Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/215
KARAR NO : 2018/598
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…. – Çalı Mah. 410. Sok. N:1/1 Nilüfer/BURSA
VEKİLİ : Av. … – Sakarya Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. Aydemir İş Hanı No:30/5 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … KALIP METAL OTO END. MAK. LTD.ŞTİ. – Çalı Sanayi Bölgesi Sarıyerler Cad. N:24 Nilüfer/BURSA
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2016
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/05/2018
Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile borçlu şirket arasındaki ticari alışveriş sonrasında faturalar ve sevk irsaliyelerinde de görüleceği üzere, müvekkilinin alacağı olan toplam 19.784,00 Tl üzerinden Bursa 14. İcra Müdürlüğü 2016/… esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibine girişildiğini, bahsi geçen icra takibine ilişkin ödeme emrinin 19/01/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirketin 22/01/2016 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının davacıya bugüne kadar hiçbir ödemesinin olmadığını, davalının böyle bir borcunun olmadığını iddia etmekte ise müvekkiline yapılan herhangi bir ödeme olmadığını, bu hususun ticari defterlerden anlaşılacağını, davalı tarafın yalnızcı borca itiraz etmekle yetindiğini, faturalara ilişkin borcun ödenip ödenmediği yahut böyelce bir ticari ilişkinin var olup olmadığı hususlarında herhangi bir beyanda bulunulmadığını, borçlu şirketin ekonomik olarak sıkıntılı bir dönem geçirdiği istihbaratını aldıklarını, davalı şirket işyeri ile müvekkili işyeri karşı karşıya bulunduğnu, davalı şirkete günden güne başkaca icra takipleri nedeni ile haciz işlemleri uygulandığını, itirazın iptalinini yargılamanın süresi ve müvekkili alacağının tehlikede olup borçlu şirkete ait uyap üzerinden tespit edilecek araç ve gayrimenkuller hakkında dava sonuna kadar ihtiyati haciz kararı verilmesini, bu nedenlerle borçlu şirketin uyap sistemi üzerinden tespit edilecek araç ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz şerhi konulmasına, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların beyanı, Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı icra takip dosyası, irsaliyeli fatura, borçlu şirketin itiraz dilekçesi, icra müdürlüğünce hazırlanmış icra inkar belgesi, SGK işyeri tescil bilgileri, dönem bordroları, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 12/01/2016 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 19/01/2016 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 22/01/2016 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 24/04/2017 tarihli raporunda özetle: Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte aralarında ticari bir ilişki bulunduğunun açık olduğunu, davacı defter kayıtları ve cari hesap ekstrelerine göre davacının davalıdan 16.498,16 TL tutarında alacaklı olduğu, davacının davalıdan icra takip tutarı 19.784,00 Tl olduğunu, arada 3.285,84 Tl fark bulunduğunu, ticari defter kayıtlarına göre davacının davalı şirketten 16.498,16 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalıya ticari defterlerini sunmak üzere 29/12/2016 ve 08/02/2018 tarihli celse de yasal sürenin verildiği ve davalıya usulune uygun tebliğ edildiği ancak davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının tarafların ticari defterlerine dayandığı anlaşılmakla ticari defterlerin delil olması yönünden bilindiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince Tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tacirin davalı şirkete mal sattığı ve faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 87/2 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, davacının ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğundan, ticari defterin kesin delil olduğu, davalı tarafın süresi içinde ticari defterlerini sunmadığı ve HMK’ nın 220. Maddesine göre verilen kesin süreye rağmen mazeret de bildirilmediğinden davacının defterlerinin HMK’ nın 220. Maddesi gereğince kabul edilebileceği anlaşılmakla dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 24/04/2017 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davalının takip tarihi itibariyle 16.498,16 TL davacıya borçlu olduğunun ispat edildiği anlaşılmakla talebin sübut bulan bu kısmı yönünden davanın kabulu ile bakiye kısmın reddine, davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulu ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın Kısmen kabul kısmen reddi ile, Davalının Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 16.498,16 TL alacak yönünden takip talebindeki şartlar doğrultusunda devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İİK 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan alacağın %20si olan 3.299,63 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.126,99 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 238,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 888,04 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 350,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 116,80 olmak üzere toplam 466,80 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 389,27 TL yargılama gideri ve 238,95 TL peşin harç olmak üzere toplam 628,22 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’ nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/05/2018
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.