Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1277 E. 2020/284 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1277
KARAR NO : 2020/284
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … YAPI DENETİM TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/10/2016
KARAR TARİHİ : 07/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/08/2020
Mahkememize tevzi edilen Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … şirketinin 2011 yılında kurulduğunu, davacı bu ortaklığın kurucu ortaklarından olduğunu, şirketin kurulması ve işleyişinden kurulması ve işleyişinden bir süre sonra ortaklar arasında dar ilişkiler ve çıkar amaçlı eylem birliği ve bunun sonucunda 1/4 hisse ve ortaklık sahibi olduğu ve kurucu ortaklığı yok sayıldığını, ortaklıktan kaynaklanan gelirleri ödenmemeye başlandığını, şirketin güçlü bir isim sahibi oluşundaki emek ve katkıları belli olan müvekkili şirketin tasfiyesi yerine ortaklıktan kaynaklanan haklarının ödenmesi ve ekonomik kayba uğratılmamasını istendiğini, bu kasıtlı davranışların suç boyutu geldiğini ve yasal hakları kullanmak zorunda kalacağını da defaat ile davalı şirkete gönderdiği ihtarnameler ile bildirdiğini, tüm harici uyarılar ve yasal noter ihtarlarına rağmen davalı tüzel kişilik resmi çalışmalarına dayalı resmi ödemeler almakta olduğu ve gelirlerinin tümünün … bankası beşevler şubesi, halk bankası ve mal müdürlüğü vasıtası ile yapılan ödemelerden oluşması nedeni ile tespitinin ve miktarının belirlenmesinin kolay olacağı ve halen Yapı Denetimi yapılan işlerin neler olduğunun Bursa Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne yazılacak müzekkere ile belirleneceğini ve böylece davacının mahrum bırakıldığı 1/4 kar payı, hakkı huzur bedelleri ve diğer ortakların almakta oldukları aylık maaşlarının belirleneceği bildirilmesine rağmen bugüne kadar hiçbir olumlu adım atılmamış ve hiçbir ödeme yapılmadığını, davacı asil tarafından düzenlenmiş olan 08/12/2014 tarihli Bursa 23. Noterliğinin 23615 yevmiyeli ihtarı, vekili olarak düzenlenen Bursa 10. Noterliğinin 14/03/2016 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ve son olarak düzenlenen Bursa 10. Noterliğinin 09/06/2016 tarih ve 21183 yevmiyeli ihtarının da davacının doğmuş ve ödenmemiş ve diğer ortakların sahip olduğu ve kendisinden esirgenen ekonomik haklarının ödenmesinin ihtar olduğunu, bu nedenlerle davalı … şirketinin gelir ve giderlerinin resmi yollar ile belirlenmesine ilişkin yazışmalar ve gelecek cevabi yazılara dayalı olarak ve ortaklar arasında TTK 627 maddesi gereği eşit işlem yapılmasına aykırılıktan oluşan ve TTK 627. gereği ortaklık yönetimi sırasında alınması gerekli ortaklık payının 539/4 gereği ortaklık yönetimi sırasında alınması gerekli ortaklık payının dağıtılması kararlarının alınmaması nedeni ile ve TTK 616//1-e maddesi gereği davacı payına düşmesi gereken kar payının bilirkişilerce belirlenmesi ve ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin zarar eden bir şirket olduğunu, bu nedenle davacının taleplerinin hukuka uygun olmadığını, davacı yanın talepleri incelendiğinde davacının kar payı talebinin TTK’nun 616/1-e hükmüne yıl sonu finansal tabloların ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kar payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının verilmesi genel kurulun yetkisindedir ve yine madde 523/1 gereğince “Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine ödenmesi mümkün değildir.” hükümleri gereğince davacıya kar payı verilemeyeceğini, davacının huzur hakkı bedeli talebinin de TTK 394 ve TMK 2 maddeye aykırı olduğunu, davacı yanın 2015 yılından bu yana ödenmeyen aylık maaşlarını talebi de kötü niyetli ve TMK 2 maddeye aykırı olduğunu, çünkü davacı müvekkili şirkete 2015 yılında hiçbir surette gelmediği halde maaş talebinin haksız olduğunu, ayrıca davacı yana müvekkili şirket tarafından ödemeler yapıldığını, davacı yan müvekkilinin tespitlerine göre Bursa’da faaliyet gösteren daha önce müvekkili şirkette çalışan … isimli kişi tarafından kurulan Çınarca Yapı Denetim Ltd. Şti’ni idare etmekte ve iş yapmakta olduğunu, davacı yana taleplerinin hukuka aykırı olduğunu ve şirkete ait 16 … 918 plakalı ve başkaca araçları kullanması nedeniyle şirketi zarara uğrattığını, uhdesindeki şirket araçlarını teslim hususunda ve TTK 613/1 de düzenlenen ortakların şirketin çıkarlarına zarar verdiğini, rekabet yasağına aykırı davrandığını, Bursa 10. Noterliğince tasdikli 01/04/2016 tarih ve 011989 yevmiye nolu ihtarname talep edildiğini, davacı yanın müvekkili şirketi zarara uğrattığını, bu nedenlerle davacının açmış olduğu davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, … Yapı Denetim Tic. Ltd. Şti ticaret sicil kayıtları, ihtarname, davacının iskonto yaptığı işlere dair kayıt ve belgeler, hesap hareketleri, Çınarca Yapı Denetim internet görüntüsü, ödemelere dair dekontlar, ticaret sicil kayıtları, ticari defterler, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, davalı tarafından davacıya ödenmeyen hakkı huzur bedeli, yedek akçelerdeki 1/4 pay, ödenmeyen aylık maaş ödemeleri, şirket gelirlerinden 1/4 ortaklık kar payı ödemelerinin tazminine ilişkindir.
Dosya SMMM bilirkişisine tevdi edilerek, davacının huzur hakkı alacağı, kar payı alacağı ve maaş alacağına ilişkin TTK’nun 334. Maddesi hükümleri ve genel kurul kararları da değerlendirilerek rapor tanzimi istenilmiştir.
SMMM bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 28/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Geçmiş dönem zararları ile 2016 yılındaki bu büyük zararın nedeni araştırıldığında kasadaki fazlalıklar ve ortaklardan olan alacaklar hesaplarının öncelikle usulsüz bir şekilde gelecek yıllara ait giderler hesabına atılarak aktifleştirildiklerini, daha sonra da çıkan vergi aflarındaki kasa affı ve ortakların borçlarının affı hükümlerinden faydalanılarak kapatılmasından kaynaklanan zarardan oluştuğu gerçek zarar olmadığının tespit edildiğini, %5 kar payının yani 1 temettünün ödenip ödenmemesi konusunda düşüncelerin farklı olduğunu, kimi düşünceye göre eski kanunda pay sahiplerine yüzde beş oranında kar payı ayrıldıktan sonra ifadesi yeni kanunda ödendikten sonra denilerek değiştirildiğini, bu nedenle kanunun %5 kar payını ödenmesi gerektiğini ifade ettiğini savunduğunu, şirketin geçmiş yıllarda hiçbir dönem 1. Temettü dağıtmadığının tespit edildiği mütalaa edilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora karşı itirazları kapsamında ek rapor tanzim edilmek üzere, dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 14/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Şirket 4 ortağa bordro düzenleyerek huzur hakkı dağıttığını ve bunları bordrolarında gösterdiğini, ibraz edilen bordrolar incelendiğinde davacının da içinde bulunduğu tüm ortaklar kurulu kararları ile şirketin diğer ortaklarına huzur hakkı dışında fiilen çalışma karşılığı maaş ödemesi yapıldığını, davacı şirkete gelip fiilen çalışmadığı iddia edilerek kendisine maaş bağlanmadığını, 2017 senesinden itibaren ortaklar kurulunun davacı haricinde aldığı kararla huzur hakkı ödemesi kaldırıldığını, sadece yine 3 ortağa maaş dağıtılmasının devam edilmesine karar verildiğini, davalı şirket tarafından davacı ortağa tahakkuk ettirilen aylık huzur haklarından ödenmemiş görünen aylara ait varsa ödeme makbuzlarının dosyaya ibraz edilmemesi halinde 2015 yılında aylık 2608,14 TLden 10 ay 26.081,40 TL, 2016 yılından da aylık 2648,23 TLden 12 ay, 31.778,76 TL ödenmeyen huzur hakkından dolayı davacının alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya önceki bilirkişi dışında 1 SMMM ve 1 hukukçu bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek; davacı tarafından talep edilen yedek akçe, kar payı, huzur bedeli, aylık maaş alacakları hususunda yargıtay içtihatları TTK yasal düzenlemeler dikkate alınarak ve tarafların iddia ve savunmaları, taraf vekillerinin rapora karşı itirazlarını değerlendirir rapor tanzimi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 30/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Olağan genel kurul toplantıları şirket organlarının seçimine finansal tabloları, yıllık faaliyet raporuna, karın kullanım şekline, dağıtılacak kar ve kazanç paylarının belirlenmesine, müdürlerin ibraları ile faaliyet dönemlerini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin hususları görüşmek üzere yapılan toplantılar olduğu, davalı şirket tarafından yıllık olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, davacının da yapılmayan genel kurul toplantılarının yapılmasına yönelik olarak herhangi bir hukuki yola müracaat etmediğini, davacı tarafından talep edilen Aralık 2014 hakkı huzur bedelinin, davalı şirket tarafından 20/01/2015 tarihinde, davacı …’in … Bankası hesabına 2.596,39 TL havale edildiği, davacının 2014 yılına ait hakkı huzur alacağının olmadığını, davalı şirket tarafından 2015 yılında tüm ortakların olduğu hakkı huzur bordroları düzenlendiği aylık 2500 + AGİ davacı …’e aylık 2.608,14 TL net aylık tahakkukun yapıldığı, davalı şirket tarafından davacı …’in … Bankası hesabına 15/07/2015 tarihinde 2.608,14 TL ödemenin yapıldığı başka ödemelerin olmadığı, 06/10/2016 dava tarihi dikkate alındığında toplam 52.523,61 TL olduğu, şirket ortaklar kurulu tarafından kar dağıtılmasına yönelik bir karar bulunmadığından kar payı isteminin hukuki dayanağı olmadığı mütalaa edilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazları kapsamında dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Olağan genel kurul toplantıları şirket organlarının seçimine finansal tabloları, yıllık faaliyet raporuna, karın kullanım şekline, dağıtılacak kar ve kazanç paylarının belirlenmesine, müdürlerin ibraları ile faaliyet dönemlerini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin hususları görüşmek üzere yapılan toplantılar olduğu, davalı şirket tarafından yıllık olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, davacının da yapılmayan genel kurul toplantılarının yapılmasına yönelik olarak herhangi bir hukuki yola müracaat etmediğini, davacı tarafından talep edilen Aralık 2014 hakkı huzur bedelinin, davalı şirket tarafından 20/01/2015 tarihinde, davacı …’in … Bankası hesabına 2.596,39 TL havale edildiği, davacının 2014 yılına ait hakkı huzur alacağının olmadığını, davalı şirket tarafından 2015 yılında tüm ortakların olduğu hakkı huzur bordroları düzenlendiği aylık 2500 + AGİ davacı …’e aylık 2.608,14 TL net aylık tahakkukun yapıldığı, davalı şirket tarafından davacı …’in … Bankası hesabına 15/07/2015 tarihinde 2.608,14 TL ödemenin yapıldığı başka ödemelerin olmadığı, 06/10/2016 dava tarihi dikkate alındığında toplam 52.523,61 TL olduğu, mahkemece davacıya aylık maaş ödemesi yapılması yönünde karar verilmesi durumunda davacının alması gereken maaş miktarının 21 * 2000 = 42.000 TL olduğu, şirket ortaklar kurulu tarafından kar dağıtılmasına yönelik bir karar bulunmadığından kar payı isteminin hukuki dayanağı olmadığı mütalaa edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalı şirkette 2011 yılından itibaren 1/4 oranında pay ile ortak olduğunu kar payı, huzur hakkı, yedek akçe ve aylık maaş alacağı noktasında toplanmaktadır.
Davacının kar payı alacağı yönünden dosya değerlendirildiğinde:
Davalı şirketin ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaklar kurulu tarafından kar payı dağıtılmasına yönelik karar alınmadığı sabittir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 616. Maddesinin 1/e maddesi uyarınca” Yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi” kar payı dağıtılması ortaklar kurulunun devredilmez yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/5932 Esas ve 2015/13257 Karar sayılı Kararı)
Bu kapsamda TTK’nın 616. maddesi gereğince kar payı dağıtılmasının ortaklar kurulunun münhasıran yetkisinde olduğu, genel kurulun yetkisinde ve devredilemez olan bir konuda hiç karar alınmamış iken mahkemenin genel kurulun yerine geçerek bu konuda karar almasının mümkün olmadığı, davacı hissedarın genel kurulu toplantıya çağırma ve kar dağıtımını gündeme aldırma olanaklarını kullanması bir sonuç almazsa veya yasada esas sözleşmeye aykırı bir karar alınır ise bu kararın dava yolu ile iptal edilmesi gerektiği, ancak kar dağıtımına ilişkin ortaklar kurulunun bir kararı bulunmadığı gibi bu konuda gündem oluşturularak bir toplantı da yapılmadığından kar payı dağıtılması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının yedek akçe alacağı yönünden dosya değerlendirildiğinde:
Davalı şirketin ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaklar kurulu tarafından yedek akçenin dağıtılmasına yönelik karar alınmadığı sabittir.
TTK’nın 408/2-d maddesine göre yıllık kar üzerinde tasarrufa, kar payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kara katılması dahil kullanılmasına dair kararlar alınması şirket genel kurulunun devredilemez görev ve yetkileri arasındadır.
Şirket genel kurulunun münhasır yetkisine giren bir yetkinin, mahkeme kararıyla aşılması hukuken geçerli olmadığından davacının yedek akçenin dağıtılması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının huzur hakkı alacağı yönünden dosya değerlendirildiğinde:
Davacı tarafından 2014 yılı Aralık ayından itibaren huzur hakkı bedeli alacağının olduğunun ileri sürüldüğü, bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 20/01/2020 tarihli heyet raporu ve itiraz üzerine düzenlenen ek rapor ile davacının hesabına 2014 yılı Aralık ayına ait huzur hakkı bedelinin 20/01/2015 tarihinde davacının hesabına yatırıldığı, 2015 yılında 15/07/2015 tarihinde 2608,14 TL davacının hesabına yatırıldığı, 2015 yılı ve 2016 yılı itibariyle başka ödemelerin olmadığı, davacı dışında diğer ortaklara ödemelerin tamamının yapıldığı her ne kadar davalı tarafından huzur hakkının davacının toplantılara katılmadığından hak sahibi olmadığını savunmuş ise de huzur hakkının Limited Şirkette yöneticinin görevlerinden dolayı ortaklar kurulu tarafından kararlaştırılarak verilen ücret olup davalı şirkette temsil yetkisinin …’ e ait olup bu ortak dışında diğer ortaklara da yönetici olmadığı ve ortaklar kurulunca kararlaştırılmadığı halde ödemeler yapıldığı sabit olduğundan davacının da bu ücrete hak kazandığından bilirkişi raporuna itibar edilerek 2015 ve 2016 yılı itibariyle 52.523,61 TL huzur hakkı alacağının doğduğu kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla taleple bağlı kalınarak 4000 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının aylık ücret alacağı yönünden dosya değerlendirildiğinde:
Davacının 2015 yılı ve 2016 yılı ücret alacağına yönelik davacı dışında diğer ortaklara aylık 2000 TL ücret ödenmesi konusunda bodroların düzenlendiği, ödemelerin yapıldığı, davacıya ise 2015 ve 2016 yılı ücret ödemesinin yapılmadığı sabit olduğundan bilirkişi heyeti tarafından belirlenen 42.000 TL ücret alacağına davacının şirkette ortak olması sebebiyle hak kazandığı kanaatine varılmakla taleple bağlı kalınarak 4000 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
a-4.000 Tl huzur hakkı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-4.000 TL aylık maaş ücreti alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,48 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 273,24 TL’nin mahsubu ile bakiye 273,24 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 1.800,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 142,50 TL olmak üzere toplam 1.942,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 971,25 TL yargılama gideri ve 273,24 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.244,49 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan tebligat masrafı 11,00 TL’nin kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 5,5 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2020
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.