Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/856 E. 2023/452 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/856
KARAR NO : 2023/452

HAKİM : … …
KATİP : ……

DAVACI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … – [16733-37764-…] UETS
DAVACILAR : 2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16365-63844-…] UETS
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2015
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle ; Bursa-Mudanya yolu üzerinde sahibi ve sürücüsü davalı … olan, diğer davalı … tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılmış olan … plakalı aracıyla, yol kenarında park halinde bulunan … plakalı araca ve müvekkilerine çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasından dolayı davalının tamamen kusurlu olduğunu, davacıların meydana gelen kaza nedeniyle uzun, acılı ve sıkıntılı bir tedavi süreci geçirdiklerini, davalının bu süreçte davacılarla görüşmeye dahi gelmediğini, davacılardan …’ın her iki ayağının da kırıldığını, kemik ve dokularının parçalanmış olması nedeniyle ayaklarının kesilmesinin sözkonusu olduğunu, davacı …’in sol ayak bileğinin kırıldığı, platin takıldığını, uzun süreli tedavi görmüş, ancak sağlığına kavuşamadığını, davacı …’in de sol ayak kaval kemiğinde parçalı kırık olduğunu ve platin takılı bulunduğunu ve 8 aylık bir süreçte tedavisinin sürdüğünü ve halen tam olarak sağlığına kavuşamadığını açıklanan nedenlerle; müvekkileri adına toplam 9.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; … plakalı araç müvekkil şirket tarafından 23.03.2013-2014 vadeli 128756607 no.lu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, sözü geçen Sigorta Poliçesi cevap dilekçesi ekinde sunduklarını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.11.2012 tarih 2013/17-72 E. 2012/1558 K. Sayılı ilamın bu yönde olduğunu, tedavi giderine ilişkin primlerin, SGK’ya aktarıldığını; ister hastanede yapılan sağlık giderleri, isterse yol gideri gibi zorunlu ancak doğrudan kanıtlanamayan giderler olsun, SUT hükümleri ve ilgili genelge kapsamında SGK tarafından karşılanmak durumunda olduğunu, dolayısıyla davacının anılan taleplerinin müvekkil sigorta şirketine değil; SGK’ya yöneltmesi gerektiğini, sigorta şirketinin, prim tahsil etmediği bir riski teminat altına almasının mümkün olmadığını, tedavi gideri primlerinin ise 6111 sayılı kanun gereği SGK’ya aktarıldığını, müvekkil şirket nezdinde bu yönüyle bir teminat bulunmadığını, zarar görenin müterafik kusurunun bulunması durumunda tazminattan uygun bir oranda indirim yapılması gerektiğini, bu oran belirlenirken zararın meydana geliş biçimi, zarar görenin müterafik kusurunun zararın meydana gelmesi ve artmasındaki etkinin dikkatle değerlendirilmesini ve müterafik kusur nedeniyle tazminatta indirim yapılmasını talep etmişlerdir.
Davalı … cevap dilekçesinde; Davacının ceza davasındaki kusur raporuna göre müvekkilinin kusurlu bulunduğunu belirtse de, olay yerinde yapılacak keşifte kaza sonucu yaralanan yayaların sadece araçlara ait olan ve yayaların bulunmaması gereken yolda bulunmaları nedeniyle kaza sonucu yaralandıklarının görüleceğini, davacıların kendi kusurlu davranışlarıyla kaza sonucu yaralandıklarını, müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur olmadığını, ayrıca olayda, belediye ve karayollarının kusuru bulunup bulunmadığının da araştırılması gerektiğini, sakatlık derecelerinin, tüm sağlık kurullarınca uygulanan “tüzük” hükümlerine göre belirlenmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, Ülkemizde, sakatlık derecelerini belirleyen tek yasal düzenlemenin, kısaca SSİT olarak anılan “Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü” ve bu tüzük ekindeki tablolar olduğunu, tüm sağlık kurulları (Adli Tıp Kurumu, Sosyal Sigortalar Kurumu ve öteki Sağlık Kurulları) sakatlık derecelerini (beden gücü kayıplarını) bu tüzüğe göre belirlediklerini, tüzük, uygulanması zorunlu bir nitelik taşıdığından, dava konusu olayda da bu tüzüğün dikkate alınması gerektiğini, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile somut olayın özelliğinin yanı sıra, zarar görende uyandırdığı elem ve ıstırabın derecesi, tazminat takdirinde önemli etkenler oluşturduğunu bu nedenlerde davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Deliller;
Uludağ Üniversitesi’ne, Bursa SGK İl Müdürlüğü’ne, Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulu’ndan alınan raporun sonuç kısmı: “Niyazi oğlu, 16/03/1988 doğumlu …’in 24/08/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası, nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII (28Aa……….10 )A %14 Gr1 XII(32a……….1 )A % 5 Balthazard formülüne göre % 18,3 E cetveline göre % 15.00 (yüzdeonbeşnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur. ” şeklindedir.
Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulu’ndan alınan raporun sonuç kısmı: “1) Esat oğlu, 08/03/1987 doğumlu …’ın 24/08/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleğinin meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII (33Bb……….22) A %26 E cetveline göre %22.2 (yüzdeyirmikinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,2) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar uzayabileceği,3) 24 ay iyileşme (iş göremezlik) süresinin ilk 6 ayında başka birinin bakımına ihtiyaç duyacağı, ilk 6 aydan sonra başka birinin sürekli bakımına ihtiyaç duymadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklindedir.
Aktüerya bilirkişisinin ikinci ek raporunun sonuç kısmı: ”
I. …’ın Efor Tazminatı talebinin,
kazalının iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar
uzayabileceğinin belirtildiği görülmekle, 24.08.2013-24.08.2015 tarihleri arasında %100 malul
sayılacağı, diğer dönemlerde ise, 26,0% oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı
kabulüne göre, 22,2% oranı sonraki kazançlarına uygulanmıştır. Sonuç olarak, kazalının bedensel zararının 300.485,29 TL olacağı sonucuna varılmıştır.
Davalının kusur oranının %50 olduğu dikkate alınarak, davalının payına düşen miktarının
150.242,64 TL olduğu, TBK’nun 55. Maddesi dikkate alınarak SGK’nın yapmış olduğu 14.905,38 TL’lik geçici iş göremezlik ödeneğinin %25 oranına denk düşen rücu kısmı (davacının kusur payı),
davalının zararından 3.726,35 TL.olarak tenzil edilerek, davacının talep miktarının 146.516,29 TL olacağının hesaplandığı kanaattimdir.” şeklindedir.
Davacı Tanığı …’in beyanı: ” Davacı …’ı eskiden beri tanıyorum işyerime yakın komşulukları da bulunmaktadır. Kazanın olduğu tarihte ağabeyisi Hüseyin Baytak beni aradı Recep’in kaza geçirdiği söyyledi, ertesi günü davacıyı ziyaret etmek üzere U. Üniversitesi Tıp Fakültesine gittik, sedyede yatıyordu demirler bağlı idi, ben kendisi ile konuştum durumum iyi değil dortorlar bacaklarımın kesileceğini söylüyorlar dedi. Ben de kendisine iyileşirsin diye moral verdim morali bozuktu bacakları kesilmedi ancak 4-5 aş kadar demirler takılı kaldı o süre içinde de yürüyemedi, hatta evde yattığı süre de 7-8 ay kadar yürüyemedi ve o süre içinde çalışamadı, geçimini ise ailesi sağladı.” şeklindedir.
Davacı Tanığı …’ın beyanı: ” Ben davacı …’in ağabeyisi olurum. Kaza günü kazanın olduğunu diğer kardeşlerim bana haber verdi, U. Ü. Tıp Fakültesine gittik, kardeşim Acil serviste idi, Doktorlar ile görüştüğümde herşeye hazırlıklı olun, iki ayağı birden kesilebilir dediler, iki ayağı da kırıktı ve kırık kemikler dışarıda olduğu için kan dolaşımı durmuştu, kan dolaşımı olursa ameliyata alacağız dediler, ancak gece 24:00 ile .01: 00 arası ameliyata aldılar, ameliyatta bir kaç gün yoğun bakımda kaldı kan dolaşımı takip edildi, daha sonra kemikleri birleştirecek şekilde dışarıdan demir Platin taktılar bu halde de bir kaç ay kaldı, eve de bu şekilde sevk ettiler, bu demirler ile bekletildi, daha sonra düzeltme ameliyatları oldu, yaklaşık 1- 1,5 yıl içerisinde 3-4 ameliyat geçirdi, en az 6 ay kadar hiç yürüyemedi, şu anda ayak bileklerinde şikayet var, halen normal şekilde yürüyemiyor, karşı taraftan 3 yıllık süre içinde herhangi bir maddi yardım olmadığı gibi geçmiş olsun diye bile aramadılar, kardeşim Recep Kanalboyu Nilüfer Sporda ve çeşitli amatör kuluplerde futbol oynuyor, gelecek vaadediyordu, iyi bir kaleci idi, ancak Kaza nedeniyel futbol hayatı sona erdi” şeklindedir.
Davacı tanığı …’ın beyanı: “Davacı …’in ağabeyisi olurum. Kazayı öğrendiğimdimde U. Ü. Tıp fakültesine gittim, doktorlar ile ilk görüştüğümde bacaklarının kesileceğini söylediler hatta bana imzalattılar, bacaklarının kesilmesi gerektiği takdirde müdahale etmek için benden izin aldılar biz hepimiz şok yaşadık, kendisine doktorlar da söylemiş, ancak daha sonra kesilmesine gerek kalmadan ameliyat ettiler, ancak kaval kemikleri kırık ve arkadan çıkmış bu nedenle zor bir ameliyat oldu, ve tekrarlanan ameliyatları oldu, iyileşmesi uzun bir süre aldı, fizik tedavilerine 1 hafta boyunca ben götürdüm, halen belli hasarları vardır, ayağa kalkıp yürümesi 2 seneyi geçti, karşı tarafdan maddi ve manevi yardımları hiç kimsenin olmadı.” şeklindedir.
Davacı …’un beyanı: “Ben davacı … Çocukluk arkadaşım olur … da onun ağabeyisi olur, 2013 yılı Ağustos ayında Meydana gelen kazada sağ ayağında kırık oldu, bu yaralanması nedeniyle uzunca bir süre Medica Bil hastanesine tedavi için gitti, ben ve diğer arkadaşlar dönüşümlü olarak kendisini götürüp getirdik, daha sonrasında ise fizik tedavi gördü, biz 4 ay boyunca kendisini hastaneye götürdük, bu süre zarfında ayaağı alçılı idi,biz kendisini Pansumana götürürken 4 kişi battaniyenin içerisine oturtup arabanın arkasına uzatıyorduk bu şekilde hastanaye götürüyorduk, kendisi halen iyileşmedi, kendisine ameliyat ile Platin takıldı, birden fazla amilayatları oldu, ilk ameliyatta Yapay Kemik Tozu kullanıldı, ancak sonuç alınamayınca ikinci kez ameliyatta Kalça Kemiğinden nakil ile yapıldı, halen ayakta durmakta güçlük çekiyor bir saat kadar bile ayakta durması mümkün olmuyor, platinlerden dolayı soğukta dışarı çıkamıyor, soğukta da ağrı yapıyor, işi kalıp tasarım işi idi, raflara malzeme koyuyordu, beden gücü ile çalışıyordu kazadan sonra iş gücü kaybı oldu, onu başka bir bölüme geçirdiler, …’un buna bağlı kariyer planlaması da sona erdi, zira kendisi Üniversitede de Kalıp Tasarım Bölümü okumuştu, severek de yaptığı bir işti ancak bir daha yapamadı, diğer davacı … ‘da aynı durumda idi, onun da dizinin altı parçalanmıştı, onu da zaman zaman hastaneye götürdük o da ameliyat oldu platın takıldı, o da yine Platin nedeniyle ağrılar çekiyor ve ağır sanayide çalıştığı için iş gücü kaybına uğradı.” şeklindedir.
Davacı tanığı …’un beyanı: “Davacı … arkadaşım olur, kaza olduğunda bende hastaneye gittim. İlk gittiğimde kendisini mumya gibi sarmışlardı, acı çekiyordu, kendisini Röntgene götürdük bize sakat kalabileceğini söylediler, aynı gün kendisini Medica bil hastanesine götürüldü, orada alçıları açılıp ameliyat edildi, Hastaneden çıktıktan sonra evdede ziyaretlerine devam ettik, ameliyatında yapay kemik tozu ile nakil yaptılar, sağ kolu, sol kolu, ve sağ bacağı komple alçı içinde idi, 7-8 ay boyunca bu şekilde evde yatalak kaldı annesi kendisine baktı, altı dahi değiştiriliyordu, bir bardak su bile alamıyordu, çok zor günler geçirdi, kontrole gittiğimizde kemiğin kaynamadığını söylediler, sakat kalacağı için çok büyük üzüntü duyuyordu biz kendisini bu süreç içerisinde yalnız bırakmamak için her gün işten çıktığımızda yanına gidiyorduk, daha sonra kendi vücudundan kemik alıp nakletmek suretiyle yeniden ameliyat ettiler, daha sonra kemikleri kaynadı ancak tedavisi devam etti, ayağında ödemler vardı çok şişmişti fizik tedaviye gittik, bazı aletler aldı, fizik tedavi masrafı da yaptı, 3 ay kadar ben götürdüm daha sonra kendisi de devam etti, kendisi denize havuza herhangi bir aktiveteye katılma konusunda güçlük çekti vücudunda halen ameliyat izleri vardır, biryere gittiğimizde uzun süre ayakta duramıyor, ağabeyisi …’ın da geçirdiği kaza sebebiyle ayakta duramıyor ancak …’un durumu daha ağır.” şeklindedir.
Davacı Tanığı …’nin beyanı: “Davacı … arkadaşım olur,kaza ile ilgili kaza gününden beri …’un yanında idim. İlk kez Çekirge Devlet Hastanesine götürdüğümüzde durumu çok ağırdı, ben Hastane yetkilisi ile görüştüğümde durumunun çok ağır olduğunu burada kalır ise tedavisinin yapılamayacağını ve sakat kalacağını söylemeleri üzerine Kendisini Medicabil Özel Hastaneye götürdük. Ameliyat süresince çok zorlandı, psikolojisi de çok bozuktu, kendisine biz destek olduk, Hastane süresinden sonra da Fizik Tedavi gördü, bu tedavileri 8-9 ay kadar sürdü, kendisini genelde ben götürüp getirdim. Ağabeyisi … ‘da fabrikada çalışırken kaza nedeniyle zorlanıyordu mecburen çalıştığını ayakta duramadığını söylüyordu, …’un ise yine kaza sonrasında durumu nedeniyle Kalıp tarasımdan masa başına geçirildiğini biliyorum.” şeklindedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat itemine ilişkindir.
Mahkememizce 2016/776 Esas ve 2021/68 Karar sayılı ilamı ile verilen karar, davalı … şirketinin istinaf istemi üzerine istinaf mahkemesince kaldırılmıştır.
İstinaf kaldırma ilamında davalı … aleyhine manevi tazminata hükmedilemeyeceği belirtilmiş, mahkememizce bu hususa riayet edilerek davalı … aleyhine manevi tazminata hükmedilmemiştir.
Mahkememizin 2016/776 Esas ve 2021/68 Karar sayılı ilamı ile verilen hükmü sadece davalı … istinaf etmiştir, ilk verilen hükmün 5 ve 6 numaralı fıkralarında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve davacılar … ve …’in davalı … yönünden davalarının ayrı ayrı açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
İstinaf kaldırma ilamında, hükme esas alınan ATK raporunda davacı …’ın maluliyet oranının %22,2 olarak kabul edilmesine rağmen, raporda % 26 üzerinden hesaplama yapılmış olması kaldırma sebebi yapılmıştır. Davacı …’in maluliyet oranı % 22,2 olarak dikkate alınmak suretiyle aktüerya rapor aldırılmış ve davacı …’in maddi tazminat alacağı raporda 146.516,29 TL olarak hesaplanmıştır. Ancak, dikkat edilmesi gereken husus, mahkememiz ilk kararını davacı …’in istinaf etmemesi ile davalı lehine usuli kazanılmış hak prensibinin uygulama alanı bulacak olmasıdır. Bu sebeple mahkememizce usuli kazanılmış hak kuralına riayet edilerek 142.915,46 TL maddi tazminatın, davalı … yönünden poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla, davalı … yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 24/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine karar verilmiştir.
Davalı … şirketinin dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafça ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren sigorta şirketinin faizden sorumluluğuna karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden davalı …’in kararı istinaf etmemesi ve aynı şekilde davacı …’in de kararı istinaf etmemesi dikkate alınarak; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şekli, kusur durum ve hakkaniyet gereğince, 15.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 24/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak, davacı …’a verilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar … ve …’in davalı … şirketine karşı maddi tazminat taleplerinin sunulan sulh protokolü gereğince, feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Keza davalı … şirketinin vekalet ücreti talebi olmadığı hususu dikkate alınarak, bu davacıların feragati yönünden davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Kazanın oluşumu ile ilgili kısa bir açıklamaya yer verilecek olur ise; davalı … kullanımında olan araç ile seyir halinde iken park halinde olup araca indirme ve bindirme yapan ve yaya konumunda olan davacılara çarpmıştır. Öncelikle ifade edilmesi gereken husus, davacılar …’in aracında olup yaralanan kişiler değildir ve bu nedenle hatır taşıması indirimi yapılması söz konusu olamaz, zira olayda bir hatır taşıması yoktur.
Müterafik kusur ile olarak; davacı …’in zararın artmasına sebebiyet veren bir hareketi yoktur. Davacı … olayda yaya konumundadır ve davacı …’e mahkememizce hükme esas alınan kusur raporunda % 25 oranında araca indirme ve bindirme yaparken kendi güvenliğini sağlayamadığından kusur verilmiştir. Davacı …’in her hangi bir koruyucu ekipman veya kask takmasını gerektirecek bir durum yoktur, zira davacı … motor sürücüsü değildir. Açıklanan bu nedenlerle davacı … lehine hükmedilen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir durumun olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı … şirketinin usuli kazanılmış hakkı korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı … şirketinin ölüm ve sakatlanmada kaza başına teminat altına aldığı limit 1.250.000,00 TL’dir ve ölüm ve sakatlanmada kişi başına limit 250.000,00 TL’dir. Davacılar … ve …’a yapılan ödemeler ile davacı … lehine hükmedilen maddi tazminat miktarlarına bakıldığında davalı … şirketinin poliçe limitinin davacı … yönünden aşılmadığı görülmektedir. Bu bağlamda davalı … davacı … lehine hükmedilen maddi tazminattan kaynaklı karar ve ilam harcından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Eldeki davada dava açılırken 3 davacı birlikte tek vekile vekalet vererek dava açmıştır, burada aslında her bir davacı yönünden ayrı bir dava vardır. Bu yüzden davacılar … ve …’ın davalı …’e karşı davalarının açılmamış sayılmasına karar verilmekle; davalı …’nin her bir davacı yönünden lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Dava dilekçesinin talep sonucunda maddi ve manevi tazminat talepleri ile ilgili davalı … şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla talepte bulunulmuş, manevi tazminatın ayrıca ve açıkça sigorta şirketinden istendiği yazılmamıştır. Keza poliçede sigorta şirketinin manevi tazminatları üstlenmesi de söz konusu değildir. Ayrıca dava dilekçesinin içeriğinden manevi tazminatların sadece davalı …’ten istendiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle; davalı … şirketinden manevi tazminat talep edilmediği kanaatine varılmakla; ayrıca manevi tazminat yönünden sigorta şirketi lehine bir ret hükmü kurulmamış, ancak kaldırma ilamında söz edildiği üzere sadece davalı …’in manevi tazminattan sorumluluğu yoluna gidilmiştir. İzah edilen nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Davacı …’ın maddi tazminat talebi yönünden; 142.915,46 TL maddi tazminatın, davalı … yönünden poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla, davalı … yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 24/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
2- Davacı …’ın manevi tazminat talebi yönünden; 15.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 24/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak, davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacılar … ve …’in davalı … şirketine karşı maddi tazminat taleplerinin sunulan sulh protokolü gereğince, feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine,
4-Davacılar … ve …’in davalı … yönünden davalarının ayrı ayrı açılmamış sayılmasına,
5-Maddi tazminat yönünden hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 9.762,55 TL karar ve ilam harcından 286,91 TL peşin harç, 51,80 TL ıslah harcı ve 941,12 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 8.482,72 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 286,91 TL peşin harç, 51,80 TL ıslah harcı ve 941,12 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.279,83 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
7-Davacılar … ve …’in yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
8-Davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
9-Davacı … tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı ve 1.252,00 TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.279,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
10-Davacı … maddi tazminat talebi yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 22.437,31 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
11-Davacı … manevi tazminat talebi yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT m.10 ve m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak, davacı …’a verilmesine,
12-Davacı …’ın reddolunan manevi tazminat talebi yönünden davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT m.10 ve m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak, davalı …’e verilmesine,
13-Davalı … davacı …’in davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT m.7/1 ve m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak, davalı …’e verilmesine,
14-Davalı … davacı …’in davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT m.7/1 ve m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak, davalı …’e verilmesine,

15-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
16-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır