Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/862 E. 2020/725 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ” Türk Milleti Adına “
Karar

ESAS NO : 2016/862
KARAR NO : 2020/725

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/06/2016
KARAR TARİHİ : 13/11/2020
YAZIM TARİHİ : 10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında 18/11/2011 tarihli lisans sözleşmesi imzalandığını, imzalana sözleşmeye göre 30/03/2016 tarihli fatura bedeli olan 20.000,00 Euronun ödenmediğini, söz konusu alacağın ve ferilerinin ödenmesi için İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, dosyanın yetkisizlik sebebiyle Bursa 5.İcra Müdürlüğünün 2015/… E. Sayılı dosyasına dönüşen takip dosyasında borçlunun takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, ancak davalının itirazında haksız olduğunu, bu nedenle takibe konu 20.000,00 TL Euro asıl alacağa ilişkin itirazın iptaliyle, itirazında haksız olan davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin hiçbir zaman yürürlüğe girmemiş ve uygulanmadığını, davacı tarafın sözleşmede belirtilen kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilin lisans hakkındı kullanabilmesi için gereken şartları sunmamış ve telif hakkını kullandırmadığını, sözleşmedeki edimini yerine getirmeyen davacı tarafın müvekkilden herhangi bir hak ve alacağının da doğmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye müvekkilin müdahale etmesine ve sözleşmenin müvekkilce okunmasına izin verilmediğini, matbu sözleşmenin Türkçeye çevrilmemiş müvekilce okunup anlanması için uygun ortam ve süre tanınmadığını, müvekkilin yabancı dilde hazırlanmış sözleşmeyi okumadan imzalanarak zorunda kalmış içeriğine de müdahale edemediğini, sözleşmenin tamamen davacı lehine olacak şekilde haksız şartlar içerdiğinden ve davacının kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden geçersiz olduğunu, davacının kullanımını vaad ettiği Hello Kitty markasının lisansız taklit olarak ürünleri basılarak bütün çarşı ve pazarlarda, dükkanlarda satılmakta, davacının bununla ilgili hiçbir tedbir almadığını, önlemeye çalışmadığını, böyle bir ortamda tüketici ürünün gerçeğine daha fazla para ödemektense sahtesini daha ucuza almayı tercih ettiğini, davacı tarafın iddia ettiği faturayı kendisinden tek taraflı olarak gerçeğe aykırı şekilde düzenlenen bir evrak olduğunu, müvekkilin böyle bir faturadan haberi ve bilgisi olmayıp ticari defterlerinde de mevcut olmadığını, irca takibine konu faturanın açıklama kısmında ” 30/03/2013 tarihli ödeme planı uyarınca telif hakkı ücreti” ibaresi yazılmış olup belirtilen telif hakkının müvekkile kullandırılmadığını, davacı şirketin telif hakkından bahsettiği markanın taklidi çok yaygın olup davacı tarafça markanın korunması ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığını, taklit ürünler tüm mağaza hatta pazarlarda dahi yarı fiyatına satıldığından müvekkilin davacı tarafın telif hakkını kullanmasının söz konu olmadığını, bu sebeple sözleşmenin hiçbir zaman yürürlüğe girmediğini ve telif hakları da müvekkile kullandırılmadığını, davacının tek taraflı düzenlediği içeriğini gerçeği yansıtmayan faturayı müvekkilin kabul etmediğini, müvekkilin davacıya borçlanmasının gerektirecek herhangi bir hukuki ilişki doğmadığını, tüm bu nedenlerle haksız ve dayanaksız olan davanın reddine, davacının haksız yere talep ettiği alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 08/04/2015 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 25/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 30/05/2016 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Finansbanka müzekkere yazılarak hesap ekstreleri, Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. Sayılı dosyası, Btso’dan davalı şirketin ticaret sicil kayıtları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 28/09/2018 tarihli raporunda özetle: Davalı 2013 yılına ait defterlerini ibraz ettiğini, İbraz edilen tüm defterlerin açılış yevmiye defterlerinin kapanış tasdikleri yasal sürelerinde yaptırıldığını, defterler birbirleri ile uyumlu olup tekdüzen hesap planına ve muhasebe ilkelerine uygun tutuldukları görüldüğünü, davacının cari hesap ekstreleri ve 2013 yılına ait yevmiye defter kayıtlan incelendiğinde defterr kayıtlannda davacı firma ile ilgili olarak hiçbir kaydın görünmediği 2013 yılı açılış ve kapanış fişlerinde davacıya ait bir bakiyenin olmadığı tespit edildiğini, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde başka bir firmanın sözleşmesi ve eklenmiş ve yanlış icra dosya nosu bildirilmiş daha sonra bu hata düzeltilerek doğru sözleşme .dosyaya eklenmiş ve dava ile ilgili icra dosyası mahkemeye gönderildiğini, Eklenen sözleşme incelendiğinde İngilizce olduğu ve davalının kaşe ve imzasımn bulunmadığı görüldüğünü, Sözleşmede sadece davalı şirkete ait isim ve imzalar mevcut olduğunu, davacı davalının sözleşmeyi kabul ettiğini ve imzaladığını lisans ücretini ödediğini ve üretim yaptığını iddia ettiğini, davalı sadece 2013 yılı defterlerini İbraz ettiği için sözleşmeden sonra aralannda faturalama ve tahsilat olup olmadığı araştınlamadığını, bu durumda davacının iki tarafında imzaladığım iddia ettiği sözleşme aslı ile davalının diğer senelerinde defterlerini ibraz etmeleri gerektiğini, ayrıca davacının dava konusu 30,03,2013 tarihli 20,000,00-Euro tutarındaki faturayı davalıya tebliğ ettiğim ispatlayacak belgeleri dosyaya ibraz etmesi gerektiğini, dosyada davalının temerrüte düşürüldüğüne dair bir belge bulunmadığını, dolayısıyla davacının takip Öncesi işlemiş faiz talebi hukuki olmadığını, davalının faturanın kesildiği aya ait Nisan 2013 BA formu incelendiğinde davacı tarafından kesilen faturanın beyan edilmediği tespit edildiğini bildirmiştir.
17/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Bu incelemeler ışığında , dosyaya ibraz edilen sözleşmede davalı şirketin imzasının bulunmaması , davacı şirket tarafından ödeme ile ilgili bir belge ibraz edilmemesi , taraflar arasındaki sözleşmeye konu herhangi bir belge , mail yazışması ibraz edilmemesi nedeni ile sözleşmenin kurulmadığı düşünüldüğünü, bu kapsamda davalı şirket tarafından telif hakkının kullanılmadığı , takibe konu faturadan önce faturanın dayanağı sözleşmesel bir ilişki olmadığı sonucuna varıldığını, 28.09.2018 Tarihli rapora davacı tarafından itiraz edilmiş olup , bu itirazlar yönünde yukarıda kapsamlı inceleme yapılmış olup davacı tarafından ibraz edileceği bildirilen havale belgesi ibraz edilmesi halinde davalı defter ve kayıtlarında inceleme yapılabileceğini bildirmiştir.
14/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekili taralından dosyaya İngilizce hazırlanmış 01.02.2012 tarihlî sözleşme İbraz edilmiştir. Sözleşme incelendiğinde davalı firmanın kaşesinin ve üzerinde imzanın olduğu görülmektedir. İmzanın kime^İt olduğu belli olmamakla beraber davacı vekilinin de ifade ettiği dibi davalı vekili tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde bu sözleşmeden bahsedilmiş ve müvekkilinin bu sözleşmeyi incelemeden ve İngilizce olduğu için okumadan imzaladığını belirtmiş ve sözleşmenin varlığını kabul ettiğini, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen banka makbuzu tarafımca incelendiğini, makbuzda kredilendîımeden söz etmediğini, emri veren taraf olarak günteks davalı firma görünmektedir ancak bunun bir havale makbuzumu kredi kullanma ile ilgili bir emir olduğumu tespit edilemediğini, makbuzda havaleyi yapan banka ile ilgili hiçbir bilgi bulunmadığını, Kök raporda davalının 2013 senesi dışındaki defterleri de ibraz etmesi gerektiği ayrıca davacının da faturayı davalıya tebliğ etiğini gösterir belgeyi İbraz etmesi gerektiği belirtildiğini, ancak ne davalı defter ibraz etmiş ne de davacı söz konusu faturayı davalıya tebliğ ettiğine dair bir belge ibraz ettiğini, davalı firma bu konuyu çözmeye yardımcı olacak olan 2012 senesi defterlerini bulamadıkları gerekçesi ile incelemeye İbraz etmediğini, bu nedenle davalının kök raporda belirtildiği gibi diğer yıllara ait defterleri ibraz etmesi gelen itirazların değerlendirilebilmesi için ve 2012 defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle 2013 yılı defterlerinin tekrar ibraz edilmesi bunun dışında 2014 defterlerinin ibraz edilmesi gerektiğini, ayrıca çalıştıkları bankalardan 2012-2013 yıllarına ait Euro hesap ekstralarının İstenilmesinde fayda bulunmadığını, Davalının defter kayıtlarına göre çalıştığı bankaların T.Finans bankası, Kuveyt Türk, Garanti Bankası, Halkbank, Türkiye İş Bankası, Yapı kredi bankası, Bankaların şubeleri kayıtlardan tespit edilemediğini bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacı tarafça davalı taraf aleyhine 30/03/2013 tarihli 20.000 Euro değerindeki faturaya istinaden başlatılan icra takibine davalı tarafça borcun olmadığından bahisle itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesine ilişkindir.
Mahkememizce dava dilekçesinde yapılan inceleme neticesinde icra takibine konu 30/03/2013 tarihli 20.000 Euro’luk faturanın 18/11/2011 tarihli lisans sözleşmesine istinaden tanzim edildiğinin belirtildiği, 18/11/2011 tarihli lisans sözleşmesi incelendiğinde davacı tarafın imzasının bulunduğu ancak davalı tarafın sözleşmede imzasının bulunmadığı,davacı tarafça yargılama devam ederken(dilekçeler aşaması tamamlandıktan ve öninceleme duruşması yapıldıktan sonra) mahkememiz dosyasına 24/01/2012 tarihli sözleşme sunulduğu, bu sözleşme incelendiğinde davalı tarafın imzasının bulunduğu, SMMM bilirkişi Şevki Yetiker tarafından tanzim edilen 28/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın faturanın kesildiği aya ait Nisan 2013 BA formu incelendiğinde davacı tarafından kesilen faturanın beyan edilmediğinin tespit edildiği, davalının 2013 yılı defterlerinde , davacı firma ile ilgili olarak hiçbir kaydın görülmediği, 2013 yılı açılış ve kapanış fişlerinde davacıya ait bakiyenin bulunmadığının, davacının iki tarafın da imzaladığını iddia ettiği sözleşme aslı ile davalının diğer senelerin defterlerini ibraz etmesi gerektiği , davacı tarafın 20.000 Euroluk faturayı davalıya tebliğ ettiğini ispatlayacak belgeleri dosyaya ibraz etmesi gerektiğini, hukukçu-hesap uzmanı bilirkişi H. Avni Bayramoğlu ve SMMM bilirkişisi Şevki Yetiker tarafından tanzim edilen 17/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; havale belgesinin aslının dosyaya ibraz edilmediği dosyaya ibraz edilen sözleşmede davalı şirketin imzasının bulunmadığı, davacı şirket tarafından ödeme ile ilgili belge ibraz edilmediği, taraflar arasındaki sözleşmeye konu herhangi belge, mail yazışması ibraz edilmemesi nedeniyle sözleşme kurulmadığı , davalı şirket tarafından telif hakkının kullanılmadığı, takibe konu faturadan önce faturanın dayanağı sözleşmesel ilişkin olmadığı sonucuna varıldığı, davacı vekili tarafından havale belgesi ibraz edilmesi halinde davalı defter ve kayıtlarında inceleme yapılabileceğinin bildirildiği, bilirkişiler tarafından tanzim edilen 14/10/2019 tarihli ek raporda özetle; davacı tarafça dosyaya ibraz edilen banka makbuzunun incelenmesi neticesinde emri veren firma olarak davalı tarafın göründüğünün ancak bunun havale makbuzu mu kredi kullanma ile ilgili emir olduğunun tespit edilemediğini, bankaya yapan havale ile ilgili hiçbir bilgi bulunmadığını, kök raporda davalının 2013 senesi dışındaki defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın da faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair belgeyi ibraz etmediği, yeniden inceleme yapılabilmesi amacıyla 2014 yılı defterlerinin ibrazının ve ayrıca çalışılan bankalardan 2012-2013 yıllarına ait hesap ekstrelerinin istenilmesinde fayda bulunduğunun bildirildiği anlaşılmakla birlikte Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalının eski ünvanının 2012 yılına ait hesap hareketleri, swift mesajları celbedilmekle birlikte 03/02/2012 tarihinde 18.020,00 Euro tutarında yapılan havalenin hangi sözleşmeye- ticari ilişkiye istinaden neden yapıldığının tespit edilemediği ve bu hususun davacı tarafça somutlaştırılamadığı, davacı tarafın ticari defterlerinin yurtdışında olması nedeniyle getirilemediği bu nedenle davacı taraf defterlerinde inceleme yapılamadığı, davalı tarafça sunulan 2013 yılı defterlerinde davacı firma ile ilgili olarak hiçbir kaydın görülmediği, 2013 yılı açılış ve kapanış fişlerinde davacıya ait bakiyenin bulunmadığı, vergi dairesi kayıtlarında (BA-BS formlarında) icra takibine konu faturanın yer almadığı, icra takibine konu faturanın davalı tarafa ulaştığı, davalı tarafa tebliğ edildiği hususunun davacı tarafça somutlaştırılamadığı dikkkate alınarak davacı tarafın, icra takibine konu 20.000,00 Euro değerinde tanzim edilen faturadan kaynaklı olarak davalı taraftan alacaklı olduğu iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine,davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığı dikkate alınarak reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 25,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.380,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere herhangi bir nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere karar verildi 13/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.