Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1730 E. 2021/949 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/1730
KARAR NO : 2021/949

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – T.C.N…. –
2- … – T.C.N…. –
3- … – T.C.N…. –
4- … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – T.C.N…. – …
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 4- … – T.C.N…. …
5- … – T.C.N…. …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/12/2015
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin müşterek murisi, … 17/01/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında vefat ettiğini, geriye ise acılı bir anne, baba ve acılı 2 kardeş bıraktığını, 17.01.2013 tarihinde müttevefa … Yeni Yalova yolunda yer alan … Endüstri Meslek Lisesinin önünde işyerinden çıktığı sırada Trafik Işıklı yaya geçitinden geçerken davalı … Serin tarafından kullanılan 16 … 90 plaka sayılı aracın çarpmasının etkisiyle yere düşmesinin ardından, arkadan hızlı bir şekilde gelen 16 … 717 … adına kayıtlı … kullanımındaki aracın müttevefa …’a ikinci kez çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, müttevefaya olay günü sadece …’in kullandığı aracın çarptığı zannedilerek tutanak tutultuğunu, ölümünden sonra davalı … ve diğer davalı eşi … müvekkillerinin evine gelerek kazayı gördüklerini tanık olmak istediklerini belirttiklerini, cenaze evinde müvekkilleri ile beraber olayın şokunda olduklarını, unutamadıklarını söyleyerek beraber ağladıklarını, davalılar tanık olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na getirildiklerinde; savcı olaya tanık başka bir kişinin olduğunu; müttevefaya çarpan ikinci bir araç olduğunu ve bu aracın tanıklık yapmak isteyen … kultanımındaki araç olduğunu bildirdiğini, bu olay üzerine yakınlarını kaybeden müvekkillerinin bir de çarpanlar tarafından kandırılmanın acısını yaşadıklarını, davalıların yalanı beyanlarının ispatı için müttevefanın mezarı tekrar açılmış D.N.A örnekleri alındığını, davalı …’a ait araç üzerinde Savcılık aşamasında inceleme yapıldığını, müvekkillerinin kızlarını genç yaşta kaybetmenin acısını yaşarken; mezarlığının tekrar açılmasının ve çarpanlar tarafından kandırılmanın acısıyla manevi olarak çok yıprandıklarını, müttevefanın kız kardeşi bu olaylardan ruhsal dengesini yitirmiş ve sonra psikolojik olarak tedavi gördüğünü, olay yerinde bir çok okulun, jandarmanın bulunması sebebi ile hız sınırı 30 KM olduğu, müttevefarıın yaya geçidinin üzerinden geçtiği sırada kazanın meydana geldiği, olay yerinde okulların bulunması sebebi ile hız sınırının çok düşük olduğu ve davalıların hız sınırı limitinin üstünde seyir halinde oldukları ve müttevefanın kazanın oluşunda kusurunun bulunmadığının aşikar olduğunu, davalılar dikkatsiz ve tedbirsizce hiz limitlerini aşarak söz konusu kazaya ve müttevefanın ölümüne sebebiyet verdiklerini, müttevefa 1976 yılı doğumlu olup, anne ve baba ayrı yaşadıklarını, müttevefa annesi ve kardeşleri ile birlikte yaşadığını, annesinin ev hanımı olması, evin en büyüğü olması sebebiyle evin geçimini sağlayan kişi müttevefa olduğunu, davalılar müttevefanın kaybı ile birlikte maddi manevi desteklerini kaybettiklerini, yasa gereğince sürücü ve araç maliki gerek manevi ve gerekse maddi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, 16 … 717 sayılı aracın kaza tarihindeki maliki …, kaza anında sürücüsü ise … olduğundan dava her iki davalıya da yöneltildiğini, ayrıca 16 … 717 Sayılı aracın olay tarihinde sigortası Anadolu Sigorta olduğunu, diğer davalı … kullanımındaki 16 … 90 plaka sayılı aracın ise olay tarihindeki sigortası Generali sigorta olduğunu, sigorta ise maddi tazminattan poliçede belirtilen miktarlar ile (Müşterek müteselsil) sınırlı olup,sigorta poliçesinde, sigortalının manevi tazminattan sorumlu olduğu yazmadığından manevi tazminattan sorumluluğunun olmadığını, davalılar kaza tarihinden kısa bir süre sonra iki aracında satışını yaptıklarını, öncelikle müvekkillerimin alacaklarının karşılıksız kalmaması ve davalıların mal kaçırmalarının önlenmesi için, davalılara ait taşınır ve taşınmaz malların UYAP ortamından araştırılarak, bulunan taşınır ve taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz şerhi konulmasına karar verilmesi ile müvekkillerinin miras bırakanını … nın ölmesi nedeni ile Baba … 100.000,00 TL Manevi tazminat, 500 TL Maddi Tazminat, Anne … 100.000,00 TL Manevi Tazminat, 500 TL Maddi Tazminat, Kız Kardeş Şirin BURHAN 40.000,00 TL Manevi Tazminat, Erkek Kardeş … 40.000,00 TL Manevi Tazminat olmak üzere toplam 280.000 TL manevi tazminat, 1.000 TL maddi tazminatın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile (Sigortanın sorumluluğunun maddi tazminattan ve Policedeki Hak ve Limitleri ile sınırlı kalmak kaydıyla), mahkeme masrafı ve vekil ücreti ve kaza tarihi olan 17-01-2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu kaza tarihi 17.01.2013, dava tarihi 30.12.2015 olduğunu, dava T.B.K’nun 72, K.T.K’nun 109’uncu maddesinde belirtilen 2 yıllık sürede açılmadığından, öncelikle zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, merhume, olay gecesi birbirleriyle irtibatı olmayan (2) kaza geçirdiğini, müvekkilim (Davalı …) ile alakalı olanında müvekkilinin kusuru olmadığını, kusurun tamamıyla merhume …’a ait olduğunu, çünkü; müvekkilim Bursa kent merkezinden Terminal istikametine; şeridinde, normal hızda ve yeşil ışığa riayet ederek gittiği sırada merhumae trafiği ve ışılandırmayı nazara almaksızın, kasta varan bir kusurla, aniden yoluna girip kazaya sebebiyet verdiğini, bu aşamanın diğer önemli bir özelliği; oluşan arazların önemli bir sonuç doğurmamış olduğunu, darbe hafif, yaralanma da bununla mütenasip ve önemsiz olduğunu, merhume, otomobilin göğsü ite değil, kıvrımlı olan sol far istikametinden çarpıldığı belli olduğunu, çarpışan kütlelerin özelliklerinden dolayı şahıs çamurluğun kıvrımı nedeniyle sol tarafa düştüğünü, onun sol tarafta olması bu nedenle olup, müvekkilimin kullandığı sathı göstermediğini, bu şekilde yere düşen şahis, kalkmakta olduğu esnada (diğer davalıların beyanına göre otururken) diğer davalılarta irtibatlı ikinci bir darbeye maruz kaldığını, diğer (2.) olayda da müvekkilimize kusur yüklenemeyeceğini, kusurun tamamı diğer sürücü merhume arasında olduğunu, diğer davalıların beyanlarından hareket edildiğinde dahi; kendilerinin müvekkilime ait taşıtı sağda park halinde, merhumeyi de yol üzerinde (hatta oturur vaziyette) gördükleri, sert fren yapılmasına rağmen duramayıp (doğru olmayan beyanlarına göre) merhume ile müvekkilimin park halindeki arabası arasından, (tarafsız tanık anlatımı ve bu anlatımı teyit eden teknik inceleme sonuçlarına göre de yayanın üzerinden), göz göre göre geçtikleri sabit olduğunu, her iki aracın arka arkaya olmadığı bu durumda, olay yerine önemli bir zaman sonra intikal eden, yolu ve yayayı bihakkın gören diğer sürücünün yaptığı frenlemeye rağmen duramaması, üstelik yayanın (bir nevi takoz vazifesi gören) vücut direncini de kırarak üstünden geçmesi ile sabit olan yüksek hızı ve kusuru temayüz ettiğini, merhumenin önceki aşamadan artan kusuru da nazara alınması gerektiğini, ölümü intaç eden yaralanmanın bu evreye ait olduğu tartışmasız olduğunu, bu iki aşama (dolayısıyla ölümü intaç eden sebepler) arasında uygun illiyetten bahsedilemeyeceğini, müvekkilim, kendisine ait olmayan fiilin sonuçlarından sorumlu tutulamayacağını, destek tazminatının koşulları bulunmadığını, ebeveynlerin böyle bir ihtiyacı ve merhumenin de ödeme imkanı ve sorumluluğu olmadığını, talep dayanaksız olmaktan başka fahiş olduğunu, ebeveynlerin bu olaya bağlı tediyeler ve tasarruflar tazminattan indirilmesi gerektiğini, manevi tazminatlar sigorta kapsamında olmadığını, davacıların, aile fertlerinden birini, böylesi bir kazada kaybetmekten dolayı manevi tazminata müstahak olmadıkları söylenmemekle beraber; taleplerindeki aşırılık olduğunu, manevi tazminat zenginleşme aracı olması gerektiğini, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyuları acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutulmalı, T.B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiğini, M.K’nun 4.maddesinde, Kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmemesi’ öngörüldüğünü, bu bağlamda öncelikle olayın müvekkilimle alakalı bölümünün basit bir taksirle yaralama ile sınırlı kaldığı düşünülmeli, ölüm olayının diğer davalılarla alakalı olduğu kabul edilmesi gerektiğini, mahkeme, savunmamızı yerinde görmediği, müvekkilimi merhumenin ölümünden müteselsil sorumlu tuttuğu takdirde; bu kez T.B.K 61 ve 62’nci maddeleri kapsamında bir değerlendirme de gerekli olduğunu, davalıların kusurları, ileride birbirlerine rücu (tahsilat) imkanları ve diğer yönler isabetle takdir edilmesi gerektiğini, dava tümüyle yersiz ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı vekili, sunduğu dava dilekçesinde müvekkillerinin kazadan yaklaşık bir hafta sonra ölenin evine gelerek olayı gördüğümü ve şahitlik yapmak istediklerini, savcılık aşamasında adaleti yanıltarak olaya tanıkmış gibi ifade verdiklerini, daha sonra olayın görgü tanıkları sayesinde ikinci çarpmanın gerçekleştiği ve çarpanın müvekkili olduğumun ortaya çıktığını iddia ettiklerini ancak ileri sürülen asılsız iddiaların kabulü mümkün olmadığını, müvekkillerinin müteveffaya çarptığıma dair açık ve kesin hiçbir delil bulunmadığını, yargılanmamın tek dayanağı gecenin zifiri karanlığında olay mahaline yaklaşk 30 metre uzaklıkta otobüs durağında bulunmakta olan tanık …’ın ifadesinden kaynaklandığını, diğer tanık …’in benim müteveffaya çarptığımı gördüğüne dair bir ifadesi olmadığını, İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu 4562 Sayılı kararında; “Kişinin ölümünün trafik kazası ile husulü mümkün genel beden travması buna bağlı gelişen kafatası etraf kemik kırıkları ile birlikte oluşan beyin kanaması sonucu meydana geldiği; Kişide tespit edilen travmatik değişimlerin lokalizasyonların özellikleri ve ağırlıkları dikkate alındığında adli dosyada kayıtlı özellikleri belirtilen arızaların ilk kaza esnasında husullerinin mümkün olduğu bu çarpma sonucu bir aracın üzerlerinden geçip geçmediği, çarpıp çarpmadığı hususunda değerlendirme yapılamadığı…” tespiti mevcut olduğunu, müteveffaya ilk çarpan aracın hızı yapılan 02/12/2014 tarihli bilirkişi incelemesinde 50 km/hz olarak belirlenmiş ancak benim hızıma ait herhangi bir değerlendirme ve belirleme yapılmamıştır. Benim hız sınırını ihlal ettiğime yönelik bir delil mevcut olmadığını, Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/381 E. Sayılı dosyasının Soruşturma evresinde alınan Bilirkişi (Tespit) Raporunda “ kazanın ilk meydana gelişi yönünden maktul yaya …’ın 2918 sayılı K.Y.T.K’nın md.68/1 ve md.68/2 hükümlerine riayet etmediğinden bahisle ASLİ yönden kusurlu sayılabileceği…. Kanaatine varılmıştır.” bu rapordan da anlaşılacağı üzere benim kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı vekili, sunduğu dava dilekçesinde müteveffanın mezarının açılmasının sorumlusu olarak müvekkillerini gösterdiğini ancak; müteveffa otopsi yapılmadan gömüldüğü için, herhangi bir DNA örneği bulunmadığı için ve olayın aydınlatılmasına yardımcı olması için müteveffanın mezarı açıldığını, eksik inceleme yapılmasında müvekkillerinin herhangi bir kusurum bulunmadığını, Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/381 E. Sayılı dosyası şu an Yargıtay aşamasında olduğunu, Yargıtay incelemesi henüz sona ermediğini, bu nedenle tazminat davası açılması hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen 16 … 90 plakalı araç müvekkil şirket tarafından 27.06.2012/2013 vadeli 297731111 no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, ancak önemle belirtelim ki dava konusu kazanın meydana geliş biçimi yönünden, müvekkil sigortalısı araca atfedilen kusurun kabulü mümkün olmadığını, Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.11.2012 tarih 2013/17-72 E. 2012/1558 K. Sayılı ilamında, sigorta şirketinin ancak sigortalı araç kusuru oranında zarardan sorumlu olacağı açıkça ifade edildiğini, “Sonuç itibariyle; araç işleteni, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceğine göre, işletenin ve dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğuna gidilemeyecektir.”(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.11.2012 tarih 2013/17-72 E. 2012/1558 K. ) Ancak her halükarda müteveffanın müterafik kusurunun değerlendirilmesini talep ettiklerini, önemle belirtmek gerekir ki müteveffa …’a ilk olarak çarpan araç davalı …’in idaresindeki 16 … 90 Plakalı araç olduğunu, bu çarpma sonucu … hayatını kaybetmiştir. Dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olan taraf davalı … olduğunu, müvekkil şirket nezdinde sigortalı olan araç sürücüsü …’tun kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı, mirastan ayrı ve bağımsız bir hak olduğundan; destek iddialarının kanıtlanması gerekmektedir. Müteveffanın davacılara sürekli ve düzenli bir şekilde yardım ettiğinin somut delillerle kanıtlanamamış olması karşısında davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduğunun sayın mahkemenizce tespit edilmesi gerektiğini, dolayısıyla davacının Sosyal Güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, Trafik Sigortası Genel Şartları B.2. Maddesi gereği, müvekkil şirket açısından temerrüt tarihi, hesaplamaya esas tüm belgelerin ulaştırılmasını izleyen 8 iş günü sonra başlayabilir. Dolayısıyla hesaplanması mümkün olmayan bir tazminata ilişkin Trafik Sigortası Genel Şartları B.2. Maddesi gereği temerrüt gerçekleşmeyeceğinden, müvekkil şirketin temerrüdünün ancak hesaplamaya esas tüm belgelerin tarafımıza tebliğ edilmesinden 8 iş günü içerisinde gerçekleşebileceğinin tespitini, bu nedenle temerrüt tarihi olarak aktüerya hesabının tarafımıza iletilmesi tarihinin dikkate alınmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle tarafların kusur oranı ile müteveffanın müterafik kusurunun tespitine, sigortalı araca atfı kabil kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı GENERALI SİGORTA A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili Sigorta Şirketinin kanuni ikametgahı Barbaros Plaza Emirhan Cad. No:113/C Blok Kat:12-13-14 Dikilitaş-Beşiktaş / İSTANBUL olup Müvekkil Şirket aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri olduğunu, yetki yönünden reddi ile dava dosyasının, davaya bakmakla görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, 16 … 90 plakalı araç müvekkil şirkete 18.01.2013/2014 vadeli ve 1008068 numaralı ZMMS (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı olup davacılar tarafından, anılan aracın tarihinde karışmış olduğu kaza nedeni ile Elif burhan’ın ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldığından bahisle maddi tazminat talepli iş bu dava açıldığını, ancak kaza tarihi 17.01.2013 , olup poliçe tanzim tarihi 18.01.2013 tarihinden önce gerçekleştiğinden poliçe teminatları geçerli olmayacağını,öncelikle davanın husumetten reddini talep ettiklerini, davacının talebinin fahiş olduğunu, Kabul etmemekle birlikte aktüer hesaplaması yapılacaksa sicile kayıtlı aktüer tarafından rapor alınması gerektiğini, zira aktüerlerin görev ve sorumlulukları aktüerler yönetmeliği ile düzenlendiğini, davayı kabul etmemekle birlikte dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davacıların murisinin vefatına 16 … 717 plakalı araç neden olduğunu, anılan nedenle ölüm ile kaza arasındaki illiyet bağının saptanması ve kusur durumumlarının net olarak belirlenmesi için adli tıp kurumunun ilgili ihtisas dairesinden detaylı rapor alınması gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; Diğer yandan vefat edenin yasal mirasçıları olmaları sıfatıyla davacılara sosyal güvenlik kurumu tarafından ödeme yapılmış veya gelir bağlanmışsa, davacıya yapılan bu ödemelerin ya da bağlanan gelirlerin rücuya tabi olup olmadığı hakkında ilgili kuruma müzekkere yazılmasına, davacılara bağlanan gelirlerine rücuya tabi olduğunun tespiti halinde ise tazminat tutarından mahsup edilmesi gerekirken bilirkişi tarafından bu yönde herhangi bir tespit yapılmamış olması hatalı olduğunu, ilgili Kuruma müzekkere yazılarak varsa davacılara bu kaza nedeniyle bağlanan gelirlerin yapılan ödemelerin rücuya tabi olup olmadığının sorulmasını talep ettiklerini, davacı tarafın delillerini şirketlerine tebliğ ettirmediklerini, yeni H.M.K. davacının delillerinin de davalı tarafa tebliğini zorunlu kıldığını, davacının delillerinin tarafımıza tebliğine karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle müvekkil Şirket aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/381 Esas sayılı ceza dosyası, hastane evrakları, sağlık raporları, adli tıp raporu, veraset ilamı, trafik kazası tespit tutanağı, görgü tanıklarının ifade tutanakları, … Sicil no, … Tc no’lu Muttevefanın sigortalı olarak çalıştığı ve gelir elde ettiğine dair bilgisayar ortamınan alınmış SGK hizmet döküm belgesi, adli tıp raporu, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek, tarafların kusur oranlarının tespit edilmesi amacıyla rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Adli tıp kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 19/02/2021 tarihli raporunda özetle: Davalı sürücü …’in %15 (Yüzde Onbeş) oranında kusurlu olduğu,Davalı sürücü …’un %15 (Yüzde Onbeş) oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya …’ın%70 (Yüzde Yetmiş) oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Dosya Aktüer bilirkişiye tevdi edilerek, davacıların maddi tazminat taleplerinin (davacılar vekilinin sunacağı beyan dilekçesi de dikkate alınarak) ayrı ayrı hesaplanarak rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Aktüer bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 17/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Kazalının varsayımsal kazancının 874.042,16TL olacağı hesaplandığı, davacı annenin destekten yoksun kalma zararının 170.624,37TL, davacı babanın destekten yoksun kalma zararının 69.178,88 TL olacağı hesaplandığı, müteveffanın %70 oranındaki müterafik kusuru tenzil edildiğinde, davacı annenin talep miktarının 51.187,31TL, davacı babanın talep miktarının 20.753,66TL olacağı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 29/09/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle: Dava dilekçesi ile 500,00 TL Davacı … adına talep edilen maddi tazminat miktarını 50.687,31 TL artırarak 51.187,31 TL olarak, 500,00 TL Davacı … adına talep edilen maddi tazminat miktarını 20.253,66 TL artırarak 20.753,66 TL olmak üzere toplamda 70.940,97 TL artırarak toplam 71.940,97 TL olarak ıslah etmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; 17/01/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat etmesi neticesine dayalı olarak maddi-manevi tazminat talebine ilişkindir. İstanbul ATK tarafından tanzim edilen 19/02/2021 tarihli kusur raporunda özetle; davalı sürücü …’in %15 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’un %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ın%70 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, aktüerya bilirkişisi tarafından tanzim edilen 17/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kazalının varsayımsal kazancının 874.042,16TL olacağı , davacı annenin destekten yoksun kalma zararının 170.624,37TL, davacı babanın destekten yoksun kalma zararının 69.178,88 TL olacağı, müteveffanın %70 oranındaki kusuru tenzil edildiğinde, davacı annenin talep miktarının 51.187,31TL, davacı babanın talep miktarının 20.753,66TL olacağının bildirildiği, ATK ve bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporlarda davaya konu hususlar bilimsel, gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporların mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılmakla birlikte , kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinde kazaya karışan araçlardan davalı …’e ait 16 … 90 plakalı aracın davalı …’da ZMMS sigorta poliçesinin bulunmadığının, kazadan bir gün sonra 18/01/2013 tarihinde ZMMS sigortasının başlatıldığı dikkate alınarak işbu davalı … yönünden davanın reddine, davacı …’ın maddi tazminat taleplerinin kabulüne, buna göre 20.753,66 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden dava tarihi olan 30/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davacı …’ın maddi tazminat taleplerinin kabulüne , buna göre 51.187,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden dava tarihi olan 30/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminat talebi yönünden ise bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda;17/01/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat etmesi neticesine dayalı olarak manevi tazminat talep edildiği, tarafların kusur oranı, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alınarak davacılarda oluşan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın … yönünden REDDİNE,
2-Davacı …’ın maddi tazminat taleplerinin KABULÜNE, buna göre 20.753,66 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden dava tarihi olan 30/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
3-Davacı …’ın maddi tazminat taleplerinin KABULÜNE , buna göre 51.187,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden dava tarihi olan 30/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
4-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE , buna göre 20.000,00 TL manevi tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işbu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE , buna göre 20.000,00 TL manevi tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işbu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
6-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE , buna göre 10.000,00 TL manevi tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işbu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
7- Davacı …’in manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE , buna göre 10.000,00 TL manevi tazminatının davalı …, davalı …, davalı … yönünden kaza tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işbu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
8-Kabul edilen miktarlar üzerinden hesaplanan karar tarihi itibariyle alınması gerekli 9.012,89 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 959,76 TL Peşin harç, 242,29 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.202,05 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.810,84 TL nispi karar ve ilam harcının; davalı …,davalı …,davalı … ve davalı …Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan; başvuru harcı 27,70 TL, bilirkişi gideri 750,00 TL, ATK rapor masrafı 700,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 533,30 TL olmak üzere toplam 2.011,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 753,91 TL yargılama gideri, peşin harç 959,76 TL , Islah harcı 242,29 TL toplamı 1.202,05 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.955,96 TL yargılama giderinin davalı …, davalı …, davalı … ve davalı …Ş.’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 70,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 43,76 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak işbu davalıya verilmesine,
11-Davalı … tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 67,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 41,88 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak işbu davalıya verilmesine,
12-Davacılar vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden; AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 10.152,33 TL nispi vekalet ücretinin davalı …, davalı …, davalı … ve davalı …Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacılar vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden; AAÜT’ye 13/1 Maddesine göre belirlenen 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …, davalı … ve davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
14-Davalı …, davalı …, davalı … davada kendilerini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden ,AAÜT 13 ve 10/2. Maddesine göre belirlenen 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalı …, davalı … ve davalı …’e verilmesine,
15-Davalı …Ş.’nin davada kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak işbu davalıya verilmesine,
16-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacılar vekilinin, davalı … vekilinin, bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.