Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/264 E. 2023/416 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/264
KARAR NO : 2023/416
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16384-83389-74288] UETS
DAVALI : … – … …
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/01/2023
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu Orhangazi İlçesi Keramet Mahallesi 3079 parsel sayılı zeytinlik vasfındaki taşınmazını 07.02.2020 tarihli yazılı protokol ile davalı tarafa sattığını, bu satış nedeni ile 60.000 USD ‘lik kısım müvekkili tarafından alındığını ancak bakiye 100.000 TL’lik kısmını sözleşme tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekmesine rağmen davalı tarafın müvekkiline ödenmediğini, satış sözleşmesi her iki tarafın da kabulünde olduğunu, tanzim edilen sözleşmede tanık imzası da bulunduğunu, müvekkilinin takip dosyası ile talep ettiği alacağına itiraz ederek müvekkiline ödeme yapmaktan imtina ettiğini, İcra takibi sonrasında arabuluculuk görüşmelerinden de olumlu bir sonuç alınamadığını beyanla ; henüz ödenmemiş bulunan 100.000 TL alacağın temerrüt tarihinden (07.03.2020) itibaren ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Deliller;
Orhangazi Tapu Müdürlüğü’ne, Orhangazi Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, harici satış sözleşmesinden kaynaklı eksik ödenen satış bedelinin tahsili talebine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
Somut olay yönünden bilindiği üzere satış sözleşmesi bir mutlak ticari dava değildir. Bu durumda her iki tarafın sözleşme tarihi olan 07/02/2020 tarihi itibariyle tacir olup olmadıklarına bakılmalıdır. Tarafların kayıtlı oldukları vergi dairelerine ayrı ayrı yazılan müzekkere cevaplarında; davalının 2020 tarihi itibariyle bilanço usulüne göre defter tuttuğu, ancak davacının bilanço ya da işletme hesabına göre defter tutmadığı belirtilmiştir. Bu durumda davalının tacir olduğu açıkça anlaşılıyor ise de davacının tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tarafların her ikisinin tacir olmaması dikkate alındığından eldeki davanın nisbi ticari dava olduğunu söyleyebilmeye olanak yoktur. Açıklanan bu nedenlerle; mahkememizin görevsizliğine, mahkememiz ile Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek üzere dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi gereğince, mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu anlaşılmakla; mahkememizin eldeki davada görevli mahkeme olmadığının tespiti ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olduğunun tespitine,
3-Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında, HMK m.21/1-c bendi gereğince olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından; kararın kesinleşmesi ile birlikte dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve yargı yerinin belirlenmesi yönünden re’sen Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
5-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, usul ekonomisi gereğince tensiben karar verildi. 22/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır