Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1591 E. 2020/682 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/1591 Esas – 2020/682
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/1591
KARAR NO : 2020/682

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- … –
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2- … –
3- …. …. SİGORTA A.Ş – Levent, Talatpaşa Cd.1/A 34330 Beşiktaş/İSTANBUL

DAVA İHBAR OLUNAN : 1- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN : 2- ….. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 3- ….. ANONİM A Ş –

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/12/2015
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin mülkiyeti davalılardan …’a ait davalılardan …’in sevk ve idaresindeki 16 YC … plakalı araç ile 02/06/2013 tarihinde Bursa istikametinden Çanakkale istikametine giderken Bandırma Çanakkale karayolunun 11. kmsinde araç sürücüsünün tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanması nedeniyle meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, meydana gelen kaza ile ilgili olarak Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/2938 nolu dosyası ile yapılan soruşturma sonrasında davalılardan … hakkında Bandırma 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/486 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin tedavisine kazadan sonra Bursa Çekirge Devlet Hastanesinde başlandığını, kaza nedeniyle müvekkilinin çok büyük acılar çektiğini ve aile düzeninin alt üst olduğunu, kaza sonrasında yaklaşık 3 ay kadar evinde hiçbir iş yapamadan yatmak zorunda kaldığını, halen daha evde işlerini tek başına yapamamakta yakınlarının yardımına muhtaç durumda bulunduğunu, olay nedeniyle müvekkilinin psikolojisinin de bozulduğunu, kazadan sonra ne araç maliki ne de kazaya sebebiyet veren sürücü müvekkili ile hiçbir şekilde ilgilenmediğini, kaza yapan aracın ticari araç olup ZMMS poliçesi kapsamında ….. Kredi Sigorta A.Ş.’den sigortalı olduğunu, alacağın neticesiz kalmaması için davalılardan … ve …’ın uyap ortamından mal varlığının sorgulanarak üzerine tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 Tl maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen, 50.000 Tl manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde temel etkenin aniden bastıran şiddetli yağış olduğunu, yağış nedeniyle hem görüş mesafesinin azaldığını, hem de zeminin oldukça nemli ve kaygan bir hal aldığını, müvekkilinin ve tanıkların beyanına göre kaza tarihinde zeminin mucur ile kaplı olup, kazanın meydana gelmesine bir diğer sebebin de zeminin durumu olduğunu, ayrıca kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere ilgili yolda oto korkuluk, ışıklı sesli işaret, trafik işaret levhası ve aydınlatmanın bulunmadığını, davacı tarafın maddi tazminat kalemlerini somutlaştırmak ve belgelendirmek durumunda olduğunu, davanın sosyal güvenlik kurumu başkanlığına ihbarı gerektiğini, davacının talepleri yönünden muhatap, davalı yapı ve kredi sigorta a.ş olduğunu, tüm bunların yanı sıra müvekkilinin ve oğlu …’ın kaza sonrasında kazazedeler ile ilgilendiğini, elinden geldiğince kendilerine maddi manevi destek vermeye çalıştıklarını, müvekkilinin sadece aracın sahibi sıfatını haiz olduğu ve meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığının da gözetildiğinde manevi tazminat ile sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olacağının aşikar olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalılar tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bandırma 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/486 esas sayılı dosyası, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi tedavi evrakları, sigorta poliçesi, trafik kazası tespit tutanağı, ruhsat fotokopisi, ATK raporu, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek, tarafların kusur oranlarının tespiti açısından rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle: Kaza tespit tutanağı krokisine göre, olay mahallinde yolun 7 metre genişliğinde olduğu,yolun tek yönlü-bölünmüş olduğu,zeminin ıslak olduğu,otobüsün sağ taraftan yoldan çıkıp 65 metre sürüklendiği anlaşıldığı, kaza tespit tutanağının işaretlenmiş/kodlanmış 1. Sayfasının ve 2.sayfasının dosya içerisinde mevcut olmadığı anlaşıldığı, kaza tespit tutanağında; otobüs içerisinde bulunan yolculardan alınan beyanlarda kazaya sebebiyet verebilecek ne bir araç nede bir cisim olmadığı, sürücünün de yolcular gibi uyuklama halinin hasıl olduğu yapılan araştırmalardan anlaşıldığı belirtildiğini, dosya içerisinde bulunan Bandırma 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/486 Esas sayılı numaralı dosyanın davaya konu olayla bir ilgisinin olmadığı anlaşıldığını, kazaya karışan sürücünün dosya içerisinde herhangi bir beyanı bulunmadığını, tüm dosya kapsamı,dilekçeler,kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; aşağıdaki kanaate varıldığını, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otobüs ile zeminin durumunu dikkate almadan seyretmesi neticesi sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ taraftan yoldan çıkıp sağ tarafının üzerinde devrilip sürüklendiği olayda asli derecede kusurlu olduğu, davalı sürücü …’in % 100 ( yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu Başkanlığı tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle: Mustafa kızı, 1947 doğumlu …’in 02/06/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle maluliyet sorulmakla birlikte dosya kapsamında olay tarihli tıbbi evrakların bulunduğu, fakat dava dosyası içerisinde olay tarihinden sonra kişinin son durumunu gösterir herhangi bir tıbbi belge ve grafi (Kurumumuzun 15/05/2017 tarih-8730 karar nolu, 19/02/2018 tarih-3602 karar nolu ve 04/05/2018 tarih-4070 karar nolu müzekkerelerinde istenilen muayene ve grafiler) bulunmadığı, bu nedenle dava konusu yaralanmaya bağlı sekel durumunun bilinemediği mütalaa edilmiştir.
Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek, tarafların kusur oranlarının tespiti açısından rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından mahkememize sunulan 22/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacı Gülizar Çelik’in kusursuz olduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın maluliyet raporuna karşı yapmış oldukları itirazları kapsamında dosya ATK’ya gönderilerek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından mahkememize sunulan 25/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Mustafa kızı, 1947 doğumlu, …’in 02/06/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: 1. İyileşme süresinin olay tarihi olan 02/06/2013 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, 2. İyileşme süresi sonunda başlamak üzere, posterior stabilizasyon materyalinin çıkarıldığı 13/02/2018 tarihine kadar; Gr1 X (2………33) A % 37, E cetveline göre %46.2 (yüzdekırkaltınoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 3. 13/02/2018 tarihinden itibaren ise; Gr1 X (1Aa……….22) A % 26 E cetveline göre %33.2 (yüzdeotuzüçnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı mütalaa edilmiştir.
Davalı tarafın maluliyet raporuna karşı yapmış oldukları itirazları kapsamında dosya ATK’ya gönderilerek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından mahkememize sunulan 24/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava dosyası içerisinde mevcut tüm tıbbi belgelerin ve grafilerin tetkikinde; dava konusu olaydan önce 2009 tarihinde kişide tespit edilen L3-L4 vertebra listezisi nedeniyle L1-L5 vertebra arasına posterior enstrumantasyon ameliyatı uygulandığının anlaşıldığı, dava konusu trafik kazası sonrasında ise T12 vertebra kompresyon kırığı nedeniyle 03/02/2014 tarihinde daha önce var olan posterior anstrumantasyon materyali uzatılarak T11-L5 vertebra arasına enstrumantasyon uzatma ameliyatı uygulandığı, dolayısıyla Bursa Çekirge Devlet Hastanesinin 14/06/2013 tarihli epikriz raporunda belirtilen yeni kompresyon kırığının ve sonrasında yapılan posterior enstrumantasyon uzatma ameliyatının dava konusu olayla illiyet bağı olduğu kanaati oluştuğu cihetiyle; Kurulumuzun 13/03/2019 tarih ve 4678 karar nolu mütalaasına eklenecek ve değiştirilecek bir husus bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin 27/02/2020 tarihli duruşmada maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini, manevi tazminat yönünden yargılamaya devam edilmesini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’ nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacı vekilin feragat beyanının, yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan maddi tazminat talebi yönünden davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan davacının manevi tazminat talebi yönünden bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu, davacının ise yolcu olduğu 16 YC … plakalı araçta sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın devrilmesi ile davacıda oluşan maluliyete dayalı manevi tazminat talep edildiği anlaşılmakla, düzenlenen kaza tespit tutanağı, Bursa 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012015/625 Esas sayılı dosyası ve ATK Trafik İhtisas Dairesinin 22/01/2019 tarihli bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile, davalı sürücünün sevk ve idare hatası sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek kazanın meydana geldiği ve davacının yolcu olduğundan olayın gerçekleşmesinde davalı tarafın %100 kusurlu olduğu, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, kaza ile davacının maluliyeti arasında illiyet bağının olduğuna dair ATK 2. İhtisas Kurulunun 16/03/2020 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek ve maluliyet varlığı ve oranı değerlendirilerek davacıda oluşan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla 30.000 TL manevi tazminat’ ın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek manevi tazminat talebinin davalılar sürücü ve işleten yönünden kaza tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiğinden faiz işletilerek davanın kısmen kabulune dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının maddi tazminat talebi yönünden; feragat sebebiyle reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 30.000 Tl manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.049,30 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 171,63 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.877,67 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ATK rapor masrafı 629,00 TL, dosya fotokopi masrafı 135,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 1.121,25 TL olmak üzere toplam 1.885,25 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 1.125,52 TL yargılama gideri ve 171,63 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.297,15 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 100,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 40,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacının vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’ye 13/1 Maddesine göre belirlenen 4500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … vekil ile temsil edildiği anlaşılmakla maddi tazminatın reddedilen kısmı yönünden A.A.Ü.T 13/2. Maddesine göre 250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı …’ ın vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminatın reddi yönünden AAÜT’ye 13 ve 10. Maddesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin, Davalı … Vekili Av. …, İhbar Olunan Halk Sigorta Vekili Av. …., İhbar olunan SGK vekili Av. …’ın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/11/2020

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.