Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1466 E. 2020/915 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1466 Esas
KARAR NO : 2020/915

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : …. SESLENDİRME SİS. İTH. İHR. ELEKT. İNŞ. TAAH. TİC. LTD. ŞTİ. – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı borçlu aleyhine Bursa 15. İcra Müdürlüğü 2017/… E. Sayılı dosyası ile 125.514,82 TL’lik cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğini, bu itiraz neticesinde takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı borçlu tarafından her ne kadar takipteki tüm borca ve ferilerine itiraz edilmiş olsa da bu itirazın tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, müvekkil davacı … Otomotiv Koltuk San ve Tic A.Ş. ile davalı … Sis.İth.İhr.Elekt.İnş. Taah. Tic. Ltd Şti. arasında ticari ilişki bulunmakta olup bu ticari ilişki çerçevesinde müvekkil şirket davalı borçluya sinema koltuğu sattığını, müvekkilimiz tarafından satılan sinema koltuklarının ödemesi gerçekleştirilmemiş, borca aykırı davranıldığını, aradaki ticari ilişki ile ilgili olarak cari hesap ekstresi tutulduğunu, aynı zamanda davalı tarafından her ne kadar takibe itiraz edilse dahi takip dayanağı cari hesap ekstresine ve faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalının itirazının haksız olduğu son derece açık olduğunu, davalının borca itirazları tamamen asılsız ve mesnetsiz olduğunu, zira ekte sunulu belgeler ile de sabit olduğu üzere müvekkil şirketin davalı-borçludan alacağı bulunduğu açık olduğunu, davalının cari hesap ekstresinden kaynaklanan 125.514,82 TL borcunu ödemediğini, taraflar arasındaki ticari kayıtlar ile sabit olduğu üzere, davalının borca itirazları haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı- borçlunun faize itirazı da haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı borçlunun müvekkil şirket alacağını ödemediği gibi tahsilini durdurmak ve geciktirmek amacıyla yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle davalı borçlular aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yetki itirazında bulunduklarını, iddia ve beyanlarının tamamının gerçek dışı olduğunu, çünkü icra takip konusu edilen cari hesap ekstresi içeriğinde yazılı olan faturalarda belirtilen malzemelerin hiç birisi tarafına teslim edilmediğini, bu nedenle davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı icra takip dosyası, cari hesap ekstresi, faturalar, icra inkar belgesi, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 19/10/2017 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 14/03/2019 tarihli raporunda özetle: Davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı şirketin 2014,2015,2016,2017 yılları defterlerinin açılış tasdiklerinin, 2014-2015-2016-2017 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin 6102 sayılı TTKnun 64/3 maddesine göre kanuni sürelerinde yaptırıldığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen faturaların ve davacı şirket tarafından davalı şirketten yapılan tahsilatların, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, icra takip tarihinde, davacı şirketin davalı şirketten 125.514,82 TL alacaklı gözüktüğü mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla Ankara 9. ATMye talimatın yazıldığı SMMM bilirkişisi tarafından davalının 2016 yılı ticari defterler üzerinde inceleme yapıldığı bilirkişi raporunda özetle: Davacının, davalının 2016 yılı ticari defter kayıtlarına göre 25.062,98 TL alacaklı olduğu ticari ilişkinin 2016 yılı öncesi başladığı 2015 yılı ticari defterlerin incelenmesi gerektiği mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafa 17/09/2020 tarihli celse de 2014,2015 ve 2016 yılı ticari defterlerin sunulmasının amacıyla Ankara 9. ATMye talimatın yazıldığı, usulüne uygun tebliğe rağmen ticari defterlerin incelenemediğinden bila ikmal talimatın iade edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacının tarafların ticari defterlerine dayandığı anlaşılmakla ticari defterlerin delil olması yönünden bilindiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince Tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tacirin davalı şirkete sinema koltuğu sattığı ve faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, davacının ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğundan, ticari defterin kesin delil olduğu, ticari ilişkinin 2014 yılında başladığı ve 2016 yılında tamamlandığı, davacı tarafından 25 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafın 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerin sunulduğu ancak öncesinde ticari ilişkinin başladığı anlaşılmakla, davalı tarafa 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerin sunulması için HMK 220 ve 222. Maddesi gereği kesin süre verildiği halde sunulmadığından davacının usulune uygun tutulan ticari defterlerine göre düzenlenen bilirkişi raporu kabul edilebileceği anlaşılmakla dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 14/03/2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davalının davacıya 125.514,82 TL borçlu olduğunun ispat edildiği anlaşılmakla davanın kabulu ile takibin devamına, davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulu ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile, davalının Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 125.514,82 Tl asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte takibin devamına,
2-İİK’nun 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 25.102,90 Tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.573,92 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.515,91 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.058,01 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 450,00 TL, talimat bilirkişi gideri 500,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 340,50 TL olmak üzere toplam 1.290,50 TL yargılama gideri ve 1.515,91 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.806,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 15.873,91 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.