Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/690 E. 2021/477 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/690 Esas
KARAR NO : 2021/477
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
ÇOCUK 3- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – …
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3-
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinden …’ın, 15 yaşında bir lise öğrencisi olduğunu, 13.03.2016 tarihinde, kuzenleri ile birlikte gezeceklerini söyleyen arkadaşı Tuba Adiloğu’nun daveti üzerine onlara katılmayı kabul ettiğini ve … tarafından kullanılmakta olan 16-…-4504 plakalı araca bindiğini, müvekkilinin araca binmeden önce aracı kullanacak kişinin yetkin olup olmadığını arkadaşına sorduğunu, arkadaşına duyduğu güven sebebi ile araca binmeyi kabul ettiğini, Mudanya istikametinde seyretme olan aracı kullanan …’ın yolculuk boyunca gerekli tedbir ve özeni göstermediğini, aracı yüksek hızda ve dikkatsizce kullandığını, müvekkilinin yol boyunca kendisini uyardığını, yavaşlamaması halinde araçtan inmek istediğini defalarca kendisine söylediğini, buna rağmen hızını azaltmayan ve tehlikeli manevralar yapmaya devam eden …’ın kurallara aykırı olarak sol şeritten sağ şeride geçiş yaptığı esnada Ahmet Yavrucu sevk ve idaresindeki 16-…-705 plakalı araca çarpması sonucu dava konusu kazanın meydana geldiğini, 13.03.2016 tarihinde olay yerinde düzenlenen kaza tespit tutanağında kazaya sebebiyet verenin … olduğunun açıkça yer aldığını, kazaya ilişkin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca 2016/19745 S. Numarası ile yürütülen soruşturmanın tamamlandığını, Bursa 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/649 E. Numaralı dosyası ile olaya ilişkin ceza yargılamasına başlandığını, yaşanan kaza sebebi ile müvekkili …’ın başından yaralandığını ve derhal Bursa Çekirge Devlet Hastanesine sevk edildiğini, Rümeysa’nın anne ve babası olan diğer müvekkillerinin kazadan bu aşamada haberdar olduklarını, kaza sonucu, müvekkili Rümeysa’nın alnında 20 cm’lik bir kesik oluştuğunu, bu sebeple başına 35 dikiş atıldığını, kaza sebebi ile oluşan yaralanmanın “Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte” olduğunun, Savcılık dosyasında bulunan hastane raporlarında açıkça yer aldığını, bunun yanı sıra yaralanmanın niteliği itibari ile müvekkilinin yüzünde iz bırakma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası çekilmiş bir fotoğrafının dilekçeye ekli olduğunu, kaza sonucu oluşan yaralanmanın kalıcı bir ize sebep olmaması için tüm imkanlarını kullanan diğer müvekkillerinin, Bursa Çekirge Devlet Hastanesinde yapılan ilk müdahalenin ardından kızlarının tedavisine Konur Tıp Merkezinde devam etme durumunda kaldıklarını, ancak yapılması gereken tedavi masraflarının her geçen gün artmakta olduğunu, doktorlardan alınan bilgiye göre Rümeysa’nın yüzünde iz kalmaması için gerekli olan ameliyatların gerçekleştirilmesinin çok daha fazla maliyete sebep olacağını, müvekkillerinden …’ın sigortalı olarak taksi şoförlüğü yapmakta olup eşi diğer müvekkili …’ın ise ev hanımı olduğunu, ailesinin geçimini tek başına sağlayan müvekkilinin kaza sonrasında kızının tedavisi sebebi ile çalışamadığını, gerek tedavi masrafları gerekse ailenin geçimini sağlayan tek bireyin kızının tedavisi ile ilgilenmek için çalışamıyor olmasının aileyi ekonomik olarak sarmış olduğunu, tüm bu sebeplerle müvekkillerinin kaza sonrasında yaşadığı ekonomik kaybı telafi etmek amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili … için şimdilik 10.000 TL tutarında maddi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, kaza sebebi ile müvekkillerinin maddi olarak zarara uğramış olduklarının açıkça anlaşılmakta olduğunu, oluşan bu zarardan kusuru ile kazaya sebebiyet veren sürücü …’ın yanı sıra, kazaya karışan 16-V-4504 plakalı aracın resmi sahibi …’ın da BK hükümleri çerçevesinde oluşan zarardan sorumlu olduğunu, yine aracın, AXA Sigorta AŞ. 117924032 poliçe numarası ile Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı olduğu için sigorta şirketini de dava etme zorunluluğu doğduğunu, davalı … Şirketinin de bu poliçesiyle; Borçlar Kanunu, Medeni Kanun, Türk Ticaret Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu ve sair yasal mevzuat çerçevesinde oluşan tüm maddi zarardan poliçe limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, lise öğrencisi olan müvekkilinin kaza sebebi ile okula da devam edemediğini, başarılı bir öğrenci olan müvekkilinin geleceği için son derece önemli olan bu süreçte yaşadığı kazanın sağlığını bozmuş olmasının yanı sıra psikolojisini ve öğrenim hayatını da olumsuz etkilediğini, kazanın şokunu halen atlatamamış olmasının yanı sıra genç bir kız olarak yüzünde iz kalması endişesi ile derin üzüntü yaşadığını ve halen bu konudaki endişesinin devam ettiğini, bu durumun psikolojisini oldukça olumsuz etkilediğini, psikolojik destek almak zorunda dahi kaldığını, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; 10.000-TL maddi ( davalı … açısından poliçe limiti dahilinde), 35.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (3 numaralı davalı açısından poliçe limiti dahilinde) alınarak müvekkiline ödenmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ve …’ın vekili cevap dilekçesi ile; haklarında yapılan şikayet ve iddialar asılsız olup, … tarafından durumu vahim göstermek için ortaya atıldığını ve gerçeği yansıtmadığını, müvekkili Faruk Bayram’ın henüz 19 yaşında olup açık liseye devam ettiğini, babası olan diğer müvekkili …’ın da araba boyacılığından emekli olup geçimini emekli aylığından sağladığını, müvekkili Faruk Bayram’ın da çocukluğundan beri babasının işlerine boş zamanlarında yardım ettiğini, çocukluğundan beri arabaların içinde büyümüş olup araç kullanmayı henüz çocuk yaşta boyahaneye gelen araçları ileri geri alarak öğrenmiş olduğunu, araç konusunda herhangi bir acemiliği olmadığı gibi, iyi seviyede araç kullanmakta olduğunu, müvekkilinin olay günü arkadaşlarıyla pazar gezmesi için dışan çıktığını, arkadaşlarından Tuba Adiloğlu’nun arkadaşı olan …’ı da alıp geldiğini, müvekkilinin … ile şahsen bir tanışıklığı olmadığı gibi yaşından, yahut liseye gittiğinden de haberi olmadığını, müvekkilinin kendisini davet etmediğini, arkadaşıyla beraber geldiği için arabaya almamak da ayıp olur düşüncesiyle ses çıkarmadığını, araca bindikten sonra hızlı gittiğine dair iddiası gerçek dışı olmasına rağmen bir an olsun gerçek olduğu varsayılsa dahi kendisinin buna dair yahut sert araba kullandığına dair hiçbir ikazı olmadığını, hatta araçtayken gayet eğlenir vaziyette olduğunu, aynı anda araçta bulunan diğer arkadaşları tarafından çekilen telefon görüntülerinin mevcut olup, tanık beyanlarıyla beraber göıüntüler de izlendiğinde, kendisinin ne kadar eğlendiğini ve rahat olduğunun fark edileceğini, kazanın müvekkilinin hatasından dolayı olduğunun beyan edildiğini, lakin çocukluğundan beri araba kullanan ve alkol yahut herhangi bir uyuşturucu madde kullanmayan biri olarak hatanın % 100 kendisinde olmasının mümkün olmadığını, ayrıca kaza raporlarında diğer araca arkadan çarptığı için kusurun tamamı kendilerine verilmiş olsa dahi müvekkilinin kaza yaptığı esnada aracını sıkıştırıp diğer araca çarpmasına sebep olan aracın olay yerinden kaçtığını, plakasını göremediği için müvekkilinin kaza tutanaklarına geçiremediğini, trafikte dikkatsiz bir şekilde araba kullanan şahıs sebebiyle kaza gerçekleşmiş olup, hızının da düşük olduğunu belirtmek istediklerini, eğer araç bahsedildiği gibi hızlı olsaydı emniyet kemeri dahi takmamış olan …’ın kazayı sadece dikiş atılarak tedavi edilebilecek bir sıyrıkla atlatmasının mümkün olamayacağını, Rümeysa’nın beyanlarında arabaya binmeden ve arabadayken sürekli etrafını uyaran dışarıdan temkinli bir görüntüsü olduğunun vurgulandığını, ancak bu kadar temkinli olan biri için emniyet kemerini takmamanın ne kadar inandırıcı olduğunu, emniyet kemeri takmadığını ve yol boyunca güle oynaya seyahat ettiğini, aynı zamanda araca kendisinin binmek istediğini ve müvekkilinden herhangi bir rıza almamış olan kişinin, kaza sorumluluğunun en azından bir kısmını üstüne almış olacağını, araçta kendisinden başka yaralı olmaması ve sadece kendisinin tedbirli olduğunu söylemesinin, olay günü ile alakalı hususların ne derece çarpıtıldığını, gözler önüne serdiğini, kendisinin yüzünde kalıcı olduğu iddia edilen yaranın şu anki durumunun tekrar incelenmesini istediklerini, alnının köşe kısmında bir yara meydana geldiğini, fakat psikolojisini bozacak ya da okula gitmesini engelleyecek kadar ciddi bir yara olmadığını, dikiş ile tedavisi gerçekleştirilen yaranın herhangi bir estetik müdahaleye gerek kalmadan tamamen geçmiş olup, tedavi sürecinde de babasının çalışmasını engelleyen yahut kendisinin halledemeyeceği bir tedavi izlenmediğini, kızının hastanede yatmadığını, dikiş atıldıktan sonra tedavisine ayakta devam edildiğini, bunun yanında babası sigortalı olan …’ın da zorunlu sağlık sigortası mevcut olup hastane masraflarının karşılanmış olduğunu, özel bir hastanede herhangi bir müdahale olmadığını, buna gerek kalmaksızın yara izinin geçtiğini, tek geçim kaynağı taksicilik olan kişiye işini aksattıracak bir zorunluluk doğmadığı gibi, hiç bir aile de geçimini bir kenara bırakıp kızının ilk müdahaleden sonra ayakta gerçekleşebilecek tedavisi için koşturmayı ve işini bırakmayı seçmeyeceğini, beyan ettikleri durumun hayatın olağan akışına aykırı olup bunun karşılığında bir de 10.000 TL gibi bir maddi tazminat talebinin akla mantığa sığmayan hukuki dayanaktan yoksun bir talep olduğunu, bu zararın nelerden oluştuğunun ispatının elbette ki davacıya düşeceğini, herhangi bir masraf yapmaksızın geleceğe dair olası bir masraf için maddi tazminat talep edilmesini anlamakta güçlük çektiklerini, Kanunlarımızın manevi tazminat yoluyla zenginleşmeyi yasakladığını, olayı acınası hale getirip 15 yaşındaki kızlarının geçirdiği kazayı fırsata dönüştürmeye çalışan ebeveynlerinin, kızlarının hayatını hiçbir şekilde tehlikeye atmamış olan ve son derece tedbirli olmasına karşın beklenmedik şekilde gerçekleşen bir kazayı, emekli maaşı ile geçimini sağlayan bir aileye yaptıkları suçlamalarla yüklediklerini ve menfaat temini sağlamak istediklerini, hali hazırda ödeme güçleri bulunmadığı gibi kendilerine olası bir tazminat yükletilmesinin hakkaniyete de aykırı olacağını, re’sen araştırılacak olan nedenlere binaen davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle : dava dilekçesinde belirtilen 16 V 4504 plakalı araca ait müvekkili şirket bünyesinde kaza tarihini kapsayan geçerli poliçe bulunmadığını, dava konusu olay tarihini kapsayan sigorta poliçesinin Ankara Anonim Türk Sigorta A.Ş. Tarafından tanzim edildiğini, bu nedenle davanın ihbarı gerektiğini, müvekkili şirket bünyesinde kaza tarihini kapsayan poliçe müvekkili şirket bünyesinde bulunmadığından davanın reddine ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle : Dava konusu trafik kazasına karışan, 16-V-4505 plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde 18680767 no.lu ve 13/10/2015-2016 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğu kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat miktarı ile sınırlı olup; kaza tarihi itibariyle maluliyet halinde şahıs başına azami 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartlan gereğince “Karayolunda meydana gelen zararların poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zarann tazmini ile sınırlı bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının sürekli iş gücü kaybına ilişkin talep bakımından; davacı tarafın zararlannın karşılanabilmesi için belge asıllanmn ve kusura ilişkin raporlann müvekkil şirkete ibrazı gerektiğini, bu nedenle, trafik kazası tespit tutanağı, adli tabip raporu, iddianame veya takipsizlik karan, nüfus kaydı, meslek ve kazanç belgeleri, kalıcı sakatlık konusunda Adli Tıptan alınmış rapor, kusur ve hesap raporlarının kendilerine gönderilmesini talep ettiklerini, belgeler kendilerine tebliğ edildiğinde maddi tazminata ilişkin iddia ve savunmalarını yapacaklarını, davacının iddialarını, kanıtlayan belgeler kendilerine gönderildiğinde davacı tarafın talebinin taraflarınca değerlendirilebileceğini, davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından tespiti gerektiğini, maluliyet tazminatının hesabı Hukuki bir prosedürden çok istatistik, matematik vs. gibi pek çok bilimin kullanıldığı başlı başına uzmanlık gerektiren teknik bir konu olup doğru hesaplamanın ancak Aktüerya bilimi konusunda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılabileceğini, müvekkili şirketin, temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini; Davacı tarafın dava öncesinde dava konusu taleplere ilişkin müvekkili şirkete müracaatının söz konusu olmadığını, Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen müvekkili şirket hakkında hüküm kurulmamasını talep ettiklerini; davacının dava konusu kaza sebebi ile uğradığı maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile tespitine, tazminat hesabına ilişkin raporun Hazine Müsteşarlığı listesinde yer alan uzman aktüerden alınmasına, temerrüde düşmemiş ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmasına, davacının müvekkili şirket bakımından poliçe teminatı dışında bulunan taleplerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, ceza dosyası, tedavi evrakları, Kaza tespit tutanağı, ATK raporu, tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, dava konusu kazanın meydana gelişinde tarafların kusur oranları ile davacının maluliyetinin ve tazminat miktarının tespiti ile tazminatın sigorta poliçesi kapsamında kalıp kalmadığının tespitine ilişkindir.
Davacılar vekili 25/07/2016 tarihli dilekçesinde; dava dilekçelerinde 3 numaralı davalı olarak AXA Sigorta A.Ş.’nin gösterildiğini, bu isme, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin internet sitesinde yer alan sorgulama ekranından ulaşıldığını, ancak AXA Sigorta A.Ş.’nin cevap dilekçesinden, araca ait Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin Ankara Sigorta A.Ş. bünyesinde olduğunun tespit edildiğini, HMK md. 124/3 uyarınca; ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceğini, nitekim AXA Sigorta A.Ş.’ye ait poliçenin başlangıç tarihinin 19/03/2016 olup, kaza tarihi ile arasında yalnızca 6 gün gibi az bir zaman bulunduğunu, bu sebeple maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırılık içermediği açıkça anlaşılan bu durum nedeni ile sehven AXA Sigorta A.Ş. olarak yazılan davalının Ankara Sigorta A.Ş. olarak düzeltilmesini ve dava dilekçesi ve eklerinin bu şirkete tebliğini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce; dava konusu kazanın meydana gelişinde tarafları kusurlarını tesipi ve poliçenin tazminatı kapsayıp kapsamadığının tespiti yönünden mahallinde keşif yapılmasına ve keşif sırasında hazır bulunan tanıkların dinlenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 15/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı taraf sürücüsü …’ın; sevk ve idaresindeki araç ile doğrultu değiştirme manevralarım kontrolsüz bir şekilde yaptığından, dava dışı araca arkadan çarptığından, mahaldeki hız sınırlarına riayet etmediğinden söz konusu olayın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı araç sürücüsü Ahmet YAVRUCU’nun; kurallara uygun olarak seyrettiğinden söz konusu olayın meydana gelmesinde kusursuz olduğu, davacı yolcu …’ın; söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde kusursuz olduğu, davacı vekili; halen devam ettiği anlaşılmakta olan tedavi giderleri için talepte bulunmakta olup, talep ettiği tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir fatura, ücret makbuzu sunulmadığı, trafik kazasında yaralanan kimselerin, hastanelerce sunulan sağlık hizmetleri SGK tarafından karşılanacağından, SGK’na bağlı sağlık kuruluşları dışında başkaca hastanelerde yapılan davaya konu kazadaki yaralanma nedeniyle yapılan tedavi masraflarının da, SGK tarafından karşılanması gerektiği, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı hesaplanırken, tedavi giderlerine ilişkin bir hesaplama yapılabilmesi için, davacı tarafin, SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerine ilişkin bir talebi bulunmakta ise, yasal hasım olan SGK’ nın davaya dahil etmesi gerektiği, Bu tedavi giderleri dışında, SGK’dan talep edilemeyecek olan başkaca tedavi ve bakım giderleri bulunmakta ise davacının bunlara ilişkin taleplerini somutlaştırarak, delillerini sunmasından sonra talep edilebilecek olan maddi tazminatın miktarına ilişkin hesaplamanın uzman bilirkişilerce yapılabileceği hususunun Mahkemenizin takdirinde bulunduğu, davacı …’ın kızının tedavisi nedeniyle yapmakta olduğu taksicilik işini yerine getirememesi nedeniyle talep ettiği kazanç kaybının, aslında işgöremezlik tazminatı olarak nitelenmesi gerektiği, davacı babanın işgöremezlik tazminatı talep edemeyeceği kanaatine varıldığı, Kazada yaralanan …’ın tedavi süresince bir bakıma ve bakıcıya ihtiyaç duyup duymayacağı ve duyacak ise bu sürenin ne kadar olacağı, bu sürede bakıcıya ödenecek ücretin ne kadar olacağı, tedavi sürecine ilişkin tüm belgelerin toplanmasından ve raporların alınmasından sonra Mahkemenizce bu alanda uzman sağlıkçı bilirkişi ile aktüerya hesabı yapacak aktüer bilirkişiye yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceği, davalı …’nin sorumluluklarına ilişkin olarak; davacı vekilinin dava dilekçesinde, maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunurken, kazaya sebebiyet veren 16V-4505 plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan …’ni ayırmayarak, tüm davalılardan birlikte tazminat talebinde bulunmuş olduğu, davacıların uğradığını beyan ettiği manevi zararlara ilişkin tazminat taleplerinin, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi kapsamı dışında olduğu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92/f. maddesi hükmü gereğince, “Manevi tazminata ilişkin talepler” ZMMS poliçesi teminatı dışında olup, davalı … bu manevi tazminat talebinden sorumlu tutulamayacağı, davalı …, davacının hastanelerce sunulan sağlık hizmetleri ve tedavi giderlerinden sorumlu bulunmayıp, bunların dışında kalan, bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, haksız fiilden sorumlu olan kimselerin ve sigorta şirketleri ile Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında, karşılanması gereken harcamalar olduğundan, davalı … şirketinin diğer davalılarla birlikte bu zararlardan sorumlu bulunduğu, davacı taraf, davalı … şirketine daha önce başvuru yapmadığı gibi, açılan davada da ilk olarak, daha önceki ZMMS Poliçesini düzenleyen Axa Sigorta A.Ş.’ne karşı dava açmış olup, daha sonra 25.07.2016 tarihli dilekçesi üzerine Mahkemenizce 28.07.2016 tarihinde tesis edilen ara kararı ile taraf değişikliği yapıldığından, davanın davalı …’ne karşı 28.07.2016 tarihinde açılmış sayılması gerektiği ve davalı … şirketinin bu tarihten itibaren faizle sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı, davalı …’ nin Mahkememize gönderdiği poliçenin davanın tarafları ile ve davanın konusuyla ilgisi bulunmadığının görüldüğü, 04.08.2016 tarihli yazı ekinde gönderilen 186800787 Nolu Sigorta Poliçesinin SAĞLIK DOSTU SİGORTA POLİÇESİ” başlıklı Sağlık Sigortası Poliçesi olduğu ve sigortalının da DİLRABO HALİMOVA olduğu, Davalı … vekilinin beyanlarında belirttiği sigorta poliçesinin celbinden sonra tekrar değerlendirme yapılabileceği, işbu aynı tarihlerde yapılmış ZMMS poliçesinin ibraz edilmesi halinde, davaya konu trafik kazası 13.03.2016 tarihinde meydana gelmiş olduğundan, kaza sonucu meydana gelen maddi zararlar, davalı … tarafından düzenlenen Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi teminatı altında olacağı, davalı … şirketinin, sigortalısının yaptığı aracın sürücüsüne atfedilen kusur oranı ile hesaplanacak maddi zararlardan, şahıs başına 290.000,00 TL. poliçe limiti dahilinde sorumlu bulunduğu, davacı …, yaralandığı kazaya sebep olan araçta hatır taşıması ile yolcu olarak bulunduğundan, sağlıkçı ve aktüer bilirkişiler tarafından hesaplanacak olan maddi tazminat miktarlarından ve davacı taraflarca talep edilen manevi tazminat taleplerinden indirim yapılması gerekeceği hususunun Mahkememizin takdirinde olduğu, davacı …’ın, yaralandığı kazaya sebep olan araçta seyahat halinde iken emniyet kemeri takmadığı sabit olup, kendisinde meydana gelen yaralanmanın emniyet kemeri takmamasından meydana geldiği veya emniyet kemeri takılmaması nedeniyle yaralanmanın sonuçlarının ve boyutunun büyüdüğü sonucuna varılması halinde, davacının müterafik kusuru nedeniyle, meydana gelen zarardan müterafik kusur indirimi yapılması gerekeceği hususunun Mahkememizin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacının maluliyet oranının tespiti açısından dosyanın ATK 3.İhtisas kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Alınan 10/10/2018 tarihli ATK raporunda; Murat kızı 12.04.2001 doğumlu …’ın 13.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde bir yaralanma tanımlanmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Dosyanın Uludağ Üniv.Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderilerek maluliyet hususunda özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 21/05/2019 tarihli raporda; Yönetmeliğe göre yapılan değerlendirmede fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, tedavilerinin devam ettiği dönem olan iyileşme süresinin 3 haftaya kadar uzamış olduğu belirtilmiş olup bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın bir aktürya ve bir hekim bilirkişiye tevdi edilerek, geçici iş göremezlik maddi tazminat ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri hakkında rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 28/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı kazazede … ’ın SGK tarafından karşılanmayan ileride olacağı tedavi giderinin 1.425,60 TL, ulaşım giderinin 1.000,00 TL olacağı, davacı kazazedenin kaza tarihi itibariyle 15 yaşında olması sebebiyle geçici iş göremezlik tazminatına karar verilemeyeceği yönünde güncel Yargıtay kararlarının olduğu, mahkemeye seçenekli hesaplama sunmak üzere davacı kazazedenin 3 haftalık iyileşme süresi için geçici iş göremezlik tazminatının 1.683,12 TL olacağı, kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce hazır edilen tanıkların keşif sırasında dinlenilmesine karar verilmiştir.
Tanık TUĞBA ADİLOĞLU keşif sırasında ” olay tarihinde Bursa istikameketinden mudanya istikametine doğru seyir halinde idik, ben aracın sol arka koltuğunda oturuyordum, içinde bulunduğum araç orta şeritte idi, sol şeritte bulunan bir araç bizi sıkıştırıyordu bu nedenle içinde bulunduğum aracın şöförü sağ şeride geçmek istedi, önümüzde sağ şeride sinyallerı yanan araç duruyordu, aracın hangi sinyalinin yandığının hatırlamıyorum, biz bu araça arkadan çarpttık, aracımızın içinde bulunan … isimli kişi yaralandı. Rümeysa benim arkadaşımdır. Araçta bulunanlar hep birlikte gezmeye çıkmıştık, kaza anında hızımız 70-80 civarında idi, Rümeysa arka ortada oturuyordu, emniyet kemeri takılı değildi, biz arkada 3 kişi oturuyordu, hiçbirimizin emniyet kemeri takılı değildi, benim bilgim bundan ibarettir” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacılardan …’ın 13.03.2016 tarihinde,davalı sürücü … tarafından kullanılan 16-V-4504 plakalı araca binmesi neticesinde,aracın Mudanya istikametinde seyir halindeyken kurallara aykırı olarak sol şeritten sağ şeride geçiş yaptığı sırada dava dışı Ahmet Yavrucu sevk ve idaresindeki 16-…-705 plakalı araca çarpması sonucuna dayalı olarak talep edilen maddi-manevi tazminat talebine ilişkindir. Trafik bilirkişisi tarafından tanzim edilen 15/05/2017 tarihli kusur raporunda özetle; davalı araç sürücüsü …’ın %100 kusurlu, davacının kusursuz, dava dışı sürücü …’nun kusursuz olduğunun bildirildiği, trafik bilirkişi raporunda tespit edilen kusur oranlarının mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılmakla birlikte davacı …’nın maluliyet oranının tespiti için dosya İstanbul ATK’ya gönderilmiş, İstanbul ATK tarafından tanzim edilen 10/10/2018 tarihli maluliyet raporunda özetle; davacı …’nın Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde bir yaralanma tanımlanmamış olduğunun, maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığının bildirildiği, genel cerrahi uzmanı ve nitelikli hesap bilirkişisi tarafından tanzim edilen 28/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı …’nın SGK tarafından karşılanmayan ileride olacağı tedavi giderinin 1.425,60 TL, ulaşım giderinin 1.000,00 TL olacağı, davacının kaza tarihi itibariyle 15 yaşında olması sebebiyle geçici iş göremezlik tazminatına karar verilemeyeceği yönünde güncel Yargıtay kararlarının olduğu, mahkemeye seçenekli hesaplama sunmak üzere davacı kazazedenin 3 haftalık iyileşme süresi için geçici iş göremezlik tazminatının 1.683,12 TL olacağının kanaatine varıldığı bildirildiği, davacı …’ın kaza tarihinde 15 yaşını doldurmamış olması nedeniyle Yargıtay içtihatları gereği çalışma olanağı bulunmadığından geçici işgöremezlik zararının olamayacağı, olayda hatır taşımacılığının olduğu, ayrıca tanık beyanları ve dosya kapsamından emniyet kemerini takmadığı anlaşılmakla bilirkişilerce hesaplanan SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri 1.425,60 TL ile 1.000,00 TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 2.425,60 TL zarardan %20 hatır taşımacılığı, %20 müterafik kusur indirimi yapılarak toplam tazminatın 1.552,00 TL olacağı, bilirkişiler ve ATK tarafından tanzim edilen raporlarda davaya konu edilen hususlar gerekçeli,ayrıntılı olarak açıklanmış,raporların hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılmakla birlikte davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 1.552,00 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 13/03/2016 tarihinden, davalı … yönünden 28/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminat talebi yönünden ise bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacılardan …’ın 13.03.2016 tarihinde,davalı … tarafından kullanılan 16-V-4504 plakalı araca binmesi neticesinde,aracın Mudanya istikametinde seyir halindeyken kurallara aykırı olarak sol şeritten sağ şeride geçiş yaptığı sırada dava dışı Ahmet Yavrucu sevk ve idaresindeki 16-…-705 plakalı araca çarpması sonucuna dayalı olarak manevi tazminat talebinde bulunulduğu, tarafların kusur oranı, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alınarak davacılarda oluşan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı … için 4.500,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 1.552,00 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 13/03/2016 tarihinden, davalı … yönünden 28/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
2-Davacıların manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, davacı … için 4.500,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
3-Harçlar yasası gereği alınması gereken 686,-TL harçtan peşin alınan 153,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 532,95-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
4-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 3.916,60-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 874,88-TL ile peşin alınan 153,70-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderlerin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat yönünden; Davacılar yararına ölçümlenen 1.552,00 -TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden; Davacılar yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine
7-Manevi tazminat yönünden; davalılar … ve … yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine
Dair; Davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/06/2021

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Davacı gideri ;
2.200,00 TL bilirkişi gideri,
687,00 TL ATK rapor gideri,
150,00 TL keşif araç ücreti,
221,80 TL keşif harcı,
657,80 TL tebligat posta gideri
3.916,60 TL toplam gider
Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.