Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/788 E. 2022/1277 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/788 Esas
KARAR NO : 2022/1277

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : ….

DAVACI : …. ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …. ….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davacı ve davalını kardeş olduğunu, davalının İsviçre’de … … unvanlı bir şirketin ortağı olduğunu, işyerinin sigorta borçları nedeniyle davalı hakkında haciz vesikası düzenlendiğini, davacının Dietikom Noterliğinin 24/25.10.2019 tarihli borç kabul tanıma belgesi ile haciz vesikası borcunun yarısı olan 33.462,95 İsviçre Frangını devraldığını beyan ettiğini, davacının bu tutarda borcu kabullendiğini, davalı tarafın İsviçre de davacı aleyhine bu miktarda icra takibi başlattığını, aynı borç ilişkisine dayalı olarak davalının Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, yine 6.İcra Müdürlüğünün 2021/11738 sayılı dosyasında da aynı alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından Bursa 5.Asliye Hukuk Mah. 2022/138 sayılı dosyasında tasarrufun iptali davası açtığını, alacağın İsviçre alacağı olduğunu, davalıya borçlu olmadığını, … sayılı takip devam ederken 11738 numaralı müzekker takip başlatıldığını ileri sürerek her iki takip dosyasında borçlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptali ile davanın kabulüne %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davacı ve davalının dava dışı şirketi birlikte işlettiklerini, şirketin hali hazırda tasfiye olduğunu, şirket davalı adına kayıtlı olduğundan işletme nedeniyle kamu borçlarının çıkartıldığını ve davalı hakkında İsviçre Vergi Dairesi tarafından toplamda 123.253,00 İsviçre Frangı tutarında haciz vesikası düzenlendiğini, davacının bu haciz vesikalarına ilişkin borcun yarısından sorumlu olduğunun noterlikçe beyan ve kabul ettiğini, ancak davacının Türkiye’de yaşadığını İsviçre’de herhangi bir mal varlığının olmadığını, müvekkilinin taksitlendirme yaparak borçları ödemeye devam ettiğini, davacı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu haciz vesikalarındaki borcun üstlenilmesi nedeniyle icra takiplerinin başlatıldığını ileri sürerek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2021/… ve 2021/11738 sayılı dosyalarında menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit istenen borcun dayanağı belgede İsviçre Devleti tarafından düzenlenen vergi borcunun bir kısmının davacı tarafından üstenilmesine ilişkindir. Vergi borcu ise İsviçre’de bulunan dava dışı … … isimli firmanın devlete olan borcu olduğu anlaşılmaktadır.
Noterlik tarafından düzenlenen belge incelendiğinde davacı ve davalının işletmeyi birlikte işlettikleri ve işleri birlikte yürüttükleri anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı resmiyette ortak olmasa da davacının da işletmede pay sahibi olduğu, işletmeyi davalı ile birlikte yürüttüğü bu nedenle de şirkete çıkan borcun yarısını üstlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafta cevap dilekçesinde işletmeyi birlikte yürüttükleri, kar ve giderleri iki kardeşin birlikte paylaştıkları bu nedenle devlete olan vergi borcunun yarısının davacı tarafından üstlenildiğini belirtmiştir.
Davacının … …. vergi dairesine vermiş olduğu beyanında 65.805,10 İsviçre Frangının yarısı olan 32.920,55 miktarlık kısmının davacı tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiği görülmektedir. Bunun 26/05/2020 tarihli vergi dairesi yazısıyla tutanak altına alındığı anlaşılmaktadır. Yine benzer biçimde 66.925,90 İsviçre Frangının yarısı olan 33.462,95 miktarlık kısmının davacı tarafından üstlenildiğine dair vergi dairesi yazısı bulunmaktadır.
Davacı taraf dava dışı şirkete ait borcun belgelerde belirtilen 33.462,95 İsviçre Frangı ve 32.920,55 İsviçre Frangı olan kısmının vergi dairesine ödemeyi taahhüt etmiştir.
Davalı taraf takip gerekçesi olarak davacının Türkiye’de yaşadığını vergi dairesinin borçtan sorumlu olarak davalıdan borcun tamamını tahsil edeceğini, davacıdan tahsil edilemeyeceği gerekçesi ile eldeki takipleri başlatmıştır.
Davacı davalıya söz konusu belgelerde belirli bir vadeye kadar 33.462,95 İsviçre Frangı ve 32.920,55 İsviçre Frangını davalı tarafa vereceğini taahhüt etmemiştir. Yalnızca borcun bu kadarlık kısmını vergi dairesine ödemeyi üstlenmiştir. Hatta vergi dairesi tarafından düzenlenen resmi belgede de davacıya şirketin vergi borcunun üstlenilen kısmı kadar tutarı ödemeyi taahhüt ettiklerine dair belge düzenlenmiştir. Davalı davacıdan bu belgelere göre doğrudan alacak hakkına sahip değildir. Vergi dairesi borç üstlenme belgesi uyarınca dilerse üstlenilen kısımları davacıdan talep edebilir dilerse tamamını asıl borçlu olan davalıdan talep edebilir.
Davalının davacıdan talep hakkı da ancak tarafların arasındaki anlaşma gereği davalının kendisine düşen kısımdan fazlasını yani davacının üstlendiği kısmı vergi dairesine ödediği takdirde davacıdan düzenlenen bu belgelere göre onun ödemesi gereken tutarı davacıdan talep edebilir.
Davalı ve davacı arasındaki hukuksal ilişkideki durum bir miktar para borcunun belirli bir vadede davalıya ödenmesi niteliğinde değildir. Bir borcun üstlenilmesi niteliğindedir. Davacı bu akde aykırı davranırsa ve davalı tarafından da davacı hissesine düşen kısım vergi dairesine ödenirse bu takdirde davacıdan talep hakkı doğacaktır.
Davalı tarafa vergi dairesine ne miktarda ödeme yapıldığının açıklanması istenmiş, sunulan belgelere göre davalı henüz kendi sorumluluğunda olan kısmı ödeme aşamasında olduğu davacının üstlendiği kısma ilişkin vergi dairesine herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu dolayısıyla davalının davacıdan söz konusu belgeler uyarınca takip tarihi itibariyle doğmuş bir alacağın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı taraf kötü niyet tazminatı istemiştir. Ancak kötü niyet tazminatına hükmolunabilmesi için davalının takipte açıkça kötü niyetli olması gerekir. Davalı söz konusu belgeler uyarınca yaptığı hukuki değerlendirme neticesinde davacıdan alacaklı olduğunu düşünmektedir. Bu davalıyı kötü niyetli kabul etmeye yeterli değildir. Bu sebeple kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

G.D:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı dosyası ve 2021/11738 esas sayılı dosyalarında davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
-Şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatın talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 38.898,00 TL harçtan başlangıçta alınan 9.724,43 TL TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 29.173,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 9.724,43 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 26,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 9.831,13 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 80.637,17 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı . 21/12/2022

Başkan …
E- imzalıdır
Üye …
E- imzalıdır
Üye …
E- imzalıdır
Katip ….
E- imzalıdır