Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/231 E. 2020/184 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA “Türk Milleti Adına”
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR

Esas No : 2016/231
Karar No : 2020/184

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : … – …
Vekili : Av. … –
Davalı : … – …
Vekili : Av. … –
Dava : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Dava Tarihi : 22/02/2016
Karar Tarihi : 06/03/2020
Kararın Yazım Tarihi : 06/04/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket 1986 yılından beri faaliyet göstermekte olan ve bakır bağlantı baratan alanında hem kendi tasarımlan hem de müşterilerin kendi ihtiyaçlarına göre özel teknik resim olarak tasarladıkları ürünlerin üretimini yapan ve bu ürünleri başta Türkiye piyasası olmak üzere bunun dışında da Avrupa, Afrika ve Ortadoğuya ihraç eden köklü ve saygın bir firma olduğunu, Müvekkilin şirketin bu ürünlere ilişkin resimler firmanın www.fipabara.com.tr uzantılı internet sitesinde yayınlandığını, Davalı şirketin ise; Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi nin 11.03.2015 tarih 8776 sayı 441.sayfası incelendiğinde şirket yetkilisinin … olduğu görüldüğünü, her ne kadar resmiyette davalı şirket yetkilisinin ve tek ortağının bu şahıs olduğu görülse de aslında şirketin resmiyette olmayan ancak gerçekte varolan diğer bir yetkilisi de … isimli kimse olduğunu, bu şahsa ait facebook hesabına ait internet çıktısında bu kimse kendisini davalı şirkette işveren olarak belirttiği gibi yine tarafımızca gerek … isimli şahıs gerekse … isimli kimse hakkında haksız rekabete İlişkin yaptığımız Bursa Cumhuriyet Uaşsavcılığı’na ait 2015/36174 Soruştırıııa nolu dosya için kollukta verdikleri ifadede(işbu dilekçe ekinde yer alan) şirketi birlikte kurdukları ancak sermayeyi … koyduğu için şirket ortağının ve yetkilisinin bu şahıs olduğu ancak ilerleyen dönemde resmiyette de %50 ortak olacaklarını ifade ettiklerini, -… müvekkil firmada 10.10.2007 tarihinde işe başlamış olup, 2014 Kasım ayı itibariyle de işyerinden istifa ederek ayrıldığını, her ne kadar iş akdinin resmiyette müvekkil şirket tarafından sonla ndınldığı görülse de bu şahıs müvekkil şirket yetkilisine işsizlik maaşı alabilmek adına bu şekilde gösterilmesini rica etmiş müvekkil şirket yetkilisi de bu şahsın kendi firmasına rakip bir firma kurmaya hazırlandığını bilmeden bu şahsın firmasına uzun yıllar verdiği emeğe dayalı olarak bu teklifi kabul ettiğini, ancak akabinde müvekkil firma yetkilisinin … kendisine rakip bir firma kurma hazırlığı içinde olduğunu öğrenmesinin akabinde bu şahıs müvekkil şirketin kendisine ricası üv,erine yaptığı bu iyiliği hiçe sayarak işçilik alacaklarının ödenmesini talep eden bir ihtarname göndermiş, bunun üzerine de müvekkil firmada söz konusu bedeli mecburen ödemek durumunda kaldığını, Müvekkil şirket yetkilileri; eski çalışanları … ve eşinin işyerinden aniden ayrılmalarına anlam verememiş ve önceleri kendilerine söylendiği üzere … çocuğuna kendisi bakacağım söylediği için eşi … ise otomasyon sektörüne geçmek istediğini belirttiği için ayrıldıklarını düşünmüşlerse de sonrasında yapılan araştırmalar doğrultusunda bu kimselerin sermayesini …’in koyduğu diğer tiim teknik ve ticari işlerin ise bu kimselerce yürütüleceği müvekkil firma ile aynı iştigal konusuna haiz yeni bir işyeri kurduklarını öğrendiklerini, bu durum üzerine müvekkil şirketçe internet ortamında yapılan incelemede … adı altında müvekkil firmanın müşterilerine ait tasarımların (ki bu çizimler müşterilere ait olduğu için gizli tutulması gereken ürünlerdir) … adı altımla facebook, tweeter, … gibi birçok yerde yayınlandığı ve kendilerine aitmiş gibi gösterdikleri tespit edildiğini, iken davalı şirketin müvekkil şirketin gerek müşterilerini gerekse çalışanlarını ayartmak suretiyle haksız rekabet yarattığını, bu nedenlerle öncelikle davanın kabulüyle davalı tarafından müvekkil şirkete karşı gerçekleştirilen haksız rekabetin önlenmesine, davalı şirketin müvekkil şirkete karşı haksız rekabet fiilini işlediği tarihten itibaren ticari faiziyle birlikte haksız rekabet sonucunda davalı şirketin elde etmesi mümkün görünen yararın karşılığı olarak zararın tam ve kesin olarak tespit edilememesi ve uzman bir incelemeyi gerektirmesi nedeniyle şimdilik ı.oooTLIik belirsiz alacağın tazminini ile 5.000TI, Manevî tazminatın tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket acısından haksız rekabetin koşulları oluşmadığını, acılan dava haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin yetkilisi resmi kayıtlardan da anlasıldığj üzere … olduğunu, davacının bahsettiği asım erdem eroglu. müvekkil şirketin yalnızca sigortalı çalışanı olup resmi ya da gizli hiç bir ortaklığı bulunmadığını, müvekkilimiz şirket çalışanı …. davacı şirkette çalışmakta iken iş akdine 2014 yılı kasım ayında davacı şirketçe son verilmiştir. davacının. asım erdem’in isten kendi isteği ile ayrıldığı iddiası mesnetsiz olup gerçek dışı olduğunu, … ve esinin davacı şirketten aniden ayrıldıkları iddiası gerçek dışı olduğunu, ayrıca müvekkilimiz şirketin sigortalı çalışanı …’nun esinin bir gün dahi müvekkilimiz şirkette çalışması bulunmadığını, bu husus resmi kayıtlarla sabit olduğunu, davacı iddiasının aksine internet sayfalarında yayımlanan ürünler ya da çizimler davacı … şirketine ait urun ya da çizimler olmadığını, bu ürün ve çizimlerin tedarikçi ve müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda kendi cizimleri olduğunu, bu husus savcılık dosyasından alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğuu, davacının: …’nun ‘ayartmasıyla’ isten ayrılarak müvekkil şirkette çalışmaya başladığını iddia ettiği işçilerin tümü müvekkil şirketten ayrıldığını, davacının müvekkil şirketin fiyatlandırmalarının, haksız rekabet oluşturmak amacıyla kendilerine gore daha duşuk olduğu iddiası gerçek dışı olduğunu, davacıya karşı her türlü talep ve dava haklar saklı kalmak kaydıyla açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekil ücretinin davacıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız rekabet iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılmış, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/36174 Soruşturma dosyası, BTSO’dan taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Smm bilirkişi tarafından hazırlanan 20/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin 2010-2011-2012-2013-2014-2015 ve 2016 yılları ticari defter ve bağlı kayıtları incelenmiş olup 2011-2012-2013-2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içerisinde yaptırılmış olduğu, 2016 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdik sürelerinin gelmemiş olması nedeniyle kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olması olağan olduğunu, davalı şirketin 2015 yılı ve 2016 yılı ticari defter ve bağlı kayıtları incelenmiş olup 2015 yılı defterlerinin kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içerisinde yaptırılmış olduğu, 2016 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdik sürelerinin gelmemiş olması nedeniyle kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olmasının olağan olduğunu, davalı şirketin 2015 yılında ticari faaliyetine başlamış olduğunu, davalı şirketin 2015 ve dava tarihi olan 22.02.2019 tarihleri arasında yapmış olduğu satışların toplamının 2.304.938,79.TL olduğunu, davalı şirketin 2015 ve dava tarihi olan 22.02.2019 tarihleri arasında davacının müşterilerine yapmış olduğu satışların toplamının 1.874.125,52.TL olduğunu, davalı şirketin davacının müşterilerine yapmış olduğu satışların toplam satışların %80,41’ni oluşturduğunu, davacı şirketin yıllık satışlarının toplamının 25.034.153,60.-TL olduğu, davalı şirketin yapmış olduğu satışlar olan 1.874.125,52.-TL’nin davacı şirket satışlarının %7,49’nu oluşturduğu belirlendiğini, davalı şirket Ticari Defter ve kayıtları esas alındığında yukarıda verilen veriler ışığında davalı şirketin dava tarihi olan 22.02.2016 tarihi itibariyle Vergi Öncesi Karın – Davalı kayıtları esas alındığında yukarıda hesaplandığı üzere zarar oluşması nedeniyle bir hak kaybı bulunmadığını, davacı Bilanço ve Gelir tabloları dikkate alındığında davacı şirketin 44.096,06.-TL kazanç kaybının olacağı hesaplandığını bildirmiştir.
13/03/2019 tarihli elektrik mühendisi ve hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; Davacı şirket tarafından davalı şirket ortağı ve yetkilisi … ile dava dışı … hakkında yapılan suç duyurusu üzerine savcılık makamınca bilirkişi incelemesi yaptırılmış , bu bilirkişi raporunda ” bilirkişi tarafından davacı şirket ürünlerinin sipariş ve müşteri tarafından verilen tasarımlara göre üretildiği, bu üretilen inalların piyasada kolaylık bulunan tipte imalat sayılamayacağı, bunların özel imalat kabul edileceği görüş ve kanaatine varıldığı, piyasada aynı konumda üretim yapan muhtelif firmalarca üretilen … sistemlerinin orjinin yabancı menşeili … – … … …&Co. Kg firması olduğu, işbu firmaya ait internet adresinin incelenmesinde soruşturma dosyasında bulunan birçok ürünün benzeri veya aynısının buradaki ürünler içinde bulunmasının mümkün olduğu, … tarafından konu edilen kendi tasarımlarına ait resmin dosyada bulunamadığı, tüm teknik resimlerin müşterilere ait olduğu ve bu teknik resimlerin üzerinde … ibaresinin geçmediği hususları , dosyaya sunulu ürünlerin belirtilen firmalara ait tasarımlar olmadığı, ürünlerle ilgili … şirketine ait patent belgesinin bulunmadığı dolayısıyla haksız rekabet fiilinin gerçekleşmemiş ” olduğu yolunda görüş bildirdiği b-) Dava konusu edilen olayla ilgili olarak davacı şirket tarafından yapılan şikayet üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın 2015/36174 soruşturma numaralı dosyası ile takipsizlik kararı verildiği, davacı yanın takipsizlik kararına karşı yaptığı itirazın Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/530 değişik iş sayılı dosyası ile verilen karar ile itirazın reddedildiği , böylece takipsizlik kararının kesinleştiği, davacı şirket çalışanlarından …, …, …, …, … , … davacı şirkette çalışmakta iken değişik zamanlarda davalı şirkette işe girerek bir müddet çalıştığı , dosyada dinlenen tanık beyanlarının incelenmesinde bu işçilerin davacı şirket zararına davalı şirket tarafından sağlanan bir menfaat karşılığında davacı şirketten ayrılmaları sağlanarak davalı şirkette çalıştıklarını gösterir bir beyanın bulunmadığını …’nun davacı şirkette 01.02.2012-24.11.2014 tarihleri arasında çalıştığı , bu tarihten sonra dosyada mevcut SGK Hizmet Cetveline göre davalı şirket nezdinde bir çalışmasının görülmediğini, davalı Şirketin tek ortağı ve yetkilisinin … isimli şahıs olduğu , … isimli kişinin davalı şirkette ortaklığının bulunmadığı hususu dosyada mevcut Bursa Ticaret Odası kayıtları ile görüldüğünü, mahkemece yazılan yazı cevaplarına karşı ; … ELEKTRİK A.Ş.’nin : davacı şirketin kendilerinin tek tedarikçisi olmadığını, şirket kuruluşundan bu yana hiçbir zaman tek tedarikçi ile çalışmadıklarını beyan ettiği, … MAMÜLLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.’nin : 2004 yılından beri davacı şirket ile çalıştıklarını, davalı şirket ile 16.03.2015 tarihinden itibaren çalışmaya başladıklarını beyan ettiği, … ŞALT CİHAZLARI VE ELEKTRO MEKANİ SAN. TİC. A.Ş.: Davacı şirket dışında … TEL LTD. ŞTİ, … … LTD. ŞTİ. ve davalı şirket ile aynı anda çalıştıklarını bildirdiğinin görüldüğünü, dava konusu yapılan davacı imalatları ile ilgili davacı firma tarafından alınmış bir patent belgesine dosyada rastlanmadığını, dosyaya davacı şirket tarafından dava dilekçesi ile sunulu bulunan davalı şirkete ait internet sitesinde yer verilen imalatlara ilişkin resimlerde davacı … şirketine ait unvan yada logoya rastlanmadığını, Yukarıda ayrıntılı şekilde yaptığımız inceleme ve değerlendirmeler ışığında dava konusu edilen eylemlerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının takdiri sayın mahkemeye ait olup davalı eylemlerinin sayın mahkemece haksız rekabet teşkil edeceğine karar verilmesi halinde davacı şirketin talep edebileceği tazminat miktarı ile ilgili olarak dosyada daha önccden mali müşavir bilirkişiden alınmış bulunan hesap raporundaki miktarların dikkate alınması gerekeceğini bildirmiştir.
23/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Bir ürünün patent korumasından faydalanabilmesi için SMK 82.1 de sayılan 3 temel kriteri yani olumlu koruma şartlarını taşiyor olması gerektiğini, bunlar Yenilik, Buluş Basamağının Gerçekleşmesi ve Sanayiye Uygulanabilir olması olduğunu, ayrıca SMK md 82.2. de açıkça patent korumasına konu olmayacağı belirtilen ürünlerden olmaması ve devamında belirtilen olumsuz koruma şartlan kapsamına girmiyor olması gerektiğini, dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgeler kapsamında ise nihai takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere işbu dava konusu Haraların buluş niteliği taşımadığı, davacı ve davalı yanca patent mevzuatı uyarınca davaya konu haraların korunabilmesi için patent başvurusunda bulunulmamış olması gözetilerek davaya konu tasarımların patent mevzuatı ile korunamayacağı düşüncesinde olduklarını bildirmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
TTK.’nun; amaç ve ilke başlıklı 54. maddesinde ” Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” denilmiştir.
Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ilgili ticari uygulamalar başlıklı TTK.nun 55/1maddesi “aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin başlıcalarıdır:
1- b“sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle 1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek, 2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak, 3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek…”
TTK. 56 /1 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a-Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b-Haksız rekabetin men’ini ., d-kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini isteyebileceği düzenlenmiştir.Bu davalardan haksız rekabetin tespiti, men’i ,ref’i davaları bakımından, zarar tehlikesinin varlığının davacı tarafça ispatı yeterli görülmüş, ancak maddi ve manevi tazminat davaları bakımından davacının zararı ve miktarını TBK 50 maddesi gereği ispatı gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir.
Haksız rekabete dayalı tazminat davasında ilke, haksız rekabet nedeniyle davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Diğer davalardan farklı olarak haksız rekabette, bu tür zararın ispat edilmesi zordur. Bunu dikkate alan kanun koyucu TTK 56/e maddesinde eylemin mali bakımdan karşılıksız kalmaması için, haksız rekabette bulunan tarafın davranışı sonucu elde etmesi mümkün bulunan menfaatin karşılığını da maddi tazminat olarak hükmetme yetkisini yargıca bırakmıştır. TBK’nun 50.maddesinde,uğranılan zarar tam olarak ispat edilemiyorsa hakimin olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri de göz önünde tutarak zararın miktarının hakkaniyete uygun olarak belirleyeceği düzenlenmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi ve ticaret hukuku alanında uzman bilirkişiden alınan rapora göre davaya konu baraların buluş niteliği taşımadığı, davacı ile davalı tarafından patent mevzuatı uyarınca davaya konu baraların korunabilmesi için patent başvurusunda bulunulmadığı bildirildiğinden TTK hükümleri somut olaya uygulanacaktır.
… Elektrik Ltd.Şti nin kurucusu … tekstil sektoründe faaliyet gösteren bir tacir olduğu halde bu sektöre tamamen yabancı … üretim faaliyeti alanında faaliyet gösteren bu şirketi …’nun yönlendirmesi ile 2015 yılında kurduğu anlaşılmaktadır.Tanık anlatımları VE SGK kayıtlarına göre davacı şirkette uzun yıllar üretim sorumlusu olarak çalışan … davacı şirketin kemik kadro olarak nitelendirilebilecek bir kişidir.Davalı şirket ise resmi olarak … adına kayıtlı olmasına rağmen … soruşturma aşamasındaki ifadesi ve tanık anlatımlarına göre … ile birlikte … üretim işine başlamış, bu şirketi fikir birliği içerisinde birlikte kurmuşlardır. Davalı şirket kurulması akabinde davacının müşterileri hemen davalı şirket ile çalışmaya başlamıştır.Taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde SMM bilirkişisi tarafından yapılan inceleme sonucu hazırlanan rapora göre; davalı şirketin 2015 yılından dava tarihine kadar yapmış olduğu satışların toplamının 2.304,938 TL olduğu davalı şirketin 2015 yılından dava tarihi arasında davacının müşterilerine yapmış olduğu satışların toplamının 1.874,125 T.L olduğu davacının müşterilene yapmış olduğu satışın toplam satışların %80,41’ini oluşturduğu davacının yıllık satışlarının toplamının 25.034,153 T.L olduğu davalı şirketin yapmış olduğu satışlar olan 1.874,125 T.L nin davacı şirket satışlarının %7,49 unu oluşturduğu, davacının bilanço ve gelir tabloları dikkate alındığında davacının 44.096 T.L kazanç kaybı hesaplanmıştır. 2015 yılında davacı şirketin bu şekilde müşteri kaybı sebebi ile zarar ettiği anlaşılmış, davacı şirketin … … ve … gibi en iyi elemanları işten ayrılarak …’nun yönlendirmesi ile davalı şirket nezdinde çalışmaya başladıkları anlaşılmıştır.Davalı bu nedenlerle rekabet özgürlüklerini kullanırken hukuka uygun davranmayarak hakkın sınırlarını aşmış olduğu davacının davasında haklı olduğu kanaati ile haksız rekabet sebebi ile oluşan maddi zarardan davalıyı sorumlu tutmak gerekmiş, talebe bağlılık ilkesi gereği maddi tazminat yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede; TTK 56/1-e, TBK 58 gereği davacı, davalı tarafından ne şekilde manevi zarara uğradığı, kişilik haklarının nasıl zedelendiği hususu ispatlanabilmiş değildir. Bu nedenle manevi tazminat isteminin reddine dair karar verilerek tüm bu açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Kısmen KABULÜNE, Kısmen REDDİNE,
2-1.000,00TL maddi tazminat bedelinin dava tarihi olan 22/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Manevi tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 68,31 TL harçtan peşin alınan 102,47 TL’nin mahsubu ile artan 34,16 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen aşağıda dökümü yazılı 1.160,00 TL yargılama gideri ve 135,97 TL harcın (dava açılış aşamasında alınmış olan peşin, başvuru, vekalet varcı toplamı) kısmen kabul kısmen red oranına göre hesap edilen 397,61 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 1,000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştikten sonra re’sen yatıranlara iadesine,
9-Davalı tarafından yapılan 571,60 TL’lik yargılama giderinin kısmen red oranına göre hesap edilen 476,33 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM’da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.


Hakim …
¸e-imzalıdır.

Yargılama gideri:
1000 TL bilirkişi ücreti
160 TL posta ve tebligat gideri
102,47 TL peşin harç
29,20 TL başvurma harcı
4,30 TL vekalet harcı
Kısmen kabul oranına göre alınması gereken miktar 397,61 TL