Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1106 E. 2018/773 K. 04.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/1106 Esas – 2018/773
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1106
KARAR NO : 2018/773

HAKİM : …..
KATİP : ……

DAVACI : … BANKASI A.Ş. DİKKALDIRIM BURSA ŞUBESİ
VEKİLİ : Av. …..- … Bankası A.Ş. Bursa Bölge Müdürlüğü İnönü Cad. Kayıhan Mah. Kirişçikızı Sk. No:1 Kat:2-3 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … – T.C.N……. – Geçit Mah. Gelenek Sok. Bina:15/A Kapı:1 Osmangazi/BURSA
VEKİLİ : Av. ….. – Hacı İlyas Mah. 4.Aral Sk. Avukatlar İş Merkezi No:28 D:9-10 BURSA
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2017
KARAR TARİHİ : 04/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/06/2018

Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı hakkında Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız takip işlemleri başlatıldığını, borçlunun takibe ve borca yönelik itirazları üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını sağlamak için dava açıldığını, davalının itirazının tamamen haksız, yasal dayanaktan ve iyi niyetten yoksun olduğunu, takibin dayanağı olan sözleşmelerin kredi borçlusu … Müh. Mak. Metal Elek. Elekt. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve müvekkili banka arasında akdedilmiş olan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi, bankacılık hizmetleri sözleşmesi, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmeleri olduğunu, borçlu firma sözleşmelerinin asıl borçlu olarak … ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme gereği borçluların muaccel hale gelen borcun ödenmesine ilişkin çekilen ihtara rağmen herhangi bir ödeme olmadığını, hesap özetlerini içerir ihtarnamenin usulüne uygun olarak noter vasıtasıyla borçlulara gönderildiğini, borcun muaccel hale gelmesi üzerine davalıya yasal süresi içerisinde hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu ihtarnamenin kat edilen kredilerin türleri, numaraları, kat edilen anapara, faiz, BSMV ve KKDF toplamları ile kat edildikleri tarihleri belirttiğini, ayrıca bu kredilere ilişkin tüm borç için muacceliyetin gerçekleştiğinin beyan edildiğini, davalı borçlunun takip talebinde ticari nitelikli kredi borcunun sadece taşıt kredilerinden saedce 53.164,88 TLsinden ve diğer tüm borçlardan sorumlu tutulduğunu, davalının taşıt kredilerinden saedce 102469 nolu krediye, ticari kredili mevduat borcunun tamamına ve şirket kredi kartı borcunun da tamamına kefaleti bulunduğunu, takibin de davalı yönünden sadece bu borçlar ile sınırlı olmak üzere açıldığını, davalının kefil olduğu 102469 nolu taşıt kredisinin teminatında bulunan … plakalı aracın Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasından 75.700,00 Tl bedelle 3. Kişiye ihale edildiğini, tüm harç ve masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın borçtan düşüldüğünü, dolayısıyla takip açılış tarihinde davalının sorumlu olduğu borç rakamı ile dava tarihi itibariyle sorumlu olduğu borç rakamı arasında fark ortaya çıktığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.563,62 Tl anapara ve takip tarihinden itibaren takip tarihinde istenilen alacak aslına işleyecek temerrüt faizi, icra harç ve masrafları üzerinden açıldığını, İİK’nun 63 maddesi gereğince davalı icra dosyasında ileri sürdüğü nedenleri değiştiremeyceğini ve genişletemeyeceğini, itiraz nedenlerinin değiştirilmesine ve genişletilmesine muvafakatlarının olmadığını, davalının faize yönelik itirazının da dayanağının olmadığını, takip konusu alacağın likit ve muayyen olduğunu, yerleşik Yargıtay kararları gereğince takip konusu alacağın belirli, borçlu tarafından tayin ve tespit edilmesi mümkün nitelikte ise alacağın likit sayıldığını, davalının itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde İİK’nun 67/2 maddesi gereğince alacağın %207sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, davalı tarafından yapılan haksız itirazları kabul etmediklerini, itirazın iptal edilerek takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dielkçesinde özetle: Davacının davasının hukuki mesnetten yoksun ve yersiz olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı banka ile müvekkili arasında yapılan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için gerekli olan eş rızası takip dayanağının sözleşmede bulunmadığını, TBK’nun 584/1 maddesine göre eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, tarafların beyanı, tarafların karşılıklı dilekçeleri, Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı icra takip dosyası, banka kayıtları, hesap özetleri, genel nakdi gayri nakdi kredi sözleşmesi, bankacılık hizmet sözleşmesi, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi, business card sözleşmesi, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 25/05/2018 tarihli dilekçe ile, davalının itirazdan vazgeçtiğini davanın konusuz kaldığını karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, lehine vekalet ücretinin takdir edilmemesini talep etmiştir
Davalı … mahkememize sunmuş olduğu 25/05/2018 tarihli dilekçesi ile; icra dosyasına yaptığı itirazdan vazgeçtiğini beyan etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1350 Esas ve 2013/1740 Karar sayılı Kararı, yine 2013/10-1860 Esas ve 2015/1451 Karar sayılı Kararında “Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. ” konusuz kalma hallerinin sayıldığı ve dava konusu icra takibine itirazdan vazgeçilmesinin de davanın konusuz kalabileceği anlaşılmaktadır.
O halde toplanan delillerden yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, davacı ile davalı arasında kefalet sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan 25.563,62 TL alacağa ilişkin icra takibine yapmış olduğu itirazdan vazgeçtiğinin taraflarca kabulunde olduğu anlaşılmakla itirazın iptali davasının konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, icra inkar tazminatı talebinin davacı vekilinin bilirkişi incelemesinden rücu talebi değerlendirildiğinde alacağın haklı olup olmadığı ve alacağın likit olup olmadığının ispat edilmediğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, tarafların vekalet ücreti talepleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığını,
2-Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 436,57 TL’den mahsubu ile bakiye 400,67 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacının icra takibinde haklı olup olmadığının ispat edilemediğinden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Tarafların vekalet ücreti talepleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’ nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK. ‘nın 341 ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/06/2018

Katip ……..
¸e-imzalıdır.

Hakim …….
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …..
¸E-imzalıdır.