Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/21 E. 2023/478 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/21
KARAR NO : 2023/478

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – [16106-01674-…] UETS
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …… …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3- … – …. …

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … İletişim Hizmetleri A.Ş ‘ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtımı ve satışını yapan firma olduğunu, davalılardan …’ın davacı şirkette kontörlü hatlarda dağıtımı ve satışı hususunda görevli olarak çalıştığını, diğer davalılar … ve …’in ise Mudanya ilçesinde telefon işiyle ilgili işletmeleri olduğunu ve telefon ve kontör satışı yaptıklarını, bu kişilerin davacı şirketle herhangi bir ilişkisinin olmadığını, bu davalıların davacı şirket çalışanı …’ın ayartmak suretiyle bu kişiden düşük fiyata kontör alarak davacı şirketı zarara uğrattıkları, son olarak …’ın davacı şirketten yaklaşık 300.000,00 TL’ye yakın kontör alarak kaçtığını,davalıların eylemleri nedeniyle Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, bu davada davalı …’ın verdiği ifadesinde diğer davalılar … ve … ile bu ilişkilerinin olduğunu beyan ettiği gibi …’nünde ifadesinde para ödemelerini davacı şirketin kredi kartı POS makinasından yaptığını söyleyerek aradaki ilişkiyi ikrar ettiğini, davalıların mahkumiyet kararı aldıklarını, davalıların kendi aralarındaki ilişkiye dair tuttukları alacak-borç ilişkisini gösteren defterden de bu durumun anlaşıldığını, davalıların davacı şirketin izni ve bilgisi olmaksızın kontörleri düşük fiyata alarak davacıyı zarara uğratmalarından dolayı şimdilik 100.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davalıların üzerine kayıtlı araç, taşınmaz ve banka hesaplarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalının Serbest olarak kontör alım ve satım ticaretini yaptığını, davalılardan …’ın davacı şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışı hususunda yetkili eleman olarak çalıştığını, davalının serbest piyasadan aldığı kontörleri diğer davalı …’ye piyasa değerinden sattığını, davalının kontör alımını davacı … A.Ş’den alma istediğini ve firma yetkilisi … ile irtibat kurduğunu, …’ın davalı …’e kontör verdiğini ancak tüm istemelerine karşı henüz kaydının yapılmadığını, daha sonra fatura vereceğiz gibi bahanelerle fatura verilmediğini ve bu kontör faturalarının başkası adına kesildiğinin ortaya çıktığını, hatta başkası adına kestiği bu faturalarda kontör aldığı yazılı şahısların … ‘den böyle bir alışveriş yapmadıklarını, kendisinin … ile elemanı olarak çalıştığı … A.Ş arasındaki ilişkinin içeriğini bilmediğini, …’ın firmada çalıştığı ve sürekli alışveriş yaptığı için karşılıklı güven dahilinde ticaret yaptıklarını, … A.Ş’nin kontörlerinin davalı … tarafından piyasaya hangi şartlarda sürüldüğünün davalı tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, sorunun … A.Ş çalışanı ve yetkilisi … arasında olduğunu, …’ın kendisi dışında başka kişi ve kurumlarada kontör satışı yaptığını, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı firma çalışanının eyleminden dolayı 3.kişilerin sorumlu tutulamayacağını, kendilerinin davacı şirketin satış konusunda yetki verdiği …’ın kontör çalmasına müteakip olayların ortaya çıkmasıyla durumu öğrendiklerini, Bursa 8. ACM 2011/35 sayılı dosyasında verilen kararıda kabul etmediklerini dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle;davalının Yay Sat bayii ve Ticaret ile iştigal ettiğini, bu çerçevede …’e ait Furkan Market ile de ticari faaliyetini yürütürken serbest olarak kontör alım ve satımı yaptığını, davalılardan …’ın davacı şirketin kontörlü hatlarının dağıtım ve satışı hususunda yetkili eleman olarak çalıştığını, davalının da bu firmadan ve …’den kontör alımı yapıp sattığını, …’in kontör alımını … A.Ş’den almak istediğini ve firma yetkilisi … ile irtibat kurduğunu, davalı …’ın …’e kontör verdiğini ancak tüm istemelerine rağmen henüz kaydın yapılmadığı, daha sonra fatura vereceğiz gibi bahenelerle fatura vermediğini, alınan kontör faturalarının başkası adına kestiğinin ortaya çıktığını, hatta bu faturalarda ismi yazan şahısların … ile böyle bir alışverişlerinin bulunmadığını, asıl sorunun davacı şirket ile çalışanı olan … ile arasında olduğunu, …’ı ayartmak gibi durumun sözkonusu olmadığını, firmanın çalışanı ile arasındaki sorun nedeniyle kendilerine karşı açtığı davanı yersiz olduğunu, reddi gerektiğini, ayırca Bursa 8. ACM 2011/35 sayılı dosyasıyla davalı hakkında verilen kararın Yargıtay incelemesinde olup, yetersiz olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … adına usulüne uygun tebligat yapıldığı, dosyaya cevap ve delil bildirmediği görüldü.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,hukuki niteliği itibariyle; davacıya ait kontörlerin haksız olarak elde edilmesi ve satışından kaynaklanan davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak açmış olduğu 100.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline ilişkin açılmış alacak davasıdır.
Taraf vekillerinin delil olarak Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasını, kontör alışverişine ilişkin elyazısı ile yazılmış defterler incelemesini, faturaları kontör satışlarına ilişkin kredi kart slipleri ile banka hareketleri, dekontları, taraflara ait ticari defterleri, tanık ve bilirkişi incelemesini göstermişlerdir.
Bursa 8. ACM 2011/35 esas 2011/691 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan davalılar hakkında yapılan yargılamada sanık …’a hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet, … ve … hakkında suç eşyasını satın almaktan mahkumiyet kararı verilmiştir. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı Yargıtay 23.Ceza Dairesinin 2015/4736 esas 2015/7255 karar sayılı ilamı ile sanık …’in temyiz süresini geçirdiğinden temyiz talebinin reddine, sanık … hakkında aynı suçtan yani suç eşyasını satın alma suçundan kurulan mahkumiyet kararının kuşkudan uzak delil elde edilememesinden dolayı sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle bozulmasına, sanık … hakkında güveni kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair karar verilmiştir.
Mahkememizce davacının dosyaya sunduğu belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 07/11/2016 tarihli raporunda; dava dosyasına sunulu cari hesap defterinin incelenmesinde; davacı ile davalılara ait cari ilişkiyi gösterir herhangi bir bilginin olmadığını, defterdeki hesaplamalarının neye göre yapıldığının anlaşılamadığını, davacı vekili tarafından 25/09/2016 havale tarihli dilekçede sunulan” … eksikler ” tablosunda yer alan hesaplamalar ile örtüşen herhangi bir tespit yapılamadığını, cari hesap defterinde yazan kontör miktarları ve yapılan hesaplamaların belirlenemediğini, içeriğinin anlaşılabilir olmadığını, imzalı olmadığını, tek taraflı tutulduğunu, bu nedenle hesaplama yapamadığını belirtmiştir.
Mahkememizce Bursa 8. ACM 2011/35 esas 2011/691 karar sayılı dosyası dosya arasına alınarak bu dosyadaki bilgi, belgeler ve alınan rapor ile birlikte rapor alınması için bilirkişiden 11/04/2017 tarihli ek rapor alınmış olup, bilirkişi raporunda; 106066 ve 106067 seri numaralı irsaliyelerinden 106067 seri numaralı irsaliyenin eksiksiz teslim alan kısmında ” …’ ın imzasının yer aldığını,” 02/10/2011 tarihine yakın olan 31/09/2011 tarihli dava dosyasına sunulu 332748 seri nolu fatura içeriğinde bulunan aynı ürünlerin birim fiyatları ile yapılan hesaplama sonucunda davalı zimmetinde kaldığı belirtilen ürünlerin toplam satışı bedelinin 224.834,79 TL olduğunu, davalılardan …’ın Bursa 8. ACM 2011/35 esas 2011/691 karar sayılı dosyasında 02/10/2011 tarihinde aldığı kontörleri muhtelif müşterilere sattığını ifade ettiğini, ceza dosyasına sunulan irsaliye fatura ve ifade tutanaklarına göre dava konusu edilen ürünlerin değerinin 224.834,79 TL olduğunu raporunda belirtmiştir.
Toplanan delillere dosya kapsamına, Bursa 8. ACM 201/35 esas 2011/691 karar sayılı dosyasına ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin … İletişim Hizmetleri A.Ş’ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtım ve satışını yaptığı davalı …’ında davacı şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışında görevli olarak çalıştığı, davalı …’ın Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasındaki yargılama sırasında 21/11/2010 tarihli duruşmadaki beyanında; davacı şirkette 2010 Mayıs ayı içerisinde satış temsilcisi olarak işe başladığını, müşterilere şirkete ait araç ile … kontör ve kalem pil isteyen olması halinde cep telefonu aksesuarları ve yedek parçaları dağıtımını yaptığını önceleri işyerindeki Oğuz ile bu işi yaptığını, işi ve müşterileri kendisine öğrettiğini, Oğuz iş yerinden ayrıldıktan sonra müşterilere siparişleri kendisinin yalnız olarak götürüldüğünü, depodan kontörleri alırken kendisine depo görevlisinin ne kadar satabilirsin diye sorduğunu, kendisine söylediği miktarlarda kontör teslim edildiğini, günde ortalama 50 müşteriye gittiğini, işyerine iyi görünmek ve fazla satış yapmak için kontörlerin piyasa değerinden 15 krş aşağıya verdiğini, müşterilerin arttığını, aradaki farkı cebinden karşıladığını, bu sırada çantacı diye tabir edilen sabit yerleri olmayan ve işyerlerine kontör satan şahıslar ile tanıştığını, bunların kendisinden kontör almaya başladıklarını, ilk başta kontörleri piyasa değerinden verdiğini, daha sonra kendisine bir miktar para vererek kontörleri biraz daha ucuza verir misin dediklerini, kabul ettiğini, nasıl olsa kendisine ilk ödeme olarak para vereceklerini, açığı buradan kapatabileceğini düşündüğünü, İsmail ATAY’dan 20.000,00 TL aldığını, karşılığında kontör verdiğini, ancak kontörleri şirketin bilgisi dışında 144 krş aşağıya verdiğini, bu şahıstan aldığı paraları tam olarak hatırlamadığını, ama bir kısmını kendi ihtiyaçları için harcadığını, bir kısmını borçlarına kullandığını, işyerinin muhasebecisinin kendisine her gün ne kadar kontör lazım dediğini, ne kadar isterse verildiğini, kendisinde ne kadar kontör sattığının elinde ne kadar kaldığının sorulmadığını, saymadığını, şahıslara verdiği kontörleri faturasız verdiğini, … isimli şahsında kendisinden aldığı kontörleri … isimli şahsa sattığını, …’in sattığı kontörün üzerinde para verdiğini nasıl olsa artan para ile kontör alıyorum dediğini, bu paraların bir kısmını kendisine harcadığını, sonrasında bu şahsın kontör talepleri artınca müşterilerinin kontör paralarını nakıt olarak değilde kredi kartı ile ödemek istediklerini söylediklerini ve işyerinde bulunan POS makinesinden geçmesini söylediklerini, kendisinin kabul ettiğini, kablosuz POS cihazını …’e verdiğini, onunda …’nün işyerine götürdüğünü, müşterilerinin kredi katları ile ödemelerin bu POS cihazından yapıldığını, bu şahısların POS cihazından günde 70 -80.000,00 TL’lik kart çekmeye başladıklarını, işyerinin taleplerin karşılamak için Turkcelle özel sipariş vermeye başladığını, …’in kendisine sürekli para verdiğinden kendisininde daha önceden şirkete ait olup, satmış olduğu kontörlerin parasını kullanmış olduğundan açığı bu paralar ile kapatmaya çalıştığını, günde yaklaşık 120-130.000,00 TL’lik satış yaptığını, kendisinde şirketin verdiği kontörlerin cirosunun arttığını, ancak şirketin satması için verdiği kontörlerin satış parasının bir kısmının işyerine vermediğinden ve ödemediğinden dolayı kendisinde satılmamış kontörler görüldüğünü, işyerinin depocusunun kendisine sende şu kadar kontör var diye söylediğinde kendisininde evet diye cevap verdiğini, açığın ortaya çıkması sebebiyle kontörleri vadeli olarak sattığını, alıcıların garanti ödeyecek kişiler olduğunu, kontörleri Yılmaz Market sahibi …’a sattığını söylediğini, aslında bu kişiye hiç satış yapmadığını, satışların artması ve ucuz satımdan dolayı şirkete olan borçlarının artmaya başladığını, şirkete hesap veremez duruma geldiğini, …’inde kendisinin verdiği kontörlerin üzerinde para ödemesinden dolayı 126.000,00 TL alacağının olduğunu söylediğini, bu kişinin kendisiyle olan alışverişinin tamamını deftere kaydettiğini, daha sonra çantacı Kenan TETİK ile tanıştığını, bu kişiyle de aynı şekilde çalıştığını, 30.000,00 TL’lik kontör verdiğini, parasını aldığını, diğer müşterilere 5.000,00 TL ‘lik, Yüksel isimli şahısa da 30.000,00 TL’lik kontör verdiğini ve parasını aldığını, … ile Kenan isimli şahsa kontörleri piyasa değerinin altında 24 krş verdiğini, şirkete olan açığının arttığını, 05/10/2010 tarihinde …’in kendisinden kontör istediğini ve bedelini 126.000,00 TL alacağı olduğundan bu hesaptan düşeceğini beyan ettiğini, bu şekilde şirkete hesap veremeyecek durumda olduğundan kaçmaya karar verdiğini, bahsettiği kişilere sattığı kontör satışından dolayı da yanında 75.000,00 TL para olduğunu, bu parayı alarak Antalya’ya gittiğini, paranın bir kısmını burada harcadığını, olaydan haberdar olan davacı şirket ortaklarından …’un Antalya’ya gelerek kendisini bulduğunu, olayları anlattığını, Bursa’ya birlikte dönerek Emniyete başvurduğunu beyan etmesi ve bu beyanının davacı işyerinden kontörleri teslim aldığının açık ikrarı olarak kabulü gerektiği, Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasının kesinleşen gerekçeli kararında …’ın 02/10/2011 tarihinde muhtelif müşterilere dağıtmak üzere şirketten 4365 adet Kazı Konuş Standart Kontörü, 3192 adet Kazı Konuş 150 kontörü, 935 adet Kazı Konuş 250 kontörünü alarak … ve …’in değeri altında sattığı ve kontörlerin bedeli olan 224.754,64 TL’yi çalıştığı işyerine yatırmadığı ve paraları uhdesinde tuttuğu kabul edilerek ceza verildiği, dava dosyasına sunulu 106066 ve 106067 seri nolu irsaliyelerden 106067 seri nolu irsaliyenin teslim alan kısmında davalı …’ın imzasının yer aldığını, diğer irsaliyede imza yer almamakla birlikte bu irsaliye fatura içeriğindeki ürünlerinde davalının ikrarı ile kendisine teslim edildiğinin sabit olduğu, davalının zimmetinde olan ve sattığı ürünlerin toplam satış bedelinin 224.834,79 Tl olduğu, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000,00 TL alacak üzerinden dava açtığı, davacı her ne kadar davacı şirket çalışanı …’ın kontör sattığı davalılar … ve … adına da alacak davası açmış ise de, ürünlerin …’a satıldığı, …’ın beyanından İsmail’in bu ürünleri sattığı kişilerden bedeli tahsil ettiği hatta sattığı ürünün üzerinde para aldığı, bu şahıslara da borçlu kaldığı, tahsil ettiği paraları davacı şirkete yatırmayarak kendi uhdesinde tuttuğu ve kullandığı anlaşılmakla davacının davasının davalılardan … yönünden kabulüne, diğer davalılar … ve … aleyhine açılan davanın davalıların davacı şirketten direk ürün almamaları, ayrıca aldıkları ürünlerin bedelini …’a ödemeleri sebebiyle reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. HD’nin 02/11/2022 tarih ve 2022/10707-2022/14106 E/ K sayılı kararı ile; “1.Somut olayda; davacı Şirket ile davalı gerçek kişi … arasında, 4857 sayılı Kanun kapsamında bireysel iş sözleşmesi ile kurulan işçi işveren ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 2. Dava dilekçesinde, diğer davalıların Şirket çalışanı olan davalıyı kandırmak suretiyle piyasa fiyatının altında kontör satın alarak, Şirket çalışanı davalının ise uhdesine bir miktar kontör alarak kaçmak suretiyle davacı Şirketi zarara uğrattıkları iddia edilerek uğranılan zararın faiziyle birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir. Davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı ve Mahkemece işin esasına girilerek karar verildiği, görev hususunun değerlendilmediği, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine iş hukukundan doğan uyuşmazlıklara bakmakla görevli olan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapıldığı ve dosyanın temyiz incelenmesi için Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.3. Dava konusu uyuşmazlık, işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinden ve kanundan kaynaklanan uyuşmazlıktır. Buna göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme iş mahkemesi olmalıdır. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması; Bölge Adliye Mahkemesince de Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığından hüküm kaldırılmak suretiyle dosyanın görevli iş mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözden kaçırılarak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,” gerekçesi ile mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacının işveren, davalının işçi olduğu, davalının tacir olmadığı, ticari işletmesini ilgilendirmediğinden ticari dava olmadığı sabit olduğu, işçi ve işveren arasındaki sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda İş Mahkemesinin görevli olduğundan mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa İş mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa İş Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa İş Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.