Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/930 E. 2023/271 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/930 Esas
KARAR NO : 2023/271
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …..
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – … …..
VEKİLİ : Av. ……

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2022
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili davaya konu kaza yerinde kaldırımda yaya olarak seyir halinde iken dava dışı … … ‘un maliki olduğu ve yine dava dışı İsmail … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 22/03/2020 tarihinde kendisine çarpması sonucu yaralandığını, söz konusu kazaya ilişkin Bursa Bölge Trafik Ekipleri Amirliği tarafından düzenlenen 20/08/2021 tarihli Ölümlü/Yaralamalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında; “bu kazadan; sürücü İsmail …’un sol şeritteki seyri sırasında kontrolü kaybettiğini beyan etmiştir. Sürücünün kontrolü kaybettiğine ilişkin yol yüzeyinde fren izine rastlanılmadığını, kayma ve çarpma vardı ve alkolün varlığı ve yayanın savrulması esas alındığında 2918 sayılı KTK’nın 521/1-B maddesi ve sürücünün araç kullanırken 1.75 alkollü olması” dikkate alındığında İsmail …’un kusurlu olduğu müvekkilin ise kusurunun bulunmadığı tespit edildiğini, davaya konu trafik kazası neticesinde müvekkilde hem psikolojik hem de bedensel zarar oluştuğunu, nitekim, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi Acil Servisinin 22/03/2020 tarih ve 8441 protokol nolu rapor fotokopisinin tetkikinde; “şahsın araç dışı trafik kazası sonucu yapılan muayenesinde; sol frontotemporal bölgede 3 cm.lik abrazyon, sol elde 2×3 cm.lik abrazyon olduğu, beyin BT: akut subdural hemoraji, milimetrik hava dansitesi, sağ temporoparyetal loblarda parankimal kontüzyon, subaraknoidal? kanama saptandığı, BTM ile giderilemeyeceği, hayati tehlikesinin bulunduğu,” saptandığını, yine Bursa Çekirge Devlet Hastanesinin 22/03/2020 geliş ve 06/04/2020 çıkış tarihli 2020108079 hasta kayıt nolu epikriz rapor fotokopisinin tetkikinde; “şahsın yapılan muayenesinde; kafa kubbesinin kırık olduğu, kafa içi yaralanma, epidural kanama izlendiği, travmatik subaroknoid kanama bulunduğu” ve Bursa Çekirge Devlet Hastanesinin 06/04/2020 tarih ve 09/04/2020 çıkış tarihli DYS üzerinden taranarak gönderilmiş epikriz rapor görüntüsünün tetkikinde; “şahsın yapılan muayenesinde; trafik kazası sonrası muayene ve gözlem yapıldığı, hasta 09/04/2020 tarihinde beyin cerrahisi servisine sevki” yapıldığını, akabinde müvekkil 3. basamak yoğun bakıma yatırılmış ve entübe şekilde tedavisine devam edildiğini, yoğun bakımda iken müvekkile “sol kol radius kırığı için” ortopedi tarafından uzun kol ateli uygulanmış, 15.gün 2.basamak yoğun bakıma alınmış ve 18.gün servise çıkarılmış ve müvekkil ancak 17/04/2020 tarihinde hastaneden taburcu edildiğini, söz konusu kaza ile ilgili müvekkilin “sürekli iş göremezlik” zararına ilişkin ödenen 59.926,34.-TL bedel müvekkilin zararını karşılamamakla birlikte bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı için sigorta tahkim komisyonu 2021.E.173041 sayılı dosyası kapsamında müracaat edilmiştir. İlgili komisyon hakemleri tarafından müvekkilin Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalı’na müzekkere yazılarak vücudundaki maluliyetin tespit ettirilmesi talep edildiğini, ancak adli tıp anabilim dalının tetkik süreci uzun sürdüğünden tahkim yargılaması süresi olan 4 ayda rapor temin edilememiştir. STK 2021.E.173041 sayılı dosyası kararında söz konusu başvurunun; “Aktüerya hesabına dayanak olacak bir maluliyet raporunun dosyada mevcut olmaması ve hakem heyetimize tanınan süre zarfında ilgili raporun temin edilememesi nedeniyle başvuru sahibinin 10,00 TL sürekli iş göremezlik tazminat talebinin usulden reddine” karar verildiğini, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 26/07/2022 tarihli 2022-12 numaralı Adli Tıp Kurul Raporu’nda müvekkilin maluliyet oranı %23 olarak tespit edildiğini, söz konusu raporda; “Kulak Burun Boğaza ilişkin engel oranı 12, Kas İskelet Sistemine ilişkin engel oranı 8, Sinir Sistemine ilişkin engel oranı 5” olarak tespit edilmiş ve hesaplanan engel oranlarının Balthazard yöntemi ile kişinin engel oranına dönüştürülmesi olarak hesaplandığında müvekkil engel oranı %23 şeklinde tespit edildiğini, yine aynı raporda; “…’un 22/03/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile illiyetli arızalarının; Şahısta engel oranının %23 (yüzdeyirmiüç) olduğu, Şahısta meydana gelen beyin kanaması ve kırıkların iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uazayabileceği, Sürekli bakıcıya muhtaç olmadığı, geçici süreli bakıcı ihtiyacının 4 (dört) ay olduğu” kanaatine varıldığı, dolayısıyla müvekkilin davaya konu kaza sebebiyle maluliyetinin %23 olduğu sabit olduğundan davalı tarafça ödenen 59.926,34-TL’nin müvekkilin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin zararını karşılamadığı sabit olduğunu, davaya konu trafik kazasıyla ilgili Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/735 E. Sayılı dosyası ile davaya konu kazada kusurlu bulunan aracın sürücüsü dava dışı İsmail … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olma suçu ile dava açılmış olup söz konusu dava halen derdest durumda olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu m. 91 hükmü; “İşletenlerin,bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarınınkarşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde olup işbu madde sigorta şirketlerinin sorumluluğunu KTK m.85’e yapılan atıfla düzenlediğini, KTK m.85 hükmü ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde olduğunu, işbu kanun hükmünde de açıkça yer aldığı üzere zorunlu trafik sigortanın yapıldığı sigorta şirketi kaza dolayısıyla meydana gelen zarardan sorumludur. Dolayısıyla kaza tarihi sırasında aracın sigortalandığı davalı … sorumlu olduğunu, KTK’da düzenlenen Sigorta şirketinin sorumluluğunun şartları; bir zarar doğmuş olmalı, zarar trafik kazası sonucu ortaya çıkmalı, bu zararı motorlu araç vermeli ve kaza (zarar) ile motorlu araç arasında uygun illiyet bağı bulunması gerektiğini, dava konusu maddi tazminat alacağın sebebi olan kazada müvekkilde bedeni zarar meydana gelmiş, meydana gelen bu zarara bir trafik kazası sebebiyet vermiş, trafik kazası motorlu araçla olmuş ve kaza ile araç arasında da illiyet bağı mevcuttur. Dolayısıyla davacının yaralandığı kazada davalı … şirketinin KTK gereği sorumluluğu bulunduğunu, bu nedenle söz konusu kazaya ilişkin müvekkilin “sürekli iş göremezlik” tazminatının alacağı amacıyla davalı …Ş’ye ihtarname keşide edilmiş ve 184398123 poliçe numaralı sigortadan müvekkilin uğradığı zararın karşılanması talep edildiğini, ancak sigorta şirketi tarafından sürekli iş göremezlik ödeneğine ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığından işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, işbu sebeple tarafımızca Bursa Arabuluculuk Bürosu’na 2021/1684 dosya numarası ile başvurulmuş ise de 16/08/2021 tarihli arabuluculuk son tutanağında da belirtildiği üzere arabuluculuk süreci “Anlaşamama” ile sonuçlandığını, bu nedenlerle müvekkilinin 22/03/2020 tarihli kazaya ilişkin oluşan maddi zararının davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: … … adına kayıtlı … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde T-184398123-0-0 poliçe no ile 09.01.2020 – 09.01.2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu bedeni zararlarda 410.000,00-TL azami poliçe limiti ile sınırlıdır. Teminat limiti bildirmemiz davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat talepleri Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı dışında olduğunu, Zorunlu trafik sigortası bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmini esas olduğunu, her durumda müvekkil şirket sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, öte yandan Sayın Mahkemece davacı lehine tazminat hesaplanmasına karar verildiği takdirde, söz konusu hesaplama, ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre yapılması gerektiğini, TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosu ülkemizde yapılan araştırmalar neticesinde şekillenmiş olup, gerçeğe en uygun rakamları içerdiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 25.09.2012 tarih ve 2012/32 Sayılı Genelgesi ile söz konusu tablonun kullanılması gerektiği belirtildiğini, zira gerçeğe en yakın verileri söz konusu tablo içerdiğini, keza maluliyet tazminatının hesaplanmasında esas alınacak Mortalite tablosunun TRH 2010 olduğu, müvekkil şirket ile sigortalısı arasındaki sözleşme niteliğinde olan Trafik Sigortası Genel Şartları Ek 3’te yer aldığını, müvekkilin işbu davada taraf olmasına sebep olan hukuki belgeler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile Trafik Sigortası Genel Şartlardan olduğunu, dolayısıyla genel şartlarda yer alan hüküm ve şartların tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları Ekleri dilekçemiz ekinde olduğunu, ek 3’te Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplamasına ilişkin başlık altında yer alan 3 ve 4 maddelerde bu hususa değinildiğini, “3)Hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır.4)Hesaplamalarda iskonto oranı (teknik faiz) %1,8 olarak dikkate alınır. İskonto oranı (teknik faiz) gerekli görülen hallerde Hazine Müsteşarlığı tarafından güncellenir.” denilerek söz konusu tablonun tazminat hesabında kullanılması gerektiği açıkça belirtildiğini, belirtilen Poliçe Genel Şartları müvekkil sigorta şirketi ile sigortalısı arasındaki ilişkiyi düzenleyen esas sözleşme olduğunu, dolayısıyla, söz konusu hukuki ilişkiyi doğuran, koşullarını belirleyen ve karşılıklı yükümlülükleri garanti altına alan bir sözleşmenin varlığı halinde, “Sözleşmeye bağlılık” ilkesi taraf ilişkilerini düzenleyen temel bir prensip olacağından, müvekkil genel şartlarda yer alan hususlardan, genel şartlarda yer aldığı şekliyle sorumlu olduğunu, dolayısıyla yapılan araştırmalar neticesinde ülkemizin yaşam koşullarına uygun güncel bir tablo düzenlenmişken, söz konusu hususun uygulamaya zamanla yerleşeceği aşikâr olduğunu, açıklanan nedenlerle somut olaya daha uygun veriler içeren TRH 2010 tablosu ile hesaplama yapılması gerektiğini, aynı zamanda davacının maluliyetine ilişkin yapılacak tazminat hesabında davacının mesleği, dava konusu kaza öncesinde ve sonrasında gelir durumu ve tazminata etki edecek diğer tüm hususlar dikkate alınması gerektiğini, öte yandan davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, her durumda tazminat tutarına ilişkin yapılacak aktüer incelemesinde davacının aylık ücret tutarına ilişkin SGK kayıtları dikkate alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminat “ANCAK DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN” işleyecek “YASAL FAİZ” ile birlikte talep edilebileceğini, davacının ancak dava tarihinden itibaren işleyecek olan faizi talep edebilmesi mümkündür. Zira müvekkil şirket müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle, müvekkil şirket diğer şartların varlığı halinde ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, trafik kazası tespit tutanağı, ATK raporu, sağlık kurulu raporları, hastane kayıtları, feragat dilekçesi, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara davetiye tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı vekilinin 27/02/2023 havale tarihli feragat dilekçesinde; davalı ile haricen sulh olduklarını bu nedenle davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’ nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” davacının dilekçesinin yasaya uygun olarak feragat beyanı olduğu ve tek taraflı davayı sona erdiren taraf işlemi niteliğinde bulunduğundan mahkemeye ulaştığında hukuki sonuç doğurmaktadır. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden dilekçeler aşamasında beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Kararın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının feragatın ilk celseden sonra vuku bulması sebebiyle 2/3′ ü olan 119,93 TL’den peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 39,23 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avanslarının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’ nın 341 ve 345. Maddeleri gereği kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere, Türk Milleti adına dosya üzerinden karar verildi. 28/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.