Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1143 E. 2022/861 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/1143 Esas – 2022/861
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1143 Esas
KARAR NO : 2022/861

HAKİM :
KATİP :

DAVACI-KARŞI DAVALI : … ….. METAL GALVANO KAPLAMA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av.
DAVALI-KARŞI DAVACI : …. ….. TURKEY OTOMOTİV ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin aralarındaki ticari ilişki sebebiyle davalıya mal verdiğini ve bu ticari ilişki sebebiyle faturalar tanzim edildiğini, davalının, müvekkili şirkete ödemesi gereken 68.404,46.TL’yi haklı hiçbir gerekçesi yok iken ödemediğini, İşbu sebeple davalı hakkında Bursa 13. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas numaralı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun yasal süresi içinde borca itiraz etmiş ve takip durduğunu, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, taraflar basiretli tacir olup davalı tarafından bugüne kadar müvekkili firmaca verilen malların ayıplı olduğuna dair herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davanın kabulüne, itirazın iptaline, % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından üretilen araba parçalarına davacı şirketten kaplama hizmeti satın alındığını, davacı şirket tarafından uygulanan kaplama, otomobil üreticilerinin satılan ürünlerin paslanmasını engellemek için istedikleri bir uygulama olduğunu, İşbu yapılan kaplamaların pastanmaya dayanıklı olup olmadığının tespiti ise; otomobil sektöründe kaplanan parçalara uygulanan nötr tuz buharına dayanma testi (“Tuzlu sis/buhar testi”) ile mümkün olduğunu, taraflar arasında akdedilen şartnameler, teknik çizimler ve otomotiv sektöründe kaplanan parçalara uygulanan tuzlu sis/buhar testi standartları uyarınca; kaplama işlemi tamamlanan parçalar daha sonra aynı anda beyaz pas için 200 saat, kırmızı pas için ise 600 saatlik tuzlu sis/buhar testine tabii tutulduğunu, müvekkili şirket ise, davacı şirketin karşılıklı anlaşılan şartnamelere uygun olmayan parçaları sevk etmesi sebebi ile müşterilerinde ki hatalı parçalar hurdaya atılmış olup, işbu hatalı parça miktarı kadar yeniden sevkiyat gerçekleştirildiğini, aynı zamanda, müvekkili şirket tarafından üretilen ve davacı şirket tarafından hatalı olarak kaplanan parçalar başka hir kaplama imalatçısına gönderilerek yeniden kaplama yaptırıldığını, dolayısıyla müvekkili şirketin, davacı şirketin işbu ayıplı olarak kapladığı parçalar nedeniyle zarara uğramış olup, hali hazırda toplam 112.003,95 TL tutarında zararı bulunduğunu, İşbu bahisle iade faturasını davacı şirkete keşide edildiğini, müvekkili şirket tarafından davacı şirket’in Bursa 13. İcra Müdürlüğü nezdinde 2017/… E. numaralı ilamsız icra takibinin tamamına, faizine ve ferilerine itiraz edildiğini, müvekkili şirketin malın teslim edilmesi anında olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkaramayacağı gizli ayıplar kapsamına girmesinden bahisle müvekkili şirketin 2 ve 8 günlük ihbar şüresine tabi olmadığını, davacı tarafından kaplanan parçalarda oluşan paslanmalar neticesinde müvekkilinin kendi stoğunda bulunan ve davacı tarafından kaplanan braketleri tuzlu sis/buhar testine tabi tutmaya başladığını, test sonucunda, parçaların sağlaması gereken 25 gün kırmızı pas dayanımı şartına karşın, 9 gün sonunda kırmızı pas tespit edildiğini, davacının iş bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, davacının, TTK. m. 18/2 gereğince Müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiye dair bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediğini, umursamazlığı ve özen borcuna aykırı davranışı sonucu müvekkili şirket’e vermiş olduğu zararı karşılaması için parçaların tekrar tekrar sök-kapla işlemine tabi tutulması yeterli olmayıp aralarındaki şartnamelerin derhal feshini ve birden çok kez hatalı kaplayıp beklenen yararı sağlamayacak şekilde teslim ettiği işbu parçaların Fransa ve Romanya’daki müşteriler kullanılabilecek durumda olanlarının müvekkili tarafına tekrardan başka bir firmaca kaplanması, kullanılamayacak durumdaki parçaların ise hurdaya çıkarılmasını istemesini gerektirdiğini, müvekkili şirket’in uğramış olduğu zarar tutarı, işbu parçaların Fransa ve Romanya’daki müşterileri tarafından hurdaya ayrılması ilgili lojistik ve hatalı kaplanan kullanılabilir durumdaki parlar tekrar Uzman Karaforez Yüzey Kaplama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan kaplama maliyetlerinden oluştuğunu, Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirket’in davacı Atlas Kataforez’e tebliğ ettiği faturada da görüleceği üzere; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 132.164.66 TL olan alacağına karşılık dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkili şirket’e ödenmesine ilişkin karşı dava taleplerinin kabulünü, davanın reddini, karşı davanın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, sözleşme, ticari defter ve bağlı kayıtlar, faturalar bilirkişi raporları, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili talebi ile Bursa 13. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasında, 68.404,46-TL toplam alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun itirazı üzerin takip durmuştur. Takibe itirazın iptali ile devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Dava, Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın yerinde olup olmadığı, davacının davalıdan takip konusu miktar yönünde alacaklı bulunup bulunmadığının tespitine yönelik olduğu, karşı dava da ise davacı tarafından yapılan kaplamaların hatalı olup olmadığı hatalı ise davalı tarafın herhangi bir zararının olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizce, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi, dava konusu otomotiv parçalarının ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, tarafların birbirlerinden alacaklı olup olmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan 03/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı karşı davacı 2015-2916-2017 yıllarında e-defter mükellefi olduğu, davalı karşı davacının defter kayıtları incelendiğinde 68.372,11-TL borçlu olduğu, davalı karşı davacı 11.09.2017 tarihinde uğradığını iddia ettiği zararlar karşılığı 132.164.66-TL fatura kesmiş ve defterlerine işlediği, bu faturanın davacı karşı davalıya tebliği edildiğine dair bir belge dosyada bulunmadığı, bu faturanın kabulü halinde 63,792,55-TL alacaklı olduğu, ancak dosyaya eklenen bir belgede 132.164.66-TL tutarındaki faturanın nelerden oluştuğunu gösteren bilgiler bulunmadığı, davacı karşı davalı incelemeye 2017 yılına ait defterlerini ibraz etmediği, defterlerin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacı karşı davalının cari hesap ekstrelerine göre davalı karşı davalıdan görünen alacağı takip tutarı kadar olup 68.404 46-TL olduğu, defter kayıtlarına göre görünen alacağı 67.810.11-TL olduğu, aradaki 594.35-TL lik fark önceki senelerden gelen bir fark olup davalı karşı davacı ile örtüşen alacak rakamı cari hesap kayıtlarındaki bakiye olduğu, davalı karşı davacı tarafından kesilen 132.1 64,66-TL tutarındaki fatura davacı karşı davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, heyetin, yapmış olduğu dava dosyasındaki mevcut delil belge ve yazışmalar incelenmesiyle birlikte davaya konu ürünlerin “gizli ayıplı” olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, davacı-karşı davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi yönünden dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 04/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; Heyetin 03.05.2019 tarihli kök raporunda belirtildiği üzere, dava dosyası üzerinde ikinci kez yapmış olduğu mevcut ve rapor sonrası dosya arasına giren delil, belge ve yazışmalar yeniden incelenmesiyle birlikte, neticesi davaya konu ürünlerin “gizli ayıplı” olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın talimat yoluyla İstanbul NATM’ye gönderilerek Üniversite öğretim üyelerinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile tarafların iddia ve savunmaları ile önceki rapora yapılan itirazlar da değerlendirilmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 27/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Braketler teslim alındığında çıplak gözle görülen hata varsa 2 gün içinde, anında görülmeyen hata varsa 8 gün içinde, üretici şirkete bildirilmesi gerektiği, yasal olarak TTK Madde:23 bunu amir olduğu, ancak bunun dışındaki sonradan ortaya çıkabilecek hatalar için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 223 ve 225. maddeler amir olduğu, şöyleki burada braketlerin hataları, Fransa’ya ihraç edildikten sonra ortaya çıktığı, yani malın gizli ayıplı kapsamında olduğu,” TBK Madde 223:Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözderi geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz.” TBK Madde 225:Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.” Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin, bilmesi gereken ayıplar bakımından da, aynı hüküm geçerli olduğu, Fransa’ya ihraç edilen ve hurdaya atılan braketler ile davalı şirketin deposunda mevcut olan ve yeniden kaplatılan braketlerin, gizli ayıplı kapsamında olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; İstanbul NATM’ye talimat yazılarak İstanbul Teknik Üniversitesinde görevli 1 Kimya Mühendisi Profesörü, 1 Metalürji Mühendisliği Profesörü ve İstanbul Hukuk ya da Marmara Hukuk fakültesinde görevli 1 Hukuk Pröfesörü ( Ticaret hukuku ya da borçlar hukuku alanında uzman) tevdii ile rapor alınmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 26/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda; satılan maldaki ayıp, açık ayıp şeklinde olabileceği gibi, özel bir inceleme neticesinde sonradan öğrenilebilen gizli ayıp şeklinde de ortaya çıkabileceği, gizli ayıpların (adi muayene ile anlaşılmayan ayıplar), tecrübeli ve dikkatli bir kişiden beklenebilecek muayeneden daha uzun bir muayene ile ortaya çıkabilecek olan veya meydana çıkmaları özel bir inceleme veya muayeneyi gerektiren ayıplar olduğu, dava konusu çinko kaplı braket örnekleri üzerinde yapılan kaplama kalınlık ölçümleri numunelerin talep edilen kaplama kalınlıklarına (alt sınır 15 mikron(0.015 mm), üst sınır 25 mikron (0.025 mm)) sahip olduklarını ve galvanizleme işleminin yeterli şekilde uygulandığını gösterdiği, çinko tabakasının çelik yüzeyine tam olarak penatre olduğu (yapıştığı) optik mikroskop ve SEM (taramalı elektrom mikroskobu) görüntülerinden anlaşıldığı, bu durumda kaplama öncesi yüzey hazırlama işlemlerinin de (oksit giderme, yağ alma v.b.) eksiksiz uygulandığının ortaya çıktığı, bu teknik bulguların braketlerin çinko ile kaplanması prosesinde gizli ayıp olduğu veya hatalı galvanizleme yapıldığı savının geçerli olmadığını kanıtladığı, tüm bu incelemeler doğrultusunda dosya içeriğinde mevcut önceki bilirkişi raporlarının davalı-karşı davacı Akwel tarafından dosyaya sunulan numune ürünler üzerinde ve uygun test koşullarında tahribatlı teknik inceleme yapılmaksızın hazırlandığı, yine davalı-karşı davacı Akwel tarafından dosyaya sunulan tuz testlerinin 300.000 adet parçadan hangilerinin üzerinde ve hangi test koşullarında yapıldığı belli olmamakla birlikte subjektif test koşullarının teknik olarak kabul edilemeyeceği dikkate alındığında taraflarınca objektif test koşullarında yapılan tahribatlı teknik incelemeler neticesinde dava konusu ürünlerin teknik olarak açık yada gizli ayıplı olmadığı, sonuç ve kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; İstanbul NATM’ye talimat yazılarak davalı vekilinin 24/09/2021 tarihli bilirkiş iraporuna itiraz dilekçesi değerlendirmek için dosyanın raporu sunan bilirkişiler Prof. Dr. …………………….’a tevdi ile ayrıntılı bir şekilde ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 28/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; satılan maldaki ayıp, açık ayıp şeklinde olabileceği gibi, özel bir inceleme neticesinde
sonradan öğrenilebilen gizli ayıp şeklinde de ortaya çıkabileceği, gizli ayıpların (adî muayene ile anlaşılmayan ayıplar), tecrübeli ve dikkatli bir kişiden beklenebilecek
muayeneden daha uzun bir muayene ile ortaya çıkabilecek olan veya meydana çıkmaları
özel bir inceleme veya muayeneyi gerektiren ayıplar olduğu,
dava konusu çinko kaplı braket örnekleri üzerinde yapılan kaplama kalınlık ölçümleri
numunelerin talep edilen kaplama kalınlıklarına [alt sınır 15 mikron(0.015 mm), üst
sınır 25 mikron (0.025 mm)] sahip olduklarını ve galvanizleme işleminin yeterli şekilde
uygulandığını gösterdiği,
çinko tabakasının çelik yüzeyine tam olarak penatre olduğu (yapıştığı) optik mikroskop
ve SEM (taramalı elektrom mikroskobu) görüntülerinden anlaşıldığı, bu durumda
kaplama öncesi yüzey hazırlama işlemlerinin de (oksit giderme, yağ alma v.b.) eksiksiz
uygulandığının ortaya çıktığı,
bu teknik bulguların braketlerin çinko ile kaplanması prosesinde gizli ayıp olduğu veya
hatalı galvanizleme yapıldığı savının geçerli olmadığını kanıtladığı,
tüm bu incelemeler doğrultusunda dosya içeriğinde mevcut önceki bilirkişi raporlarının
davalı-karşı davacı Akwel tarafından dosyaya sunulan numune ürünler üzerinde ve
uygun test koşullarında tahribatlı teknik inceleme yapılmaksızın hazırlandığı, yine
davalı-karşı davacı Akwel tarafından dosyaya sunulan tuz testlerinin 300.000 adet
parçadan hangilerinin üzerinde ve hangi test koşullarında yapıldığı belli olmamakla
birlikte subjektif test koşullarının teknik olarak kabul edilemeyeceği dikkate alındığında
taraflarınca objektif test koşullarında yapılan tahribatlı teknik incelemeler neticesinde
dava konusu ürünlerin teknik olarak açık ya da gizli ayıplı olmadığı,
sonuç ve kanaati aynen geçerli olduğu, heyetin görüşünde değişiklik yapmayı gerektirir bir
durumun olmadığı kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin kararlarında da vurgulandığı üzere, ayıplı eser, sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda eserde sözleşmesi ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Yine ayıp bedelinin de ayıbın ortaya çıktığından itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak hesaplanması gerekir.
Kural olarak, eserin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükü yüklenicidedir. TMK.’nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat kuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bir çok kararında “kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye aittir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Teslim edilen eserin ayıplı ve/veya eksik olduğunu ve bedelin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibine aittir. İçtihatlarda, Yargıtay’ın da bu doğrultuda tutum sergilediği görülmektedir. “Eser sözleşmesine dayalı ilişkilerde eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibindedir.”
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacı hakkında Bursa 13. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas numaralı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresi içinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.Taraf ticari defterleri bilirkişi incelenmiş, davacının-karşı davalının 68.404,46 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.Davalı-karşı davacı tarafından ayıplı ürünler nedeniyle iddia ettiği zararlar karşılığı 132.164.66-TL fatura kesilmiş ve karşı dava açılmıştır.Mahkememizce iddia edilen ayıplar hususunda bilirkişi raporları alınmıştır. Son aldırılan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi heyeti raporuna göre, dava konusu çinko kaplı braket örnekleri üzerinde yapılan kaplama kalınlık ölçümleri numunelerin talep edilen kaplama kalınlıklarına (alt sınır 15 mikron(0.015 mm), üst sınır 25 mikron (0.025 mm)) sahip olduklarını ve galvanizleme işleminin yeterli şekilde uygulandığını gösterdiği, çinko tabakasının çelik yüzeyine tam olarak penatre olduğu (yapıştığı) optik mikroskop ve SEM (taramalı elektrom mikroskobu) görüntülerinden anlaşıldığı, bu durumda kaplama öncesi yüzey hazırlama işlemlerinin de (oksit giderme, yağ alma v.b.) eksiksiz uygulandığının ortaya çıktığı, bu teknik bulguların braketlerin çinko ile kaplanması prosesinde gizli ayıp olduğu veya hatalı galvanizleme yapıldığı savının geçerli olmadığını kanıtladığı, tüm bu incelemeler doğrultusunda dosya içeriğinde mevcut önceki bilirkişi raporlarının davalı-karşı davacı Akwel tarafından dosyaya sunulan numune ürünler üzerinde ve uygun test koşullarında tahribatlı teknik inceleme yapılmaksızın hazırlandığı, yine davalı-karşı davacı Akwel tarafından dosyaya sunulan tuz testlerinin 300.000 adet parçadan hangilerinin üzerinde ve hangi test koşullarında yapıldığı belli olmamakla birlikte subjektif test koşullarının teknik olarak kabul edilemeyeceği dikkate alındığında taraflarınca objektif test koşullarında yapılan tahribatlı teknik incelemeler neticesinde dava konusu ürünlerin teknik olarak açık yada gizli ayıplı olmadığı anlaşılmış olup asıl davanın kabulü ile; davalının Bursa 13. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına, alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ve aldırılan bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden likit olmadığı için icra inkar tazminatı talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
ASIL DAVADA;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bursa 13. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ve aldırılan bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden likit olmadığı için icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası gereği alınması gereken 4.672,71-TL harçtan peşin alınan 790,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.882,15-TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 18.470,80-TL yargılama gideri ile peşin alınan 790,16-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yararına ölçümlenen 9.692,58-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,

Karşı DAVADA
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 2.258,00 TL’den mahsubu ile artan 2.177,30 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Kararın niteliği gereği davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yararına ölçümlenen 16.505,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
05/07/2022

Katip 157032
¸e-imzalıdır

Hakim 151390
¸e-imzalıdır

Davacı gideri ;
5.500,00 TL bilirkişi gideri,
12.000,00 TL laboratuvar gideri,
970,80 TL tebligat posta gideri
18.470,80 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 157032
¸E-imzalıdır.