Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/225 E. 2021/56 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/225 Esas
KARAR NO : 2021/56

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C.N…. – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 22/02/2012
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı dava konusu 30/05/2010 tanzim tarihli, 30/07/2010 vade tarihli, 20.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak davacı hakkında Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2012/… dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacının her ne kadar bu senetten dolayı borçlu olmadığını haciz sonrasında beyan etmiş ise de hacze mani olamadığını ve muhafazaya engel olabilmek için 16/02/2012 tarihinde henüz takip ihtiyati haciz aşamasında iken 5.000 TL de para yatırmak zorunda kaldığını, takibe konu senedin davacı ile davalı arasında cereyan eden hukuki bir olay sonucu davalıda kaldığını, davacının Mudanya Güzelyalı’da bir dükkanı bulunduğunu, dükkanın aylık 500,00 Tl kira ile oturan kiracısının davalı olduğunu, davacı dükkanını ihtiyacı nedeniyle satacağını beyan etmesi üzerine davalı başkası alacağına ben alayım diye ricada bulunduğunu ve 60.000 TL üzerinden satışta anlaştıklarını, bu satışın 20.000 TL’si peşin, bakiye 40.000 TL’sinin de peyder pey yine elden ödenip bakiye 40.000 TL tamamlandığında tapuda devir teslim yapılması konusunda anlaştıklarını, ayrıca davalının gücü yetmeyip de parayı peşinattan sonraki 40.000 TL’lik bakiyeyi en son altı ay içinde tamamlayamaması halinde davacıya aldığı paraları geri ödemek kaydı ile cayma hakkı verildiğini, anlaşmanın 28/05/2010 tarihinde peşinat olan 20.000 TLnin davacıya ödenmesi ile başladığını ve davacının iyi niyetli davranarak cayma olması halinde dava konusu 30/05/2010 tanzim tarihli senedi imzalayıp verdiğini, davalı kirada oturduğu davacıya ait dükkanı haricen satın aldım diyerekten kira bedellerini de ödememeye başladığını, bu yüzden verilen 6 aylık süre de geçtiğinden dolayı davacı davalıya sözlü satış şartlarını hatırlatarak aldığı paraları da kaydettiği not defterinden göstererek mağduriyetini izah ettiğini, caymayı teklif ettiğini, davalının mali ekonomik durumu iyi olmadığı için icra dosyasına yatırılacak olan senet bedelinin davalıya ödenmemesi için işbu davanın sonuçlanıp kararın kesinleşmesine kadar teminat karşılığında tedbirin de konulmasını, tedbir kararı verilirken davalı avukatına makbuz karşılığı ödenen 5.000 TLnin düşülerek miktar belirlenmesini ve bu suretle icra dosyasına ya da mahkeme veznesine yatırılan paranın davalıya ödenmesinin tedbiren engellenmesine ve tedbirin bildirilmesine karar verilmesini, bu nedenlerle Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı dosya içerisinde 30/05/2010 tanzim tarihli ve 30/07/2010 vade tarihli, 20.000 TL bedelli borçluya ait senedin hukuken karşılığının olmaması ve güveni kötüye kullanıldığının tespiti ile işbu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Tarafların aralarında şifahen gayrimenkul satımına ilişkin anlaştıklarını, bu anlaşmaya binaen 20.000 Tl müvekkili tarafından davacıya verildiğini, müvekkilinin verdiği paraya karşılık olarak davacı yanca söz konusu icra takibinin dayanağını oluşturan söz konusu senedin verildiğini, daha sonra tarafların aralarında ne gayrimenkul satış vaadi ne de satış yaptıklarını, karşı tarafın da aldığı parayı iade etmediğini, ikazda bulunulmasına rağmen hiçbir ödeme yapmadıklarını, müvekkili tarafından senedi takibe koyma zorunluluğu doğduğunu, kira sözleşmesine konu dükkanın müvekkilinin akrabasına devredildiğinin doğru olduğunu, bu esnada 3.000 TL için müvekkilinin davacıya senet verdiğini, bu hususların söz konusu devrin şuan menfi tespit davası ile ilgisinin olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa CBS 2012/… sayılı dosyası, Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı icra takip senet aslı, tapu kayıtları, ödemeler ilişkin makbuzlar, tanık beyanları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, hukuki niteliği itibariyle senetten dolayı borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.
Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … hakkında 30.07.2010 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli senetten dolayı,20.000,00 TL asıl alacak 9.143,33 TL işlemiş faiz59,25 TL ihtiyati haciz masrafı,220,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 29.422,58 TL’nin tahsili için icra takibi yapıldığı ve takibin derdest olduğu ancak Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/… esas-2012/…. karar sayılı kararıyla icra takibindeki işlemiş faizin 4.356,48 TL’lik kısmının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Bursa 10.İcra Müdürlüğü’nün 2012/…. esas sayılı dosyasının incelenmesinde;alacaklı … tarafından,borçlu … aleyhine başlatılan 3.000,00.-TL asıl alacak,8,88.-TL vadelerden itibaren değişen oranlarda işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 3.008,88.-TL alacağın tahsili için icra takibine başlanıldığı,takibin derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderilerek aldırılan 13/02/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda;inceleme konusu 20/06/2010 kira başlangıç tarihli kira sözleşmesi’nin özel madde bölümünde yer alan yazılar ile alt bölümde bulunan şahit ve kiraya veren bölümünde yer alan yazı ve imzaların aynı özellikte kalemle yazılmış olduklarını,inceleme konusu 20/06/2010 kira başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından,sorulan hususlar hakkında zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediğini,incelemesi biten inceleme konusu kira sözleşmesinin ve iki adet dosyanın ilgili uzman ve raportör huzurunda torbaya konularak mühürlendiğini ve geri gönderildiğini bildirir,müşterek açma kapama tutanağını içeren kanaat raporu olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı dosyasında takibe konulan 20.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup,senet alacaklının elinde olduğuna göre senet bedelini ödediğini veya senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı davasını ıspatlamak zorundadır.Davacının senet bedelini ödediğine dair tek yazılı delili 20.06.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesidir.Bu kira sözleşmesi iki nüsha olarak düzenlenmiş olup bir nüshası davacıda,bir nüshasıda davalıdadır.Bu sözleşmedeki imzaların aidiyeti hususunda ihtilaf yoktur.Ancak davacıda kalan kira sözleşmesi nüshasının özel madde bölümünde ” 30.05.2010 tanzim tarihli 20.07.2010 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli senetten dolayı mal sahibi …’den hiçbir alacağım yoktur.Senet yanımda yok eve gittiğimde iptal edeceğim” şeklinde yazılıdır,bu şerh davalıdaki surette yoktur.Davalı bu şerhin kira sözleşmesini imzaladıktan sonra bilgisi dışında davacı tarafından sonradan yazıldığını savunmuştur.Kira sözleşmesi üzerinde inceleme yapan Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda,yazıların yaşını tayin etmenin mümkün olmadığı,bu nedenle sözleşmedeki imzanın mı yoksa özel kısımdaki yazıların mı önce yazıldığını tesbit edemediklerini,kira sözleşmesindeki şahit,kiraya veren ve özel madde bölümündeki yazıların aynı kalemle yazıldığı,kiracı yazısının ve altındaki imzanın ise farklı bir kalemle yazıldığı bildirildiğinden ve bu tesbit ve davalıda kalan sözleşme nüshasında özel madde bölümünün boş olması,davalının davacıda kalan kira sözleşmesi nüshasındaki özel madde kısmının sonradan doldurulduğu iddiasını doğruladığından,davalının savunmasına itibar edilmiş,davacı davalıya senet borcunu ödediğini ispat edemediğinden davacının davasının reddine,davacının davasında kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. HD’nin 17/03/2014 tarih ve 2013/7437-2014/5138 E/ K sayılı kararı ile; “Davacı, iddiasını ispat yönünden 20.06.2010 kira başlangıç tarihli kira sözleşmesini ibraz etmiş, bu sözleşmenin özel madde başlıklı kısmında ”30.05.2010 tanzim tarihli 20.07.2010 vade tarihli 20.000 TL bedelli senetten dolayı mal sahibi …’den hiçbir alacağım yoktur. Senet yanımda yok. Eve gittiğimde iptal edeceğim” ibareleri yazmaktadır. Ayrıca bu sözleşmede davacı vekilinin delil listesinde şahit olarak dinlenmesini istediği …’ın da şahit olarak ismi ve imzası bulunmaktadır. Davalı ise, aynı kira başlangıç tarihli bir başka kira sözleşmesi ibraz etmiş bunda ise davacı yanca ibraz edilen sözleşmedeki yazılar yoktur. Bu durumda iddia ve savunma keza tarafların ibraz ettikleri kira kontratları gözetilerek açıklanan farklılıklar dikkate alındığında bunların birbirinin sureti olmadığı kabul edilip gerektiğinde davacı yanın ibraz ettiği sözleşmede ismi bulunan …’ın ve dükkanın tapudan satışı yapılan davalının akrabası olduğu belirtilen kişinin de tanık olarak dinlenip tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davalı tanığı …’in dinlenmesi için Uluslar arası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla talimat yazılmış olup, davalı tanığı 10/08/2020 tarihli duruşmada hazır edilerek beyanları alınmıştır.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanlarında özetle: “Ben Mudanya Güzelyalı’da ayakkabı ticareti yapan dükkanı yaklaşıl 2010- 2011 tarihleriydi satın aldım, bu dükkanın içinde önceden davalı … işletiyordu, kiracıydı, ben bu dükkanın satın alınmasında davacı … hanımla anlaştım, ben 60.000 TL bir bedelle anlaştım, tapuda anlaştım, tapu dairesinde bedel verildi mi diye soruldu bende bedelin verildiğini söyledim, parayı nakit olarak davacı … hanımına elden verip Aysun Hanım tarafından bu paranın sahte olup olmadığının tespiti kapsamında İş Bankası’na kendi hesabına yatırıp yatırdığını hatırlamıyorum, ben davacıya 60.000 TL yi nakit olarak ödedim, bu parayı bir bütün halinde ödedim, ben öncesinde davalı …’ın 20.000 TL dükkanın satışı için bir bedel …’e ödenip ödenmediğini bilmiyorum, sadece davalı … tarafından bana dükkanın satışı için 20.000 TL …’e ödeme yaptığını söyledi, bu ödemenin iade edilmesine ilişkin bir bilgim yoktur, benim 60.000 TL ye dükkanı satın almam ile davalı … beyin dükkanın satışı için arasında bir bağlantı yoktur, ben yineliyorum 60.000 TL bir ödeme gerçekleştirdim, davacı tanığı …’ın beyan ettiği peşinat olarak aldığı 20.000 TL den mahsubu söz konusu değildir, ben tamamını ödedim, benim ödememden önce taşınmazın satışı için 20.000 TL ödeme ve karşılığında senet verilmesini ben davalı … beyden duydum, bu bedelin ödenmesi ve senedin verilmesi sırasında yanlarında bulunmuyordum, tapuda satış yapılırken yanımızda davacı … ile davalı … vardı, bu taşınmazın satışa çıktığını davalı … beyden duydum, davalı …’yi de Mudanya’ya yaz tatillerine gelince tanıdım, yaklaşık 15 yıldır davalı … ile arkadaşlığımız bulunmaktadır, davalı Hanifiden duyduğum kadarıyla 20.000 TL ödeme yapılmış ve senet verildiğini biliyorum, ben paranın iade edilmediğini davalı Hanifiden duydum, dosya içerisinde bulunan kira sözleşmelerinin düzenlenmesiyle ilgili bir bilgim yoktur, yine kira sözleşmesinin hususi şartlar özel maddede okunuduğunuz Aysun Alagaözden hiç bir alacağım yoktur, senedi eve gidince iptal edeceğim yazısı ile ilgili bir bilgim yoktur” beyan etmiştir.
Davalının ibraz ettiği yemin metni üzerine davacı tarafından yemini eda ettiği anlaşılmaktadır.
O halde toplanan delillinden somut olayda, davacı tarafından Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı icra takibine konu 30/05/2010 keşide tarihli, 30/07/2010 vade tarihli, keşidecinin davacı, lehtarın davalı olduğu 20.000 TL bedelli bononun ödendiği, bononun bedelsiz kaldığını borçlu olmadığını ileri sürmüş olup iddiasının ispatı yönünden 20.06.2010 kira başlangıç tarihli kira sözleşmesini ibraz etmiş, bu sözleşmenin özel madde başlıklı kısmında ”30.05.2010 tanzim tarihli 20.07.2010 vade tarihli 20.000 TL bedelli senetten dolayı mal sahibi …’den hiçbir alacağım yoktur. Senet yanımda yok. Eve gittiğimde iptal edeceğim” ibareleri yazılı olduğu, bu kira sözleşmesi ile davalıda bulunun kira sözleşmesinin Yargıtay İlamında vurgulandığı üzerine birbirinin sureti olmadığı, davacının ibraz ettiği kira sözleşmesinde adı geçen tanık …’ ın beyanında bono bedelinin ödendiğinin ifade edildiği, tanık hakkında açılmış yalan tanıklık sebebiyle soruşturma olmadığından beyanlarına itibar edilerek kira sözleşmesindeki “20.000 TL bedelli senetten dolayı mal sahibi …’den hiçbir alacağım yoktur. ” beyanlarının davalıyı bağlayacağı aksinin yazılı ve kesin delillerle davalının ispatla yükümlü olup ispat edilemediği, davacı tarafından usulune uygun yemini eda ettiğinden bono bedelinin ödendiği, bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının ispat edildiğinden davanın kabulune, davalı tanığı …’ in bononun verilmesi, bono karşılığında ödeme yapılması ve kira sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında tarafların yanlarında bulunmaması davalıdan duyuma dayalı bilgi sahibi olması sebebiyle beyanlarına itibar edilmemiş ve dava konusu bonoda taraflar arasında temel ilişkinin olduğu davacının davalıya ödeme yaptığı, alacağın likit olduğu, davalının bilebilecek durumda olup takipte kötü niyetli olduğundan davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulu ile takip tarihi itibariyle %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı icra takibine konu 30/05/2010 keşide tarihli, 30/07/2010 vade tarihli, keşidecinin davacı olduğu lehtarın davalı olduğu 20.000 TL bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İ.İ.K nun 72. Maddesi uyarınca kötü niyet tazminatının koşulları oluştuğundan, alacağın %40 olan 8.000 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,20 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 297,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.069,20 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan posta, talimat ve tebligat gideri 199,80 TL yargılama gideri ve 297,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 496,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.