Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1221 E. 2023/58 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/1221 Esas – 2023/58
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1221
KARAR NO : 2023/58
BAŞKAN : ……
ÜYE : …….
ÜYE : ……..
KATİP : ……

DAVACI / KARŞI DAVALI :… BORU HATLARI İLE PETROL TAŞIMA ANONİM ŞİRKETİ – ……
VEKİLİ : Av. ….. – … Genel Müdürlüğü Bilkent Plaza A-2 Blok Çankaya … Çankaya/ ANKARA
DAVALI / KARŞI DAVACI : DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ – DOSAB Gül Sok. No:11 Osmangazi/ BURSA
VEKİLİ : Av. ….. – Cevizlidere Caddesi 38/13 Balgat/Çankaya/Ankara
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
YAZIM TARİHİ : 20/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak , davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; EPDK’nın 26.01.2017 tarih 6878-5 sayılı Kurul Kararı ile 09.03.2017 tarih ve 6957-9 sayılı Kurul Kararına istinaden müvekkili kuruluş tarafından davalı Demirtaş OSB’ye 14.04.2007 tarihinde ihtirazi kayıtla ödenen 27.779.512,23 TL tutarlı fark taşıma bedeline ilişkin faiz tutarının müvekkilinin itirazı ile EPDK’nun 08.06.2017 tarih 7110-6 Sayılı kararı ile sonradan geri aldığını, Kurul Kararlarının hukuken yok sayılması nedeniyle davalı 0.S.B. tarafından geri ödenmeyen bu tutarın müvekkili kuruluşa 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte iadesi gerektiğini, tedarikçiler tarafından uygulanacak toptan satış fiyatları üst sınırının EPDK tarafından yıllık olarak belirlendiğini, buna göre taşıma bedeli, tedarikçi … tarafından toptan satış fiyatına eklenerek serbest tüketiciden DOSAB’den tahsil edildiğini, tahsil edilen taşıma bedelinin yine tedarikçi … tarafından dağıtım şirketine (Bursagaz) ödendiğini, bir başka anlatımla tedarikçi sıfatıyla müvekkili kuruluşun, taşıma bedeli açısından aracılık görevi yaptığını, bu çerçevede Ekim 2004-Aralık 2006 döneminde doğal gaz taşıma bedelinin üst sınırını düzenleyen 368, 415 ve 616 sayılı EPDK kararlarının mahkemelerce iptal edilmesi üzerine EPDK’nün 30.10.2UU/ tarıh ve 13b0/4 Sayılı kararı ile bu dönem için Ekim 2004’ten önceki tarifeyi düzenleyen 291 sayılı Kurul Kararının uygulanmasına devam edilmesine karar vermiş olduğunu, anılan kararın iptali talebiyle Danıştay 13.Dairesi 2008/765 E. sayılı dosyasında açtıkları davanın reddedilmiş olduğunu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun anılan karar ile ilgili 2010/2070 E. sayılı dosyasında verdiği 2013/4303 K. sayılı kararda; “..Dava konusu işlem Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (…) kararlarının taşıma bedellerine ilişkin kısımlarının (…) Danıştay 13.Dairesi’nin (…) kararlarıyla iptal edilmiş olması nedeniyle bu yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla tesis edilmiştir (…) Uyuşmazlık konusu olayda yargı kararlarının gereğini yerine getirmek için kararların gerekçesinde vurgulanan teknik ve objektif kriterler belirlenerek bu kriterlere uygun yeni bir taşıma bedeli hesaplanması yerine yargı kararlarıyla iptal edilmiş olan kararlardan önce yürürlükte olan Kurul kararının geleceğe dönük uygulanması yolundaki dava konusu işlem tesis edildiğini, bu kararların gerekçelerine uygun olarak yerine getirilmediği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.” diyerek red kararını bozduğunu ve kararın karar düzeltme aşamasında olduğunu, EPDK’nun 30.10.2007 tarih ve 1360/4 sayılı kararı ile bu dönem için Ekim 2004’ten önceki tarifeyi düzenleyen 291 sayılı Kurul Kararının Mahkeme kararı ile iptal edilen tarifelere göre daha yüksek taşıma bedeli oluşmasına yol açtığını, dava dışı Bursagaz’ın, tarife değişikliği nedeniyle meydana gelen “fark taşıma bedeli”ni müvekkili kuruluşun gaz alacağından takas etmiş olduğunu, davalı OSB’ye sattığı doğal gazın taşınması sebebiyle kendisinden fark taşıma bedeli tahsil edilen ve bu tutarı toptan satış fiyatına ekleyerek davalıdan tahsil etmek durumunda olan müvekkili kuruluşun, davalı OSB’ye 01.07.2009 tarihli ve 16.277.444,53 TL tutarlı faturayı bu faturanın ödenmemesi üzerine de 08.07.2009 tarih ve aynı tutarlı ödeme emrini gönderdiğini, davalı OSB’nin fatura tutarını 36 taksitle tecil ettirerek 26.07.2010-29.04.2011 tarihleri arasında tecil faizi ile birlikte 23.936.740,14 TL olarak ödediğini, davalı Demirtaş OSB’nin ödeme emrinin iptali amacıyla Ankara 10. İdare Mahkemesi’nin 2009/1600 E. sayılı dosyasında açtığı davanın 31.03.2010 tarihinde reddedilmiş olduğunu, ret kararının 03.12.2014 tarihinde bozulması üzerine yapılan yargılama sonucunda 30.11.2016 tarih, E.2016/2933- K.2016/4736 sayılı kararıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, anılan kararın karar düzeltme aşamasında olduğunu, iptal kararı üzerine Demirtaş OSB tarafından ödenmiş olan tutarların anılan kuruluşa iade edildiğini, OSB’nin EPDK’na başvurusu üzerine, EPDK’nun iade ödemesi sırasında davalı OSB’ye gecikme “tedarikçi ile son kullanıcı arasında imzalanan alım-satım sözleşmesi hükümlerine gidilmesi ve belirlenen faiz hükmünün her iki taraf için de geçerli olacağı” yönünde karar verdiğini, müvekkil kuruluş ile davalı arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığının EPDK’na bildirilmesi üzerine EPDK tarafından verilen 09.03.2017 tarih ve 6957-9 sayılı kararda yapılacak iade işleminde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51.inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranının kullanılması yönünde karar verildiğini, buna göre davalı Demirtaş OSB’ye 27.12.2016 tarihinde iade edilen bedele gecikme zammı işletilmek suretiyle hesaplanan 27.779.512,23 TL’nin ihtirazi kayıtla 14.04.2017 tarihinde ödendiğini, her iki Kurul Kararına itiraz edilmesi üzerine EPDK’nun her iki kararını da geri alarak 08/06/2017 tarihli ve 7110-6 sayılı kararı ile tarafların faiz uyuşmazlığına ilişkin çözümün özel hukuk hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden karar alınmasına gerek olmadığına dair hüküm tesis edildiğini, bu çerçevede, müvekkili kuruluşun 22.06.2017 tarihinde davalı Demirtaş OSB’ye 1810 no-lu 27.779.512.23 TL’lik gecikme zammı iade faturasını göndererek ödeme tarihine kadar isleyecek gecikme zammı ile birlikte bu tutarın ödenmesi talep etmiş olduğunu, anılan faturanın müvekkili kuruluşa iade edilmesi üzerine iş bu davayı açma zaruretinin doğmuş olduğunu, davalı Demirtaş OSB’nin tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali amacıyla Ankara 10. İdare Mahkemesi’nde açtığı davada faiz talebinde bulunulmamış olması nedeniyle davalı OSB’nin faiz alacağı bulunmadığını belirterek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla …’ın davalı Demirtaş Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nden olan 27.779.512,23 TL’lik alacağının ihtirazi kayıtla ödendiği 14.04.2017 tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre işletilecek gecikme zammı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan asıl davayı kabul etmediklerini, davanın haksız ve yersiz olduğundan reddine karar verilmesini, … ‘ın müvekkili OSB Müdürlüğünce taşıma fark bedeli ile ilgili 08.07.2009 tarihinde 16.227,444,53 TL tutarlı ödeme emrini göndermiş olduğunu, müvekkilinin ödeme emrine konu tutarı taksitle olmak üzere toplam 23.936.754,60-TL olarak ihtirazı kayıtla ödediğini, … tarafından gönderilen ödeme emrine karşı, Ankara 10.İdare Mahkemesi 2009/1600 E. Sayılı dosyası ile iptal davası açılmış olduğunu, anılan mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın Danıştay 13.Dairesi 2012/2144 E- 2014/3949 K sayılı kararı ile bozulduğunu, … karar düzeltme talebinin de Danıştay 13. Dairesinin E. 201 5/2438, K. 2016/1631 sayılı kararı ile reddedildiğini, Ankara 10.İdare Mahkemesinin 2016/2933 E- 2016/4736 K. sayılı kararı ile bozma kararına uyduğunu ve ödeme emrinin iptal edildiğini, müvekkilinin anılan karar üzerine EPDK’ya taşıma fark bedelinin iadesi hususunda uygulanacak faizin türüyle ilgili başvuruda bulunduğunu, EPDK’nun 83011386-120.07.99 F. 53858 sayılı ve 10.11.201 6 tarihli yazısı ile “… dağıtım şirketinin müşterisi konumundaki son kullanıcıya verilmek üzcre tedarikçiye yapmış olduğu iadenin, tahsil edilen fazla bedel ile birlikte davalıdan tahsilinin gerektiği” şeklinde cevap verilmiş olduğunu, EPDK’nın bu görüşü ve konuya ilişkin emsal yargı kararları ile birlikte müvekkilinin Ankara 10. İdare Mahkeme kararı gereğinin yerine getirilmesi amacıyla …’a ödenen tutarın gecikme zammı ile birlikte toplamı 47.322.327,32 TL’nin ödenmesi amacıyla başvuruda bulunulmuş olduğunu, başvuru neticesinde …’ın 27.12.2016 tarihinde 23.936.754,60 TL ödeme yaptığını, … tarafından eksik ödeme yapılması nedeniyle, müvekkili ile davalı arasında, müvekkilince, …’a ödenen taşıma fark bedelinin, müvekkil kuruluşa geri ödenmesi ile ilgili olarak faizin türünün ne olduğu hususunda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna başvuruda bulunulmuş olduğunu, EPDK başvuruya ilişkin olarak 26.01.2017 tarih ve 6878-5 sayılı kararı ile “…Dağıtım şirketinin müşterisi konumundaki son kullanıcıya verilmek üzere …’a yapmış olduğu iadenin, tahsil edilen fazla bedel ile birlikte Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. Md.’de belirlenen oranda gecikme zammı ihtiva etmesi gerektiği, bununla birlikte …’a iade edilen tutarın tedarikçiden son kullanıcıya geç aktarılması halinde ise, müşteriye ödenmek üzere …’a iade edilen tuların (fazla tahsil edilen bedel * gecikme zammı) … tarafından son kullanıcıya aktarılmasında yeniden gecikme zammı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda, tedarikçi ile son kullanıcı arasında imzalanan alım-satım sözleşmesi hükümlerine gidilmesi ve belirlenen faiz hükmünün her iki taraf için de geçerli olacağına karar verilmiştir” şeklinde olduğunu, …’ın 6878-5 sayılı kurul kararına EPDK’ya başvunuda bulunarak itiraz edilmiş olduğunu, itiraz neticesinde EPDK 09.03.2017 tarih ve 6957-9 sayılı Kararı ile “……’ın da doğal gaz piyasasında bir oyuncu olduğu da göz önünde bulundurularak …’a imzalanan 6183 sayılı kapsamında belirlenen gecikme zamımı oranları ile gecikme zammı tahsil ctme imkanının geri ödemelerde de aynı oranın kullanılmasını gerektireceği değerlendirilerek yapılacak iade işleminde 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü IHakkında Kanunun 51.inci maddesinc göre belirlenen gecikme zammı oranının kullanılmasına karar verilmiştir” şeklinde olduğunu, EPDK iki Kurul Kararı sonucunda …’ın müvekkiline 27.12.2016 tarihine kadar işleyen gecikme zamımı ile ilgili ödeme yapılmış olmakla birlikte, iki Kurul kararına karşı EPDK’ya yeniden değerlendirme başvurusu yapılmış olduğunu, başvuru sonucunda EPDK’nın 08.06.2017 tarih ve 7110-6 sayılı Kararı ile 26/01/2017 tarih 6875-5 sayılı Kurul Kararı ve 09/03/2017 tarih 6957-9 sayılı kurul kararlarının geri alınmasına, tarafların faiz türü uyuşmazlığına ilişkin çözümün özel hukuk hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden karar alınmasına gerek olmadığına dair karar almış olduğunu, …’ın talep ettiği tutarın ödenmediğini ve … tarafından düzenlenen faturanın noter aracılığı ile iade edilmiş olduğunu, … tarafından açılan dava haksız ve hukuka aykırı olmakla birlikte 14.04.2017 tarihi itibariyle müvekkiline eksik ödenen 598.139,28 TL + KDV”’nin anaparaya 6183 sayılı kanunun 51. Maddesine göre işleyecek gecikme zammı ile birlikte müvekkil kuruluşa ödenmesi gerektiğini belirterek davalının 14.04.2017 tarihi itibariyle ödenmesi gereken tular KDV hariç 24.140.098,80 ‘TL olması gerekirken, … tarafından yapılan ödemenin KDV hariç 23.541.959,52 TL olduğunu ve …’ın 14.04.2017 tarihi itibariyle KDV hariç 598.139,28 TL’nin ödenmediğini belirterek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla eksik ödenen 598.139,28 TL’nin KDV’”si ile birlikte …’tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KANITLAR:
Dosyadaki bilgi ve belgeler, bilirkişi raporları, … kayıtları,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Asıl dava; davacı … ..A.Ş.’nin, davalı Demirtaş Organize Sanayi Bölge Müdürlüğüne ihtirazi kayıtla ödediği 27.779.512,23 TL’nın 14/04/2017 ödeme tarihinden itibaren 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun Hükümlerine göre işletilecek gecikme zammı ile birlikte tahsiline ilişkindir.
Karşı dava ise; … tarafından DOSAB’a 14/04/2017 tarihi itibari ile eksik ödendiği iddia olunan 598.139,28 TL’nin 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun Hükümlerine göre işletilecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkindir.
Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/ 16 Tal. sayılı dosyasında ; 1 EPDK mevzuatı konusunda uzman hukukçu öğretim görevlisi, 1 Borçlar Hukuku Öğretim Görevlisi, 1 SMM bilirkişiden oluşan 3 kişililik bilirkişi kurulundan rapor aldırılmıştır.19/02/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacı …’ın gecikme zammı açıklamasıyla davalı OSB’ye ödediği 27.779.512,23 TL’yi 4562 sayılı yasanın 5.maddesindeki düzenleme gereğince davalı gecikme zammı talep edemeyeceğinden ancak yasal faizle iadesi gerektiğini belirterek davacının davalıdan 15.204.361,02 TL talep edebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine itirazların açıklığa kavuşturulması yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor aldırılmıştır.
Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/97 tal. sayılı dosyasında düzenlenen 30/09/2020 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; tarafların itirazlarının kök raporda yer verilen görüş ve kanaatte değişiklik yapmayı gerektirir nitelikte olmamakla birlikte raporda yer verilen tespit ve degerlendırmelerin aynen korunduğu, mahkemece asıl dava yönünden ödenen tutar bakımından gecikme faizi talep edebileceğine karar verilmesi halinde davacı/karşı davalı …’ın davalı/karşı davacı DOSAB’ye ödediği tutarın 4.627.453,02 TL’lik kısmının …’a iadesi gerekeceği, mahkemece asıl dava yönünden ödenen tutar bakımından avans faizi talep edebileceğine karar verilmesi halinde davacı/karşı davalı …’ın davalı/karşı davacı DOSAB’ye ödediği tutarın 9.787.972,41-TL’lik kısmının …’a iadesi gerekeceği, mahkemece karşı dava bakımından ise davalı/karşı davacının gecikme zammı talep edilebileceğine karar verilmesi halinde 27.12.2016-14.04.2017 tarihleri arasındaki 108 gün için gecikme zammı tutarı 1.186.656,01-TL olarak hesaplanmakla alacağa hak kazanma hususunda hukuki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olacağı bildirilmiştir.
Taraf vekillerince ek bilirkişi kurulu raporuna itiraz edilmesi üzerine bilirkişi kurulundan 2.ek rapor aldırılmıştır.
Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/194 tal. sayılı dosyasında düzenlenen 08/03/2021 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; kök ve 1.ek raporda gecikme zammı hesaplamasında sehven yıl 365 gün kabul edilerek hesaplama yapılmış olması nedeniyle iş bu raporda ay 30 gün yıl 360 gün kabul edilerek hesaplama yapıldığı , mahkemece asıl dava yönünden ödenen tutar nedeniyle yasal faiz talep edilebileceğine karar verilmesi halinde davacı/karşı davalı …’ın, davalı/karşı davacı DOSAB’ye ödediği tutarın 15.204.361,02 TL’lik kısmının …’a iadesi gerekeceği, mahkemece asıl dava yönünden ödenen tutarın gecikme zammı ile talep edilebileceğine karar verilmesi halinde davacı/karşı davalı …’ın davalı/karşı davacı DOSABye ödediği tutarın 4.304.930,79 TL’lik kısmının …’a iadesi gerekeceği, mahkemece asıl dava yönünden ödenen tutarın avans faizi ile talep edilebileceğine karar verilmesi halinde davacı/karşı davalı …’ın davalı/karşı davacı DOSAB’ye ödediği tutarın 9.673.626,09 TL’lik kısmının …’a iadesi gerekeceği, karşı dava yönünden ise mahkemece davalı/karşı davacının gecikme zammı talep edilebileceğine karar verilmesi halinde 27.12.2016-14.04.2017 tarihleri arasındaki 108 gün için tahakkuk edecek gecikme zammının 1.186.514,76-TL olacağı, hesaplamaya esas alınan 23.936.754,60-TL ile 27.779.512,23-TL KDV dâhil tutar olması nedeniyle hesaplanan tutara ayrıca KDV tahakkuk etmeyeceğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporlarına itiraz edilmesi üzerine dosya Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek, önceki bilirkişiler haricinde seçilecek 1 EPDK mevzuatın konusunda uzman Hukukçu Öğretim Görevlisi, 1 Borçlar Hukuku Öğretim Görevlisi ve 1 SMMM bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, bilirkişi heyetine gerektiğinde davacı … kayıtlarını yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle, tarafların iddia ve savunmaları, aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarına itirazları doğrultusunda rapor düzenlenmesinin istenilmiştir.
Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/209 tal. sayılı dosyasında, bilirkişiler Prof. Dr. Adnan Sözen, Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu, Tahirhan Baydu tarafından düzenlenen 28/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı için davacının iade edeceği bedeli hangi faiz türü ile iade edeceği hususunda bir açıklık olmadığını,ancak …,DOSAB ve Bursagaz arasındaki üçlü ilişki gözetildiğinde fazla ödeme veya eksik ödeme halinde uygulanacak faiz türünün Doğalgaz Piyasası Dağıtım Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 49 ile 51.maddeleri arasında açık bir şekilde hüküm altına alındığını ve bu maddeler uyarınca fazladan tahsil edilen bedelin iadesinde uygulanacak faiz türünün 6183 sayılı yasanın 51.maddesine göre işleyecek gecikme zammı olduğunu ve buna göre yapılan hesaplamada davacının alacağının olmadığını, davalının ise davacıdan 598.139,28 TL+ KDV alacaklı olduğunu ayrıca mahkemenin fark bedeli alacağına ticari avans faizi işletilmesi gerektiği kanaatinde olması halinde DOSAB’a ödenmesi gereken (KDV hariç) 42.368.757,91-TL olduğu, … tarafından 14.04.2017 itibariyle 47.478.714,12-TL ödenmiş olduğu; …’ın 14.04.2017 itibariyle; 5.109.956,21-TL * 418 KDV (919.792,12-7L) = 6.029.748,33-TL alacaklı olduğu, karşı dava bakımından DOSAB ‘in alacak hakkının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Taraf vekillerinin bilirkişi kurulu raporunun itirazlarının değerlendirilmesi yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor aldırılmıştır.
Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/36 talimat sayılı dosyasında 09.06.2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; kök raporda yer alan görüş ve kanaat değişmemekle beraber; DOSAB’ın taşıma fark bedeli alacağına, 6183 sayılı kanunun 51. maddesine göre gecikme zammı işletilmesine karar verilmesi halinde; 27.12.2016 tarihi itibariyle … tarafından DOSAB’a ödenecek tutarın 24.140.098,80 TL +KDV olduğu ancak davacının 14/04/2017 tarihi itibarıyla 23.541.959,52 TL+KDV ödemesinin olduğu dolayısıyla davacı …’ın DOSAB’tan alacak hakkının bulunmadığı, karşı dava yönünden DOSAB’ın karşı dava tarihi itibariyle, 598.139,28-TL + KDV tutarında alacaklı olduğu, DOSAB’ın taşıma fark bedeli alacağına, Ticari Avans Faizi işletilmesine karar verilmesi halinde; DOSAB’a ödenmesi gereken(KDV hariç) 42.070.996,71-TL olduğu … tarafından 14.04.2017 itibariyle 47.478.714,12-TL ödenmiş olduğu, …’ın 14.04.2017 tarihi itibariyle; 5.407.717,41-TL+%18 KDV(973.389,13-TL) = 6.381.106,54-TL alacaklı olduğu, karşı dava bakımından DOSAB’ın alacak hakkının bulunmadığı, DOSAB’ın taşıma fark bedeli alacağına, yasal faiz işletilmesine karar verilmesi halinde; DOSAB’ın taşıma fark bedeli alacağına, yasal faiz işletilmesine karar verilmesi halinde; DOSAB’a ödenmesi gereken (KDV hariç) 36.696.550,55-TL olduğu … tarafından 14.04.2017 itibariyle 47.478.714,12-TL ödenmiş olduğu, …’ın 14.04.2017 tarihi itibariyle; 10.782.163,57-TL + %18 KDV(1.940.789,44-TL) = 12.722.953,01-TL alacaklı olduğu, karşı dava bakımından DOSAB’ın alacak hakkının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Aldırılan iki ayrı bilirkişi heyeti raporundaki görüşler birbirine zıt olup,taraf vekillerinin raporlardaki çelişkinin hukuki yorumdan kaynaklandığı, dolayısıyla bu yorumu mahkemenin yapması gerektiği yönündeki beyanları mahkememizce de kabul edilerek çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyeti raporu aldırılması cihetine gidilmemiş, bilirkişi raporlarındaki tespitler neticesinde hukuki yorumun mahkememizce yapılması yoluna gidilmiştir.
Demîrtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB), 3096 sayılı yasa ve TTK hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişidir. DOSAB, bünyesinde bulunan katılımcılarının doğalgaz ihtiyacını karşılamak üzere … Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş. ile Doğalgaz Satış Sözleşmesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, doğalgaz alımının başlaması ile başlamış olup, yazılı sözleşme 18.01.2012 tarihinde imzalanmıştır. Dava konusu dönemde (2004-2006) geçerli bir sözleşme bulunmamaktadır. DOSAB doğalgaz ihtiyacını Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu çerçevesinde …’tan tedarik etmekte …’tan alınan doğal gaza ilişkin faturaları ödedikten sonra organize sanayi bölgesi içinde yer alan ve doğalgazı kullanan kuruluşlara yansıtarak onlardan tahsil etmektedir. DOSAB doğalgaz ihtiyacının tamamı dava dışı 3.kişi BURSAGAZ firmasının mücavir alanı içinde kalan istasyonlardan çekildiği için doğalgaz tüketimi için iletim bedeli yanında doğalgaz taşıma bedeli de ödenmektedir.
Taşıma bedelinin üst sınırını belirleyen ve 2004/Ekim tarihinden itibaren geçerli olan 368 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının, 2005/0cak tarihinden itibaren geçerli olan 415 sayılı EPDK kararının ve 2006 Ocak tarihinden itibaren geçerli olan 616 sayılı EPDK kararının, dairenin kararları ile iptal edildiği, Ocak 2007 tarihinden itibaren geçerli olan 1008 sayılı EPDK kararının ise yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği; EPDK tarafından, ortaya çıkan bu yeni hukuki durum karşısında mahkeme kararının uygulanmasını teminen 30.10.2007 tarih ve 1360/4 sayılı karan ile, söz konusu iptal edilen kurul kararlarının düzenlediği yıllara ilişkin taşıma bedelinin belirlenmesinde 27.01.2004 tarih ve 291 sayılı kurul kararının uygulanmasına karar verildiği, anılan kararda yer alan tarifedeki, taşıma bedeli miktarının iptal edilen kararlarda belirlenen taşıma bedelinden yüksek olması nedeniyle, dağıtıcı şirketin söz konusu yeni tarife bedelini esas alarak …’a taşıma bedeli farkı borcu çıkarttığı ve bu borcu …’a olan kendi borcundan mahsup ettiği,sonrasında ise … tarafından serbest tükctici konumunda olan DOSAB’a anılan kurul karan neticesinde ortaya çıkan ‘Taşıma Bedeli Farkının” tahsili amacıyla ödeme emri gönderilmiş olup, DOSAB tarafından iptali amacıyla açılan davada Ankara 10. İdare Mahkcmesi’nin 2016/2933 E. 2016/4736 K. sayılı karan ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Ankara 10. İdare Mahkemesi’nin 2016/2933 E. 2016/4736 K. sayılı kararının kesinleşmesi üzerine … tarafından gönderilen ve iptal edilen ödeme emri çerçevesinde …’a ödenen bedelin DOSAB mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi bağlamında ödenmesi hususunda …’a başvuru yapılmıştır.
EPDK’nın 10.11.2016 tarih ve 53858 sayılı yazısında “Yönetmeliğin 51 inci maddesinin de 49 uncu maddeye yönlendirmesiyle, 10.10.2013 tarih ve 4648/3 sayılı Kurul Kararı ekinde onaylanan TAHİS sözleşmesinin 8.nci maddesi üçüncü fıkrasında düzenlendiği üzere, fazla faturalandırma yapması halinde dağıtım şirketinin, tahsil edilen fazla bedel ile birlikte AATUHK’nm 51 inci Md. de belirlenen oranda uygulanan gecikme zammını müşteriye ödenmek üzere iade etmek durumunda olduğu değerlendirilmektedir. İlkesel olarak tedarikçiler, dağıtım şirketi ile son kullanıcı arasında aracı konumunda olup taşıma bedelinin tahsilinde yahut iadesinde, aldıkları tutarı ilgili tarafa aynen aktarmalıdır….Dağıtım şirketinin müşterisi konumundaki son kullanıcıya verilmek üzere tedarikçiye yapmış olduğu iadenin,tahsil edilen fazla bedel ile birlikte AATUHK’mn 51 inci Md. de belirlenen oranda gecikme zammını ihtiva etmesi gerektiğine kanaat edilmektedir. Bununla birlikle, tedarikçiye iade edilen tutarın tedarikçiden son kullanıcıya geç aktarılması halinde ise, müşteriye ödenmek üzere tedarikçiye iade edilen tutarın (fazla tahsil edilen bedele gecikme zammı) tedarikçi tarafından son kullanıcıya aktarılmasında yeniden gecikme zammı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda, tedarikçi ile son kullanıcı arasında imzalanan alım-satımı sözleşmesi hükümlerine gidilebileceği değerlendirilmektedir” denilmektedir. Anılan idari işleme karşı açılan bir dava olduğu ileri sürülmemiştir.
… tarafından mahkeme kararının gereği olarak yapılan başvuru neticesinde DOSAB’a anapara ve gecikme zammı birlikte ödenmemiş, 27.12.2016 tarihinde 23.936.754,60-TL ödenmiştir.
DOSAB İle … arasındaki, taşıma fark bedelinin DOSAB’a geri ödenmesi ile ilgili olarak faizin türünün ne olduğuna hususunda davalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na başvuruda bulunulmuştur.
DOSAB tarafından yapılan başvuru sonucunda, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 26.01.2017 tarih ve 6878-5 sayılı karan ile. “…dağıtım şirketinin müşterisi konumundaki son kullanıcıya verilmek üzere …’a yapmış olduğu iadenin tahsil edilen fazla bedel ile birlikte Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51.Md. belirlenen oranda gecikme zammı ihtiva etmesi gerektiği bununla birlikte …’a iade edilen tutarın tedarikçiden son kullanıcıya geç aktarılması halinde ise müşteriye ödenmek üzere …’a iade edilen tutarın (fazla tahsil edilen bedel artı gecikme zammı) … tarafından son kullanıcıya aktarılmasında yeniden gecikme zammı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda tedarikçi ile son kullanıcı arasında imzalanan alım satım sözleşmesi hükümlerine gidilmesi ve belirlenen faiz hükmünün her iki taraf için de geçerli olacağına karar verilmiştir.”
… tarafından 26.01.2017 tarih ve 6878-5 sayılı kurul kararına karşı EPDK’ya başvuru yapılarak itiraz edilmiştir. Yapılan itiraz neticesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 09.03.2017 tarih ve 6957-9 sayılı kararı ile “……’m da doğalgaz piyasasında bir oyuncu olduğu da göz önünde bulundurularak …’a tanınan 6183 sayılı AATUUK kapsamında belirlenen gecikme zammı oranları ile gecikme zammı tahsil etme imkanın geri ödemelerde de aynı oranın kullanılmasını gerektireceği değerlendirilerek, yapılacak iade işleminde 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51.maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı kullanılmasına karar verilmiştir.
EPDK’nın ilgili iki kurul karar neticesinde … tarafından DOSAB’a 27.12.2016 tarihine kadar işleyen gecikme zammı ödemesi yapılmakla birlikte, iki kurul kararına karşı EPDK’ya yeniden değerlendirme başvurusu yapılmıştır. … tarafından yapılan başvuru sonucunda davalı EPDK tarafından 08.06.2017 tarih ve 7116 sayılı kararı ile 26.01.2017 tarih 6875-5 sayılı kurul kararı ve 09.03.2017 tarih 6957-9 sayılı kurul kararının geri alınmasına tarafların faiz türü uyuşmazlığına ilişkin çözümün özel hukuk hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden karar alınmasına gerek olmadığına dair karar alınmıştır. … tarafından dava konusu edilen kurul kararına dayanılarak ödenen gecikme zammı talep edilmiş ancak DOSAB tarafından ödenmemiş ve … tarafından kesilen fatura noter kanalı ile iade edilmiştir.
DOSAB tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 08.06.2017 tarih ve 7116 sayılı kararının açıkça hukuka aykırı olması sebebiyle iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2017/2405 E. sayılı dosyasında açılan iptal davası sonucunda, Ankara 16. İdare Mahkemesinin 25.03,2019 tarih ve 2017/24Ü5E. 2019/637K. sayılı karan ile yürütmeyi durdurma karan verilen Kurul Karannın iptaline karar verilmiştir.
EPDK tarafından yürütmeyi durdurma kararının gereği olarak alınan 04.01.2018 tarih ve 7624-1 sayılı Kurul Kararı ile; “taraflar arasındaki ihtilaf konusunda Türk Ticaret Kanunun ticari işler için belirlediği faiz oranının uygulanmasına ” kararı verilmiştir.
DOSAB tarafından 04.01,2018 tarih ve 7624-1 sayılı Kurul Kararının iptali amacıyla açılan davada Ankara 16. İdare Mahkemesinin 22,02.2019 tarih ve 2018/1766E. 2019/350K. sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
EPDK tarafından Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2018/1766E. sayılı dosyasından verilen karar gereği olarak alınan 08.11.2018 tarih ve 8165-4 sayılı Kurul Karan ile; ‘taraflar arasındaki ihtilaf konusunda yapılacak iade işleminde 6183 sayılı Kanunun 51.Maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranlarının uygulanmasına” karar verilmiştir.
İdari yargıda yer alan dosyaların istinaf incelemelerinde “6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı, yasayla bu düzenlemeye tabi olduğu açıkça belirtilen alacaklar ile amme alacağının ödeme müddeti içerisinde ödenmeyen kısmımı vadenin bitim tarihinden itibaren uygulanacak gecikme zammı olup, bu nitelikle olmayan, davacının yargı kararıyla yersiz tahsil edildiği ortaya çıkan taşıma bedeli farkı alacağına uygulanacak faiz yönünden, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun hükümlerine göre faiz hesaplanması gerekeceği tartışmasızdır.” gerekçesiyle davalı idarenin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2017/2405 E.N. dava dosyasının (Kurulun, tarafların faizoranım aralarında çözüme bıraktın kararı) Danıştay 13. Dairesince 2020/240l E.N. 2021/15 K.N.) ONARANARAK KESİNLEŞTİĞİ görülmüştür.
Danıştayın 2018/1766 E.N. dava dosyasının (Kurulun, avans faiz oranı kararı) ise ONANARAK KESİNLEŞTİĞİ anlaşılmıştır.
… tarafından EPDK’nın 08.11.2018 tarih ve 8165-4 sayılı Kurul Kararına karşın Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2019/403 E.N. 2020/1383 K.N. ile 3095 SK hükümlerinin uygulanması gerekçesiyle dava konusu EPDK kararının İPTALI’ne karar verilmiş olup henüz kesinleşmemiştir.
Davanın konusu davacı …’ın davalı DOSAB’tan tahsil ettiği ancak EPDK kararlarının iptali üzerine tarifenin değişmesi nedeniyle, …’ın haksız tahsil ettiği bedeli davalıya iade ederken fazladan iade edip etmediği ve karşı dava yönünden ise DOSAB’ın fazladan ödediği bedeli …’tan eksik olarak iade alıp almadığı hususularındadır.
Uyuşmazlık tarihi itibarıyla taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı için fazladan ödenen bedelin iadesinde hangi faiz türünün uygulanacağı hususunda tarafların bir belirlemeleri yoktur.
Bu nedenle dosyada yer alan EPDK kararları ve Mahkeme kararlan bağlamında değerlendirildiğinde, DOSAB’ın faiz talep edebileceği ancak faizin türü noktasında taraflar arasında yazılı anlaşma olmadığı için uyuşmazlığın EPDK ve Mahkeme kararları çerçevesinde 3095 sayılı Kanun hükümleri kapsamında çözümü yoluna gidilmiştir.
3095 sayılı Kanun bakımından değerlendirildiğinde; ilgili kanun taraflar arasında sözleşme var ise sözleşmedeki faiz hükmünün uygulanacağı, sözleşme yok ise konunun ticari olmasına göre ayrımına gidildiğine ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Bir nevi dolaylı vergilerin yansımasına benzer görülen bu ilişkide BURSAGAZ’ın fatura ettiği geçmişe yönelik doğal gaz taşıma fark bedelini …, DOSAB’a aynen yansıtmış olup, … burada DOSAB ile BURSAGAZ arasında adeta temsilci konumundadır. Bu da … yönünden sebepsiz zenginleşmeye neden olacaktır. Dosyada yer alan belgeler kapsamında değerlendirildiğinde. 04.01.2018 tarih ve 7624-1 sayılı Kurul Karan ile: “taraflar arasındaki ihtilaf konusunda Türk Ticaret Kanunun ticarî işler için belirlediği faiz oranının uygulanmasına” kararı verildiği, söz konusu Kurul Kararına karşı DOSAB’ın dava açtığı, …’ın dava açmadığı, mahkemece verilen kararlarda, faiz türü noktasında yasal faizin uygulanmayacağının kesinleştiği ancak halli gereken meselenin faiz türünün ticari avans faizi mi, voksa 6183 savılı Kanunun 51. Maddesine göre işlevecek gecikme zammının mı olacağı hususudur.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin temelinde doğalgaz piyasasında EPDK tarafından belirlenen tarifelerine dayandığı, aynı zamanda dosyada yer alan belgeler incelendiğinde; EPDK tarafından 08.06.2017 tarih ve 7116 saydı kararı ile 26.0i.20]7 tarih 6875-5 sayılı kurul karan ve 09.03.2017 tarih 6957-9 sayılı kurul kararının geri alınmasına tarafların faiz türü uyuşmazlığına ilişkin çözümün özel hukuk hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekliğinden karar alınmasına gerek olmadığına dair kararına karşı açılan davada Ankara 16. İdare Mahkemesinin 25.03.2019 tarih ve 2017/2405E. 2019/637K. sayılı kararı île iptal kararı verildiği, söz konusu kararın kesinleştiği ve uyuşmazlığın çözümünün EPDK mevzuatı kapsamında olduğu, dolayısıyla EPDK tarafından çıkarılan mevzuatın taraflar arasında yazılı sözleşmenin bulunmadığı dönemde uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
EPDK’nın 10.11.2016 tarihli idari işlemin hala yürürlükte olduğu ve bu işleme karşı açılan herhangi bir dava olmadığı (taraflarca aksi iddia edilmemiştir) dikkate alındığında sözleşme olmayan dönemde hangi faiz türünün uygulanması gerektiği noktasında vol gösterici nitelikle bir idari işlem olduğu kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlığın gerçekleştiği dönemde taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, taraflar arasındaki ve hatta üçlü ilişki dikkate alınarak fazla ödeme veya eksik ödeme veyahut iade olması halinde uygulanacak faiz türü Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 49 ilâ 51. maddeleri arasında açık bîr şekilde hüküm altına alınmıştır. Buna göre uyuşmazlığın gerçekleştiği dönemde yürüklükte olan Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 51. Md.’de “Fazla faturalandırma halinde ise. tahsil edilen fazla bedel tespit edildiği tarihten itibaren en geç beş iş günü içinde müşteriye. 49 uncu maddeye göre belirlenecek gecikme zammı ile birlikte nakil olarak ödenir veya müşterinin kabul etmesi halinde bir sonraki faturasından mahsup edilir” denilmektedir. Aynı yönetmeliğin “Faturaların Ödenmesi başlıklı 49. Md.’de ise ” Faturada belirtilen doğal gaz tüketim bedeli faturada yazılı bulunan yerlere belirtilen ödeme günleri içinde ödenir Zamanında ödenmeyen faturalar, gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. Son ödeme tarihinden sonra yapılan ödemeler için sözleşmede belirtilen gecikme zammı oranı günlük olarak uygulanır. Serbest tüketiciler için faturanın son ödeme tarihi ve gecikme zammı oranı taraflarca sözleşmede belirlenir. Gecikme zammı oranı, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranını aşamaz, ” denilmektedir.
Dolayısıyla gerek …’ın gerekse DOSAB’ın fazladan bedel ödemesi halinde “sözleşmede aksine hüküm olmaması halinde ” uygulanacak faiz türünün 6183 sayılı Kanunun 51. maddesine göre işleyecek gecikme zammı olduğu görülmektedir.6183 sayılı Kanunun 51. Md-‘de öngörülen gecikme zammının uygulama alanının değerlendirildiğinde, BOTAS’ın alacaklarına Doğalgaz Piyasası Kanunun 12/g maddesiyle, DOSAB için ise OSB Kanununda (Md.15) 6183 sayılı Kanunun 51. maddesine atıf yapılarak OSBlerin alacaklan konusunda da aynı kanun maddesinin uygulamasına ilişkin düzenlemelerin bulunduğu tespit edilerek, taraflar arasındaki faiz uyuşmazlığına ilişkin 6183 sayılı Kanunun uygulanmasına engel bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir.
Dosyaya ibraz edilen Yargıtay 11.HD’nin 2012/10306 esas-2012/6996 karar, 19 HD’nin 2014/12/16 esas-2014/17064 karar, 23.HD’nin 2016/7079 esas- 2019/4612 karar ,3.HD’nin 2016/17526 esas-2018/6733 karar sayılı kararlarında da benzer uyuşmazlıklarda faiz türü olarak 6183 sayılı A.ATAJ.H.K.’nın 51. Maddesine göre belirlenen gecikme zammının gecikme faizi ödemesi olarak uygulandığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen mevzuat hükümleri, mahkeme kararlan ve EPDK Kurul kararları dikkate alındığında: taraflar arasındaki uyuşmazlığın akdi ilişkinin kurulduğu dönemde yazılı sözleşme bulunmaması sebebiyle 3095 sayılı kanun hükümleri kapsamında düzenleyici ve denetleyici kurum olan EPDK’nın mevzuat hükümlerinin faiz uyuşmazlığı noktasında somut olaya doğrudan uygulanması gerektiği, EPDK’nın 10.11.2016 tarihli yazısında; “Yönetmeliğin 51.inci maddesinin de 49 uncu maddeye yönlendirmesiyle, 10.10.2013 tarih ve 4648/3 sayılı Kurul Kararı ekinde onaylanan TAHİS sözleşmesinin 8.inci maddesi üçüncü fıkrasında düzenlendiği üzere, fazla faturalandırma yapması halinde dağıtım şirketinin, tahsil edilen fazla bedel ile birlikle AATUHK mn 51 inci Md. ‘de belirlenen oranda uygulanan gecikme zammını müşteriye ödenmek üzere iade etmek durumunda olduğu değerlendirilmektedir, ilkesel olarak tedarikçiler, dağıtım şirketi ile son kullanıcı arasında aracı konumunda olup taşıma bedelinin tahsilinde yahut iadesinde, aldıkları tutarı ilgili tarafa aynen aktarmalıdır. Dağıtım şirketinin müşterisi konumundaki son kullanıcıya verilmek üzere tedarikçiye yapmış olduğu iadenin, tahsil edilen fazla bedel ile birlikte AATUHK’nun 51 inci Md. de belirlenen oranda gecikme zammını ihtiva etmesi gerektiğine kanaat edilmektedir. ” şeklinde işlem tesis edildiği dikkate alındığında DOSAB’ın faiz alacağına, 6183 sayılı Kanunun 51.maddesine göre işleyecek gecikme zammının uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
DOSAB’ın …’a Ankara 10. İdare Mahkemesinde açmış olduğu iptal davasıyla …’ ı temerrüde düşürdüğü ve bu kapsamda DOSAB’ın Taşıma Fark Bedeline faiz talebi hakkı olduğu kanaatine varılmıştır.
DOSAB’ın bilirkişi raporlarında, hesaplamalarda KDV eklenmemesi itirazı kapsamında yapılan değerlendirmede ise, faiz hesabının KDV dahil tutar üzerinden yapılmadığı, KDV Kanunun 24. Maddesi kapsamında faizin KDV konusuna girdiği, dolayısıyla yapılan hesaplamalarda hesaplanan faize KDV eklenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle son bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda,asıl davanın reddine ,karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere kararın dayandığı gerekçeye ve kurulun takdirine göre;
1-Asıl davanın reddine,
2-Karşı davanın kabulüne; 598.139,28 TL + KDV’nin 14/04/2017 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasanın 51. Maddesi uyarınca işletilecek gecikme zammı ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/ karşı davacıya verilmesine,
3-Asıl davada;Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 474.404,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 474.224,73-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde yatırına iadesine,
4-Karşı davada; Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 40.858,89-TL harcın peşin alınan 10.214,73- TL harcın mahsubu ile bakiye 30.644,16-TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Asıl davada davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davada; davalı yararına ölçümlenen 515.795,12-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karşı davada; davacı yararına ölçümlenen 83.795,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karşı davada; davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 6.132,00-TL yargılama gideri ile peşin alınan 10.214,73-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18/01/2023

Başkan …. Üye ……. Üye …… Katip ……
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.

Karşı davada davacı gideri;
6.000,00 TL bilirkişi ücreti,
132,00 TL tebligat ve posta gideri,
6.132,00 TL toplam gider,