Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1261 E. 2021/42 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1261 Esas
KARAR NO : 2021/42

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı şirketin 2003 yılında kurulduğunu, müşteri potföyünün teknik tekstil üreticileri olduğunu, otomotiv ve medikal sektörü için nitelikli iş kıyafetleri ve temizlik bezleri ürettiğini, antisatik ürünler ve antistatik kumaşlar konusunda çalıştığını, bu doğrultuda kumaş alım satımı yaptığını ve dolayısıyla boyacı şirketlerle anlaşmalar yaptığını; davalı şirketin boya ve apre işleri yaptığını, davacı …’in, dava dışı … Giyim San. ve Tic. Ltd.Şti. ile 05/08/2016 tarihinde ESD(Elektrostatik Deşarj) özellikli (Antistatik) kumaş üretimi için (2123 C kodlu mavi renkte) sözleşme yaptığını, istenilen özelliklerde kumaş üretimi için Euro üzerinden anlaştıklarını, 05/08/2016 tarihli sözleşme fotokopisinin dava dosyasında bulunduğunu, bu sözleşme üzerine üretilen EBR007DX kodlu kumaşların istenilen biçimde boyanması için davalı Ottoman firması yetkilileri ile görüşüldüğünü, firma yetkilisi işletme müdürü … bey ile görüşüldüğünü, gerçek üretim öncesi 2076mt tik ilk partinin(25303 parti no ve 21/09/2016 irsaliye tarihli) işleme verildiğini, sonucun olumlu olması üzerine aslı üretime geçilmesine karar verildiğini; bunun üzerine davalı Ottoman firmasına 24.453 mt ESD(antistatik)özellikli EBR007DX kodlu pamuk+polyester+karbon karışımlı ham kumaş gönderildiğini, davalı firmanın kumaşların bir kısmını hatasız boyadığı ancak 11.200mt lik kısmın hatalı olduğunu, kumaşların “fonksiyonel antıstatiklik özelliğinin bozulduğu”, kumaşların bu amaçla ve başka amaçla kullanılmasının mümkün olmadığı dolayısıyla ekonomik değerinin tamamen kaybolduğunu, bu süreçte davacı … kumaşların hatalı olduğunu anlayana kadar 6.233mt hatalı kumaşı müşterisi Beyba Ltd Şti ye sattığını, durumu anladığında kumaşları geri alarak, yeniden l0.000mt ham kumaş dokutup başka bir boyahanede boyatarak müşterisine teslim ettiğini, üretim devam ederken yapılan kontrollerde kumaşların bir kısmında hata ve fire oranlarında %15-%37 arasında değişen tutarsızlıklar ve çok yüksek değerler oluştuğunu, sadece bunun bile davalı şirketin kusurlu davranışlar sergilediğini gösterdiğini, ayrıca antistatik özelliği bozulan 11.200mt’nin 1771mt’sinin gözle görülür yırtık, yanık ve mukavemet kayıplarından oluşan hatalar nedeniyle davalı Ottoman tarafından ödemesinin yapıldığı ancak Ottoman firmasının 2614mt karşılığı 1771mt için ödeme yaptığını, burada fire oranının %32 olduğunu, davalı firmanın tüm ham kumaş bedeli ödemesi gerekirken 1771mt için ödeme yapmasının iyi niyetli olmadığını; toplam 11.200mt den geriye kalan 9.429mt kumaşın tazmini konusunda davalı şirketle görüşüldüğü ancak davalının buna yanaşmadığını, tüm irsaliyelerde de yazmasına ve sözlü uyarılara rağmen kumaşa verilen zararın giderilmediğini ve müvekkilinin zararının giderilmediğini; ekonomik değeri kaybolan kumaşın bedelinin davacıya ödenmesi gerektiğini; kumaşın ESD değer tesbiti için INTERTEK, BUTEKOM gibi kuruluşlara testler yaptırıldığını, kumaşın kaybettiği ekonomik değerin tanzimini talep ettiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davalı şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösteren öncü bir entegre&boya firması olduğunu, firma bünyesinde örgü kumaş, boyama, dijital baskı faaliyetleri yaptığını, Davacı …’in gerçek olmayan isnatlar ile müvekkilinin iş çevresindeki imajının zedelendiğini, Davacı vekili dilekçesinde belirtildiği sıra ve düzende kumaşların boyamalarının yapıldığını, yapılırken irsaliyeler üzerindeki talimatların takip edildiği ancak neredeyse l yıl sonra sözkonusu davanın açılarak boyanan kumaşların ayıplı olduğunun iddia edildiğini, bunun kötü niyetli ve mesnetten yoksun bir iddia olduğunu, Davanın zaman aşımı sonrası açılmış olduğunu, müvekkilinin davacıdan gelen sevk irsaliyelerindeki talimatlara göre 24.453 mt yi boyadığını, davalı ile davacı arasında başka bir sözleşme, sipariş formu, şartname vs bulunmadığını, davacının müşterisi … ile arasındaki sözleşme dava dosyasına sunulmuş olsa da müvekkilini ilgilendiren bir durum olmadığını, davalının irsaliyeler üzerindeki detaylar kadar yapılan işte sorumlu olduğunu, davacının kumaş içeriğini yanlış belirttiğini, bunun tesbiti için RUDOLF DURANER KİMYEVİ MADDELER TİC. SAN. AŞ.’ye test yaptırıldığını, buna göre kumaştaki elyafın kaprolaktom-siyah pigment ilave edilmiş PA polimeri olduğunu, bu nedenle antistatik özellik beklemenin doğru olmadığını, gerçek bir karbon elyaf gibi davranmadığını, karbon elyafın aksine erime özelliği gösterdiğinin tespit edildiğini, dolayısıyla irsaliyelerde yazdığı gibi %48 Pamuk %4Polyester %4 Karbon karışımındaki karbonun gerçek bir karbon elyaf olmadığını; davanın açılmasıyla beraber akredite bir kuruluş olan INTERTEK lab yapılan testte de kumaşta karbon özelliğinin olmadığını, %3,9 oranında Polyamide yani Nylon içeriğine sahip olduğunun ortaya çıktığının görüldüğünü, özellikle belirtilen ön fikse yapılması talimatı ile kumaşlara ısıl işlem yapıldığını, ön fikse işleminin 180-195 arasında yapıldığını, karbonun 460o’ye kadar dayanıklı olduğu, oysa nylonun 150 den sonra bozulmaya başladığını, dolayısıyla davacıdan gelen yanlış talimat ve kumaş içerik bilgisi nedeniyle bu durumun ortaya çıktığını; ancak davalının her parti için aynı işlemi uyguladığını, partiler arasında bir farklılık olmadığını, yüksek fire oranlarında müvekkilinin bir tasarrufunun olmadığını, davacının sözünü ettiği gibi 1771 mt ‘lik partideki problemin antistatik kaybı değil, teknik bir arıza nedeniyle kumaştaki mekanik hasarlar olduğunu, BUTEKOM test raporunda belirtildiği gibi kumaşların 205o üzerinde işlem görmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin EKO-TEX belgesi sahibi olduğunu ve bu durumun mümkün olamayacağını, zaten kumaşta karbon diye adlandırılan elyafın karbon olmadığının Intertek Lab test sonucunda ortaya çıktığını, ayrıca 26/03/2017 ve 20/07/2017 tarihli hesap mutakabatları ile davalı ve davacının karşılıklı mutabık kaldığını, davacının bu mutakaballara imzalı onay verdiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
KANITLAR:
Sözleşme, ticari defter ve bağlı kayıtlar, keşif, tanık beyanları, kumaş örnekleri, sevk irsaliyeleri, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, dava dilekçesinde belirtilen kumaşların davalı şirket tarafından ayıplı olarak boyanıp boyanmadığı, davacı şirketin zararının oluşup oluşmadığı oluşmuş ise miktarının ne kadar olduğunun tespitine ilişkindir.
Mahkememizce, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden mahallinde ve taraflara ait ticari defterler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına, bilirkişi olarak konusunda uzman 1 tekstil mühendisi, 1 kimyager (tekstil kimyası alanında) ve 1 SMMM bilirkişilerin resen seçilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce keşif sırasında hazır olan tanıkların dinlenilmesine karar verilmiştir.
Davacı tanığı …. keşif sırasında ” ben 12 yıldır davacı firmada çalışmaktayım, yaklaşık 20 bin metre kumaş siparişi gelmişti, bizimşirket yetkililerimiz davalı firma yetkilisi ile görüşmeye gittiler, kumaşın kalitesi ve nasıl olması gerekktiğini anlattılar ikinci kez ben bizim şirket yetkilisi …. hanım ile birlikte tekrar davalı firma yetkilisi …. bey ile görüşmeye gittik, kumaşın ne kadar önemli olduğunu içindeki özellikleri yani pamuk polyester ve karbon oranını müşterinin istediği özellikleri çekmezlik oranlarını boyamadan önce fikse yapılması gerektiğini söyledik, aramızda pozitif bir görüşme gerçekleşti, yapabileceklerini söylediler, ilk parti olarak yaklaşık bin metre kumaşı davalı firmaya verdik, boyadılar, standartlara uygun olarak çıktı, herhangi bir sorun çıkmadı, ilk parti de herhangi bir sorun çıkmayınca diğer parti kumaşları da gönderdik, daha sonra diğer kumaşlarda boyandı, bizde boyanan kumaşlardan bir kısmını müşterimize gönderdik, bir kısmı kendi bünyemizde kaldı, daha sonra kesilen parçaları bizim şirket görevlimiz … hanım kontrol etti, bu yapılan kontrolde kumaşların gerekli değeri vermediğini tespit ettik, daha sonra müşteriye giden kumaşların iadesini istedik, onlar bir kısmını kesmişlerdi, kesilen ve kesilmeyen bütün kumaşları bize iade ettiler, hatayı tespit ettiğimiz gün davalı firmaya giderek …rol bey ile görüştük ve hata hakkında bilgi verdik, daha sonra … bey hatayı kendilerinin düzeltilebileceklerini söyledi, bir kimyasal vererek istediğimiz değere çıkartabileceklerini söyledi, ancak çıkartamadılar, biz ve davalı firma yetkilisi … bey ile birlikte davalı firma sahibi … bey ile görüşmeye çıktık, daha sonra … bey problemi anlatmaya çalıştı, … bey de sen bilmediğin işi neden aldın diyerek … beye kızdı, orada gergin bir an yaşandı, daha sonra … beyde belki düzeltilebilir diye el attı ancak o da kumaşları kurtaramadı” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davacı tanığı … keşif sırasında ” dava konusu olay olduğu zaman ben davacı firmada çalışıyor idim, müşteriden gelen sipariş ile Ottoman boyahanesine sipariş açtık, renk numuneleri yapıldı, renk onayı alındıktan sonra deneme amaçlı ilk parti gönderildi, ilk partiyi boyadıktan sonra bize gönderdiler, gerekli kontroller yapıldı, uygun olduğuna karar verildi, geri kalan kumaşları boyanması istendi, daha sonraki partiler geldiğinde her kumaştan numune olarak birer parça aldık, bu parçalar … hanım tarafından incelendiğinde anti statik özelliklerinin olmadığı yani kaybolduğunu gördük, akabinde Ottoman firmasına ulaştık, uygun olmayan kumaşlar için apre ile anti statik özellik kazandırabileceklerini söylediler, işlemler yapıldı, ardından yapılan ölçümlerde yine anti statik özelliğinin olmadığı anlaşıldı, fiziksel olarak hasar gördüğü tespit edilen kumaşlar Ottoman firmasına teslim edildi, bu süreçte davalı firma yetkilileri ile görüşmeler yapıldı, onların huzurunda ölçüm yapıldı, ölçüm cihazını biz yanımızda götürmüştük, sonuçta anti statik özelliğinin olmadığı ölçümler ile anlaşıldı, biz kumaşlarda ki hatayı tespit ettiğimiz gün davalı firma ile görüşmeye gittik ve bu durumu anlattık” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Davalı tanığı …. keşif sırasında ” ben davalı Ottoman isimli firmanın işletme müdürüyüm, yaklaşık olarak günde 35 ton fason kumaş boyayan bir firmayız, davacı firma ile de bu iş öncesinde başka işler yaptık, bize kumaşları gönderdiler, bir parti malı boyadım, rengini bütün çekmezlik okeyini aldım, ondan sonra diğer parti kumaşları boyamaya devam ettim, kumaşları gönderdik, … hanım müşteriye giden bir parti kumaşta problem olduğunu söyledi, daha sonra bununla ilgili ne gibi bir düzeltme olabilir diye konuştuk, o da bize bir kimyasal gönderdi, anti statik özelliğinin arttırılması hususunda deneme yaptık, ancak kendi gönderdikleri kimyasal ile yapmış olduğumuz deneme ile herhangi bir netice alamadık, bana keşif mahallinde gösterdiğiniz kumaşlar boyanmak için bize gönderilen kumaşlara benziyor” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Alınan 13/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının elinde bulunan, hem kesilmiş poşetlerdeki (493,25 KG (yaklaşık 2.466.25MT)) hem de rulo (759,65 KG (3.797,03 MT)) olarak bulunan kumaşların ESD(Elektrostatik Deşarj/Antistatik) değerinin uygun değerlerde olmaması sebebi ile üretim amacı düşünüldüğünde, ayıplı olduğu, mavi ve lacivert olarak keşif sırasında görülmüş ve incelenmiş 759,65 KG (3.797,03 MT) kumaşın ESD (Elektrostatik Deşaıj/Antistatik) özelliğinin bozulduğu ancak davacıdan davalıya yeterli bilgi aktarımı olmadığı fakat davalının da tecrübeli bir boyahane olarak konuya daha titiz ve dikkatli yaklaşmadığı, standart işlem yapmadığı (zira bir kısım kumaş iyi bir kısım kötü, fire oranları düzensiz), Fire oranlarının max %12 (numune çalışıldığı da düşünülerek) olması gerekirken ortalama %17 gibi rakamlara çıkmasının davalının üretim sırasında yeterince özenli çalışmadığı, davacının elindeki kumaşların fason işlem bedellerinin; rulo halindeki kumaşlar : 7.698,98 TL torbalardaki kumaşlar : 5.000,03 TL, Toplam: 12.699,01 TL olması gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Taraf vekillerinin itirazları tek tek irdelenmek suretiyle dosyanın önceki bilirkişilere tevdii ile ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 06/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; davaya esas kumaşın, davalı tarafından imalatı, davacıya teslimi, davacının kumaşı takibi, müşterisine ulaştırması, sorunu davalıya iletme süreci aşamalarında oluşan problemlerden, hem davalı ve hem davacının sorumlu olduğu, davalının, davacıya davacının elindeki kumaşlara göre, bu kumaşların fason boya bedeli olan 12.699,01 TL’yi ödemesinin yada davalının davacıya, davacının elindeki top kumaşlarının fason boya bedeli olan 7.698,98 TL ile … Giyim’den gelen 4.018,63 TL’nin toplamı 11.717,61 TL’yi ödemesinin yada davalının davacıya, 1.456,53mt elindeki kumaşları vermek şartıyla bunun ham bedeli olan 15.337,26 TL’yi ödemesinin, piyasa teamülleri gereği, her iki tarafın da basiretli tacirler gibi davranması gerekliliği ve takdirin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, 1 Tekstil Mühendisi bilirkişi ile 1 Hesap uzmanı bilirkişinin mahkemece resen seçilmesine karar verilmiştir.
Alınan 13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında; davacıya ait ham kumaşların davalı tarafından boyanmasına yönelik olarak TBK Mad. 470 vd. gereğince bir eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından davalıya teslim edilen ham kumaşlarda var olan ESD ( ANTİSTATİK ) özelliğin; davalı tarafından yapılan ön fikse ve boyama işlemleri neticesinde kaybolması sebebiyle kumaşların bir kısmının ayıplı olduğu, ayıbın niteliği gereği gizli ayıp olduğu, davacının iddiasına göre 11.200 mt – 1.771 mt = 9.429,mt kumaşın ayıplı olduğu, ancak bir önceki raporu hazırlayan bilirkişi heyetinin yerinde yaptığı incelemeler neticesinde davacının elinde bulunan ayıplı kumaş miktarının toplam 6.263,28 mt olduğu, davacı elinde bulunan kumaşların bir kısmının kesilmiş vaziyette bir kısmının ise rulo vaziyette olduğu, her iki haldeki kumaşın da hurda olarak bir ekonomik değeri olduğu, davacı elinde bulunan ayıplı kumaşların hurda değerinin toplam 7.574,53 TL olduğu ve bu miktarın davacı zararından mahsup edilmesi gerektiği, davalı tarafından yapılan ön fikse ve boyama işlemi neticesinde ayıplı hale gelen kumaşlar sebebiyle davacının uğradığı toplam zararın 78.649,69 TL olduğu bu miktardan hurda kumaş bedeli olan 7.574,53 TL’nin mahsup edilmesi gerektiğinden bakiye zararın; 78.649,69 TL – 7.574,53 TL = 71,075.16 TL olduğu, dava tarihindeki Euro karşılığının ise ( Merkez Bankası Döviz Efektif Satış Kuru ) 4.2308 TL / Euro = 16.799,46 Euro olduğu, kumaşların davalı tarafından davacıya tesliminden sonra taraflar arasında yapılan hesap mutabakatının sonradan ortaya çıktığı iddia edilen gizli ayıp sebebiyle; davacının davalıya karşı yasal yollara müracaat etme hakkına engel teşkil etmeyeceği, tespit ettikleri rakamlar dışında taraflar arasındaki bir alacak / borç ilişkisi olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; İstanbul NATM’ye dosyanın talimat yoluyla gönderilerek Teknik Üniversitelerin öğretim görevlilerinden oluşacak 1 Tekstil Mühendisi, 1 Kimyager ve 1 Hesap Uzmanı(Hukukçu) bilirkişiye dosyanın tevdii ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar da değerlendirilmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 27/03/2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda; ESD özelliğine sahip kumaşların davalı tarafından yapılan ön fikse ve boyama işlemi neticesinde ESD özelliğini kaybettiği, kumaşların bir kısmının ayıplı olduğu, ayıbın niteliğinin gizli ayıp olduğu, ayıplı hala gelen kumaşlardan dolayı oluşan zararın 71.078,28 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin kararlarında da vurgulandığı üzere, ayıplı eser, sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda eserde sözleşmesi ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Yine ayıp bedelinin de ayıbın ortaya çıktığından itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak hesaplanması gerekir.
Kural olarak, eserin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükü yüklenicidedir. TMK.’nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat kuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bir çok kararında “kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye aittir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Teslim edilen eserin ayıplı ve/veya eksik olduğunu ve bedelin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibine aittir. İçtihatlarda, Yargıtay’ın da bu doğrultuda tutum sergilediği görülmektedir. “Eser sözleşmesine dayalı ilişkilerde eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibindedir.”
Uzman Tekstil yüksek mühendisi …. duruşmada ” dosyaya sunulan uzman görüşü bana aittir, dava konusu kumaşı inceledim özel bir amaç için üretilmiş, bu kumaş genellikle elektronik sanayinde kontrol veya uygulamada çalışan işçilerin zorunlu olarak kıyafetinde kullanılır, bu kumaşın amacı insan vücudunun ve dış etkenlerden kaynaklanan elektrik yüklenmesinin belli aralıklarda olmasını sağlamaktır, bu özelliği içerisine karbon elyaf yerleştirerek sağlanmaktadır, davacı taraf sipariş talimatında kumaş karışımı net olarak tam belirtilmemiş, normal bir kumaş olarak belirtmiş, raporumda da beyan ettiğim üzere gizli ayıp yoktur, dosyaya sunulan uzman görüş raporumu aynen tekrar ederim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının davalıya % 48 pamuk, % 48 polyester, % 4 karbon içeren kumaşı boyama işlemi için davalıya teslim ettiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf % 4 karbon oranının gerçeği yansıtmadığını, bunun yerine kumaşta naylon olduğunu iddia etmiştir. Sevk irsaliyelerinde kumaşın karbon içerdiği yazılıdır. Davalı tarafın bu iddiası yerinde değildir.
Karbon elyafı, düşük sürtünme kat sayısına sahip olup, içerdiği kumaşlara antistatik (ESD) özelliği kazandırmaktadır. Karbon elyafı 200 o C’nin üzerinde bozulmaya başlayacağı bilirkişi raporlarında belirtilmiştir. Dava konusu kumaşların ön fikse işlemindeki yüksek ısı nedeniyle zarara uğradığı anlaşılmaktadır. 200 o C ve üzerine çıkıldığı takdirde kumaşların bozulmaya başlayacağı ve içerisindeki karbon partiküllerinin bağlanmalarının koptuğu belirtilmiştir. Sonuç olarak ön fikse ve boya işlemleri sırasında 170 – 190 o C aralığının üzerine çıkılması nedeniyle liflerin zarar gördüğü ve antistatik özelliğini kaybettiği kanaatine varılmıştır. Kumaşların ayıplı olduğu, ayıbın teslim sırasında basit bir muayene ile tespit edilebilecek nitelikte olmadığından gizli ayıplı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan keşif esnasında 6.263,28 mt. (1.252,90 kg) kumaşın hatalı olduğu tespit edilmiştir. Ham kumaşın rayiç bedeli 9,00 TL/mt. Ham kumaş maliyeti 6.263,28 mt x 1,17 (fire oranı) x 9,00 TL = 65.952,33 TL’di.r
Boyama bedeli 1.252,90 kg (6.263,28 mt) x 1,17 x 2,40 USD = 3.518,14 USD x 3,61 TL = 12.700,48 TL’dir. Davacının elinde kalan kumaşların toplam hurda değeri bilirkişilerce 7.574,53 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacının toplam zararı; 65.952,33 TL + 12.700,48 TL – 7.574,53 TL = 71.078,25 TL olduğu hesaplanmıştır. Kumaşların ayıplı olarak davalı tarafından boyanması nedeniyle davacının zararının 71.078,28 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 71.078,28 TL’nin dava tarihi olan 06/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 4.855,36-TL harçtan peşin alınan 2.237,57-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.617,79-TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 2.657,30-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 1.441,54-TL ile peşin alınan 2.237,57-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yararına ölçümlenen 10.040,18-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 2.297,00-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 1.052,03-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yararına ölçümlenen 8.592,94-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair;taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/01/2021

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Davacı gideri ;
2.100,00 TL bilirkişi gideri,
180,00 TL keşif araç gideri,
253,80 TL keşif harcı,
123,50 TL tebligat posta gideri
2.657,30 TL toplam gider

Davalı gideri ;
2.250,00 TL bilirkişi gideri,
47,00 TL tebligat posta gideri
2.297,00 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.