Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/834 E. 2023/820 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/834 Esas – 2023/820
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/834
KARAR NO : 2023/820

HAKİM : …..
KATİP : ….

DAVACI : 1- … – ….. Yeni Mah. Eski Bursa Asfaltı Cad. No:22 İç Kapı No:5 Mudanya/ BURSA
VEKİLLERİ : Av. …… – [16054-50056-..] UETS
Av. …… –
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – ……
VEKİLİ : Av……. –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/06/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; 02/11/2016 tarihinde İpar Caddesi Harmanlar Sokak girişinde müvekkilinin arka koltuğunda bulunan … plakalı motosiklet ile … plakalı aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kusur tespit bilirkişi raporu ile … plakalı aracın sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine maddi zararın ödenmesi amacıyla yaptıkları başvuru taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin kazadan sonra 1 sene boyunca yatağa bağımlı bir şeklide geçici iş göremez şekilde yaşadığını, lise öğrencisi olan müvekkilinin bu sürede okuluna devam edemediğini, arkadaşlarından geri kaldığını, yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla geçici iş göremezlik ve iş gücü kaybı (sürekli iş göremezlik) tazminatı talepleri için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın sigortaya başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydıyla tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesinde özetle; olay nedeniyle sigorta şirketinin sorumluluğu kusur ve ZMMS poliçe limitleri ile sınırlı bulunmadığını, ZMMS ( trafik ) sigorta poliçeleri kusur oranında sorumluluğu havi poliçeler olup, mezkur kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından müvekkili şirketin de sorumluluğunun bulunmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğunun zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edilebileceğinin belirtildiği, davacı yanın uğradığı iddia olunan özürlülük oranının dikkate alınmasının gerektiğini, bu kapsamda 22/02/2018 tarih ve T.C Sağlık Bakanlığı Bursa Çekirge Devlet Hastanesi’nce verilmiş olan Engelli Sağlık Kurulu Raporu neticesi davacı yanın kalıcı özürlülüğü/sakatlığı bulunmadığı açık olarak tespit edildiğini, davacı yanın kalıcı sakatlığa uğramadığı açık olarak tespit edildiğinden; huzurdaki davanın reddinin gerektiği, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller;
Mudanya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne, Medicabil Hastanesi’ne, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’ne, … Sigorta A.Ş’ye, Mudanya Devlet Hastanesi’ne, Bursa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne, Bursa 2. İcra Dairesi’ne, azılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Uludağ Ünirvesitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın raporunun sonuç kısmı: “A, 11 Ekim 2008 Tarihinde yayınlanan 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazarıma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre değerlendirilmesinde …’ın Meslekte Kazanma Gücünü.7,2(yüzdeyediyirgüliki) oranında kaybetmiş olduğu,B. 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve ÖzürlülereVerilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte …’ın özür oranının %6 (yüzdealtı)olduğu, :C. Kişinin iyileşme süresinin 6 ay olduğu, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği kanaatini bildirir rapordur.” şeklindedir.
Aktüerya Uzmanı bilirkişi … ve Makine Mühendisi …’in raporunun sonuç kısmı:”İ. Kazada sürücü …; sevk ve idaresindeki motosiklet ileseyrederken kontrolsüz kavşakta ilk geçiş hakkı kuralına riayet etmediğinden, kontrolsüz kavşağa yaklaşırken aracının hızını mahal şartlarına göre düzenlemediğinden söz konusu kazanın meydana gelmesinde (96 100 ) ( yüzde- yüz ) oranında kusurlu olduğu,ü. Sürücü …; kurallara uygun seyrettiğinden söz konusu trafikkazasının meydana gelmesinde kusursuz olduğu,İli. Bursa Uludağ Üniversitesi A.T.A.B.D Başkanlığının, 11.07.2019 Tarihli,11.13.2019/358 Sayılı Raporunda, kişinin meslekte kazanma gücü kaybı oranının 47,2,iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin belirtilmesi nedeniyle, 02.11.2016 -02.05.2017 Tarihleri arasında 96100 malul sayılacak, takip eden dönemde ise, varsayımsalgelire 7,296 oranı uygulanacaktır. Bu kabulle yapılan hesaplamada davacının net zararının82.651,80TL olacağı hesaplanmıştır. Davalı Sigorta Şirketinin söz konusu zararıntazmininden sorumlu olduğu,iv. Her ne kadar Bilirkişi Kurulumuzca, davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik zararından sorumlu olmadıkları iddiası yerinde bulunmamaklabirlikte, Yüce Mahkemece aksi kanaatte olunması ihtimaline yönelik olarak, Davacının talep tutarının 71.340,42TL olacağının hesaplandığı kanaatimizdir.” şeklindedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Eldeki davaya konu trafik kazası ile ilgili somut değerlendirmeye yer vermeden önce, davalıların sorumluluğunun hukuki temeli ile ilgili kısa açıklamalara değinmekte fayda vardır.
Trafik kazası nedeniyle üçüncü kişilerin uğradığı zararlardan; sürücü TBK m.49’da ifadesini bulan haksız fiil hükümlerine göre, işleten ise KTK m.85’te ifadesini bulan tehlike sorumluluğu hükümlerine göre, sigorta şirketi ise KTK m.91 hükmü gereğince sözleşme hükümlerine göre sürücünün kusuru oranında müteselsilen sorumludur. Burada dikkat edilmesi gereken husus, işleten ve onun sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin sürücünün kusuru oranında zarardan sorumlu olmalarıdır. Araç sürücüsünün kusursuz olması halinde, sürücü haksız fiil hükümlerine göre zarardan sorumlu olmayacağından işleten ve sigorta şirketinin de zarardan sorumlulukları doğmayacaktır. Bu bağlamda davamıza konu trafik kazasında, kazaya karışanların kusurlu hareketleri ve kusur oranlarının belirlenmesi; sürücü, işleten ve sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlenmesi yönünden önem arz etmektedir.
Bu açıklama ışığında dosyamıza konu trafik kazası değerlendirildiğinde, mahkememizce kusur raporu alınmış ve kusur raporunda özetle; sürücü …’nın geçiş üstünlüğü kuralına riayet etmemesi ve kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması sebebiyle tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kusur raporu kaza ile ilgili toplanan belgelere ve kazanın oluş şekline uygun olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce ilk verilen kararın istinaf mahkemesince kaldırılması üzerine kaldırma gerekçelerinde belirtilen hususlarda eksiklikler giderilmiştir. Şöyle ki; davacı …’ın 18 yaşını ikmal etmesi sebebiyle davacı vekiline yeni vekaletname sunması için süre verilmiş, davacı vekilince davacı asilden alınmış vekaletname mahkememize sunulmuştur.
Kaldırma kararı öncesinde davacı yanın ıslah dilekçesi sunduğu görülmektedir. İstinaf ilamında ıslah harcının yatırılmamasından bahisle ıslahın sonuç doğurmayacağı belirtilmiştir. 27/01/2023 tarihinde ıslah harcının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar ıslah dilekçesine karşı cevap verilmiş ise de ıslah harcının 27/01/2023 tarihinde yatırılması sebebiyle 29/09/2020 tarihli ıslah dilekçesinin davalıya tebliğine ve bir hafta içerisinde ıslaha karşı cevap verebileceğine karar verilmiş ve hukuki dinlenilme hakkı kapsamında davalıya ıslaha cevap imkanı tanınmıştır.
Kaldırma ilamında; müterafik kusurun olup olmadığının değerlendirilmediği, maluliyet oranının aktüerya raporunda yanlış oran üzerinden dikkate alındığı ve TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmasına rağmen prograsif rant yöntemi yerine teknik faiz hesaplama yönteminin uygulanması kaldırma gerekçesi yapılmıştır.
Davacı kazalının kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre 6 geçici iş göremezliğinin olduğu ve % 6 oranında sürekli iş göremezliğinin olduğu maluliyet raporundan anlaşılmaktadır.
Mahkememizce; meydana gelen trafik kazasında sürücü …’nın %100 kusurlu olduğu ve davacının 6 ay süre ile geçici iş göremezlik süresinin olduğu ile %6 sürekli iş göremez olduğu dikkate alınarak; TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi ile hüküm tarihindeki asgari ücret ve güncel asgari ücret ile ayrı ayrı hesaplama yapılarak ve her bir hesaplamadan %20 müterafik kusur indirimi yapılarak davacının maddi tazminat alacağının olup olmadığının hesaplanması için dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Öncelikle ifade edilmesi gereken husus davacının yaralanması dizindeki kemik kırıklarından kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamında ise davacının dizlik ve koruyucu ekipman taktığına ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Koruyucu ekipman kullanıldığını ispat yükü davacı taraf üzerindedir. Davacı tarafın koruyucu ekipman ve özellikle dizlik taktığına ilişkin davacı tarafından bir ispat faaliyetinde bulunulmadığından maddi tazminattan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması cihetine gidilmiştir.
Mahkememizce tartışılması gereken husus; davacının ilk kararı istinaf etmemesi üzerine davalının usuli kazanılmış hakkının asgari ücretteki artışı kapsayıp kapsamadığı, başka bir deyişle bilinmeyen dönem yönünden ilk hüküm tarihindeki asgari ücretin mi yoksa ikinci hüküm tarihindeki asgari ücretin mi uygulanacağıdır.
İlk verilen kararın davacılar tarafından istinaf edilmemesi üzerine davalının usuli kazanılmış haklarının korunması gerekir. Bu nedenle; her ne kadar ilk hükümden sonra asgari ücret değişmiş olsa da ilk karar tarihinden sonraki dönemlerin aktüerya raporunda bilinmeyen dönem olarak yer alması gerekir. Aksinin kabulü halinde TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplamada maluliyet oranı düşmesine rağmen kararı tek başına istinaf eden davalıların aleyhine olacak ve usuli kazanılmış hak ilkesine riayet edilmemiş olacaktır. Bu nedenle aktüerya bilirkişisinden TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak ve prograsif rant yöntemi ile ilk hükümden sonraki yılların bilinmeyen dönem ve güncel asgari ücretten sonraki yılların bilinmeyen dönem olarak ayrı ayrı ve ihtimalli hesaplanması için rapor hazırlanması istenmiş, mahkememizce usuli kazanılmış hak kapsamında ilk hükümden sonraki yılların bilinmeyen dönem olarak dikkate alınması gerektiği kanaati ile 2021 yılı ve sonrasında % 10 artırım ve % 10 iskonto uygulanarak davacının bilinmeyen aktif dönem ve pasif dönem zararı hesaplanmıştır. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 17/05/2022 tarih, 2019/(21)10-595 Esas ve 2022/639 Karar sayılı ilamı)
Davacının 6 ay süre ile geçici iş göremezlik süresinin olduğu ile %6 sürekli iş göremez olduğu gözetilerek, ilk karar tarihindeki güncel asgari ücret dikkate alınarak ve ilk karar tarihinden sonraki dönemlerde % 10 artırım ve % 10 iskonto uygulanarak davacının zararının 97.105,67 TL olduğu aktüerya raporunda hesaplanmıştır. Davacının koruyucu ekipman ve dizlik takmaması sebebiyle zararın artmasına sebebiyet verdiği ve müterafik kusurunun olduğu anlaşılmakla; bu tazminattan % 20 oranında indirim yapılmış ve davacının zararının 77.684,53 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı sigorta şirketi istinaf ilamında da belirtildiği üzere hatır taşıması definde bulunmamıştır. Mahkememizce kaldırma ilamı sonrasında yapılan yargılamada davalı sigorta şirketi cevap dilekçesini ıslah etmiş ve ıslah ile hatır taşıması defini ileri sürmüştür. Bu dilekçe davacı tarafa tebliğ edilmemiş, ancak davacı vekili tebliğden vazgeçerek ıslahı kabul etmediğini duruşmada beyan etmiştir. HMK m.177/2 gereğince kaldırma kararı sonrasında mahkememizce özellikle aktüerya raporunun yeniden alınması tahkikata ilişkin bir işlem olduğundan ve mahkememizce tahkikata ilişkin bir işlem yapıldığından davalının ıslah yapabileceği kanaati ile hatır taşıması olup olmadığı ele alınmıştır.
Dava dilekçesinde belirtildiği üzere ve tüm dosya kapsamından açık bir şekilde anlaşıldığı kadarıyla davacı … plakalı araçta yolcu konumundadır ve dava bu aracın zorunlu trafik sigortasına karşı açılmıştır. Olayda davacının bir hatır taşıması ile taşındığı ihtilaflı olmadığından hükmedilen tazminattan mahkememizce % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır. Mahkememizce olayımızda hem müterafik kusur ve hem de hatır taşıması söz konusu olduğundan; istikrar bulmuş Yargıtay uygulaması gereğince, mahkememizce resen dikkate alınması gereken müterafik kusurdan kaynaklı olarak tazminattan önce % 20 oranında indirim yapılmış, akabinde defi niteliğinde olan hatır taşımasından kaynaklı tazminattan ikinci bir % 20 indirim daha yapılmıştır. (Aynı yönde Adana BAM 3. HD 2021/2304 Esas ve 2023/1029 Karar sayılı ilamı)
İstinaf kaldırma ilamında da belirtildiği üzere; sigorta şirketinin davacıya verdiği ret cevabi yazısının tarihi olan 02/05/2018 tarihinde temerrüde düştüğü mahkememizce kabul edilmiş ve davalı sigorta şirketi aleyhine bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle poliçe limiti sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 310.000,00 TL’dir ve sağlık gideri olarak da kişi başına 310.000,00 TL’dir. Davacının gerek geçici iş göremezlikten ve gerekse sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatlarının poliçe limitinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; 62.147,62 TL maddi tazminatın, 02/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla, davalı sigorta şirketinden alınarak, davacı …’a verilmesine, ve fazlaya ilişkin talebin reddine dair davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; 62.147,62 TL maddi tazminatın, 02/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla, davalı sigorta şirketinden alınarak, davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 4.245,30 TL karar ve ilam harcından; 35,90 TL peşin harç ve 1.411,48 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.797,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 1.411,48 TL ıslah harcı toplamı olan 1.447,38 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından ıslah için yatırılan 179,90 TL’nin talep hainde davalıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 218,11 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.154,01 TL yargılama giderinden; davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.619,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 67,50 TL yargılama giderinden; davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 16,74 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.943,62 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
9-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/06/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır