarak teslim alındığı yönünde itirazın olduğunun görüldüğü, ancak dosyasına sunulan, üzerinde tarafların imzası bulunan “SİPARİŞ ONAY FORMU” belgelerinin tamamında fiyat yazılı olduğu, numunedir ibaresi olmadığının görüldüğü, davalının itirazlarında kök rapordaki görüş ve kanaatini değiştirecek yeni bilgi belge sunulmadığı, itirazlarının savunmaya yönelik olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce; Dosyanın SMMM bilirkişiye tevdii ile tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 09/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 58.911,32-TL alacaklı olduğu (Bursa 9. İcra Müdürlüğünü 12.09.2017 tarih ve … E. sayılı dosyaları ile 13.911,02TL. – Bursa 9. İcra Müdürlüğünü 09.10.2017 tarih ve 2017/… E. sayılı dosyası ile de 45.000,00TL.olmak üzere), davalı kayıtlarına göre ise icra takip (12.09.2017) tarihi itibariyle davalının davacıdan 36.299,80-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, ancak, taraflara ait ticari defter kayıtları arasında farklılıklar olduğu, bu farklılığın ise; davalının 2016 yılı ticari defter kayıtlarına yansıttığı ve bu kayıtlara istinaden mutabakat sağlanan faturalar için 2017 yılında davacı adına düzenlemiş olduğu 4 adet iade faturalarının davacıya teslimi ile ilgili olarak her hangi bir belgenin dosyada yer almamasına rağmen bu faturaları kayıtlarına intikal ettirmesinin yanı sıra, yine davacı tarafından mevzuata uygun olarak davalı adına düzenlenen kur farkı faturasının da kabul edilmemesinden kaynaklandığı, dolayısıyla davalı kayıtlarının sağlıklı olmamasına rağmen icra Takip (12.09.2017) tarihi itibarîyle davalının davacıdan 36.2S9,80-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davacı kayıtları esas alındığında ise takip tarihi itibariyle davacının davalıdan olan alacağının 58.911,32-TL olduğu görüş ve düşüncesinde olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce; dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi ile takip tarihi ve dava tarihi itibariyle ayrı ayrı hesaplama yapılması, kur farkı faturası içeriği de dahil olmak üzere denetlenerek tarafların iddia ve savunmaları ile önceki bilirkişi raporlarına yapmış oldukları itirazlarda dikkate alınmak suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 05/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının takipteki alacak rakamı: asıl alacak : 58.911,32 TL – geri gelen başka çeklerle ödenen çek : 45.000,00 TL – kur farkı faturası : 38.551,95 TL = fark 24.640,63 TL davacı borçlu, davalı defterlerine göre; 36.299,80 TL – iade faturaları : 11.659,17 TL = fark 24.640,63 TL davacı borçlu, görüldüğü gibi her iki taraf defterlerine göre yapılan düzeltmeler sonrası davalı davacıdan 24.640,63 TL alacaklı durumunda olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Bursa 9. İcra Dairesinin 2017/… E. Sayılı dosyası yönünden; icra takibinin konusu 13.911,02 TL cari hesap alacağıdır. Davacı ticari defterlerine göre davalı 58.911,32 TL borçlu, davalı ticari defterlerine göre davalı 36.299,80 TL alacaklı olduğu bilirkişi raporunda belirtilmiştir. Aradaki farkın 95.211,12 TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu fark 45.000,00 TL iade edilen çek, 38.551,95 TL davacı tarafından düzenlenip davalı tarafın kabul etmediği kur farkı faturası ve 11.650,17 TL davalı tarafından kesilen davacı tarafından kabul edilmeyen kur farkı faturasından kaynaklanmaktadır.
38.551,95 TL kur farkı faturası yönünden; Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2017/3234 E.-2019/1778 K. ve 19/03/2019 tarihli kararında da belirtildiği gibi “….Dava, cari hesap ve kur farkı alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporu incelendiğinde kur farkına esas olan faturalara yönelik ödemelerin bir kısmının çek ile yapıldığı görülmektedir. Çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği Dairemizce istikrar kazanmış uygulamalardandır….” Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1227 Esas 2019/1611 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “….Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken,…” denilerek temel ilkeler ortaya konulmuştur. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Davacı tarafından düzenlenen sipariş onay formlarında verilen fiyatlar Dolar cinsindendir. Ödemeler çek ile yapıldığından kur farkı istenemez. Davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının gerekçesi davacının bu malları teslim etmediği yönündedir. Davalı bu iddiasını ispat edememiştir. Çünkü davacı tarafından düzenlenen faturaları davalı şirket kabul etmiş ve defterlerine işlemiştir.
Bursa 9. İcra Dairesinin 2017/… E. Sayılı dosyası yönünden; icra takibinin konusu 45.000 TL bedelli 30/07/2017 tarihli çektir. Bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere icra takibine konu çek davacının defter kayıtlarına göre dava tarihinden sonra 02/04/2018 tarihinde verilen 2 adet 7.500,00 TL’lik ve 1 adet 30.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL bedelli çek ile ödendiği, davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Davalının ödemeyi dava açıldıktan sonra yaptığı, davanın açılmasına sebebiyet verdiği, itirazının icra takibini geciktirmeye yönelik olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla icra inkar tazminatının koşulları oluşmakla icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı dosyasında,
Davanın REDDİNE,
2-Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı dosyasında,
a-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
b-Alacak likit olduğundan asıl alacağın (20.359,37 TL) %20’si oranında hesaplanan 4.071,87 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.022,55 TL’den mahsubu ile artan 963,25‬ TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.655,50-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 1.265,96-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı yararına ölçümlenen 6.752,42-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2021

Katip ….
¸E-imzalıdır.

Hakim ….
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip ….
¸E-imzalıdır.