Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

……
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/206 Esas
KARAR NO : 2023/502

BAŞKAN :……
ÜYE : ……
ÜYE : ……
KATİP ……

DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : ……
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/02/2023
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı Davalı şirketini eşi diğer ortak … … … ile birlikte kurmuş ve son olarak şirketin % 40 oranında hissesine sahip kurucu ortağı olduğunu, davacının şirketin iş ve işlemleri ve hesaplarına ulaşmasının engellendiğini, Davacının Bursa 8. Aile Mahkemesi 2022/1027 Esas nolu dosya ile boşanma davası ikame edilmiş olduğunu diğer ortak … … …’nın boşanmaya giden süreçte planlı bir şekilde evlilik birliğindeki tüm edinimleri kendi adına geçirdiğini, davacının şirket adresine erişiminin engellendiğini, davacının şirket adresine dahi erişiminin engellendiğini, davacının diğer ortağın şirkete ait aracın mülkiyetini kendi üzerine geçirmesi ve banka hesaplarına kendi ve yakınlarının hesabına yapmış olduğu para transferlerinin önlenmesi ve şirketin kasıtlı olarak borca batırılması gibi kötü niyetli eylemlere son verilmesi amacı ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mah. 2022/1445 E no ile ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesinin belirlenmesi talebi ile dava ikame edildiğini, diğer ortak … … …’nın bu davalar hiç açılmamış davacıyla ortak konutta oturuyorlarmış gibi , tüm tebligatları o adreslere yapmak sureti ile gerçekleştirdiği Bursa 18. Noterliği 26.01.2023 tarih 4221 sayı ile tasdikli 25.01.2023 tarihli genel kurul kararı ile davacının ortaklıktan çıkartılması kararı alındığını, davacının şirkete borcu bulunmadığını, borç konusundaki iddiayı kabul etmediği gibi aynı şekilde Bursa 18. Noterliği 10.10.2022 tarih 39912 sayı ile tasdikli genel Kurul kararı ile yapılmış olan hisse devrinin bedelinin de diğer ortak tarafından ödenmemiş olup diğer ortağın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek Bursa 18. Noterliği 26.01.2023 tarih 4221 sayı ile tasdikli 25.01.2023 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacının … … Ltd. Şti.’nin, eşi ve diğer ortağı … … … ile birlikte kurmuş oldukları iddiasının doğru olmadığın, şirketin diğer ortağı … … … 06.04.2021 tarihinde şirketi tek başına %100 pay sahibi olarak tek başına kurduğunu, şirketi kurduktan sonra davacı eşinin sağladığı güvene inanarak önce 13.09.2021 tarihinde şirketin %100 tam payını davacıya devretmiş olup davacının bankalar nezdindeki kısıtlılığı ve işlem yapamaması nedeniyle şirketin ticari faaliyetlerini yürütebilmek için; tekrar 10.12.2022 tarihinde şirketin %60 payını üzerine almak durumunda kaldığını, ortakların karı-koca olması ve güven sebebiyle tüm devir işlemleri, karşılıksız ve bedelsiz yapıldığını, bu nedenle dava dilekçesinin (1) numaralı bendinde ileri sürülen açıklamalardan sadece taraflar arasında Bursa 8. Aile Mahkemesi 2022/1027 E. sayılı dava dosyasının bulunduğunun doğru olup diğer açıklamalar gerçeği yansıtmadığını, Dava dilekçesinin (2) numaralı bendinde ileri sürülen iddiaları da kabul etmediklerini ancak davacının şirket aleyhine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2022/1445 E. sayılı ortaklıktan çıkma ve ayrılma davası açtığı doğru olduğunu, açılan bu davada da ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacı hakkında 25.01.2023 tarihli genel kurul kararında davacının ortaklıktan çıkartılmasına karar alınmadığını, dava dilekçesinde bu yönden yanlış beyanda bulunulduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava davalı şirketin 25/01/2023 tarihli genel kurul karanının iptaline ilişkindir.
Davacı taraf Bursa 18. Noterliği 10.10.2022 tarih 39912 sayı ile tasdikli genel Kurul kararı ile yapılmış olan hisse devrinin bedelinin diğer ortak tarafından ödenmemiş olup diğer ortağın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Davalı taraf davacının şirket aleyhine Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2022/1445 E. sayılı ortaklıktan çıkma ve ayrılma davası açtığı doğru olduğunu, açılan bu davada da ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacı hakkında 25.01.2023 tarihli genel kurul kararında davacının ortaklıktan çıkartılmasına karar alınmadığını ileri sürmüştür.
Davalı şirketin 25/01/2023 tarihli genel kurulunda alınan kararlar hükümsüz olup olmadığı, hükümsüzlüğün müeyidesi iptal edilebilirlik yahut yokluk olup olmadığı, Davalının genel kurula davetin usulüne uyugn yapılmadığı iddiasının genel kurulda alınan kararın sonucuna etkisi olup olmadığı tartışılmalıdır.
Davanın temel dayanağı tebligat usulsüzlüğüne dayalıdır. Davacı beyan dilekçelerinde genel kurula ilişkin tebligatın boşanma davasının devam ettiği diğer ortakla birlikte yaşanan ortak konuta yapıldığını, tebligatta usulsüzlük bulunduğunu, diğer tebligatın da genel kuruldan sonra tebliğ edilmiş olduğunu savunmuştur.
Davalı şirket iki ortaklı olup davacı ve dava dışı … şirketin ortaklarıdır. %60 hisse dava dışı ortağa %40 hisse ise davacıya aittir. Genel kurulda davacının müdürlük yetkisinin sonlandırılmasına karar verilmiştir. Davacı aynı zamanda ortaklıktan çıkarılma istediğinden bu kararın alınmasında herhangi bir iyi niyet kurallarına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının tebligat usulsüzlüğüne ilişkin iddiası değerlendirildiğinde tebligata ilişkin gerekli çağrılar ve ilanlar yapılmış ancak davacının tebligat adresi genel kurulun yapıldığı ve tebligatın çıkarıldığı tarihte ve yine ticaret sicildeki kayıtlara göre… ‘dir. Davacı 22/03/2023 tarihinde ikinci bir mernis adresi bildirerek Nilüfer … Mah. … (150) Sk. No : 7 İç Kapı No : 8 adresini mernis adresi olarak bildirmiştir. Davacının fiili olarak bulunduğu konuta tebligat çıkarılmış ancak davacı bu tebligatı almamıştır. Bu sebeple merniste ve ticaret sicilde kayıtlı bulunan ve davacının müşterek konut olarak ifade ettiği adrese tebligat çıkarılmak zorunda kalınılmış bu tebligat ise genel kuruldan sonra tebliğ edilebilmiştir. Bu durumda davalı şirketin yaptığı bir tebligat usulsüzlüğünden bahsetmek mümkün değildir.
Davalı şirket çağrıyı hiç yapmamış değildir. Yalnızca tebligat prosedüründe taraf arasında ihtilaf bulunmaktadır. Kaldı ki tebligatta usulsüzlük bulunduğu kabul edilse dahi TTK’nun 446. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; toplantıda hazır bulunup karara olumsuz oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibinin yine toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın çağrının usulüne uygun yapılmadığını ileri süren pay sahibinin iptal davası açabileceği kabul edilmiş ancak bu aykırılığın genel kurulda kararın alınmasında etkili olması şart koşulmuştur.
Davalı şirketin ortaklık yapısı ve paydaşlık durumu dikkate alındığında %60 hissedar diğer ortaktır. Davacının genel kurula katılsa dahi alınan karara etki edecek bir hal bulunmamaktadır.
İleri sürülen tebligat usulsüzlüğünde dosya arasına alınan mernis kayıt bilgileri dikkate alındığında yapılmış bir tebligat usulsüzlüğü bulunmadığı gibi oylamada sonucu etkileyecek bir durum da bulunmamaktadır.
Davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2023

Başkan ……
e-imzalıdır
Üye ……
e-imzalıdır
Üye ……
e-imzalıdır
Katip ……
e-imzalıdır