Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/287 E. 2018/784 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/287 Esas
KARAR NO : 2018/784

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – Balat Mah. Sıhhiye Cad. 54. Sok. Offıce-4200 İş Merkezi No:2 K:3 D:37 16110 Nilüfer/ BURSA
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – Birecik Sokak 1/78-79 Maltepe Çankaya/ ANKARA
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2016
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında davalı şirketin Gürsu da bulunan tesisine danışmanlık hizmeti verilmesi hususunda sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre belirtilen adreste 3 işçi çalışacağının ve kişi başı 2.333,33-TL +KDV hizmet bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme doğrultusunda işçilerin çalışmaya başladığını ancak davalı şirketin yeterli verim alınamadığı gerekçesi ile sözleşmeyi sona erdirdiğini ve müvekkilin alacağı ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 18.308,02-TL alacak ve müsbet zarar talebinde bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının özel güvenlik hizmeti sunan bir şirket olduğunu ve müvekkile güvenlik hizmeti sunduğunu, bu hizmeti sunmak için 5188 sayılı yasa gereği ilgili birimden izin alması gerektiği halde almadığını, bu durumun müvekkil için olumsuz sonuçlar doğurabileceği dikkate alınarak sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmede ihbar ve kıdem tazminatlarının iş sahibinde bırakılcağının belirlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR:
Sözleşme, ihtarname, ticari defter ve bağlı kayıtlar, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava; taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği ile sözleşmenin haksız feshedilip feshedilmediği, davacının alacak talebinde haklı olup olmadığı, haklı ise miktarının tespitine yöneliktir.
Mahkememizce taraflar arındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan davacı şirket ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde inceleme yapılması için dosya bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Alınan 26/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının bilirkişi incelemesine sunmuş olduğu 2016 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikleri kanunun belirlemiş olduğu yasal sürelerin gelmemiş olması nedeniyle yaptırılmamış olduğu, davacı ile davalı arasında hizmet alımına dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı tarafından davacı adına sözleşmenin sona erdirilmesine yönelik çekilen ihtarname üzerinde tebliğ şerhi bulunmamasına rağmen, taraflar arasında ihtarın tebliğine yönelik bir ihtilafın bulunmaması, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 31/01/2016 tarihli 096497 numaralı faturada fatura kalemlerinde ihbar tazminatı bedelinin de faturaya ilave edildiği düşünüldüğünde taraflar arasındaki sözleşmenin 31/01/2016 tarihinde sonra erdiği, davacı ticari defterlerinde davacının davalıdan 10.808,20-TL alacaklı olarak gözüktüğü, taraflar arasındaki uyuşmazlığın üç aşamada değerlendirileceği, davacı tarafından 31/01/2016 tarihli 096497 numaralı fatura içeriğinde yer alan Ocak ayı temizlik ve bahçek bakım pers. Hiz. Bedeline yönelik hizmetin davalıya verilip verilmediği verildiği ise sözleşmeden farklı olması nedeniyle birim fiyatın ne kadar olması greektiğinin değerlendirilmesi, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturanın 31/01/2016 tarihli faturanın davalının ticari defterlerindekaydının bulunması durumunda dosyakapsamında fatura bir itirazın bulunmaması nedeniyle fatura ve münderecatının davalı tarafından kabul edildiği, faturanın davalıkayıtlarında yer almaması durumunda ise, hizmetin verilip verilmediği hususunun değerlendirilmesi, davalı şirket tarafından davacı şirkete çekilen ihtarname sözleşmenin 31/01/2016 tarihi itibariyle sona erdirileceği belirtilmiş olması nedeniyle davacı tarafından Ocak/2016 döneminde davalıya hizmetin verildiğinin kanıtlanmış olduğu, verilen hizmetin birim fiyatındaki farklılığın değerlendirilmesi, taraflar arasında 1 personel için 2.333,33-TL ücret alınacağının belirlendiği, davacı tarafından Ocak ayında düzenlenen faturada birim fiyatın 2.986,50-TL’den düzenlendiği, iki tutar arasındaki farklılığında Ocak ayı itibariyle Asgari Ücrette meydana gelen değişiklikten kaynaklanmış olacağı kanaatinde bulunmakla birlikte taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7. Maddesinde bu artışın %3 olabileceği kararlaştırıldığı, buna göre davacının Ocak ayında 1 işçi için davalıya 2.333,33-TL x %3=2.403,33-TL + KDV fatura düzenlenleyebileceği, davacı tarafından 31/01/2016 tarihli 96497 numaralı fatura içerisinde yer alan ihbar tazminatını talep edip edemeyeceği hususunun değerlendirilmesi, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturanın 31/01/2016 tarihli faturanın davalının ticari defterlerinde kaydının bulunması durumunda dosya kapsamında fatura bir itirazının bulunmaması nedeniyle fatura münderecatının davalı tarafından kabul edildiği, faturanın davalıkayıtlarında yer almaması durumunda ise, davacı ile davalı arasında yapılmış bulunan bila tarihli sözleşmenin 7. Maddesinde ihbar tazminatının iş verene ait oludğu hüküm altına alındığı, davalı tarafından davacıya çekilen ihtarnamenin hangi tarihte davacıya tebliğ edilidği, belli olmamakla birlikte ihtarnamede arada geçen sürenin ihbar süresinden sayılacağı da belirtilmediği, bu nedenle iş verinin ihbar tazminatı ödemesi gerektiği kanaatinde bulunmakla birlikte ihbar tazminatının direk işçiye ödenmesi gerekmekte olup davacı tarafından ihbar ödeneğinin işçiye ödendiğine yönelik belgelerini dava dosyasına sunması gerektiği, davacının dava dilekçesinde ve çekilen ihtarda talep etmiş olduğu 7.500,00-TL tutarındaki müspet zararlarının tanzimi talebinin değerlendirilmesi, davacı ile davalı arasında yapılmış buunna bila tarihli sözleşmede talep konusu zarar talebine yönelik bi ibarenin bulunmaması nedeniyle bu hususun takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi ile taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması yönünden davalı şirket ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosya bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Alınan 31/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalıya ait 2015 yılı ticaridefterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin noter marifetiyle yaptırıldığı, defterlerinin işlendiği, 6102 sayılı T.T.K.’nın 64. Madesinin 3. Fıkrası, 66. Maddesinin 2. Fıkrası gereği defter tasdiklerinin yaptırıldığının tespit edildiği, dolayısıyla 2015 yılına ait defterlerin birbirlerini teyit ettiği, 6102 sayılı yeni TTK’nun 64. Maddesinde ve HMK 222 de belirtilen şartları taşıdığı, davalının 2016 yılına ait yevmiye ve kebir defterlerinin talimatla görevlendirilmiş mahkemeye ibraz etmediği, ibraz ettiği 2016 yılına ait envanter defterinin ise işlenmemiş (boş) olduğu, 2016 yılına ilişkin ticari defterler sunulmadığı için dava konusu olay/fatura ile ilgili bir tespit yapılamadığı, mahkemece uygun görülmesi halinde 2016 yılına ilişkin defter ve belgelrin ibraz edilmesi halinde ek rapor hazırlanabileceği, davacı tarafından 2015 yılında düzenlenmiş ve davalı tarafından kabul edilerek kayıtlara alınmış iki adet fatura içeriği hizmet alımının “temizlik bahçe ve çevre bakım personel hizmet bedeli” olduğu, dava dosyasına sunulan sözleşmenin fotokopi olduğu, ilk sayfada sadece davacının imzasını taşıdığı, ikinci ve son sayfada ise hem davalı hem de davacının imzasını taşıdığı bu konudaki takdirin mahkemeye ait olduğunu, sağlıklı bir karar verilebilmesi için Vergi Dairesinden, davalı şirket raafından Gelir İdaresi Başkanlığı’na verilen 2016/Ocak ayı BA-BS formlarının talep edilmesinin yerinde olacağı bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı şirket tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı’na verilen 2016 Ocak Ayı BA-BS formları istenilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan 12/01/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; verilen hizmet ile fatura içeriğine yazılan hizmetteki farklılığa ilişkin itirazlar hakkındaki yokum ve takdir mahkemeye ait olmak üzere, davacının 2016 Ocak ayında vermiş olduğu hizmet karşılığı, davalı şirketten, dava tarihi itibariyle 10.808,20-TL alacaklı olduğu, 10.808,20-TL cari hesap bakiyesinin ödenmesine ilişkin usule uygun ir tebligat yapılmadığı gerekçesiyle, alacak için temerrüt faizi hesaplanamayacağı, davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedilmesinden kaynaklanan tazminat talebine ait takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Davacı şirket davalı şirket ile danışmanlık hizmeti verilmesi hususunda anlaştıklarını, sözleşmeye göre aylık kişi başı 2.333,33-TL + KDV hizmet bedeli olmak üzere toplam 3 işçi çalışacağının kararlaştırıldığını, davalı şirketi 21/01/2016 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini geçerli bir sebeplerinin olmadığını belirtmiştir. Davalı şirket ise davacının özel güvenlik hizmeti sunun bir şirket olduğunu, davacının özel güvenlik hizmetini kendilerine sunduğunu, gerekli izinleri alamadıkları için hizmet alımının sonlandırıldığını belirtmişlerdir.
Davacı şirketin kesmiş olduğu fatura 2016 yılının Ocak ayına aittir. Davalı firma da 21/01/2016 tarihli ihtarnamesinde davacı firmanın araç gereç ve personelini 31/01/2016 tarihinde sahadan çekmesini ihtar etmiştir. Dolayısıyla 2016 yılı Ocak ayında davacı şirket tarafından davalıya hizmetin verildiği konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı taraf aslında düzenlenen faturanın açıklama kısmına itiraz etmektedir. Davacının güvenlik hizmeti faturası kesmesi gerekirken temizlik ve bakım ile ilgili fatura düzenlemesine itiraz etmektedir. Davalı taraf 2016 yılı Ocak ayına ait güvenlik hizmetinden kaynaklanan alacağı kabul etmektedir.
Davalı şirket tarafından 2016 yılına ait defterler ibraz edilmediği için dava konusu faturanın kayıtlı olup olmadığı incelenememiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere davalı şirket dava konusu faturayla kısmen aynı olan 2015 yılı Kasım ve Aralık aylarına ait “temizlik, bahçe, çevre bakım hizmetleri ücreti” açıklamalı 2 adet faturayı ticari defterlerine kaydetmiş, itiraz etmemiş ve bedellerini ödemiştir. Davalı şirket fatura bedelini değil, aslında içeriğine itirazda bulunmuştur. O halde 2016 yılı Ocak ayına ait faturaya ilişkin hizmetin verildiği anlaşılmış 9.443,32TL (8.959,50 TL fatura bedeli + ” %18 KDV 1.612,71 TL – Tev. KDV 1.128,89 TL= 483,82 TL KDV”) yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafından her ne kadar fatura içeriğinde ihbar tazminatı da talep edilmiş ise de, ihbar tazminatı bildirimsiz feshedilen iş sözleşmelerinde bildirim öneline ilişkin yapılan ödemedir. Aylık bürüt işçi ücretinin haftalık olarak hesabı gerekmektedir. Dosya kapsamında işçilere davacı firma tarafından ihbar tazminatı ödenip ödenmediği belli olmadığı gibi ödendiği hususunda da herhangi bir iddiada da bulunulmamıştır. Bu nedenlerle davalı firmadan ihbar tazimantının talep edilmesi yerinde görülmemiştir.
Davacı firma tarafından dava dilekçesinde davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak ve tek taraflı sözleşmenin feshedildiği bu nedenle oluşan müspet zarar nedeniyle 7.500,00-TL talep edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmenin feshi halinde fesheden taraf aleyhine herhangi bir tazminat ya da cezai şarta ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ayrıca davacının sözleşmenin feshi nedeniyle oluştuğunu iddia ettiği zararları ispatlayamadığı anlaşılmakla bu kısım yönünden de davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı gerekçeye göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 9.443,32-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 645,07-TL harçtan peşin alınan 312,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 332,41-TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 1.026,80-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 529,63-TL ile peşin alınan 312,66-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yararına ölçümlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yararına ölçümlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Davacı gideri ;
800,00 TL bilirkişi gideri,
226,80 TL tebligat posta gideri
1.026,80 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.