Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/710 E. 2023/286 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/710 Esas – 2023/286
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/710
KARAR NO : 2023/286

HAKİM :…..
KATİP : …….

DAVACI : … YATIRIM VE İŞLETME ANONİM ŞİRKETİ – …… [25959-05329-….] UETS
VEKİLİ : Av. …….. – [16536-35988-….] UETS
DAVALI : … VE SAĞLIK HİZMETLERİ TURİZM İNŞAAT SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – ……. Kükürtlü Mah. Doktor Rüştü Burlu Cad. Divan Otel Dış Kapı No:11 İç Kapı No:10 Osmangazi/BURSA
VEKİLİ : Av. ….. – [16184-81677-……] UETS

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait…, …, …, … plakalı araçların ihlalli geçişi nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emri davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından dosyaya itirazda bulunulduğunu, 7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5/A Maddesine ” (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” ibaresi eklenmiş ve ticari davalara da dava şartı olarak arabuluculuk başvurusu şartı getirildiğini, bu nedenle tarafımızca 2022/1141 başvuru (Bursa) – 2022/45836 arabuluculuk (Bursa) numaralı başvuruda bulunulduğunu ve 20.04.2022 tarihli “ANLAŞAMAMA TUTANAĞI” düzenlenmiş olup, ilgili tutanak dilekçe ekinde sunulduğunu, itiraz konusu dosya alacağı hakkında itirazın iptali ile takibin devamına alacağın % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle davacı tarafın dava açtığı mahkemeye karşı görevsizlik itirazında bulunduklarını, bir davanın ticari dava olarak sayılabilmesi için uyuşmazlığın mutlak ticari dava, Nispi ticari dava veya Bir ticari işletme ile ilgili olan havale, vedia ve telif gibi haklarla ilgili dava olması gerektiğini, müvekkili açısından işbu uyuşmazlığın, ticari ve mesleki amaçları dahilinde iş ve işlem yaptığı alanın dışında olması nedeniyle ticari iş kapsamında olmadığını, … geçiş ücretine ilişkin yaptığı harcamaya dair maliyet müvekkilin hizmet ve üretim alanında bulunduğu sektörde ticari hayata dönerek geri kazanılabilen bir harcama olmadığını, bu nedenle ticari veya mesleki bir amaçla hareket etmesi söz konusu değildir. Müvekkil işbu işlem karşısında tüketici durumunda olduğunu, müvekkile ait araçların ilgili yol geçişleri esnasında kimler tarafından kullanıldığı da belirsiz olduğundan cezanın muhatapı olan müvekkil açısından bu işlemlerin ticari hayatına dahil olup olmadığı araştırmaya muhtaç olduğunu, davacı taraf iddia ettiği alacakları ve sebeplerini somut olarak ispatlamakla yükümlü olduğunu, TMK m.6 gereğince “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denildiğini, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerektiğini, davacı taraf icra takibinde ödeme emrinde alacak kalemlerinin sebeplerini detaylandırmadığını, hangi dönem için hangi alacak kalemlerinin talep edildiği belirsiz olduğunu, bu sebeple tarafımızca ödeme emrine itiraz etme zorunluluğu doğduğunu, davacı taraf icra takibinde tüm bu hususları açık bir şekilde belirtilmesi gerektiğini, bu sebeple bu icra takibine dayalı davanın bu sebeple de reddi gerektiğini, davacı tarafın talep ettiği faiz yıllık reeskont faizdir. Ancak faiz miktarı olarak söz konusu alacak kalemlerine yasal faiz oranının uygulanması gerektiğini, bu sebeple davacının faiz talebine de itiraz ettiklerini, davacının icra-inkar tazminatı talebine de itiraz ettiklerini, müvekkili şirket davacı tarafından talep edilen alacakların detaylandırılmaması sebebiyle ve faiz miktarının kanuni oran olmaması sebebiyle itiraz edildiğini, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali başlıklı 30.maddesine dayanarak müvekkil şirket hakkında icra takibi başlatıldığı anlaşıldığını, bu maddeye göre 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir., bu madde hükmü anayasaya aykırılık teşkil ettiğini, önceki halinde düzenlenen on kat cezaya ilişkin husus kaldırılmış ve dört katlık bir cezaya indirilmiş olsa dahi bu haliyle bir hizmet/ürün vb. Ücreti ödenmediğinde 4 kat cezalandırmak evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu, burada hem geçiş bedeli istenmekte hemde bunun 4 katı oranında ceza belirlenmesi gerektiğini, davacı şirkete ait … geçiş ve kontrol sistemlerinin düzgün çalışıp çalışmadığı hususu araştırılmalıdır. Bu sistemlerin düzgün çalışmaması nedeniyle farklı mağduriyetlerin yaşandığı kimi olaylarla karşılaşıldığını, ayrıca müvekkilin geçişten sonra ilgili etiket ve hesaplarında on beş günlük süre zarfında ücretin tahsil edileceği tutarda bakiye bulundurması durumunda ceza uygulanmadan tahsilatın bu yoldan yapılması gerektiğini, buna ilişkin kayıtlar celp edilerek ilgili araştırma yapılması gerektiğini, bakiyenin bulundurulduğu durumlarda dört kat tutarında ceza kesilmesi haksız kazanç niteliğinde olacağını, her ne kadar davacı tarafından para yüklenmesinin ödeme açısından yeterli olmadığı iddia edilse de bu usulle ceza kesilmesi mülkiyet hakkına ölçüsüz müdahale niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk tutanağı, ihlalli geçiş tablosu, ihtarnameler, HGS/OGS tahsilat sistematik şema, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalıya ait …, …, …, … plakalı araçların ihlalli geçişi nedeniyle doğan ve yasal süre içinde ödenmeyen yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının asıl alacak ve cezai tutara itiraz üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından yasal sürede itirazın iptali takibin devamı amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık icra takibine konu alacağın davacı tarafından işletilen otoyoldan davalıya ait …, …, …, … plakalı araçların ücret ödemeden geçiş yapılmasından kaynaklanmaktadır.
Davacı tarafından kesilen cezanın 15 gün içinde cezasız ödeneceği, 15 günlük yasal süre sonunda geçiş ücreti ile birlikte geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki ceza tutarı ile ödeneceğinin davalıya ihtarname ile bildirildirilmiş, ancak davalı tarafından 15 günlük yasal süre içinde ödeme yapılmaması nedeniyle hakkında yasal işlem başlatılmıştır.
Diğer yandan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 30. Maddesinin 5. Fıkrasına göre”4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Ücretin on katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar, işletici şirket tarafından Hazine payı olarak, yıllık kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirimle ödenir. İşletici şirket tarafından Hazine payının eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde, Hazine payının ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.” araç maliklerinden geçiş ücreti ve ceza tutarının tahsil edileceği öngörülmüştür.
Ancak davanın açıldığı tarihten sonra 25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan; 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile; “25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin bir ve beş fıkrasında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir.
O halde somut olayda, davacıya ait otoyoldan davalının maliki olduğu aracın geçiş ihlali yaptığının dosyaya sunulan kamera kayıtları,bildirim evrakları, ihtarnameler ve geçiş araçlara ait görüntü kayıtları sabit olduğu, davalı tarafından borca itirazda aracın OGS kartlarının olduğunu ve OGS kartlarının banka hesabında yeterli bakiye olduğu, ayrıca sonradan OGS kartına yükleme yapıldığı ve geçiş ücretinin temin edilmemesinin davacının sorumluluğunda olduğunu savunmakla davalı tarafın ihlalli otoyoldan geçişten sonra 15 gün içinde geçiş ücretini ödediğini iddia etmemektedir. Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya OGS sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir. Bu sebeple davalının bu savunmalarına itibar edilmeyerek davacının asıl alacak ve cezai tutar alacağının olduğu anlaşılmaktadır. (Bursa BAM 5. Hukuk Daires 2018/290 Esas ve 2018/504 Karar sayılı İlamında vurgulandığı üzere)
Diğer yandan dört katı oranında ceza alınacağı ise Kanun düzenlemesi olduğundan davalı tarafından bilmesi gerekir. Yani; Kanunu bilmemek mazeret sayılamaz. Bu nedenle tebligata gerek yoktur.
6001 sayılı yasanın 30/5. Fıkrasına göre araç maliklerinin geçiş ücretleri ve cezalardan sorumlu olduğundan, davacının ceza tutarı talebine yönelik alacağının sübut bulduğu ve davalı, itirazında haksız olup, takip konusu borç miktarının cezai tutar kısmının yasa değişikliği sebebiyle asıl alacağın dört katı sorumlu olması sebebiyle davanın kabulune karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin icra ve inkar tazminatı talebi yönünden, 2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması ve alacağın likit olması gerekli olup somut olayda, alacağın belirlenebilir bir miktar, likit olup davalının borca itirazda haksız olduğundan icra inkar tazminatının kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜNE, Davalının Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının iptaline, takibin devamına,
2-İİK 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğu anlaşıldığından 3.425,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.169,81 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 206,83 TL’nin mahsubu ile bakiye 962,98 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; posta, talimat ve tebligat gideri 64,50 TL yargılama gideri ve 206,83 TL peşin harç olmak üzere toplam 271,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava konusu uyuşmazlığın miktarı dikkate alınarak, HMKnun 341 maddesi gereğince kesinlik sınırının altında olduğundan kesin olmak üzere karar verildi,verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 02/03/2023

Katip …….
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …….
¸E-imzalıdır.