Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/555 E. 2020/661 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/555 Esas – 2020/661
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/555 Esas
KARAR NO : 2020/661

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ….. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2-
3-
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/12/2012
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı …’in ruhsatta diğer davalı İbrahim Cumursel’e ait olan 16 JF … plakalı araçla Bursa istikametinden Mudanya istikametine doğru giderken karşıya geçmek amacıyla yol kenarında bekleyen davacıya çarptığını, çarpma neticesinde yol kenarına savrulduğunu, davalının olay yerinden kaçarak davacıyı bıraktığını, kazanın davalının kusuru neticesinde meydana geldiğini, davacının kazanın oluşmasında kusurunun mevcut olmadığını, davalının 2918 Sayılı KTK M. 52/1-b bendindeki ” Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” kuralını ihlal ettiğini, kazanın olduğu 05/06/2010 tarihinde kaza saatlerinde havanın yağışlı, yolların kaygan vaziyette olduğunu davalının kullandığı aracın ise 1987 model Tofaş- Fiat 131 Şahin Model / tipli araç olduğunu davalının kullandığı aracın teknik özelliklerine ve zayıflığına, havanın yağışlı, zeminin kaygan ve görüş mesafesinin kısıtlı olmasına, bakmaksızın aracı süratli kullandığını ve aracını kontrolünü kaybettiğini, davalının bu kusuru yüzünden sapa sağlam insan olan ve kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilen, yalnız başına hayatına idame ettirebilen davacının yatalak duruma geldiğini,şimdi ise kendi başına yemek yiyemediğini, tuvalet ve banyo ihtiyacını göremediğini, hiç bir işini kendi başına göremediğini davalının sürekli bir bakıcının yardım ve gözetimine muhtaç kaldığını, davacının Bursa Medica Park Hastanesinde tedavi gördüğünü bu tedaviden sonuç alamadığını, Almanya da tedavisine devam ettiğini Türkiye de 1 kez Almanya da 13 kez olmak üzere toplam 14 ameliyat geçirdiğini, 14 Ameliyata rağmen eski sağlığına kavuşamadığını ve yatalak vaziyette kaldığını , vücudundaki yara ve çöküntü izlerinin hala mevcut olduğunu Adli Tıp Kurumunun verdiği rapora göre davacının sağ kalça, sağ diz, ve ayak bileğinde ağrılı hassasiyet mevcut olduğu, çekilen röntgenogramlarda sağ femur başı kırığı tespit edildiğini hastanın ortapedi servisine interne edimlediğini parçalı kırıkların izlendiği mevcut lezyonlara neden olan yaralanmanın Basit Bir Tıbbi Müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır ( 4 ) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, maksimum bükülme kapasitesinin 30 derece olduğuna yönelik 14/05/2012 tarihli rapor verildiğini, kazanın davacının duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olduğu adli tıp kurumu raporu ile sabit olduğunu, davacının çocuklarının tüm gün evde kalıp davacıya bakabilme olanakları bulunmadığından davacıya yardımcı olmak üzere bir hasta bakıcı tutulması zorunluluğu ortaya çıkacağını, davacı ile sürekli ilgilenebilmesi için gece, gündüz davacının evinde ikamet eden bir hasta bakıcı tutulduğunu, şu anda davacının bakımının kendisi ile aynı evde yaşayan kızı ve bakıcısı tarafından yapıldığını, bakım, bakıcı masrafları, tedavi giderleri, tekerlekli sandalye ve hasta yatağı giderleri ve diğer maddi tazminat kapsamındaki giderlerine karşılık şimdilik 1.000,00.-TL maddi tazminat ile, kaza sonrası kalça kısmında kırıklar meydana gelen, bu kırıkların yaşam fonksiyonlarını ağır derecede etkilediği sabit olan davacının uzun süre tedavi görmüş ve tam 14 kez ameliyat olduğunu 14 kez bıçak altına yatmanın yarattığı acı, ızdırap ve psikolojinin düşünülemez olduğunu, davacının yaşadığı derin manevi acıların bir nebze olsun giderilebilmesi için 50.000,00.-TL manevi tazminat talep ederek özetle; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile 1.000,00.-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ve 50.000,00.-TL manevi tazminatın davalılar … ve İbrahim Cumursel’den olay tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Güneş Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Kazaya karışan 16 JF … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu Mali Mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumlu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oraında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu poliçe teminat limitinin, azami teminat miktarı olup her halükarda ödenecek bir meblağ olmadığını, davacının dava konusu olayla ilgili olarak dava öncesinde müvekkili sigorta şirketine yeterli evraklarla müracaatı olmadığından bu yolda bir ödeme de yapılamadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi, davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize, ve vekalet ücretine hükmolunmamasını, malüliyet durumunun belirlenebilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesine gönderilmesini talep ettiklerini, haksız fiillerden mütevellit tazminat taleplerine, temerrütten itibaren yasal faiz talep edilebileceğinden ; davacı tarafın ticari faiz talebinin hatalı olduğunu, davacının tedaviye ilişkin talebinin muhatabının artık SGK olduğunu müvekkili şirket yönünden açılan davanın reddi gerekeceğini, manevi tazminat taleplerinin ise Karayolları Trafik Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartları’na görede manevi tazminat taleplerinin Mecburi Mali Mesuliyet Sigortası Pıoliçesi teminatının dışında kaldığını, yaralanan ve maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının araçta takılması zorunlu olan Emniye Kemerini takıp takmadığının dolayısı ile müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının mahkemece tespiti gerektiğini , davacının kazayı yaşadığı sırada içersinde bulunduğu araçta hangi amaçla bulunduğu ve bu taşımanın esasen hatır taşımasına binaen mi yapıldığı hususunun da tespit edilmediği gerekliliği ve hatır taşımasının tespiti halinde bu hususun tazminat belirlenmesinde ciddi ve makul bir indirim sebebi olduğu Yargıtay ‘ ın uygulamalarında sabit hale geldiğini bir hukuki gerçeklilik olmakla mahkemece bu hususun tespiti ve takdiri gerektiğini belirterek özetle ; haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İbrahim Cumursel cevap dilekçesinde özetle:1.000,00.-TL Maddi tazminat ve 50.000,00.-TL manevi tazminat talebini kabul etmediğini, kazayı yapanın kendisinin olmadığını, taşıdı sattığını … ‘ in araç sahibi olduğunu ,taşıtın borcu olduğu için de Noterlik Satışını veremediğini dolayısı ile bu olayda kendisinin suçsuz olduğunu belirterek suçsuz olduğu için manevi tazmninatı ödememesi için karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, ceza dosyası, tedavi evrakları, Kaza tespit tutanağı, ATK raporu, tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporu, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dosyanın Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/485, 2013/388 E/K sayılı görevsizlik kararları ile mahkememize gönderildiği görüldü.
Dava, davacının trafik kazası nedeniyle kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın sürücüsü ve ZMMM sigorta şirketinden maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce kazanın meydana gelişinde kusur oranının tespiti yönünden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Alınan 07/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda; bu olayda davalı taraf sürücüsü …, sevk ve idaresindeki araç ile yağışlı hava ve kaygan zeminde seyrederken aracının hızını, hava ve aracının teknik özelliğine göre ayarlamadığından % 100 oranında kusurlu olduğu, yaya Keziban Ateş, karşıdan karşıya geçmek için kurallara uygun bir şekilde bankette bekleme yaptığından Kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Bursa Adli Tıp Kurumu’ na yazı yazılarak dosyadaki mevcut tedavi evrakları ile evvelce Bursa Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilen 22/11/2011 tarih 2011/14238 esas sayılı rapor doğrultusunda kesin raporun düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan Bursa Adli Tıp Kurumu’nun 23/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda; şahıs hakkında istenen hususlar doğrultusunda görüş bildirilmesi için, konunun çalışma alanı olan İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulundan görüş alınmasının uygun olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce; dosyanın İstanbul Adlı Tıp Kurumu 2. İhtisas Kuruluna gönderilerek davacının kesin maluliyet raporun aldırılmasına karar verilmiştir.
Alınan 16/03/2016 tarihli ATK raporunda; Tıbbi belgelerde ve adli dosyada kayıtlı bilgilerde İnsülin Bağımlısı Diabetes Mellitus tip 2 ve Hipertansiyon hastası olduğu, 05/06/2010 tarihinde araç dışı trafik kazası geçirdiği, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı, sağ femur intertrokanterik parçalı kırığı tanısı 09.06.2010′ da skopi altında kapalı redüksiyon + eksternal fıksatör ile internal fıksasyon uygulandığı, Hepatit C’li olduğu, Almanyada 02.09.2010 tarihinden 17.12.2010 tarihine kadar “….. Kardeşler” Hastanesinde tedavilerine devam edildiği, yara yerinde ve protezde oluşan problemlerden dolayı müteaddit defa ameliyat edildiği, 13.07.2010 tarihinde Neuperlach hastanesinde eksternal fıksatör çıkartılması, 2 hafta sonra da 29.07.2010’da sağ kalça TEP inplantasyonu yapıldığı, geçirilmiş sağ akciğerin total atelektazisi ile birlikte respiratuvar yetmezlik, Subileus, post operatif akut kanamaya bağlı anemi, psödomembranöz kolit, ESBL’nin karantina tedavisi teşhisleri olduğu, tedavi bölümünde; 22.08.2010 tarihinde sağ kalçada enfekte olan bir hematomun çıkartılması, 02.09.2010 tarihinde sağ kalçada enfekte olan bir hematomun çıkartılması, sağ kalça total endoprotezinin (TEP) eksplante edilmesi ve 23.09.2010 tarihinde sol kalçada epifasyol seromun (psödokist) çıkartılması, yaranın revize edilmesi, yıkanması, debride edilmesi ve sağ kalçaya 16.10.2010 tarihinde drenaj yerleştirilmesi, 30.10.2010 tarihinde yara yıkama, drenaj yerleştirme, yara revizyonu, sağ toraks drenajı yerleştirilmesi 30.10.2010, 18.11.2010 tarihinde sağ kalça ekleminin yeniden revize edilmesi, ossifıke alanların geniş çaplı rezeksiyonu ve implantasyon (14 ebattaki çimento kaplamalı Wagner gövde ve geçici çimento) uygulandığı, tedavinin devamında sorunsuz seyir ile önerilerle 17.12.2010 tarihinde taburcu edildiği, Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 23/09/2014 tarih ve 2014/10867 sayılı raporunda; “şubemizde yapılan muayenesinde; sağ kalça dış yandan başlayıp uyluk dış yana uzanan 20 cm boyutunda düzgün sınırlı iyileşmiş yara alanı, sol gluteus her iki kadranda 8×3 cm genişliğinde çöküntü alanı izlendiği” kayıtlı olduğu, 24.12.2015 ila 12.01.2016 tarihleri arasında Werra-Meissner Gmbh Geriatri Kliniğinde “akut ishal ile birlikte genel durumunun kötüleşmesi ile yatırıldığı, genel durumu kötü olduğu, takiplerinde genel beyin atrofisi değişikliklerinin artış gösterdiği, çoklu eski beyin enfarktüsü, sol taraflı arka sınır bölgesinde taze beyin enfarktüsü mevcut olduğu, oral beslenemediği, evde bakım hastası olarak haliyle 12.01.2016 tarihinde taburcu edildiği, 17.01.2016 da evinde öldüğü, otopsi yapıldığına dair kayda rastlanmadığı, her ne kadar zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskopik, histopatolojik ve toksikolojik araştırma yapılmamış olmakla birlikte adli tahkikat dosyasında kayıtlı bilgiler, olayın gelişimi, tıbbi belgeler birlikte değerlendirildiğinde kişinin ölümünün kronik hastalıklarına (Hipertansiyon, diyabet, serebrovasküler hastalık) bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu, Kişinin 05.06.2010 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesinde meydana gelen yaralanması ile evinde 17.01.2016 tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Müteveffanının trafik kazası nedeniyle maluliyet oranının belirlenmesi yönünden ATK 3.ihtisas kurumundan yeniden rapor alınması için yazı yazılmasına karar verilmiştir.
Alınan 10/05/2017 tarihli ATK raporunda; Dosya kapsamında kişinin maluliyetini değerlendirebilecek klinik muayene bulgusu olmadığı, kişi vefat etmiş olduğundan Kurulumuzda muayene edilemediği ancak kişiye dava konusu kazadan sonra sağ kalça total endoprotezi uygulanmış olduğu bildirildiğinden bu protez nedeniyle; Mevcut belgelere göre Halil İbrahim ve Şahse kızı 10.08.1938 doğumlu Kezban Ateş’in 05.06.2010 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII(11Bbba….40)A %44 E cetveline göre: %54,0 (yüzdeellidörtvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, Dava konusu kaza nedeniyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının tespiti ve talep olunan tazminatın sigorta poliçesi kapsamında kalıp kalmadığının, davacının bakım ihtiyacı içerisinde olup olmadığı, ihtiyaç halinde ise süresinin tespiti yönünden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, aktüerya uzmanı ile sigorta uzmanı bilirkişinin mahkemece resen seçilmesine karar verilmiştir.
Alınan 20/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; delillerin takdiri ve yorumu Mahkememize ait olmak üzere, davacı zararının 27.859,53 TL hesaplandığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Dosyanın önceki raporu veren Aktüerya bilirkişisinin yanına Ortopedi uzmanı bilirkişi de eklenerek yeniden rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 17/09/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacının geçirmiş olduğu kaza trafik kazası nedeniyle iş göremezlik zararının 27.859,53 TL, tedavi giderinin 14.150,00 TL olmak üzere toplam maddi zararının 42.009,53 TL hesaplandığı bildirilmiştir.
Mahkememizce; Önceki bilirkişi heyetine Sigorta alanında uzman bilirkişi eklenerek tarafların iddia ve savunmaları, davacı vekilinin 12/10/2018 havale tarihli dilekçesi, davalı Güneş Sigorta vekilinin 06/11/2018 tarihli dilekçeleri de dikkate alınmak suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Aynı kaza nedeniyle Alman Sigorta Kasası AOK …. DİE GESUNDHEİTSKASSE tarafından açılan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/294 Esas 2018/362 Karar sayılı dosya nedeniyle poliçe limitinin (150.000,00-TL) 63.347,27-Euro hesabı ile ödeme yapılarak tüketildiği kabulü doğrultusunda (kararla ilgili icra emri örneği, kapak hesabı veya icra dosyasının temini Mahkememiz takdirlerine bırakılarak), Güneş Sigorta tarafından düzenlenen 48912036 nolu ZMMS poliçesi teminatları dahilinde 150.000,00-TL ile sınırlı tedavi teminat limiti belirlendiğinden, bakıcı giderleri de tedavi giderleri kaleminden sayıldığından, Güneş Sigorta Şirketinin bakıcı / tedavi gideri kapsamında sorumluluğunun kalmadığı, daha önceki bilirkişi raporlarında hesaplanan 27.859,53-TL işgöremezlik maddi zarar talebinin Güneş Sigorta tarafından düzenlenen 48912036 nolu ZMMS poliçesi teminatları dahilinde bulunduğu, Güneş Sigorta’nın sorumlu olduğu tutarın diğer şahıs davalılar ile birlikte teselsül hükümlerine tabi olduğu, sigorta şirketinin sorumlu bulunmadığı tedavi giderleri ve manevi tazminatın şahıs davalılardan talep edilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 03/02/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi sunduğu, davalılara tebliğ edildiği görüldü.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden; 05/06/2010 tarihinde 16 JF … plakalı sürücü …’in seyir halinde iken yaya olarak yolun karşısına geçmeye çalışan davacıya çarpmış olduğu, kaza neticesinde davacının yaralandığı, alınan kusur raporu sonucunda davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu bulunduğu, maluliyet oranının hesaplanması için İstanbul ATK’dan alınan raporda; E cetveline göre: %54,0 (yüzdeellidörtvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu bildirilmiştir. Alınan aktüer raporuna göre Davalı sürücünün %100 kusur oranı uygulanarak iş göremezlik tazminatının 27.859,53 TL, tedavi giderlerinin 14.150,00 TL tazminat hesaplanmasına dair raporların gerekçeli denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davacının maddi tazminat yönünden talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminat talebi yönünden değerledirildiğinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumları, olayın meydana gelmesindeki etkileri, olay sonrası çekilen acı ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak, 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …. ….’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacıların iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ ile 27.859,53 TL tazminatın davalılar … ve İbrahim Cumursel yönünden kaza tarihi olan 05/06/2010 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 29/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
2-Davacıların tedavi gideri talebinin KABULÜ ile 14.150,00 TL’nin kaza tarihi olan 05/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve .. ………’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacıların manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve ….. … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar yasası gereği alınması gereken 4.235,87-TL harçtan peşin alınan 891,00-TL+140,07 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.204,80-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
5-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 3.349,90-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 2.257,65-TL ile peşin alınan 891,00-TL+140,07 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat yönünden; Davacı yararına ölçümlenen 6.261,24 -TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; Davacı yararına ölçümlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve İbrahim Cumursel’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
8-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/11/2020

Katip 157032
¸E-imzalıdır.

Hakim 151390
¸E-imzalıdır.

Davacı gideri ;
1.100,00 TL bilirkişi gideri,
1.024,50 TL ATK rapor gideri,
1.225,40 TL tebligat posta gideri
3.349,90 TL toplam gider

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 157032
¸E-imzalıdır.