Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/965 Esas
KARAR NO : 2018/502
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … -… SERVİS TAŞIMACILIK FSM Mah. İzci Sok. N:6 Kt:2 Osmangazi/BURSA
VEKİLİ : Av. … – Kıbrıs Şehitleri Cad. Çelikkepçe Apt. No:59 Kat:1 D:2 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … TURZ. SERV. TAŞ. NAK. SAN. TİC. LTD.ŞTİ – Soğukkuyu Mah. Karanfil N:6/11 Merkez/BURSA
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2015
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2018
Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin hizmet ilişkisine bağlı olarak alacağının sağlanmaıs maksadıyla Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı icra dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibi yapıldığını, borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğunu, bu nedenlerle borçlunun haksız yere itirazının iptali ile alacağın %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların beyanı, Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2015/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, BA- BS formları, gelir vergisi beyannameleri, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 17/03/2015 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 24/03/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 30/03/2015 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş, davacı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin raporunda özetle: Davacı …’nın ibraz ettiği 2014 yılı işletme defterinin kanuni süresinde açılış tasdiğinin yaptırıldığı, işletme defterinin kapanış tasdiğinin olmadığı, işletme defterinin kanunen kapanış tasdiği zorunluluğunun olmadığı, usulen işletme defterinde kayıtlama sisteminde gider gelir belgelerinin tutar-kdv-genel toplam şeklinde kayıtlarının yapıldığı, bu nedenle davacı …’nın 2014 yılı işletme defteri kayıtlarından davalı firmadan cari hesap alacağının tespit edilemediği, davacı …’nın mahkemeye ibraz edilen 2014 yılı işletme defteri kayıtları ile 2014 yılı gelir vergisi beyannamesindeki bildirimlerin birbirini doğruladığı, bahse konu olan faturanın gelir olarak beyan edildiği, davacı firmanın ödeme emri ekinde 31/08/2014 tarihli A-44 seri numaralı satış faturasının 6.061,00 TL + KDV toplam 6.606,49 TLlik satış faturası olduğu, davalı … Turz. Ltd. Şti’nin Ağustos 2014 dönemi BA formunda davacı …’dan KDV hariç mal ve hizmet alım tutarını 6.06,00 TL olarak BA formu ile bildirdiğini, davacı firmanın 31/08/2014 tarihli A-44 seri numaralı satış faturasının tamamını değil 5.609,49 TLlik kısmının alacak talebinde bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Davacının tarafların ticari defterlerine dayandığı anlaşılmakla ticari defterlerin delil olması yönünden bilindiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. (1086 sayılı HUMK’nın 326.) maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. (6762 sayılı TTK’nın 83/2.) maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın m. 220 (HUMK’nın 330.) maddesindeki genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK’nın 220. (HUMK’nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince Tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. (HMK. m. 222/4, 6762 sayılı TTK’nın 84,85)
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının servis hizmeti verdiğini ve fatura düzenlendiği, davalı tarafından savunmada bulunmadığı gibi icra takibine itiraz dilekçesinde borcu inkar ettiği anlaşılmakla, davacının defterleri ve dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 26/12/2018 tarihli bilirkişi raporuna ve Vergi Usul Kanunu gereği; davalı BA formları ile beyan ettiği 6061 TL bedelli fatura içeriğini teşkil eden hizmeti teslim aldığı ve beyan edilen fatura yönünden teslim kanıtlandığından, fatura alacağının olduğunun ispat edildiği, ancak davalı tarafından fatura alacağının ödediğinin ispat edilmesi gerekli olup ve davalının kesin ve yazılı deliller ile ödediğinin ispat edilemediğinden, asıl alacak yönünden davanın kabulu ile işlemiş faiz yönünden icra takibinden önce davalının temerrüde düşürüldüğünün ispat edilemediğinden reddine, davacının icra inkar tazminat isteminin, davacının alacağının fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğundan koşulları oluşmakla, icra inkar tazminatı talebinin kabulu ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 5.606,49 TL asıl alacak yönünden aynen devamına, işlemiş faiz yönünden talebin reddine,
2-İİK 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 1.121,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 382,97TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 117,85 TL’nin mahsubu ile bakiye 265,12 TL eksik harcın davalıdan alınarak maliye hazinesine gelir olarak kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 350,00 TL, posta ve tebligat gideri 123,30 olmak üzere toplam 473,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 384,53 TL yargılama gideri ve 117,85 TL peşin harç olmak üzere toplam 502, 38 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’ nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2018
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.
Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.