Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/187 E. 2020/323 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/187 Esas – 2020/323
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/187
KARAR NO : 2020/323
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1-
2-
DAVALI 3-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/05/2014
KARAR TARİHİ : 16/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/08/2020
Mahkememize tevzi edilen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 21/03/2013 tarihinde Bursa ili Mudanya ilçesi, Kumyaka köyü, mevkiinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili …, Davalı … ‘ in sevk idaresinde bulunan davalı … adına kayıtlı 16 … 65 Plalı araç ‘ ın davalı Ömer’in dikkatsiz ve özensiz kullandığı aracın kaza yapması sonucunda yaralandıklarını, kaza tespit tutanağında , kazanın meydana gelişi, kaza tespit tutanağı ve kazadan sonra alınan ifadelerde açıkça belirlendiğini, davalı araç sahibi … ‘ un araç sahibi olması nedeni ile Trafik Kanunun 85. Maddesi gereği davacının maddi ve manevi zararından sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketin aracın zorunlu sigortasını yapan şirket olduğunu Karayolları Trafik kanunu gereği aracın işletilmesi sebebi ile 3. Kişiler üzerinde doğan zararların tazmininden Sigorta şirketi Poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, söz konusu trafik kazası ile ilgili Mudanya Sulh Ceza Mahkemesinde yargılamanın devam ettiğini, dava konusu kazada müvekkilinin uzun süre hastanede kaldığını çeşitli operasyonlar geçirdiğini bu tedavilerin bir kısmının Bursa Şevket Yılmaz Hastanesinde geçtiğini müvekkilinin tedavilerinin halen devam ettiğini kaza anında müvekkilinin L4 verterba kırığı, solfemur ve sağ humerus kırığı defaten ameliyat geçirdiğini ve halen haraket kabiliyetine sahip olmadığını koltuk değnekleri ile yürüdüğünü , müvekkilinin vücut bütünlüğü ağır şekilde sarsıldığını maluliyeti ve iş gücü kaybı oluştuğunu Mutfak endüstrisinde faydalı modele sahip müvekkilinin çalışamadığını, müvekkilinin kazadan yaralanması sebebi ile maddi zararının doğduğunu fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden (davalı sigorta şirketi için dava tarihinden) itibaren işleyecek faizi ile tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, ayrıca davalılar … ve …’a yönelik ayrıca manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu, kaza sonrası müvekkili uzun bir tedavi sürecine girdiğini, müvekilinin hali hazırdaki sağlık durumu ve vücut bütünlüğünde meydana gelen eksilmenin müvekkilinin manevi olarak da zarara uğramamasına neden olduğunu, müvekkilinin kaza öncesi sağlığını bir daha kavuşamayacağının üzüntüsü içinde olduğunu izah edilen nedenlerle müvekkilinin manevi zararının da doğduğunu, hiç bir şekilde ve tatmininin mümkün olmamakla birlikte 45.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılar … ve … ‘ dan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, müvekkilinin eşi ve çocuklarının da bu süreçten olumsuz etkilendiklerini, çocuklarının yanında eşinin altını bezlemek zorunda kaldığını müvekkilinin hem eşini hem çocuklarını derinden üzdüğünü, bu nedenle müvekkilinin eşi Çiğdem için 20.000,00.-TL çocuklarının her biri için 15.000,00TL’şer binden 30.000,00.-TL manevi tazminatın davalılar Ömer Yahya ‘ dan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu kazaya karışan 16 CTG 65 plakalı araç, 55592390 poliçe numarası ile 26.07.2012-26.07.2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkil şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ile teminat altına alındığını, davacıların tarafından müvekkil şirket sigortalısı aracın dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, müvekkil şirket tarafından sigortalı ve kazaya karışan 16 CTG 65 plakalı araca ilişkin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlenmiş olması, poliçede yer alan teminat tutarının müvekkil şirket tarafından doğrudan davacılara ödeneceği anlamını taşımadığını, öncelikle davacılar tarafından müvekkil şirket sigortalısı 16 CTG 65 plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, davaya konu olan kazanın meydana gelmesinde etkili olan tüm unsurların irdelenerek yol durumunun da dava konusu kazanın meydana gelmesinde etken olup olmadığı irdelenmesi gerektiğini, dava dosyasında yer alan belgelerden anlaşıldığı üzere davacı yan sigortalı araç sürücüsünün arkadaşı olup dava konusu kaza meydana geldiği esnada hatır taşıması kapsamında taşındığını, sigortalı araç sürücüsünün alkollü içki etkisi altında olduğunun ya da geçerli sürücü belgesinin bulunmadığının tespiti halinde de var ise ödenecek tazminat tutarı üzerinden birlikte kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, tüm bu nedenlerle, şartların varlığı halinde sigortalı araç işleteni ve sürücüsüne rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, dava konusu kazanın hatır taşıması niteliğinde olması halinde Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları kapsamında var ise ödenecek tazminat tutarı üzerinden hatır indirimi uygulanmasına, Sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana geldiği esnada alkollü içki tesiri altında olduğunun ya da geçerli sürücü belgesinin bulunmadığının tespiti halinde var ise ödenecek tazminat tutarı üzerinden birlikte kusur indirimi uygulanmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, SGK kayıtları, sulh protokolü, ATK raporu, hastane kayıtları, bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Dairesine gönderilerek, davacının meslekte kazanma güç kaybına ilişkin rapor tanzimi istenilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Dairesi tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle: İki taraflı koksartroz ve ankilozan spondilite bağlı eklem hareket kısıtlıkları bulunan Ruhi oğlu 14/04/1965 doğumlu …’nun 21/03/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı omuz eklem hareket kısıtlığı nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup 1 kabul olunarak Gr1 VII (2Aa???.30)A, %34 x1/3=11,3,Gr1 XII(6a…25) A%29×1/3=%9.6, Balthazard formülüne göre %19.81,E cetveline göre %22.2 (yüzdeyirmiikinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Dosya 1 aktüer bilirkişiye tevdi edilerek, davacı tarafın maddi tazminat talebi ile ilgili olarak rapor tanzimi talep edilmiştir.
Bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 01/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacının varsayımsal kazancının 460.984.81TL olacağı, bir sonraki aşamada ise, davacının geçici iş göremezlik süresinin 21.03.2013-21.12.2013 tarihleri orasında 9 ay süreceği tespiti nedeniyle bu süreç içerisinde %100 malul sayılacağı, ATK’nm 02.05.2018 Tarihli, 8264 Sayılı Raporunda, Davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %22,2 olduğunun, kazalının iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ay kadar uzayabileceğinin belirtilmesi nedeniyle, bakiye kazancına %22,2 oranı uygulanmış, bedensel sarar kaybının 107.484,S6TL olacağının hesaplandığı, … Sigorta A.Ş ile Davacı arasında 26.10.2016 tarihinde yapılan protokolde, “feragat-ibra” beyanıyla birlikte kazalıya maddi tazminat kapsamında 65.000TL ödeneceğinin belirtildiği. 02.02.2017 Tarihli Celsede Davacının … Sigorta A.Ş davalarından feragat etliklerinin, ancak diğer taraflara ilişkin taleplerim devam ettiklerini ifode ettiği, Söz konusu ödeme hükme en yakın tarih olan 01.06.2019 Tarihi itibariyle %9 faizle güncellerimi ödemenin 78.607,26TL ya baliğ olduğunun hesaplandığı, anılan ödemenin davacının net zararından tenzil edildikten sonra. … Sigorta A.Ş dışındaki diğer davalılardan talep tavanının 107.484.56 – 78.607.26 = 28.877.30TL olacağı mütalaa edilmiştir.
Davacı tarafından davalı … Sigorta A.Ş hakkında açılan maddi tazminat davasında davalı ile anlaşma sebebiyle feragat ettiklerini 02/02/2017 tarihli celse de beyan etmişlerdir.
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından 09/11/2016 tarihli beyan dilekçesi ile davacı ile anlaştıklarını yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını ifade etmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’ nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacı tarafın davalı … Sigorta A.Ş hakkındaki beyanının yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan mahkemeye ulaştığında hukuki sonuç doğurmaktadır. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden tahkikat aşamasında beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın bu davalı yönünden feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan toplanan delillerden somut olayda, davacı …’ nun yolcu, davalılar …’ ın sürücü, davalı …’ un işleten, davalı … Sigorta A.Ş’ nin ise zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu 16 … 65 plakalı araçta sürücünün 21/03/2013 tarihinde direksiyon hakimiyetini kaybederek meydana gelen tek taraflı yaralamalı trafik kazasında davacı tarafından maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmakla, davacının 16 … 65 plakalı araçta yolcu olup trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru olmadığından, dava konusu olayda, kaza tespit tutanağında, araç sürücüsünün kusurlu olduğu ve kusur incelemesinin maddi tazminata etkisinin olmadığı, zarara sebebiyet verenlerin “TBK 61 maddesine göre birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır .”müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğundan kusura yönelik itirazların yerinde olmadığından, davacının kusursuz olduğu ve ATK 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 02/05/2018 tarihli maluliyet raporu ile rapora karşı itirazların yerinde olmadığından bu raporlara göre düzenlenen gerekçeli denetime açık aktüer bilirkişinin 27/03/2019 tarihli raporuna itibar edilerek, kaza tarihi ve düzenlenen sigorta poliçe tarihi itibariyle PMF yaşam tablosuna göre davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemenin mahsubu ile 28.877,30TL davacının maluliyet sebebiyle zararının olduğu ve usulune uygun ıslah ile bu miktar talep edildiğinden davalı sürücü … hakkında açılan maddi tazminat talebinin kabulu ve kaza tarihi itibariyle alacağın muaccel olduğundan bu tarih itibariyle yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … hakkında açılan maddi tazminat davası yönünden dosya değerlendirildiğinde:
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK. madde 163 gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçluların sorumluluğunun devam edeceği de aynı 6098 sayılı TBK. 163/2 maddesinde açıklanmıştır. Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def’iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu def’iler 6098 sayılı TBK. madde 164 gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def’iler olup bunların dışında ileri sürülen def’iler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz.
BK’nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde 6098 sayılı TBK. madde 165 düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir. Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan,
Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. 6098 sayılı TBK müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.
Bunun yanında, 6098 sayılı TBK. madde 166 göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bil fiil tatmin edilmiş olması gerekir. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır.
Yine 6098 sayılı TBK. madde 168 hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Somut olayda davalı … ‘ un 16 … 65 aracın maliki işleteni olup davacının davalı … Sigorta A.Ş ile sulh olduğu, davalı … Sigorta A.Ş’ nin maddi tazminat miktarının güncel tutarının maddi tazminat yönünden 107.484,56 TL olduğu bu miktarın 78.607,26 TL yönünden maddi tazminatın ödendiği , ancak davalı sigorta şirketinin akdi tarafı olan işleten davalı …’ un durumunun feragat ile ağırlaştırdığından ve davalı işletenin rücu hakkını ortadan kaldırdığından TBK’ nın 165. Maddesi uyarınca poliçe limiti( 225.000 TL) kadar ödendiğinin kabulü gerekeceğinden bu davalı yönünden zarar miktarı dikkate alındığında davacının alacağının kalmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.( (Yargıtay 17. Hd. 2015/18396 esas ve 2018/3849 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere)
Diğer yandan bilindiği üzere Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığında, meydana gelen trafik kazası sonucu davacı …’ nun maluliyeti ile sonuçlanan olayda, tarafların kusur oranları, olayın meydana geldiği tarih, olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü, maluliyet varlığı ve oranı değerlendirilerek davacıda oluşan acı ve elemin kısmende olsa giderilmesi amacıyla 25000 TL manevi tazminat’ ın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde takdir edilerek davacı …’ nun manevi tazminat talebinin davalılar sürücü ve işleten yönünden kısmen kabulune, kaza tarihi itibariyle alacağın muaccel olduğundan bu tarih itibariyle yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının eş ve çocuklarının manevi tazminat talebi değerlendirildiğinde, TBK’ nın 56. Maddasine göre cismani zarara uğrayanın ağır bedensel zarara uğraması halinde yakınların, manevi tazminat talep hakları doğacaktır. Dolayısıyla davacı …’nun maluliyet oranının %22,2 olup uzuv kaybının söz konusu olmadığından ağır bedensel zararin kaza tarihi itibariyle gerçekleşmediğinden davacılar Erdem Çobanoğlu, Çiğdem Çobanoğlu ve İrem Çobanoğlu’ nun manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
A-Davacı tarafından davalı … sigorta A.Ş. hakkında açılan maddi tazminat davasının feragat sebebiyle reddine,
B-Davacının davalı … hakkında açılan maddi tazminat davasının reddine,
C-Davacı tarafından davalı … hakkında açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 28.877,30 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 21/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
D-Davacı …’nun manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/03/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
E-Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3680,35 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 314,25 TL ile ıslah harcı 92,00 TL olmak üzere toplam 406,25 TL’nin mahsubu ile bakiye 3274,10 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan ( davalı …’ un bakiye harcın 1301, 5 TL kısmından sorumlu olmak üzere) müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 500,00 TL, maluliyet rapor ücreti 570, 5TL, posta, talimat ve tebligat gideri 288,80 TL olmak üzere toplam 1358,80 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 615,83 TL yargılama gideri ve peşin alınan 314,25 TL ile ıslah harcı 92,00 TL olmak üzere toplam 406,25 TL harç olmak üzere toplam 1.022,08 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ dan ( kabul ve reddedilen kısma göre …’ un yargılama giderinin 692 TL kısmından sorumlu olmak üzere) müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı Ali Cengiz Çobanoğlunun vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminat yönünden AAÜT’ye 13/1. Maddesine göre belirlenen 4331,59 TL vekalet ücretinin davalı …’ tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı Ali Cengiz Çobanoğlunun vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat yönünden AAÜT’ye 13/1. Maddesine göre belirlenen 3750 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/07/2020

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.