Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/42 E. 2023/429 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/42 Esas
KARAR NO : 2023/429

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [15249-42686-70325] UETS
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …….. NİLÜFER/BURSA
VEKİLİ : Av. … – [16267-62268-44912] UETS

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ve davalılar …’ nin ortakları ve müdürleriolduklarını,. davalı ortakların, hukuka, usule, iyiniyet ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak 09.11.2020 tarihinde bir ortaklar genel kurulu düzenlediğini yine aynı normlara aykırı olarak karar aldıklarını, bu alınan kararların iptali gerektiğini, … genel kurul kararının iptaline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça, ”…” nin, 09/11/2020 tarihli genel kurul kararının iptali için ikame edilen eldeki davanın, tüzel kişi şirket yerine davalılar aleyhine ikame edilmesi hali hukuka aykırı olup, iş bu yönde husumet itiraz ettiklerini, eldeki davanın, tüzel kişi ”…” aleyhine ikame edilmesinin gerektiğini, ”…” nin, 09/11/2020 tarihli genel kurul kararının hukuka uygun bir nisapla alındığını, hukuka aykırılık içermediğini ve iptal isteminin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizin 17/11/2021 tarih 2020/764 Esas 2021/1104 Karar sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf etmesi üzerine dosya ilgili hukuk dairesine gönderilmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk dairesinin 15/12/2022 tarih 2022/88 Esas 2022/1902 Karar sayılı kararı ile ” Davacının, şirket tüzel kişiliğine karşı açması gereken ortaklar kurul kararının iptali davasının aynı zamanda şirket müdürü olan diğer ortaklara yöneltmesinin HMK 124. maddesi uyarınca dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesi olarak kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı ve bu nedenle taraf değişikliğinin karşı tarafın rızası aranmaksızın mümkün olduğunun kabulü gerekmektedir. Nitelim davacı vekilinin de şirketi hasım göstererek taraf değişikliği talebinde bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece davacının taraf değişikliği talebinin kabulüne karar verilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,” dair karar verilmiş ve dosya yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava davalı şirketin 09/11/2020 tarihli genel kurulunda alınan davacının çıkarılması için dava açılmasına dair kararın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davayı üç ana temel gerekçeye dayandırmıştır. Birincisi müdürler kurulunun usulüne uygun olarak toplanmadan yönetici sıfatı olan davacı yönetim kurulu toplantısına davet edilmeden yönetim kurulunca genel kurulun toplantıya çağrılmış olması, ikincisi toplantıda gündem maddelerinin görüşülmemiş davacıya söz hakkının kullandırılmayarak ve genel kurul toplantı tutanağının tüm üyelerce imzalanmayarak toplantıda usulsüzlük yapılmış olması, üçüncüsü çıkarma kararı için TTK’da düzenlenen nisablara uyulmadan kararın alınmış olmasıdır.
Mahkememizce daha önceden davanın esasına girilmeden usuli gerekçelerle red kararı verilmiş ise de; mahkeme başkanınca bu red kararına muhalif kalınmıştır. Muhalefet gerekçesinde belirtildiği gibi kurulacak hükmün esası değerlendirmek suretiyle kurulması gerekmektedir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince usulden redde ilişkin karar kaldırılmış olup davanın esasına geçilmiştir.
Davacının ileri sürdüğü hükümsüzlük hallerini değerlendirmek gerekir.
Birincisi kural olarak genel kurulu toplantıya davet şirket yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilir. Yönetim kurulu üyelerinin de bir araya gelerek bu yönde karar alması ve genel kurulu toplantıya çağırması gerekir. Bu karardan sonra ilan ve davet aşamaları gerçekleştirilerek genel kurul toplantısı yapılır. Yönetim kurulu kararını sakatlayacak her hal başka bir deyişle genel kurulu toplantıya çağıran usulüne uygun bir yönetim kurulu kararı bulunmadığı takdirde yapılan genel kurul yoklukla malul olacaktır. Bu sebeple davacının yönetici olduğu gerekçesiyle genel kurul toplantı kararına ilişkin yönetim kurulu toplantısına davet edilmeyişi irdelenmelidir.
Ancak; davalı şirketin 3 ortağı bulunmaktadır. Genel kurula katılacak başka bir ortak yoktur. Genel kurul toplantısında toplantı nisabında oy birliği olduğu görülmektedir. Yani toplantıya tüm üyeler katılmıştır. Çağrısız genel kurula ilişkin TTK hükümleri dikkate alındığında hiç çağrı yapılmamış olsa dahi genel kurulda toplantı nisabı sağlanmışsa bu durum bir eksiklik olmayacaktır. Genel kurul tüm üyelerle toplantı yapmış olduğundan bu yönüyle genel kurulun yapılmasında bir sakatlık bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davacının ileri sürdüğü ikinci neden olan genel kurul toplantısının icrasındaki usulsüzlüklere ilişkin olarak toplantı tutanağının içeriğinden davacının söz hakkını kullandığı, muhalefetini ayrıntılarıyla toplantı tutanağının altına şerh ettiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle kararın iptalini gerektirir bir durum söz konusu değildir. Genel kurul toplantılarında toplantının yapılmasına bir başkan seçilir. Toplantı başkanlığına …’in seçildiği anlaşılmaktadır. Genel kurul toplantı tutanakları genel kurula katılan tüm üyeler tarafından imzalanmazlar, genel kurul toplantı tutanağında toplantı başkanının imzasının bulunması yeterlidir. Nisabın sağlanıp sağlanmadığını belirleyecek olan ise hazirun cetvelidir. Hazirun cetveli incelendiğinde tüm üyelerce imzalandığı ve tüm üyelerin toplantıya katıldığı anlaşılmaktadır. Genel kurul toplantı tutanağında tüm üyelerin imzasının bulunmayışı toplantı tutanağına genel kurula başkanlık eden …’in imza koyması iptali gerektirir bir hal değildir. Davacının talebi genel kurulda alınan davacı hakkında çıkarma kararı alınmasına ilişkin karar olmakla ve genel kurulda yalnızca çıkarma davası açılması hususunun görüşülmesi için toplanıldığından başka gündem maddelerinin tartışılmadığı iddiası alınan kararın iptali sonucunu doğurmayacaktır.
Davacının TTK’da öngörülen nisablara uymadan çıkarma davası açılmasına karar verildiği iddiası yönünden yapılan değerlendirmede ise; TTK’nun 621/1-f maddesine göre bir ortağın haklı sebeplerle şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması kararının önemli kararlardan olduğu kabul edilerek birinci fıkrada doğrudan karar nisabı açıklanmıştır. Birinci fıkra hükmüne göre bir ortak hakkında çıkarma davası açılmasına karar alınabilmesi için temsil edilen oyların en az 2/3’ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin salt çoğunluğunun bir arada bulunması gerekir. Bu nisablara uyulmadan alınan kararlar yok hükmünde sayılacaktır.
Kanun koyucu burada ikili bir nisab öngörmüştür. Birincisi şirketin üye sayısına göre genel kurulda oy kullanma hakkına sahip kişi sayısının 2/3’ü ve sermayenin tamamının salt çoğunluğu şeklinde ikili bir çoğunluk öngörülmüştür. Birinci hallerde üye sayısına göre 2/3’lük oran aranacaktır. Davacı şirket 3 ortaktan oluştuğuna göre 2/3 oranının sağlanabilmesi için en az 2 ortağın olumlu oy kullanmasına ihtiyaç vardır. Genel kurulda alınan karar incelendiğinde davacının muhalefetiyle diğer iki ortak tarafından olumlu yönde oy kullanıldığı anlaşılmaktadır. 2/3’lük çoğunluk sağlanmıştır. Yasa koyucu 2/3 çoğunluğu sermaye miktarına göre değil temsil edilen oya göre dikkate almış, kısacası kişi sayısına göre belirleme yapmıştır. Sermayenin 2/3’ü aranmayacaktır. Sermaye bakımından yasa metnindeki cümlenin devamında salt çoğunluk istemiştir. Şirket üyelerinin sermaye tutarlarına bakıldığında 10.000,00 TL’lik sermayenin 5.001,00 TL’lik kısmının olumlu oyu salt çoğunluğu sağlayacaktır. Olumlu oy kullanan sermaye miktarı 6.600,00 TL olumsuz oy kullanan sermaye miktarı 3.400,00 TL’dir. Sermayenin salt çoğunluğu koşulu da sağlanmıştır. Alınan karar nisablara uygun olduğundan yokluk hali söz konusu değildir.
Açıklanan gerekçelerle genel kurulda alınan kararın yokluk hali söz konusu olmadığı gibi iptalini gerektirir bir durum da bulunmamaktadır. Davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 179.90 TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-
Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2023

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı