Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/131 E. 2022/449 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/131 Esas
KARAR NO : 2022/449

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalıya muhtelif tarihlerde “fason kumaş reaktif baskı” yaptığını ve davalıya fatura ettiğini, davacı fabrikasında yapılan baskı/boyalı kumaşların davalıya teslim edildiğini, davalının davacı tarafından boya/baskısı yapılan kumaşlara ilişkin, FYS2015000001324 nolu 08/12/2015 tarihli 8.278,61 Euro +KDV tutarlı, FYS2015000001337 nolu 09/12/2015 tarihli 4.073,05 Euro +KDV tutarlı, FYS2016000000368 nolu 08/02/2016 tarihli 2.755,00 Euro +KDV tutarlı, FYS2016000000392 nolu 09/02/2016 tarihli 5.602,50 Euro +KDV tutarlı, FYS2016000000438 nolu 12/02/2016 tarihli 1.317,50 Euro +KDV tutarlı, FYS20160000504 nolu 17/02/2016 tarihli 920,00 Euro +KDV tutarlı, FYS2016000000536 nolu 22/02/2016 tarihli 555,00 Euro +KDV tutarlı 7 adet elektronik fatura bedellerini, usulüne uygun kendilerine tebliğ edildiği halde ödemediğini, ödenmeyen faturalar KDV tutarlarının davalıdan tahsili amacı ile Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2016/15336 E. Sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, dosyadan düzenlenen 7 örnek ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, süresi içinde borca, anaparaya, faiz oranına, faize faiz işletilmesine, takibin Euro üzerinden yapılmasına, faturalara, alacak nevine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2016/15336 sayılı dosyasındaki takibe konu miktarın (29.116,16 Euro) 104.135,95 TL nin harcının yatırmış olduğunu, ilaveten %40 icra inkar tazminatı talebinin bulunduğunu, icra inkar tazminatı miktarının da dava konusu alacağa ilavesi ile eksik harcın ikmalinden sonra davaya devam edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin bir kısı kumaşlarının davacı şirket tarafından digital baskısının yapılması işleminde ayıbın söz konusu olduğunu, davacının bu durumu müvekkilinden gizlediğini, ayıbın ancak binlerce metre kumaşın detaylı incelenmesi sırasında ortaya çıktığını, müvekkili şirket ayıptan haberdar olduktan sonra, H&M siparişlerini zamanında yetiştirebilmek için davacı firma ile hem telefonda konuşarak hem de yazışarak, yeniden ham kumaş gönderdiğini ve bozulanların yerine ayıpsız baskı yapmalarını sağladığını, bu arada da hatalı baskılı kumaşların baskı bedelinin alınmaması konusunda ısrarla görüşme talebinde bulunduğunu, ayrıca müvekkil şirketin, davacının ayıbın sebebi konusundaki tereddütü üzerine vazifesi olmadığı halde kumaşlardaki ayıbın hangi işlemden kaynaklandığını bulabilmek için Almanya’da akredite laboratuvarda test yaptırdığını, kendi yükümlülüklerinde olmayan bu işlem için yardımcı olabilmek amacıyla masraf yapıldığını, ilaveten, uzun yıllardır çalıştıkları ve ilişkiyi bozmak istemedikleri davacı firma ile Tubitak Butal laboratuvarından rapor almak isterken, davacının boyahane müdürünün dilekçesindeki beyandan iki farklı proses hazırlandığını ve birinde diğerinden farklı olarak soda ilavesinin bulunduğunun öğrenildiğini, tespit yaptırıp uzman bilirkişiden rapor almak istediklerinde bilirkişilerin ehil olmaması sebebiyle deliller incelenmeden rastgele rapor yazıldığını, Rudolf Duraner firmasına müracaat edilerek, hata analizi konusunda akredite laboratuvar olmadıklarına ve kumaşın hangi şartlarda işlem gördüğüne dair detaylı inceleme yapmadıklarına ilişkin cevap aldıklarını, müvekkilinin ayıp sebebinin ortaya çıkması iç in gerek davacı ile birlikte gerekse tek başına testler yaptırmış olduğunu, rapor almış yani üzerine düşen düşmeyen her görevi yerine getirdiğini, aynı ham kumaşın bir kısmının davacıya gönderildiğini, bir kısmının confettiye gönderildiğini, bir kısmı da kendi boyahanelerinde boyandığını, aynı ham kumaşın sadece davanın boyahanesinde ve sadece 2. Parti , 5. Parti ve 6. Parti baskılarda zarar gördüğünü, sabit olmayan davada Bursa 4. İrca Müdürlüğünün 2016/15336 E. Sayılı dosyasındaki 29.116,16 Euro (104.133,95 TL) lik takebi itirazlarının kabulü ile davacının haksız davasının ve %40 icra inkar tazminatı talebinin reddine, dava masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVADA :
Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dünyada bilinen hazır giyim firması H&M den aldığı siparişleri karşılayabilmek için uzun yıllardır çalıştığı karşı davalı SYK Tekstil San. Ve Tic. A.Ş.’ne ham kumaş gönderdiğini, çiçekli reaktif digital baskı yapılacak kumaşın test aşaması olumlu geçince 1. Parti siparişinin verildiğini, ardından da 2. Parti olarak aynı ham kumaş karşı davalının boyahanesine gönderildiğini, ancak 2. Partinin baskısından sonra müvekkili firmada yapılan kontrolde, kumaşta delik tabir edilen yer yer çizgi görünümlü iplik kopulukları oluştuğunu ve kumaşın gerek basımı sırasında, gerekse teslimi sırasında bu durumun kendilerinden gizlendiğinin anlaşıldığını, karşı davalının fabrikasına gidilerek ayıp ihbarında bulunulduğunu ve durumun tartışıldığını, ayıbın sebebi bilinemediğinden konuşmalardan netice alınamadığını, H&M siparişinin zamanında yetiştirilebilmesi için taraflarından acilen aynı ham kumaştan aynı miktarda gönderilerek telafi üretimi yaptırıldığını, 3. Ve 4. Partilerde sorun yaşanmadığını ve baskıdan gelen topların olduğu gibi Akbaşlar Konfeksiyona gönderildiğini, fakat 5. Parti baskıda kumaşların yine delikle geldiği konfeksiyon için gönderdikleri Akbaşlar’ın kumaş toplarını iade etmesiyle anlaşıldığını, telafi için gönderilen 6. Partinin de delikli olarak geldiğini, maddi zararlarının 32.200 Euroya ulaştığını, davalının sadece toplamda 32.200 Euro maddi zarara sokmakla kalmayıp, dünya çapında en büyük müşterilerini kaybedecek hale gelmelerine sebebiyet verdiğinden şirket içi çalışma tempolarını da etkileyecek şekilde manen yıpratıcı bir dönem geçirmelerine yol açtığını, fazlaya ilişkin hakları ve manevi tazminat talep hakları saklı kalmak üzere hatalı üretimler sebebiyle karşı davalıya 58.035 TL ( 15.272,47 Euro) borçlu olmadıklarının tespiti ile 22.937,71 TL (6.036,23 Euro) karşı alacaklarının dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile karşı davalıdan tahsiline, dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı – karşı davalı vekili karşı davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; davaya cevap süresi geçirildikten sonra karşı davanın açıldığını, kumaşların durumunun davalı karşı davacıdan gizlenmediğini, kumaş kalitesini kontrol etme işinin, ham kumaşı müvekkil fabrikasına sevk etmeden davalı karşı davacının sorumluluğunda olduğunu, davalı karşı davacının tacir olduğunu, ham kumaşın kalite kontrolünü yapmadan boyattığını, ayıplı malı boyatarak kendi kendini zarar uğrattığını, asıl dava dilekçelerinde yazılı tüm hususların karşı davaya cevap olarak ayrıca ileri sürdüklerini, tekrardan kaçınmak için asıl dava dilekçelerini yinelediklerini, davalı savunmalarının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini, cevap süresinde açılmayan karşı davanın ayrılmasına, zamanaşımı yönünden reddine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olması nedeni ile esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/3419 D.iş sayılı dosyası, fatura, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, davacı tarafından yapılan işlemlerin ayıplı olup olmadığı, takip konusu faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, yapılan işlemler ayıplı ise ayıplı ürün miktarı ile ayıplı ürünler nedeniyle davalı karşı davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarının tespitine yöneliktir.
Mahkememizce tanıkların dinlenilmesine karar verilmiştir.
Davacı karşı davalı tanığı … duruşmada; ” Ben davacı SYK Tekstil San.Tic.A.Ş.’nin üretim planlama bölümünde çalışıyoruz, davalı şirket bize fason iş yaptırmaktadır, davalı şirket parça parça sipariş miktarlarına göre kumaşları bize gönderiyordu, bizim işimiz bu kumaşları talebe göre boyamak ya da baskı işlemi yapmaktır, davalı tarafın gönderdiği kumaşlara baskı işlemi yaptıktan sonra kalite kontrol sırasında küçük küçük kesikler gördük, kumaşın üzerinde dağınık bir şekilde kısım kısım yoğunlaşan ve bazende azalan bant şeklinde kesikler vardı, daha sonra labaratuvara kumaşları test etmek için gönderdik, labaratuvar sonuçlarına göre dokuma konstürüksiyon kaynaklı bir hata olduğu bize söylendi, rapor gelinceye kadar biz işlerimizi devam ettirmek zorundaydık, çünkü işi yetiştirmemiz gerekiyordu, bu nedenle biz üretimimize devam ettik, daha sonrasında boyama kurallarında çok küçük bir değişiklik yaptık, aslında bu hiçbir şey ifade etmeyen bir işlemdi, daha sonrasında baskı işlemi yapmaya devam ettik, daha sonrasında işlemimizi bitirdik, biz davalı tarafın göndermiş olduğu kumaşlara yapmış olduğumuz baskı altı işlemini başkası tarafından gönderilen kumaşlara da aynı işlemi yapıyoruz, bu kumaşlarda herhangi bir sıkıntı görmedik, yaşamadık, boyama kurallarında değişiklik yaptıktan sonra kumaşlarda herhangi bir sıkıntı oluşmadı, bu yapılan değişikliğin kumaşlarda kesik, delik oluşumunun engellenmesine bir etkisi olduğunu düşünmüyorum,” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davacı karşı davalı tanığı … duruşmada; ” ben davacı şirkette son bir yıldır kalite kontrol sorumlusuyum, ondan önce de üretim takip sorumlusu idim, davalı şirket tarafından firmamıza gönderilen kumaşlarda yapılan baskı işlemi sonrasında delikler oluştu, bu deliklerin firmamızca yapılan işlemler nedeniyle oluştuğunu düşünmüyorum, dokuma süreci ile benim pek bir bilgim bulunmamaktadır, ben yedi yıldır davacı şirkette çalışmaktayım, bu süre zarfında hep aynı proses uygulanmaktadır, şimdiye kadar hiçbir problem ile karşılaşılmamıştır, halen dahi aynı proses ile aynı türden kumaşları üretmeye devam ediyoruz ve herhangi bir problem yaşamıyoruz” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davalı karşı davacı tanığı … duruşmada; ” ben davalı Mehmet Faik Tesktil Ticaret A.Ş.’de baskı sorumlusu olarak çalışmaktayım, ben o dönemde sevkiyat sorumlusu olarak çalışıyordum, fason firmalara kumaşları gönderip, onları işlem gördükten sonra aldırıp sevkiyatı ile ilgileniyordum, konu ile ilgili hatırladığım biz malları gönderdikten sonra bir parti geldi, kontrol ettiğimizde herhangi bir sıkıntı yoktu, ikinci parti geldiği zaman üretilen ürünlerde delikler gördük, biz bu kumaşları ham olarak gönderdik, gönderdiğimiz zaman yaptığımız kalite kontrolde herhangi bir sıkıntı yoktu, ikinci partinin delik olduğunu geldiği gün akşamı kalite kontrol sonrasında tespit ettik, hatırladığım kadarı ile şirketimiz çalışanı Demet hanım davacı şirket çalışanı Serkan Bey’i arayarak ikinci partinin delik olduğunu söyledi, sonrasında iki parti kumaş daha geldi, onlarda herhangi bir sıkıntı yoktu, beşinci parti geldiği zaman aynı delikleri o gün akşamı tespit ettik, tespit ettikten sonra Demet Hanım tekrar Serkan beyi telefon ile aradı ve kumaşlarda delik olduğunu söyledi, daha sonra sipariş eksik kalacak diye müşterimiz siparişi tamamlamızı istiyordu, telafi üretimi yapalım diye, altıncı parti ham kumaşı gönderdik, bu kumaşlarda delik geldi, aynı tür kumaşları biz kendi boyahanemizde düz boya yaptık herhangi bir delik sıkıntısı görmedik başka bir fasoncuda da aynı tür kumaşlara baskı yaptırdık, onlarda da herhangi bir sıkıntı yaşamadık, konu ile ilgili hatırladığım bu kadardır, toplamda davacı şirkete gönderilen kumaşlar aynı tür aynı kumaştır, bizim SYK Tekstil e gönderdiğimiz kumaşların tamamı kendi fabrikamızda üretilen ham kumaşlardır ” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davacı- karşı davalı tanığı … duruşmada; ” ben 17 yıldır davacı şirket SYK Tekstil San.Tic. A.Ş.’nin üretim müdürüyüm, davalı Mehmet Faik Yılmaz İpek isimli şirketten yaklaşık olarak 6.000 metre kumaşlar baskı için geldi, bu kalite kumaş ilk defa gönderilmişti, ön işlem yaptık, baskıya çıktı, ilk partide herhangi bir sorun görülmediği için baskıya başlandı, daha sonra kumaşta bant şeklinde beyaz delikler görüldü, karşı taraf ile görüşüldü, onlarda bu hatayı gördüler, karşı taraftan okey alınınca diğer kumaşların baskı işlemine başladık, sonradan gelen ham kumaşların ön işleminde değişiklik yaptık, ön işleminde değişiklik yaptığımız kumaşlarda herhangi bir delik olmadı, daha sonra bu delik kumaşlardan numuneler aldık, amacımız hatanın sebebini bulmaktı, Rudolf Duraner isimli kimyasallarımızı tedarik ettiğimiz firmaya hatalı kumaş örneklerini gönderdik, bunlarda Almanya daki labaratuvarlarına gönderdiler, gelen sonuçta ” kimyasal bir hata, delinme yok, kumaşın dokumasından kaynaklanan bir hatanın olduğu” belirtildi, daha sonra davalı şirkette aynı labaratuvara göndermiş ve yine aynı sonuç geldi, aynı zamanda karşı tarafta bu kumaşlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmış ve yapılan incelemede kumaş dokuma hatası olduğu belirtilmiştir, örnek olarak vermek gerekirse aynı tencerede yapılan bir çorbanın bir bölümünün tuzlu bir bölümünün tuzsuz olması imkansızdır, söz konusu kumaşlarda bant şeklinde delikler olduğu için bizim herhangi bir kusurumuz bulunmamaktadır, işlemler aynı kabın içerisinde yapılmaktadır” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davalı- karşı davacı tanığı … duruşmada; ” ben yaklaşık 10 yıldır davalı şirkette çalışmaktayım, fabrikanın baskı ürün üretim sorumlusuyum, baskı ile ilgili her türlü numune çalışmalarından başlayarak tüm üretim süreçlerinin organizasyonunu ve takibini yapıyorum, HM isimli firmadan bize baskı deseni ve bu desenin basılacağı kalite bilgisi geldi, bu kalite ve desen ile birlikte SYK firmasındaki Serkan beye deseni ve kalite örneğini yanımda götürerek ziyaretine gittim, yüz yüze bir görüşme yaptık, deseni Serkan Beye gösterdik, bu kalitede deseni basabilir misiniz dedim, Serkan Beyden olumlu cevap aldım, dolayısıyla akabinde numune çalışmalarımız başladı, ilgili kalitede numune çalışmaları yaptık, müşteriye gönderdik, takip eden süreçte bir kaç ay sonra konfeksiyoncudan nihai sipariş geldi ve sipariş kumaşları dokumaya başladık, dokunan kumaşlar rassal bir şekilde boyahanelere sevk edilmeye başlandı, SYK tekstil e vereceğimiz sipariş miktarı yaklaşık 9.500 metre civarıydı, aynı dokunan kumaşlardan başka bir baskı firması olan Konfeti firmasına da baskı için sevk ettik, bir miktar aynı kumaş bizim kendi bünyemizde düz boya olarak boyandı, kendi boyadığımız kumaşta ve Konfeti firmasına baskı için gönderdiğimiz kumaşlarda herhangi bir sorun yaşamazken SYK dan parti kumaşlar gelmeye başladığında 1. Partiyi sorunsuz olarak teslim aldık, 2. Partide kumaşlar bize delik bir şekilde gönderildi, bize herhangi bir bilgi verilmedi, 2. Parti kumaşlar bize geldiğinde kalite kontrol yaptık ve delikleri fark ettik, davacı firmaya delikler ile ilgili bilgi verdik, bize ilgileneceklerini söylediler, bundan sonra 3. Ve 4. Parti kumaşları aldık, herhangi bir sorun yoktu, daha sonra 5.parti kumaş geldi ve yine delikler görüldü, SYK tekstile yine bildirimde bulunduk, daha sonra bu delikli kumaşlar yerine 6. Parti olarak telafi üretimi için kumaşlar gönderdik, onlarda delikli geldi, sonrasında SYK tarafından yapılan bir düzeltme ile kumaşlar düzgün bir şekilde geldi, 9.500 metre siparişime karşılık toplamda yaklaşık 14.000 metre kumaş basmak zorunda kaldık, gönderdiğimiz kumaşların bir kısmı tamamen delikli bir kısmının ise tamamen deliksiz olması problemin baskı sonrası oluştuğunu göstermektedir, ön işlemler sırasında mukavemeti zayıflayan iplikler baskı sonrası yıkama ve ramproseslerinde gerginlikle lifler koptuğu için bu delikler oluşmuştur, aynı zamanda biz kumaşlarımızı Almanya da ve Uludağ Üniversitesinde analiz ettirdik, oradan gelen raporlarda da kumaşın baskı sonrası mekanik bir hasara maruz kaldığı ve liflerde kopma meydana geldiği ve dolayısıyla bu deliklerin oluştuğu belirtildi, bu deliklerin etrafındaki iplikler boşlukta kalıp arkaya döndüğü için baskı almadan beyaz görünüyor, bu durumda bize bu problemin baskı sonrası oluştuğunu göstermektedir, fabrika müdürümüz Yeşim Hanım işten kendi isteği ile ayrılmıştır, dava konusu olay ilgili herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır, dava konusu olayın olduğu tarih 2015 sonu 2016 başlarıydı, Yeşim hanım 2017 yılı sonunda işten ayrılmıştır” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davalı – karşı davacı tanığı … duruşmada; ” Ben davalı şirketin 2014 nisan ayı ile 2017 Aralık yılları arasında fabrika müdürüydüm, emekli oldum, şu anda eski firmamda bu nedenle çalışmıyorum, olayların geliştiği dönemdi firmanın başındaydım, Uluslararası firma olan HM’nin Türkiye ofisinden sipariş söz konusu oldu, firmamız dokuma kumaş üreten düz boya yapan ve baskı tasarımı yapan bir firmadır, gelen sipariş bizim üretimimizin dışında fason baskı yaptıracağımız bir ürün tipiydi, HM firmasının anlaşmalı olduğu firmalar vardır, her firma ile çalışmazlar, SYK firması da anlaşmalı olduğu firmadır, dolayısıyla gelen desen SYK firması ile görüşüldü, ön numuneler yapıldı, numuneler okeylendi, bize resmi sipariş geçildi, anlaşmamız gereği SYK firmasına parti parti kumaş gönderdik, kumaşları önce biz dokuyoruz, dokuduğumuz kumaşları SYK firmasına gönderiyoruz onlar önce bir ön işlem yapıyorlar ardından da baskı işlemine geçiyorlar, yaptıkları işleri parti parti bize gönderiyorlardı, ilk parti geldi, kumaşlarda herhangi bir problem yoktu, 2.parti geldiğinde ise kumaşlarda delikler vardı, karşı firma ile görüşmeler yaptık, 3. Ve 4. Partide herhangi bir sorun yoktu, 5.ve 6.partide de yine aynı sorunları yaşadık, karşı firmanın yöneticisi ile görüşmeye başladık, öncelikle delikli kumaşları bir kenara alarak yeniden kumaş üretmeye başladık, aynı kumaşlardan biz düz boya yaptık, herhangi bir sorun yoktu, aynı kumaştan başka bir firma olan Konfeti firmasına gönderdik, orada da rotasyon baskı yaptırdık, onda da herhangi bir sorun çıkmadı, dolayısıyla bizim eksiğimiz kalan SYK firmasında bastırdığımız kumaşların yerine yeniden ham kumaş ürettik, bu kumaşları yeniden SYKya gönderdik, onlarda tekrar baskı işlemi yaptılar, bu kumaşlarda herhangi bir sorun çıkmadı, SYK’nın, bizim ve Akbaşlar Konfeksiyonun HM firmasına bir taahhüdü vardır, onlardan zaman istedik, davacı firmaya zararlarımızı tazmin etmesi noktasında mailler gönderdik, zararın bir miktarını karşılayabileceklerine dair bize mail gönderdiler, delikler düz beyaz çizgiler şeklindeydi, delikle kumaşlar bize geldiğinde biz kendimiz kontrol ettiğimizde farkettik, öncesinde bize bu konu ile ilgili davacı firma tarafından bilgi verilmedi, Almanya da bulunan labaratuvar dünya çapında akredite olmuş bir labaratuvardır,buradan gelen raporda hatanın ham kumaştan olmadığı, yapılan ıslak işlem esnasında ve baskı işlemi sonrasında görüldüğü rapor edilmiştir ” şeklinde tanıklık beyanında bulunduğu görüldü.
Mahkememizce Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden mahallinde ve taraflara ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına ve keşif sırasında taraf tanıklarının dinlenilmesine karar verilmiştir.
Davalı tanığı … keşif sırasında; ” ben SYK tekstil isimli firmada 2013 Aralık ayından 2016 Nisan ayına kadar çalıştım, dijital baskı sorumlusu idim, 2015 Kasım ayında M.Faik Yılmaz ipek isimli firmanın dijital baskı yapılması için siparişi vardı, siparişin miktarı 14 bin 15 bin metre civarındaydı, ilk olarak bir parti malı baskılı halde gönderdik, onlar bize ürünlerde hata olduğunu söyledi, o esnada ikinci ve üçüncü parti kumaşlarda işlemdeydi, ikinci ve üçüncü parti malları da firmaya gönderdik, M.Faik Yılmaz ipek tekstil firması yetkilileri ikici ve üçüncü parti mallarda da hata olduğunu söylediler, bana göre kumaşlarda meydana gelen hata ön işlem ya da baskı sonrası yıkamadan kaynaklıdır, kumaşlarda herhangi bir hata olduğunu düşünmüyorum, proseste kullanılan kimyasallardan bazılarının değişimi ile bu hata diğer parti üretimlerde sıfıra indi. Daha sonra bazı partilerde yine hata çıktı, SYK dan Yılmaz İpek’e kimyasallarda yapılan değişiklik ile sorunun çözüldüğüne dair mail atıldı diye hatırlıyorum, sonrasındaki partilerin bir kısmında yine sorun çıktığını biliyorum benim şahsi kanaatim yapılan proseste değişikliğinin uygulamada tekrar yanlış yapılmasıdır, bir parti yaklaşık 800 ile 1000 metre civarındadır, ilk olarak baskısını yaptığımız 35 metre kumaşın M.Faik Yılmaz İpekten okeyini aldık, herhangi bir sorun olmadığını söylediler bunun üzerine on beş bin metrelik siparişin dijital baskısına başladık, bunun üzerine bir parti malı gönderdik, bunda herhangi bir sorun olmadığını söylediler, daha sonra iki parti daha gönderildi, bu mallarda sorunlu olduğunu söylediler, ayrıca bu mallardaki sorunların eşit olmadığını söylediler bazı malların daha fazla bazı malların daha az sorunlu olduğunu söylediler, değişiklik yapılan proses ile ilgili teknik bir bilgim vardır, suyun kumaşa temas ettiği iki işlem vardır, birisi baskı öncesi ön işlem diğeri de baskı sonrası yıkamadır, sudaki demir viskon kumaş olduğu için deler, bu demir önleyici kimyasal kullanırsınız, bu deliklerin ya yanlış ya da ucuz kimyasal kullanılmasından kaynaklandığını düşünüyorum, bana proseste kimyasalların değiştiğini söylediler, SYK tekstilden ayrıldıktan sonra kendime ait firmamı kurdum bana SYK tarafından ismini kullanmamam noktasında ihtar çekildi” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davalı tanığı … keşif sırasında; ” ben halen M.faik Yılmaz İpek tekstilde 2014 Aralık ayından beri çalışıyorum, şuan da kalite güvence yöneticisiyim, dava konusu olay olduğu zaman fason baskı takibi işleri ile ilgileniyordum, 2015 aralık ayında HM firmasından bir sipariş aldık, dijital baskı 10 bin metre civarı siparişi SYK tekstil e geçildi, 4 bin metresi rotasyon baskıydı, konfeti firmasına sipariş geçildi. 650 metre kadar da kendi boyahanemizde düz boya siparişi geçildi, burada yapılan üretimde ve konfeti firmasında yapılan üretimde bir sıkıntı yaşanmadı, SYK daki üretimde bir problem ile karşılaştık, ilk parti de bir sorun yaşamadık, ikinci partide problem yaşadık biz kalite kontrolde problemi tespit eder etmez SYK tekstil ile irtibata geçtik, Fatma hanım ve Serkan beye bilgi verdik, bundan sonraki üçüncü ve dördüncü partilerde sorun yaşanmadı sorunun halledildiğini düşündük, fakat beşinci ve altıncı parti tekrar hatalı şekilde üretildi, sonrasında eksik kalan metreler için telafi üretimlerine başlandı, ve bu telafi üretimlerinde böyle bir hata gözlemlenmedi, biz aynı ham kumaşı değişik yerlerde yaptırıp birinde sorun gördüğümüzü diğer yerlerde sorun görmediğimizi kendileri ile paylaştık, kendi partileri içinde de tutarsız olduklarını kendilerine söyledik, fakat onlar bizim ham kumaşımız ile ilgili bir sorun olduğunu bize bildirdiler, bunun üzerine yurtdışında ve Uludağ üniversitesinde testler yapıldı, bu testlerin sonucunda da bu hatanın dokuma sonrası bir işlemden kaynaklandığı ortaya çıktı, kendileri bazı partilerde proses değişikliğine gittiklerini bildirmişlerdi, bununda hataya sebebiyet verebileceğini veya hatayı engelleyebileceğini düşünüyorum” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Alınan 06/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalıdan incelenen 3.621,089 mt rulo/top halindeki baskılı kumaşın ve 375,00 mt (73,00 kg) poşetlerdeki parçalı kumaşın ayıplı olduğu, söz konusu ayıbın iplik ya da dokumadan değil kumaşın gördüğü işlemler sırasında maruz kaldığı fiziksel ve mekanik etki sonucu oluştuğu, hataların dağınık, düzensiz ve çok olması nedeniyle kumaşın 1. Kalite konfeksiyon ürünü için fireli de olsa kullanımının mümkün olmadığı, davaya esas kumaşların ancak 2. Kalite olarak değerlendirilebileceği, 375,00 mt kesilmiş/ parça kumaşın, sektör teamülleri gereği davacı adına zarar olarak hesaplanmasının mümkün olmadığı (kesilmiş kumaştan boyahane sorumlu değildir, kumaş kesilmeden önce sorunun boyahaneye bildirilmesi tekstil sektörünün geçerli kuralıdır) , Akbaşlar Tekstil tarafından kesilen 11.793,60 Euro reklamasyon faturasının davacının yükümlülüğü olduğu, konfeksiyonda kesimi yapılmış, parça halindeki 375 mt (73 kg) kumaştan davacının sorumlu olmadığı, dolayısıyla bu miktarla ilgili maddi bir yükümlülüğün olmadığı, 3.621,89 mt ayıplı mamul kumaşın, sektör teamülleri açısından uygulanan sistem de olması dolayısıyla, baskı ücretinden davalının muaf olmasının uygun olduğu, davacının hatası nedeniyle ayıplı duruma düştüğü kanaatine varılan 3.621,89 mt ayıplı kumaşın baskı bedelinin, dosyaya sunulan evraklardan anlaşıldığı üzere ortalama %27 fire oranına göre; 3.621,89 mt x 1,27x 2,65 Euro/mt+ KDV = 12.189,47 Euro + KDV olduğu, davacı şirketin 2015,2016 defterlerini T.T.K.’nun 64. Ve 67. İle 213. Sayılı V.U.K.’nun 182. Ve 225. Maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak elektronik ortamda tuttukları tespit edildiği, maliye bakanlığınca yapılan düzenlemeler sonucunda elektronik ortamda tutulan defterler için 1 ve 2 seri nolu elektronik defter genel tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde noter tasdikinin gerekmediği yerine geçecek berat oluşturma işleminin yapılmış olduğunun tespit edildiğini, 2015, 2016 yılları defterlerinin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil oluşturabilecek özellikte olduğu, tarafların ticari defterlerine göre hesaplarında takip tarihi itibariyle mutabık olduklarını, davacı şirketin davalı şirketten 99.422,29 TL alacaklı olduğu, 3.621,89 mt hatalı kumaşın fire oranıyla reaktif baskı bedelinin takip tarihi olan 23.11.2016 tarihi itibariyle bedelinin KDV dahi 14.383,57 Euro, 51.780,85 TL olduğu, reklamasyon faturasının takip tarihi olan 23.11.2016 tarihi itibariyle bedelinin KDV dahil 11.793,60 Euro , 42.456,96 TL olduğu, davacının sorumluluğunun bulunduğu tutarın 14.833,57 Euro + 11.793,60 Euro = 26.177,17 Euro, 51.780,85 + 42.456,96 = 94.237,81 TL olduğu, davacının alacağı olan 99.442,29 tL7den 94.237,81 TL’nin düşüldüğünde davacının alacağının 5.184,48 TL olduğu, takip tarihi itibariyle 1.440,13 Euro olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 18/02/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; davalının reklamasyon faturasının hatalı mallardan kaynaklı kesildiğine dair evrak sunması durumunda ve bilirkişi heyetince bu doğrultuda karar verilmesi durumunda davacının alacağı 5.184,48 TL, davalının reklamasyon faturası ile ilgili evrak sunamaması ve sayın mahkemece reklamasyon faturasının davacının yükümlülüğünde olmadığı kanaatine varması durumunda ise davacının alacağı 47.641,44 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, tespit raporu, Uludağ Üniversitesi raporu, dosyadaki tüm teknik raporlar, kök rapor, ek rapor ve taraf vekillerinin bu raporlara karşı beyan ve itirazları değerlendirilmek suretiyle İstanbul Natm’ye talimat yazılarak üniversite öğretim görevlisi bilirkişilerden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Alınan 08/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; atkı yönünde kumaşın enine doğru boya almayan çizgiler oluştuğu, bilindiği gibi dokumaya hazırlık yapıldığında tezgaha çözgü leventi bağlanıp üzerine atkı için atkı ipliği bobini de bağlandıktan sonra tezgaha start verildiği/ başlatıldığı, tezgahın uzun süreli ve verimli çalışması için ipliklerin kopmamasının gerektiği, ham kumaş tezgahtan alındıktan sonra kalite kontrol masasında ışık altında gözden geçirildiği, araya sıkışmış iplik ve filament artıkları cımbızla temizlendiği ve boya baskı için boyahaneye gönderildiği, boya baskı işleminden sonra konfeksiyona gönderilmeden önce de tekrar ışık altında kalite kontrol yapılması gerektiği, hata var ise boyalı kumaşta daha bariz tespit edilebileceği, bu davada hata konfeksiyon esnasında görüldüğüne göre SYK Tekstil baskıdan sonra kalite kontrol yapmamış olduğunun anlaşıldığı, sonuç olarak bu hataların atkı ipliği olarak kullanılan viskon ipliğinden kaynaklandığı, bu bobinlerde yer yer filament dağılmasının olabileceği, çünkü bu ipliklerin genelde karton kolilerde muhafaza edildiği ve çeşitli nedenlerle iplik sargılarında bozulma veya ipliğin bobine gergin/ sert sarılmış olması veya sıkı sarılmış olması, yani sarım ayarlarının düzgün olmayışı bobinin formunu bozabilir ve dokuma esnasında da çözgü ipine sürtünmesi nedeniyle yer yer filament haline dönebileceği, dokuma sonunda yapılan kalite kontrolde bu hataların cımbızla düzeltilmek istenirken daha fazla bozulduğundan boya alma özelliği nedeniyle iyi boya alamamış ve bu da baskıdan sonra, bu resimde görüldüğü gibi çizgi halinde bir görüntüye sebep olduğu, atkı hatalarının iplikten, atkı hazırlamadan veya dokuma işleminden kaynaklandığı ve kumaşın eninde, bir kısmında noktasal olarak veya kumaşın kenarında görülebileceği, bir atkı ipliğinin tüm kumaş eninde yosunluğu sebepli kumaşta bir çizgi oluşması şeklinde görüleceği, nedeninin ise hatalı atkı bobinleri, hatalı tefe/ tefe vurma işlemi, düzgünsüz/ formu bozuk atkı ipliklerinin olabileceği, hatanın önlenmesi için atkı bobinleri ve makine ayarlarının kontrol edilmesi gerektiği, davaya esas kumaşın mamul eninin 140 cm, ortamala gramajının 138- 140 gr/metre kare olarak tespit edildiği, kumaşın atkısının 60/1 viskon ve çözgüsünün 100 denye tursuz floş olduğu, bilirkişi raporlarının da genel olarak bu hataların atkı ipliğinden kaynaklandığı şeklinde olduğu, sonuç olarak bu dokuma hatasının atkı ipi olarak kullanılan viskon ipliğinden kaynaklandığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın hesap uzmanı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 22/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davalının Reklamasyon faturasının hatalı mallardan kaynaklı kesildiğine dair evrak sunması durumunda ve bilirkişi heyetince bu doğrultuda karar verilmesi durumunda davacının alacağı 5.184,48. TL, davalının reklamasyon faturası ile ilgili evrak sunamaması ve Sayın Mahkemece reklamasyon faturasının davacının yükümlülüğünde olmadığı kanaatine varması durumda ise davacının alacağının 47.641,44. – TL olduğu kanaatine varılmıştır…” denildiği, işbu Kök Rapor ve Ek rapordaki rakamlar ve hesaplamalar, dava konusu kumaşların dokunmasında ayıp bulunmadığı, kumaşlardaki hataların davacı-karşı davalı tarafça yapılan desen baskı-boya işlemlerinin ayıplı olmasından kaynaklandığı kanaat ve değerlendirmesiyle yapılmış olup, Sayın Mahkemece de davalı-karşı davacının davasının haklı olduğu ve davacı-karşı davalı tarafından yapılan desen baskı ve boya işlemlerinin yükleniciden kaynaklı nedenlerle ayıplı olduğu sonucuna varılması halinde de, yine Reklamasyon faturası bedelinin davacıya yükletilip yükletilemeyeceği seçeneğine göre, karşı davada talep edilebilecek olan miktar belirlenecek olduğu, Reklamasyon faturası bedelinin davacıya yükletilemeyeceği seçeneğinde; davalı-karşı davacının talep edebileceği miktarın “3.621,89 metre hatalı kumaşın fire oranıyla reaktif baskı bedelinin takip tarihi olan 23.11.2016 tarihi itibariyle bedelinin KDV dahil 14.383,57 EURO, 51.780,85.-TL “olarak belirleneceği, bilirkişiler tarafından düzenlenen Ek raporda; “Akbaş Holding’ in 18.12.2015 tarihli 11.793,60 Euro bedelli faturasına ait yansıtma faturasının her iki tarafin kayıtlarında da olmadığının tespit edildiği, Akbaşlar tarafından düzenlenen reklamasyon faturasına ait sevk irsaliyelerinden hatalı çıkan malların 59 topunun takip konusu faturaların tarihlerinden önceki tarihlere ait olduğu, 15 topunun ise takip konusu faturalarla ilintisinin olduğunun anlaşıldığı, yukarıdaki bilgiler ışığında davalının, davacının yapmış olduğu hatalı üretime ait faturaların bedelini ödemiş olduğu, sonradan bu mallar ile ilgili problem çıktığında davalı tarafından takip konusu diğer faturaların (şikayet konusu mallar olmayan) bedellerinin ödenmemiş olduğunun tespit edildiği, burada asıl mesele davalının Akbaşlar’dan gelen reklamasyon faturasını kendi ünvanıyla yansıtma faturası düzenleyerek davalıya göndermemesi hatta kendi kayıtlarında bile olmamasının olduğu, davalı yapılması gereken işlem bu iken hiç hatalı mallarla ilgisi olmayan takip konusu faturaların bedelini ödemekten imtina etmiş olduğu, bu durumda kök raporda belirtilen reklamasyon faturasının içeriğindeki malların 59 topunun hatalı çıkan mallarla ilintisi olabileceği konusunda dava dosyası kapsamında hiçbir bulguya rastlanılamamış olup bu konuda davalının reklarmasyon faturasındaki malların detaylı tanımlarını hatalı mallara ait etiket bilgileriyle uyumlu olduğunu destekler dokümanları bilirkişi heyetimize sunması gerekmektedir…” denildiği, ek Bilirkişi Raporundan sonra da, işbu Reklamasyon Faturası ile dava konusu kumaşla arasında illiyet bağını gösteren başkaca bir delil sunulmadığı gibi, 14.03.2019 Tarihli dilekçesindeki beyanlarıyla, Akbaşlar tarafından düzenlenen reklamasyon faturasının bilinçli olarak taraflar arasında gündeme getirilmediğini gösterdiği, reklamasyon faturası bedelinin davacıya yükletilmesi seçeneğinde; davalı-karşı davacının talep edebileceği miktarın “12- 3.621,89 metre hatalı kumaşın fire oranıyla reaktif baskı bedelinin takip tarihi olan 23.11.2016 tarihi itibariyle bedelinin KDV dahil 14.383,57 EURO, 51.780,85.-TL olduğu, Reklamasyon faturasının takip tarihi olan 23.11.2016 tarihi itibariyle bedelinin KDV dahil 11.793,60 EURO, 42.456,96.- TL olduğu, davacının sorumluluğunun bulunduğu tutarın 14.833,57 EURO + 11.793,60 EURO = 26.177,17 EURO, 51.780,85 + 42.456,96 = 94.237,81.-TL” olarak belirleneceği bildirilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2020 tarih ve 2019/1698 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ayıplı eser, sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Yine ayıp bedelinin de ayıbın ortaya çıktığından itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak hesaplanması gerekir.
Kural olarak, eserin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükü yüklenicidedir. MK’nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat şuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay ( Kapatılan)15. Hukuk Dairesi’nin bir çok kararında “kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye aittir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Teslim edilen eserin ayıplı ve/veya eksik olduğunu ve bedelin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibine aittir. İçtihatlarda, Yargıtay’ın da bu doğrultuda tutum sergilediği görülmektedir. “Eser sözleşmesine dayalı ilişkilerde eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibindedir.” (bkz.Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 30.05.2013 tarih, 2013/5906 Esas, 2013/3519 Karar sayılı kararı)
Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda 6098 sayılı TBK’nın 474, gizli ayıplarda ise 6098 sayılı TBK’nın 477. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya muhtelif tarihlerde “fason kumaş reaktif baskı” yaptığı ve davalıya fatura ettiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davacı/karşı davalı tarafından Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2016/15336 E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı/karşı davalı yaptığı desen baskı ve boyama işlemleri bedellerinden ödenmeyen 27.731,96 Euro ve 1.384,20 TL işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Davalı-karyı davacı kumaşlara yapılar baskı ve boya işlerinin ayıplı olduğu, ayıplı işlere yönelik ücret talep edilemeyeceğini belirterek icra takibine itiraz etmişler ve 58.035,00 TL borçlu olmadıklarının tespitini ve ayıplı işlemler sonucu uğradıkları zararın tazminini için 22.937,71 TL talep etmişlerdir. SMMM bilirkişi tarafından yapılan incelemede taraf ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı/karşı davacının 27.731,96-Euro borçlu olduğu tespit edilmiştir. İcra takibinden önce temerrüde düşürülmediğinden faiz talebi yerinde görülmemiş, asıl alacak 27.731,96-Euro yönünden asıl davada takibin devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 19.856,08-TL (takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı-karşı davacı hatalı olduğunu iddia ettiği ürünlere ait fatura bedellerini ödemiştir. İcra takibinin konusu olan faturalar şikayet konusu olmayan mallara ilişkin olup bedelleri ödenmemiştir.

Karşı davada ayıplı desen baskı ve boyama işlemleri sonucunda görüldüğü iddia edilen zararların tazmini talep edilmiştir.Karşı dava konusu kumaşların ayıplı olduğu, söz konusu ayıbın iplik ya da dokumadan değil kumaşın gördüğü işlemler sırasında maruz kaldığı fiziksel ve mekanik etki sonucu oluştuğu, hesap bilirkişinin raporunda belirttiği üzere reklamasyon faturasının hatalı mallardan kaynaklı kesildiğine dair evrak sunulamamasından dolayı davalı- karşı davacının talep edebileceği miktarın 51.780,85 TL olduğu karşı davanın kısmen kabulü ile; talep edilen 22.937,71 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reaskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl dosyada davacı -karşı davalının alacaklı olduğu tespit edilmekle davalı -karşı davacının menfi tespit talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
Asıl Davada;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2016/15336 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 27.731,96-Euro asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek devlet bankalarının EURO cinsinden 1 yıl vadeye uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte aynen veya fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı olarak devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 19.856,08-TL (takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası gereği alınması gereken 7.653,26-TL harçtan peşin alınan 1.778,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.874,91-TL harcın davalı- karşı davacıdan tahsiline,
4-Davacı- karşı davalı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 3.479,18-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına göre hesaplanan 3.313,78-TL ile peşin alınan 1.778,35-TL harcın davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine,
5-Davacı- karşı davalı yararına ölçümlenen 14.593,53-TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine,
6-Davalı- karşı davacı yararına ölçümlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,

Karşı Davada;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 22.937,71 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reaskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının menfi tespit talebinin reddine,
3-Harçlar yasası gereği alınması gereken 1.566,87-TL harçtan peşin alınan 1.382,81-TL harcın mahsubu ile bakiye 184,06-TL harcın davacı- karşı davalıdan tahsiline,
4-Davalı- karşı davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 825,50-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına göre hesaplanan 231,41-TL ile peşin alınan 1.382,81-TL harcın davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
5-Davalı- karşı davacı yararına ölçümlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
6-Davacı- karşı davalı yararına ölçümlenen 8.455,40-TL vekalet ücretinin davalı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair;taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Davacı- karşı davalı gideri ; Davalı- karşı davacı gideri;
2.700,00 TL bilirkişi gideri, 750,00 TL bilirkişi gideri,
253,80 keşif harcı 75,50 tebligat posta gideri
525,38 TL tebligat posta gideri 825,50 TL toplam gider
3.479,18 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.