Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/754 E. 2022/867 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

……
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/754 Esas
KARAR NO : 2022/867

HAKİM :……
KATİP ……

Asıl Dosya Yönünden

DAVACI :……
VEKİLLERİ : Av. ……
Av……
DAVALI : ……
VEKİLLERİ : Av. ……
Av…….
Av……
Av. ……
Av……
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/04/2015

Birleşen Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/709 Esas Sayılı Dosyası Yönünden

DAVACI : ……
DAVALI :………
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/05/2015
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 02/04/2002 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince müvekkilinin davalı … … … Sigorta’nın Bursa acentesi olarak görev yapmaya başladığını, müvekkilinin 8 yıldan fazla süreyle davalının Bursa bölgesinde büyük bir başarıyla acentelik görevini sürdürdüğünü, 2000 yılında yıllık prim üretiminde Türkiye ikincisi 2003 yılında ülke çapında en etkin acente seçildiğini, taraflar arasında 02/04/2002 tarihinde imzalanmış olan acentelik sözleşmesinin davalının 06/09/2010 tarihinde haksız feshi ile sona erdiğini, davalının hiçbir sebebe dayanmadan acentelik sözleşmesini tek taraflı feshettiğini, görevini büyük bir başarıyla sürdüren müvekkilinin, sigorta için önemli bir müşteri çevresi kazanmasına sebep olduğunu, sözleşmeyi haksız yere fesheden davalı şirketin müvekkili tarafından şirkete kazandırılan müşteri çevresi ile iş yaparak menfaat sağlamaya devam ettiğini, davalı şirketin müvekkilinin oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden herhangi bir karşılık ödemeden yararlanmış olması nedeniyle denkleştirme (portföy) tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra müvekkili tarafından davalı şirkete dava konusu tazminatın ödenmesi yönünde sözlü talepte bulunulduğunu, davalı tarafından da bu talebin kabul edildiğini, ancak davalı şirketin müvekkilinin tazminatını ödemediği gibi müvekkilini ödeme vaadi ile sürekli beklettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL denkleştirme tazminatının sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 02/04/2002 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği müvekkilinin davalı firmanın Bursa acentesi olarak görev yapmaya başladığını, müvekkilinin acentelik süreci içerisinde davalı tarafça sürekli onure edildiğini, mesleki başarısı sebebiyle terfiye layık görüldüğünü, davalı tarafından hazırlanan 13/08/2005 tarihli yazıda müvekkilinin başarısından duyulan memnuniyet sebebiyle müvekkilinin terfisine karar verildiği, 2000 yılı yıllı k prim üretimde Türkiye 2.si, 2003 yılı Top Aptivist/Türkiye (Türkiye çapında en etkin acente) seçildiğinin açıkça belirtildiğini, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin davalı tarafından gönderilen 06/09/2010 tarihli azilname ve fesih ihbarı ile haklı nedene dayanılmaksızın tek taraflı olarak feshedildiğini, Bursa kapatılan 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/264 esas sayılı dosyası ile davalıya yöneltilen tazminat davasının konusunun aynı olduğunu, bu davanın ek dava niteliğinde olduğunu belirterek anılan dosya ile birleştirme kararı verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında münakit Bursa 10. Noterliğinin 02/04/2002 tarih ve 10470 yevmiye numaralı ile onayladığı acentelik sözleşmesi ile bu acentelik sözleşmesini müteakiben akdolunan 28/08/2009 imza tarihli acentelik sözleşmesi bizzat davacı yanca dosyaya sunulmuş olan Beyoğlu 41. Noterliğinden keşideli 06/09/2010 tarih 26601 yevmiye numaralı fesih ihtarnameleri ile feshedilerek davacıya İstanbul Beşiktaş 8 noterliğinin 10/04/2002 tarih ve 11853 yevmiye numaralı vekaletname ile verilen yetkilerin kaldırıldığını, aleyhlerinde açılmış olan dava denkleştirme tazminatına ilişkin olduğunu, TTK’nun 122/4. açık olarak söz konusu tazminatın sözleşme ilişkisinin sona ermesinden 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerektiğinin hükme bağlanmış bulunduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasındaki acentelik sözleşmesinin 06/09/2010 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen tazminat talebine dair davanın 08/10/2013 tarihinde açılmış olduğunu, müvekkili şirket aleyhinde açılan davanın zaman aşımı nedeniyle usul yönünden reddi gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar denkleştirme tazminatına yönelik sözlü taleplerde bulunduğunu iddia etmiş ise de, bu konuda müvekkili şirkete tazminat talep edildiğine dair zaman aşımını kesecek nitelikte bir başvuru yapıldığına dair herhangi bir kaydın mevcut olmadığını, davacı tarafın denkleştirme tazminatına yönelik iddialarının hukuken temeli bulunmadığını, davacı tarafın tazminat için gerekli maddi koşulları sağlayamadığını, davacı ile müvekkili arasında münakit acentelik sözleşmesinin davacının protföyünde bulunan müşterileri Anadolu … Emeklili A.Ş’ye geçirmeye başlamış olması sebebiyle ve esasen davacı tarafın bahsi geçen şirket ile çalışmak istediğini beyan etmesi üzerine fesih olunduğunu, davacı tarafın portföyünden elde edilebilecek önemli bir menfaatin de söz konusu olmadığını belirterek, öncelikle müvekkili şirket aleyhine ikame olunan davanın zaman aşımı nedeniyle usul yönünden reddine, davanın usulden reddine ilişkin taleplerinin reddolunması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından açılan ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Asıl dava ve birleşen dava, taraflar arasındaki Acentelik Sözleşmesinin davalı tarafından feshi nedeni ile davacı tarafından talep edilen portföy tazminatı istemine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davada; davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında 02.04.2002 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin davalı tarafın 06.09.2010 tarihli haksız feshi ile sona erdiğini, davalı şirketin davacı acentenin oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden herhangi bir karşılık ödemeden yararlanmış olması nedeniyle denkleştirme (portföy) tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafından davalı şirkete bu yönde yapılan sözlü talebin davalı tarafça kabul edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile asıl davada 1.000,00 TL, birleşen davada 79.000,00 TL talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada; davalı vekili, TTK’nın 122/4. maddesi hükmüne göre dava konusu tazminatın sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde talep edilmesinin gerektiği, ancak sözleşmesinin 06.09.2010 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen davanın 08.10.2013 tarihinde açılmış olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafça denkleştirme tazminatına yönelik sözlü talepte bulunulmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkememizin ilk ilamında davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş, kararın bozulması üzerine yeniden yargılama yapılarak karar verilmiştir. Bozma sonrası verilen hüküm de asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığından bozulmuştur.
Taraflar arasında 02/04/2002 tarihli acentelik sözleşmesi imzalanmıştır. Taraflar arasındaki bu sözleşme davalının 06/09/2010 tarihindeki haksız feshi nedeniyle sona erdirilmiştir. Eldeki dava TTK 122 ve Sigortacılık Kanunun 23. maddesine dayalı olarak denkleştirme tazminatına ilişkindir.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan 2016/4 talimat sayılı dosyası ile alınan 10/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sözleşmenin feshinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, dosyadaki bilgi, beyan ve delillere göre davacının müşterek portföyü sayesinde davalının önemli menfaatler elde etmeye devam ettiği, davacının portföy tazminatı talep etme hakkı olduğu, takdir edilmesi halinde dahi dosyadaki delillerle davacının talep edebileceği portföy tazminatı miktarının hesaplanmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak ek rapor aldırılması yoluna gidilmiştir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/71 Talimat sayılı dosyası ile alınan ek raporda; portföy tazminatı hesabına binaen davalı yanın belgeleri sunmamış olmasından dolayı hesaplama yapılamadığı bildirilmiştir. Bu kez kök rapor düzenleyen heyete sigorta uzmanı da eklenerek İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/25 Talimat sayılı dosyası ile alınan 05/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda özetle; komisyon gider belgelerinin temin edilmesi halinde tekrardan inceleme yapılacağı bildirilmiştir.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/9 Talimat sayılı dosyası ile alınan 03/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dosyada yıllık komisyon belgesi olmayıp sadece aylık olarak 2010 yılına ait 6 aylık komisyon gider belgesinin mevcut olması nedeniyle 5684 sayılı Kanunun 23/16 maddesi gereğince davacı acentanın yıl içerisinde 6 ay olarak çalıştığının mevcut belgelere göre tahmini olarak yıllık yaklaşık olarak 36.153,21 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği bildirilmiştir.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/55 Talimat sayılı dosyası ile alınan 22/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı vekili tarafından banka hesap ekstreleri ile aylık olarak sunulan 2019 yılı komisyon bedelinin 80.509,23 TL olduğu 2010 yılı komisyon bedelinin 32.422,88 TL olduğu toplamda 112.932,11 TL olduğu ortalamasının ise 56.466,05 TL olduğu hesaplanmış olmakla davacı acentanın iki yıllık mevcut komisyon belgelerine göre yıllık yaklaşık olarak 56.466,05 TL yıllık denkleştirme tazminatı talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Dosya kapsamında alınan tüm raporlar birlikte incelendiğinde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 23.maddesinin 16.bendi gereğince sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyor ise sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği hükmü gereğince bilirkişilerce hesaplanan iki yıllık mevcut komisyon belgelerine göre davacının 56.466,05 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceğine karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı sonrasında asıl davada 1.000,00 TL talep edilmesi nedeniyle asıl dava yönünden tam kabul kararı verilmiş, birleşen davada ise 79.000,00 TL talep edilmesi ve davacının asıl davada hükmedilen miktar dışında 55.466,05 TL denkleştirme tazminatı kaldığı anlaşıldığından birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bozma ilamı doğrultusunda asıl ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
A-) Mahkememizin 2022/754 Esas sayılı Asıl Dava Dosyası Yönünden;
1-Davanın Kabulü ile; 1.000,00 TL denkleştirme tazminatının 06/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 68,31 TL karar ve ilam harcından; 24,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 44,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı ve 3.934,15 TL müzekkere, tebligat ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.958,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
B-) Mahkememizin 2015/709 Esas saylı Birleşen Dava Dosyası Yönünden;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; 55.466,05 TL denkleştirme tazminatının 06/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 3.788,88 TL karar ve ilam harcından 1.349,13 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.439,75 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.349,13 TL peşin harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Birleşen dava dosyasında taraflarca yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/09/2022

Katip ……
¸(e-imzalıdır)

Hakim ……
¸(e-imzalıdır)