Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/571 E. 2022/695 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/571 Esas
KARAR NO : 2022/695

HAKİM : … …
KATİP : …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. … -…
DAVALI : 1- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. ……
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı ve eşi tarafından bu güne kadar alacaklı şirket yetkilisi ve sahibi … … ‘a ödemeler yapıldığını, … … tarafından düzenlenmiş hesap tabloları davacının eşi … … ‘a ait banka hesap dökümleri, gönderilen e-postalar, davalı şirket yetkilisi … … arasında herhangi bir ilişki ve alışveriş bulunmadığından … …’a yapılan ödemelerin alacaklı şirkete yapılmış ödemeler olarak kabulü gerektiğini, … … tarafından Garanti Bankası kanalı ile yapılan ödemeler nazara alınarak davanın kabulü ile dava konusu 30/10/2010 tarih ve 253.640,00 TL bedelli faturanın bedelsiz olması nedeniyle iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davasının fatura iptali davası olduğunu, aleyhlerinde yapılan icra takibine yönelik bir davaya bakma görev ve yetkisinin olmadığını, takip borçlusu bulunan … …’a ödeme emrinin 28/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, takibe yasal süresi içinde itiraz etmediği için takibin kesinleşmiş olup gayrimenkuller üzerine haciz gerçekleştirildiğini, davacı tarafın sunduğu belgelerin hiçbirisinin bu davada delil niteliğinin bulunmadığını, hukukta taraf kavramı ve gerçek tüzel kişi varlığı ve ayrımı bulunduğu davacı tarafın dayandığı tüm banka havalelerinin … … tarafından … …’ın şahsına yapılmış havaleler olduğu, oysa bu davanın ve öncesindeki takibin tarafları … … ve … Müh. Tic. Ltd. Şti. olduğu dolayısıyla taraflar arasında hiçbir para alışverişiyle ilgisi olmayan makbuz ve yazışmaların bu dava için bir anlam ifade etmediğini müvekkil şirketin … …’a ait arsa üzerine sekiz adet daire ve üç adet iyşeri yaptığı tartışmazsız olduğunu bu inşaatın yapıldığına itiraz etmeyen ve inşaatın bedelini ödediğini iddia eden davacı tarafın bu bedelleri müvekkil şirkete ödediğini yazılı belge ile katılaması gerektiğini, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Mahkememizden verilen 02/04/2019 tarih ve 2014/1051 Esas 2019/376 sayılı kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 24/03/2022 tarih ve 2020/51 Esas 2022/543 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşıldı.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 24/03/2022 tarih ve 2020/51 Esas 2022/543 Karar sayılı ilamında, ‘
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, her ne kadar davalı bir ticari şirket olup tacir ise de, davacı tacir değildir. Davacının tacir olduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davalı şirket davacıya ait arsa üzerinde aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca bina inşaatı yapmıştır. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olmasına rağmen Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Görev kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında mahkemece re’sen değerlendirilebileceğinden taraf vekillerinin istinaf başvuruları bu nedenle yerinde görülmüştür. Denilerek mahkememizce verilen karar kaldırılmıştır.
Dava, Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… esas sayılı dosyasında takibe konu 253.640,00.-TL bedelli fatura nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit istemidir.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Tarafların oda kayıtları celp edilerek bağlı oldukları vergi dairelerine ve esnaf odasına de ayrı ayrı müzekkere yazılmıştır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nun 5. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin 1. bendinde aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nun 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir.
Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun’un 1. ile değiştirilen 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. davanın nitelik itibari ile mutlak ticari dava sayılamayacağı, davalının da tacir olmadığı dosyada mübrez evraklardan anlaşılmakla davanın nispi ticari dava olarak da değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davaya bakma görevinin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin Görevsizliğine ve dosyanın görevli Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE,
Görevli Mahkemenin Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır