Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/641 E. 2023/750 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/641 Esas – 2023/750
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/641 Esas
KARAR NO : 2023/750

HAKİM : …
KATİP : …..

DAVACI : … – T.C.N… Özgürlük Mah. 233. Sk. No: 20 İç Kapı No: 5 Çayırova / Kocaeli
VEKİLİ : Av…….. – [16423-24783-…..] UETS
DAVALI : 1- … SÜT ÜRÜNLERİ GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ İSTANBUL ŞUBESİ – …… [25999-27629-..] UETS
VEKİLİ : Av………. – [16240-42389-..] UETS
DAVALI : 2- … – ….. Yavuz Selim Mah. Hürriyet Cad. No:1 İç Kapı No:6 Bağcılar/ İSTANBUL
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’in 15/07/2019 tarih saat:11:30-12:00 sıralarında tem otoyolunun Esenyurt Bim 2 Deposunun önünde kendisine ait … plakalı aracını çalıştırdığı esnada ters yönden geri geri gelmekte olan ve üzerinde … Ayranları yazan … plakalı Mercedes Marka kamyonun müvekkile ait araca çarptığını, bu çarpmanın etkisiyle müvekkile ait aracın sağ çamurluk, sağ ayna, sağ tekerleği ve civarındaki bölümlerin hasar gördüğünü, bu durumun belgeler ile sabit olduğunu, kaza sonrasında tarafların araçlarından inip kaza hakkında konuştuklarını ve araçların fotoğraflarını çektiklerini, karşı taraf araç sürücüsü …’ün kaza tutanağı getireceğini ve tutanak tutacaklarını, müvekkilini oyaladıklarını ve olay sonrasında tutanak tutmayarak olay yerini terk ettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi ile başvurularak davalının mala zarar verme suçundan cezalandırılmasının müvekkili tarafından talep edilmişse de işbu şikayet hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/32295 Soruşturma sayılı dosyasından KYOK kararı verildiğini ve bu karara itiraz edildiğini, itiraz sonrasında Bakırköy 6.Sulh Ceza Hakimliğinin 2019/5349 D.İş Sayılı dosyası işbu KYOK kararı kaldırılmışsa da Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/58363 Soruşturma sayılı dosyasından tekrar KYOK kararı verilerek müvekkilinin zararı ile ile ilgili hukuki yollara başvurulabileceğinin bildirildiğini, her ne kadar bu karara karşı da itirazda bulunulmuş ise de talebin reddedildiğini, müvekkilinin uzun araştırmalarına rağmen kaza konusu aracın maliki ve sigorta şirketini öğrenemediğini ancak taraflarınca yapılan araştırmalarda dava konusu aracın … Süt Ürünleri adlı firmaya ait olduğunun öğrenildiğini, müvekkilin kaza tarihinden bu yana eksik ve hasarlı parça ile aracı kullanmakta olduğunu ve araçtan faydalanamadığını, aracın mezkur hasar nedeniyle onarım sürecine girmesi halinde de müvekkilinin onarım süresince araçtan mahrum kalacağını, ruhsat kayıtlarından anlaşılacağı üzere müvekkile ait aracın ticari nitelikte olduğunu, müvekkilin aracından mahrum kalması halinde iş yapmasının mümkün olmayacağını, bu nedenle müvekkile ait araçtaki kazanç kaybının hesaplanarak davalılardan tahsilini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle kaza tarihinden itibaren müvekkilinin uğramış olduğu kazanç kaybı için HMK 107. Kapsamında sonradan arttırılmak üzere şimdilik 50 TL araç değer kaybı için 50,00 TL’nin, araç onarım 50 TL olmak üzere toplam 150.00 TL’nin işleyecek reeskont avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Zamanaşımı iddiamız derdest olmak kaydıyla, kusur oranlarının kesin olarak belirlenebilmesi için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, davacı taraf, “aracını çalıştırdığı esnada ters yönden geri geri gelmekte olan müvekkil şirkete ait aracın kendi aracına çarptığı” iddiasında bulunmuş ve aracındaki hasar ve değer kaybından müvekkil şirketi sorumlu tuttuğunu, oysa kazaya ilişkin tarafların kusur oranını gösteren denetime elverişli bir bilirkişi raporu olmadığı gibi olay anında kolluk tarafından tutulmuş kaza tespit tutanağı da bulunmadığını, davacı taraf, “meydana gelen hasarın kolluk tutanağıyla sabit olduğunu” iddia etmişse de mezkur tutanak, kazadan 15 gün geçtikten sonra 30/07/2019 tarihinde, davacının polis merkezine şikayette bulunduğu sırada polis memuru tarafından aracın incelenmesine dair tanzim edilmiş görgü tespit tutanağı (EK-3) olup; “kusur” ve “zarar” bakımından esas alınmaya elverişli olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının, aracında herhangi bir onarım yapılmadığı halde, istikbaldeki olası hasar bedeli, ticari kazanç ve araç değer kaybına ilişkin iddia ve taleplerinin dinlenmesi de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı taraf, “kaza tarihinden bu yana aracı tamir ettirmeyerek, eksik ve hasarlı parça ile kullandığını, aracın onarım sürecine girmesi halinde araçtan mahrum kalacağını, aracının ticari nitelikte olup araçtan mahrum kalınması halinde iş yapamayacağını ve araç onarıldıktan sonra değer kaybedeceğini” iddia ettiğini, davacının bu iddiaları, istikbalde gerçekleşip gerçekleşmeme ihtimali meçhul taleplerden ibaret olduğunu, oysa kazanın meydana gelmesinde müvekkil firma aracının kusur oranı dahi belirlenmeden, olaya dair bilirkişi raporu alınmadan, araç onarım sürecine girmeden, araçtan mahrum kalınan süre tespit edilmeden, kısaca tespit edilmemiş kusur oranı ve henüz mevcut olmayan bir zarar nedeniyle tazminat davası açılamaz. Davacının zararını somutlaştırması ve iddialarını ispatlaması gerektiğini, ayrıca davacı taraf delil dilekçesinde her ne kadar “Faturalar ( Tamir,bakım,araç kiralama vb. Maddi Bilimum zararlar), Ekspertiz Raporları, Tutanaklar vs.” olduğunu belirtmişse de dosya kapsamında alınmış bir ekspertiz raporu bulunmadığı ve dosya ekine sunulmadığı gibi, araçta yapılan herhangi bir onarım işlemi olmadığından faturalar da sunulmadığını, davanın esasına girilmesi halinde davacı tarafça, sompo japan sigorta şirketine başvurulması gerektiğini, davacı tarafın, maliki olduğu araçta, hasar ve değer kaybı ile kazançtan mahrumiyetinin meydana geldiği iddiası dayanaktan yoksun olup, davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğu göz önünde bulundurulduğunda, dosyaya bu yönde kabul edilebilir bir delil de sunulmadığı görüldüğünü, araçta değer kaybı olmadığı, araçta yapılacak inceleme ve kusur ve zarar yönünden Mahkeme tarafından aldırılacak bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağını, bununla birlikte, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla, araçta değer kaybı meydana geldiğine karar verilmesi varsayımında dahi, söz konusu zararın sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiği, mevzuat ve Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, nitekim, Yargıtay 17. HD.’nin E. 2009/9892 K. 2010/3124 T. 05.04.2010 tarihli ilamında;”… Bu durumda mahkemece, davacı aracındaki değer kaybından, davalı sigorta şirketinin de limit dahilinde sorumlu olacağı gözetilerek” denildiğini, somut olayda öncelikle davanın her halükarda müvekkil şirketin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından bahisle reddine, aksi kanaat halinde ise davacının taleplerine ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/32295 soruşturma sayılı dosyası, Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 2019/5349 Değişik İş Sayılı dosyası, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/58363 soruşturma sayılı dosyası, poliçe ve hasar bilgisi, kaza tespit tutanağı, eksper rapor bilgisi, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, hukuki niteliği itibariyle hasar bedeli, ticari kazanç ve araç değer kaybının istemine ilişkindir.
Taraflara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf, zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır.
TBK 72.maddeisnde, “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Zaman aşımı süresi her alacak için o alacağın istenebileceği tarihte başlar. Bu nedenle somut olay özelinde, davacının kaza oluştuktan sonra davalı taraf şirketin aracının plaka numarasını dahi bildirilerek Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğu, dolayısıyla öğrenme tarihinin o andan itibaren başladığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Somut olay değerlendirildiğinde, davacı tarafından açılan işbu davanın dava konusu kaza oluştuktan sonra davacı taraf şirketin aracının plaka numarası dahi bildirilerek Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğu, dolayısıyla öğrenme tarihinin kaza tarihi olan 15/07/2019 tarihi olduğu, bahse konu kazada herhangi bir yaralamanın olmadığı, sadece maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda ise mala zarar verme suçunun taksirle işlenemeyeceği ve bu durumda cezayı gerektiren bir fiil de bulunmadığından ceza zamanaşımı süresinin değerlendirilemeyip TBK 72.maddede düzenlenen iki yıllık zaman aşımı süresinin değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda kaza tarihinin 15/07/2019 olması, failin ifadesinin 20/08/2019 tarihinde alınması, verilen KYOK kararının davacıya 23/10/2019 tarihinde tebliğ edilmesi karşısında davacının faili öğrenme tarihinin en geç 23/10/2019 tarihi olduğunun anlaşılmasına rağmen 11/02/2022 tarihinde, kazanın ve failinin öğrenilmesinden itibaren 2 yıldan fazla süre geçtikten sonra işbu davanın açıldığı anlaşılmakla davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava konusu uyuşmazlığın miktarı dikkate alınarak, HMKnun 341 maddesi gereğince kesinlik sınırının altında olduğundan kesin olmak üzere karar verildi,verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.