Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1393 E. 2021/177 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1393
KARAR NO : 2021/177

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

2016/1693 ESAS SAYILI ASIL DAVADA.

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 04/11/2016

BİRLEŞTİRİLEN 2018/138 ESAS SAYILI ASIL DAVADA.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – …
2- … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
YAZIM TARİH : 25/03/2022
ASIL DAVADA:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalının … ..Ltd.Şti.’ni 30.000,00 TL ana sermaye ve her biri 25,00 TL değerinde 1200 payı eşit şekilde paylaşarak kurmuşlardır. Ayrıca bu ortakların hepsi münferiden temsil ve ilzama yetkili olup davalı … ayrıca müdürler kurulu başkanı olarak usulüne uygun şekilde ticaret sicile tescil ettirildiğini, şirketin kurulduğu tarihte ortakların hepsi münferiden şirketi temsile yetkilendirildiğinden kendi aralarında çalışma usulü olarak; her bir müşteri ile bir, en fazla iki ortağın ilgileneceğini, yetkinin kötüye kullanılmaması için tahsilâtların şirket hesabına yapılacağını, yapılan tahsilâtların şirket ödeme, yatırım v.s. işlerden başka amaçlarla kullanılmayacağını, müvekkillerinin kendilerine ait araçları olduğundan şirket kullanımı için müvekkili …’ün aracını peşinat yapıp 16 … 22 plakalı aracı satın alarak davalının kullanımına verileceğini belirlendiğini, şirket ortaklarının almış oldukları tüm kararlara rağmen davalının şirkette mevcut görevini basiretsizce yerine getirmemesinden dolayı şirketin ciddi sıkıntı içine girdiğini, maksadını aşarak şirketin aleyhine iş ve işlemler yaptığını, müvekkillerinin, şirketin zarara uğramaması için, şirketi basiretsiz yöneten davalının şirket müdürlüğünden azline karar verilmesine, müvekkillerinin ortağı olduğu şirketin davalı tarafından dava aşamasında da şirketi zarara uğratmaya devam etmesini engellemek amacıyla şirkete tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini, kayyım atanması halinde davalının elinde olan ön muhasebe programının derhal kayyıma teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, davacıların iddialarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun bulunduğunu, … firmasını kuruluşundaki 30.000 TL’lik kuruluş sermayesi için bankaya yatırılması zorunlu masrafların kendisi tarafından karşılandığını, ortaklığın bitmesi sonunda kendi aralarında yapılan ve akabinde mail yolu ile kendi içimizde paylaşılan kayıtların yer aldığını, şirketi zarara uğratmadığını, davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili sunduğu dilekçelerinde ve oturumdaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN 2018/138 ESAS SAYILI DAVADA:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalıların …Ltd. Şti’nde ortak olduklarını ve her birinin münferiden şirketi temsile yetkisi olduğunu, davalıların temsil yetkisini kötüye kullanarak müvekkilini zarara uğrattıklarını belirterek, davalıların şirketi temsil yetkisinin kaldırılarak … … Ltd.Şti. ‘nine kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkillerinin şirketi temsile yetkili olduklarını ve temsil yetkisinin kötüye kullanılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR
Bilirkişi raporları, ….Ltd.Şti. Sicil dosyası,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Mahkememizin 2016/1393 esas sayılı dosyasında; davacı … ile … tarafından davalı … aleyhine, … … Oto.Mak.İnş.Taah.San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin ortağı olan davalı … aleyhine, şirketin zarara uğratması nedeniyle temsil yetkisinin kaldırılarak, şirkete kayyım atanmasına yöneliktir.
Birleştirilen 2018/138 esas sayılı davada ise, davacı ve davalıların … … Oto.Mak.İnş.Taah.San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin ortağı olduğu, davalıların şirketin temsil yetkisini kötüye kullanılması nedeniyle, davalıların temsil yetkisinin kaldırılarak , şirkete kayyım atanması istemine yöneliktir.
Her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı olması nedeniyle her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilerek, yargılamaya 2016/1393 esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, … Oto.Mak.İnş.Taah.San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin sicil dosyası getirtilmiş, gösterilen tanıklar dinlenmiştir.
Dinlenen davacı tanığı … beyanında;” ….ben elektrikçilik yapmaktayım.Ben … Elektriğin şirket çalışanıyım.Yanlış hatırlamıyorsam … Ltd. Şti 2015 yılında kuruldu.Biz bu şirket kurulmadan önce 2013 yılından beri davacılar … ve … … ile çalışırdık.Daha sonra … Ltd.Şti kuruldu.Sonrasında davacıların şahsi firmaları kapandığı için … Ltd. Şti ile ticari ilişkiye girdik. … Ltd. Şti’nden kendi şirketimiz için elektrik panoları aldık.Bu panoların alım sürecinde Kadir Bey ve … Bey ile görüşmeler yapıp, pazarlık yaptık.Biz taahhüt işleri yapmaktayız. Biz aldığımız işlerin projelerini … Şti. ortaklarından Kadir ve …’a gönderirdik. Onlar bize fiyat teklifi verirlerdi.Biz de uygun görürsek sözleşmeyi imzalardık.Ben davalının da davacılarla ortak olduğunu bilirdim; ancak biz bütün ticari görüşmelerimizi davacılarla yapardık.Tahminime göre davacı ve davalılar şirkette iş bölümü yapmışlardı.Yani müşteri paylaşımı yapmışlardı.Bizim şirketle davacılar ilgilenirdi.Sanırım başka müşterilerle de davalı ilgilenirdi.Hatta son zamanlarda daha doğrusu davalı şirket ortaklığından fiilen ayrıldıktan sonra bizim şirkete vadeli olan ve vadesi henüz gelmemiş olan borcumuzu ödememiz için ihtar gönderdi.Ben bu hususu davacılarla görüştüğümde davacılar gönderilen ihtardan kendilerinin haberi olmadığını söyleyerek bizden özür dilediler.Biz teklifleri … Bey ile mail yoluyla görüşürdük.İhtar üzerine biz ödemeyi bize gönderilen ihtardaki banka hesabına yatırdık.Bizim en son ihtarnameye konu edilen borcumuza ilişkin yazılı bir vade sözleşmesi yoktu. Ancak aramızda sözlü olarak vade belirlemiştik.. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dinlenen davacı tanığı … beyanında; “…Benim elektrik pano imalatı yapan kendime ait şirketim vardır…. Şti kurulmadan önce davacı … kendi şahıs şirketi vardı.Biz ona elektrik panosu verdik.Ancak daha sonra … bu şahıs şirketini kapattı ve … Şti kuruldu.Bu şirket kurulduktan sonra biz bu şirkete elektrik malzemeleri satmaya başladık.Bu şirketteki görüşmelerimizi davacılar ile yapardık.Ben davalıyı ilk kez bu şirkette ortak olarak söyledikleri için tanıdım.Bize siparişleri davacılar verirdi ve biz faturayı şirket adına keserdik. Malın teslimini de davacılar yapardı.Neredeyse davalı ile hiç ticari ilişkide bulunmadık.Bildiğim kadarıyla davalı genelde mühendis olduğu için dışarıda iş koşturduğunu duyduk.Ben bir kaç kez taraflara ait işyerinde davalı …’ın da müşterilere teklif hazırlıyorum, dediğini duydum; ancak müşterileri kimlerdir, bilemiyorum.Benim RK isimli şahıs şirketinden olan alacağımı RK olarak kapattılar.Yani benim alacağımı … Ltd. Şti.’ne virman yapmadılar.Siparişleri genelde davacılar bizzat gelerek alırlardı.Ben mail yoluyla hiç sipariş vermedim…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili 28/11/2018 tarihli oturumdaki beyanında; tanığı Muhammet Ömer Yaşar’ın dinlenmesinden vazgeçtiğini bildirdiğinden bu tanık mahkememizce de dinlenmemiştir.
Asıl ve birleştirilen dosyada tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda mahallinde bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak konusunda uzman SMMM ve Ticaret Hukuku alanında Öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor aldırılmıştır.
Aldırılan 17/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; dosyaya ibraz edilen makbuz ve ekstrelerin okunabilir örneklerinin sunulması;,2016 yılı ticari defterlerinin dosyaya henüz ibraz edilmemiş olduğundan bunların ibraz edilmesi gerektigi sonucuna varıldığından ış bu raporun ön rapor olarak kabulü ile taraflarca belge ve defterlerin sunulması halinde yeniden inceleme ve değerlendirme yapılacağı, sunulmadığı takdirde de dosyada ve eklerinde bulunan bilgi ve belgelere göre değerlendirme yapılarak kanaat oluşturulacağı; birleştirilen 2018/138 esas sayılı dosyada talep edilen dava süresince dava dışı şirkete kayyım atanması talebi hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce taraf vekillerine şirket defterlerinin nerede bulunduğu bildirmeleri veya ibraz etmeleri ayrıca davacı vekiline bilirkişi heyetinin ön raporunda belirttiği okunamayan makbuz ve ekstrelerinin okunaklı suretlerini dosyaya ibraz etmek üzere 2 hafta süre verilmiş, ara kararlar yerine getirildikten sonra dosya tekrar bilirkişi kuruluna tevdi edilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor aldırılmıştır.
Düzenlenen 21/04/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; asıl ve birleşen davalarda karşılıklı iddialar ve talepler hakkında TTK m. 630/2 çerçevesinde bütünsel bir kanaat oluşturulabilmesi için, 17.07.2019 tarihli raporumuzda asıl dava davalısının şirkete ait paralan kendi hesaplarına aktardığına ilişkin olarak dosyaya ibraz edilen makbuz ve ekstrelerin okunabilir suretlerinin sunulması; yine 2016 yılı ticari defterlerinin dosyaya henüz ibraz edilmemiş olduğundan bunların ibraz edUmesi gerektiği sonucuna varıldığından iş bu raporun ön rapor olarak kabulü İle taraflarca yukarıdaki belge ve defterlerin sunulması halinde yeniden inceleme ve değerlendirme yapılacağı, sunulmadığı takdirde de dosyada ve eklerinde bulunan bilgi ve belgelere göre değerlendirme yapılarak kanaat oluşturulacağı; 2018/138 esas sayılı birleşen dosyada talep edilen dava süresince dava dışı şirkete kayyım atanması talebi hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde beyanda bulunulduğu, bu sefer şirket mali müşaviri tarafından ibraz edilmemiş olan 2015 yılına ait bazı belgeler aynı şekilde 2016 yılına ait bazı belgeler ile 2017 ve 2018 yıllarına ait defterler ve beyannameler mahkeme kalemine teslim edilmiş ve dosya ile tarafımıza incelenmek üzere verildiği, Mali müşavir … teslim dilekçesinde 2016 yılı defterlerini şirket ortağı …’a 20.04.2017 tarihînde tutanakla 2015 yıluia ait defterleri de 10-07.2019 tarihinde tutanakla teslim ettiğini belirtildiği, …’a teslim edildiği görülen 2016 yılı defterleri bu seferde incelenmek üzere kendilerine teslim edilmediğini, ibraz edilen defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemeye göre; ödenmemiş sermaye olarak defterlerde görülen 22.500-TL’nin 2018 yılı sonunda da hala ödenmediği, 2017 ve 2018 yıllarında satış ve imalat ile ilgili hiçbir faaliyetin olmadığı, kasada görünen 121.022.13-TL’nin aslında mevcut olmadığı defter kayıtlarındaki hareketlerden anlaşıldığı, bilançoda görülen 250.000-TL tutarındaki alacak senetlerinin de aynı şekilde aktif değerinin olmadığı, tamamının 2016 tarihli olduğu ve 2017-2018 yıllarında hiç hareket görmediği, aynı şekilde varlıklarda görülen alacaklar verilen siparişler diğer alacakların da son 2 senede hiç hareket görmediği, aynı durum borç hesaplarında da görüldüğü ve satıcılar hesaplan ve alınan siparişler hesaplarında son iki senede hareket olmadığı, Vergi ve Sgk borcu olarak defterlerde görülen rakamın 31/12/2018 tarihi itibarıyla ile 233.641.54-TL olduğu, davalı …’ın 31.12.2018 tarihi itibariyla 96.936.86-TL, diğer ortak …’ in ise 3.450.54-TL alacaklı oldukları, …’ın, bu alacağının kredi taksidi ödemeleri ve bazı diğer ödemelerden kaynaklandığı tespit edildiğini, yapılan ortaklar kurulu toplantısında 01/03/2016 tarihinden itibaren aylık net 2,000,00-TL ücrct verilmesine karar verildiği ancak bu kararın 30,06,2016 tarihinde yapılan ortaklar kurulunda alınan kararla iptal edildiği, şirkette kar dağıtımı yapılmadığı, Teknoer firması tarafından 14/10/2016 tarihinde gönderilen 12.909.24-TL havale aynı gün aynı davalı ortak tarafından kendi hesabına 12.900.00-TL olarak EFT ile gönderildiği, davalı ortağın cevap dilekçesinde stoklarda kalan sarf malzemesinin 22,500,00-TL olduğunun ifade edildiğini ancak yapılan son sayım baz alındığında rakamın 122,687,48-TL olduğunun saptandığı, bu konu araştırıldığında ibraz edilen 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde stok tutarı sıfır olarak beyan edildiği, davalı tarafından yapıldığı ifade edilen sayımla ilgili olarak bir stok sayım raporu dosyada mevcut olmadığı, ayrıca 2016 yılı defterleri ibraz edilmediği için bu konuda detaylı inceleme yapılamadığı, davacı ortakların bu durumun açıklaması olarak, faturaların pano olarak kesildiğini ancak panonun içinde yüzlerce malzeme kullanıldığını, faturalarda bu malzemelerin tek tek yazılmadığını ve tek kalem pano olarak çıkiş yapıldığını belirterek davalının iddiasını kabul etmeyip reddedildiği, 2017 ve 2018 senesi defterleri incelendiğinde herhangi bir stok giriş çıkış kaydının olmadığı ve mevcut bir stokun bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu konuda tarafların iddialarını doğrulayacak ispatlayıcı bir belge dosyada ve ibraz edilen belgeler içinde mevcut olmadığı, 2018/138 sayılı birleşen dosyada talep edilen dava süresince dava dışı şirkete kayyım atanması talebi hususunda takdirin mahkemeye olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davalı … vekiline, müvekkiline ait 2016 yılı ticari defterlerini ibraz etmesi için 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre sonrasında , defterler ibraz edilmezse bile , dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile bilirkişi heyetinden asıl ve birleşen dosyada tarafların iddia ve savunmaları, ayrı ayrı değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 18/01/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; 2016 yılına ait ibraz edilen defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda ; ödenmemiş sermaye olarak defterlerde görülen 22.500-TL nin 2018 yılı sonunda da hala ödenmemiş olduğu , 2017 ve 2018 yıllarında satış ve imalat ile ilgili hiçbir faaliyet mevcut olmadığı, kasada görünen 121.022.13-TL nin aslında mevcut olmadığı defter kayıtlarındaki hareketlerden anlaşıldığı, bilançoda görülen 250.000-TL tutarındaki alacak senetlerinin de aynı şekilde aktif değerinin olmadığı, tamamının 2016 tarihli olduğu ve 2017-2018 yıllarında hiç hareket görmediğinin görüldüğü, aynı şekilde varlıklarda görülen alacaklar verilen siparişler diğer alacakların da son 2 senede hiç hareket görmediğinin tespit edildiği, aynı durumun borç hesaplarında da görüldüğünü ve satıcılar hesapları ve alınan siparişler hesaplarında son iki senede hareket olmadığı görüldüğü, vergi ve sgk borcu olarak defterlerde görülen rakam 31.12.2018 tarihi itibari ile 233.641.54-TL olduğu, davalı ortak cevap dilekçesinde stoklarda kalan sarf malzemesinin 22,500,00-TL olduğunun ifade edildiğini ancak yapılan son sayım baz alındığında rakamın 122,687,48-TL olduğunun saptandığını ifade ettiği, bu konu araştırıldığında ibraz edilen 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde stok tutarı sıfır olarak beyan edildiği, davalı tarafından, yapıldığı ifade edilen sayımla ilgili olarak bir stok sayım raporu dosyada mevcut olmadığı, davacı ortaklar bu durumun açıklaması olarak, faturaların pano olarak kesildiğini ancak panonun içinde yüzlerce malzeme kullanıldığını faturalarda bu malzemelerin tek tek yazılmadığını ve tek kalem pano olarak çıkış yapıldığını belirterek davalının iddiasını kabul etmeyip reddedildiği, 2017 ve 2018 senesi defterleri incelendiğinde herhangi bir stok giriş çıkış kaydının olmadığı ve mevcut bir stokun bulunmadığı tespit edildiği, bu konuda tarafların iddialarını doğrulayacak ispatlayıcı bir belge dosyada ve ibraz edilen belgeler içinde bulunmadığı, ayrıca 2016 yıl sonu şirketteki stok durumunu tespit edebilme imkanı bulunmadığı, genel olarak bakıldığında şirket faaliyetini 2016 senesi sonunda durdurduğu, kasa mevcudu alacaklar verilen siparişler alacak senetleri gibi varlık kalemlerini temsil eden tüm hesaplar fiktif olup bilanço ve defterlerdeki değerlerin gerçek olmadığı, stokların gerçek olup olmadığına dair herhangi bir belge bulunmadığı ve bu gün itibari ile stokların durumunu tespitinin mümkün olmadığı, davalının iddiasına göre malzemeler davacılar tarafından kullanıldığı, bunun da elde belge olmadan bugün için doğruluğunun tespti mümkün olmadığı, ortakların üçü de münferit olarak yetkili müdür olup, dolayısıyla kasa alacaklar stoklar alacak senetleri gibi varlık kalemlerinin yok oluşundan üçünün de ihmalinin bulunup bulunmadığı konusunda ve 2018/138 esas sayılı birleşen dosyada talep edilen dava süresince dava dışı şirkete kayyım atanması talebi hususunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar dava dışı ….Ltd Şti ortağı olup,herbiri eşit hisseye sahiptirler.Ve herbir ortağın şirketi münferiden temsil yetkisi vardır.
Ortaklar karşılıklı olarak basiretsiz yönetim ve kötü niyetli davranışlar nedeniyle şirketin zarara uğratıldığını iddia ederek davalı ortağın müdürlükten azlini talep etmişlerdir.
Müdürlükten azil için,azli istenen ortağın şirket yönetiminde kusurlu ve kötü niyetli olması ve talep eden davacının da ondan daha az kusurlu olması gerekmektedir.
Asıl davada davacılar;davalının şirkete gelmediği,şirketin alacaklı olduğu müşterilere avukat vasıtasıyla ihtarname gönderdiğini,müşterilerle barter şeklinde anlaşma yapılmasına rağmen icra takibi başlatarak şirketi zor duruma soktuğunu,şirket hesabına havale edilen parayı kendi hesabına aktardığını,alacaklılara kendi hesaplarından ödeme yapmak zorunda kaldıklarını beyan ederek davalının azlini istemişlerdir.
Birleşen davada ise davacı; davalılardan Rufat’ın şirket hesabından kendi hesabına para aktardığı, yapılan sayımda stokta bulunması gereken malların bulunmadığı,malzemelerin çıkışlarının doğru yapılmadığını,satılan mallara ilişkin tahsilat makbuzlarının ibraz edilmediğini,davalıların şirket alacaklarını tahsil için kendi adlarına hesap açtıklarını,davalıların müvekkilini itibarsızlaştırmak için …. Otomasyon …Ltd Şti ile geçmiş tarihli sözleşme yaptıklarını,şirket adına kayıtlı aracın davalı … adına tescil edildiğini,alacağın tahsili için başlatılan icra dosyasından feragat edildiğini,davalıların ayrıca kurdukları şirkete ,ortak şirketi borçlandırdıklarını idda ederek şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasın talep etmiştir.
Tarafların ortakğı olduğu şirket 2016 yılı sonundan itibaren faaliyetini durdurmuştur.Bu nedenle şirket defterlerinde 2016-2017 yıllarına ait herhangi bir kayıt yoktur.
Kasa mevcudu, alacaklar,verilen siparişler,alacak senetleri gibi varlık kalemlerini temsil eden tüm hesapların fiktif olması nedeniyle tarafların bu hesaplarla ilgili birbirleri hakkındaki iddiaları denetlenememiştir.
Dinlenen tanık beyanlarından da, tarafların şirketi temsil yetkisini kötüye kullandıklarına dair bir tesbit yapılamamıştır.
Bu nedenlerle asıl dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre:
1-Asıl ve birleşen davanın REDDİNE,
2-2016/1393 esas sayılı davada; Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 53,90 TL harçtan peşin alınan 29,20- TL harcın mahsubu ile bakiye 24,70-TL harcın davacılardan tahsiline,
3-Davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … yararına ölçümlenen 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Birleştirilen 2018/138 esas sayılı davada; Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 53,90 TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18.00- TL harcın davacıdan tahsiline,
6-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar yararına ölçümlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03/03/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.