Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/52 E. 2023/438 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/52
KARAR NO : 2023/438

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. … – [16646-46252-56654] UETS
DAVALI : 1- … – 01500075411000150150007541100015 …
VEKİLİ : Av. … – [16434-34331-10746] UETS
DAVALI : 2- … – T.C.N…. Cumhuriyet Mah. Mete(150) Sk. No:7 İç Kapı No:2 Nilüfer/ BURSA

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkiline ait olan araçta … sevk ve idaresinde bulunan 16 JLP 90 plakalı araçla 24/02/2021 tarihi saat 17:00 sularında Yıldırım/BURSA’da davalı … sevk ve idaresindeki 16 ZH … plakalı araç müvekkile ait araca çarparak hasara sebebiyet verdiğini, araç sürücüsünün tramer kayıtlarında da %100 kusurlu olduğu sabit olduğunu, kaza anına ilişkin fotoğraflar, kaza tutanağı, ehliyet fotokopileri ruhsat fotokopileri ile SBM kayıtlarında kusurlu olduğuna ilişkin rapor sunduklarını, müvekkilinin kusuru olmadığı, davalı …’ın kazada tam kusurlu olduğu iş bu fotoğraflar SBM kayıtları ile sabit olup, bilirkişi aşamasında aldırılacak raporla bu husus ayrıca da tespit edilebileceğini, yaşanan bu kaza neticesinde Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi kayıtlarına göre müvekkilime ait aracın kazada kusursuz olduğu 16 ZH … plakalı aracın %100 kusurlu olduğu SBM kayıtları ile sabit hale gelmiş olup, ZMMS kapsamında davalılar uhdesindeki 16 ZH … plakalı aracın sigorta limitleri dahilinde onarım yapılmış anacak müvekkilim aracında değer kaybı oluştuğu kaza süresince aracından mahrum kaldığı müvekkilimin zararının tam olarak karşılanmadığından iş bu davanın davalılara karşı yöneltilmesi zaruriyeti oluştuğunu, nitekim trafik kazası tespit tutanağına göre de davalıya ait aracın tam kusurlu olduğuna ilişkin tutanak edildiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 28.madde Değişik: 17/10/1996-4199/28 Md.) “İşleten Ve Araç İşleticisi Teşebbüsün Sahibi, Aracın Sürücüsünün Veya Aracın Kullanılmasına Katılan Yardımcı Kişilerin Kusurundan Kendi Kusuru Gibi Sorumludur.” belirtilen kanun hükmü gereğince araç sürücüsü davalı …”ın yanı sıra araç maliki davalı Batı Nakliyat Lojistik Oto İnşaat Taah. Ve Tic. Ltd. Şti.’ın de olay nedeniyle meydana gelen maddi hasardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu ortada olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 91.madde Mali Sorumluluk Sigortası Yaptırma Zorunluluğu; “İşletenlerin, Bu Kanunun 85 İnci Maddesinin Birinci Fıkrasına Göre Olan Sorumluluklarının Karşılanmasını Sağlamak Üzere Mali Sorumluluk Sigortası Yaptırmaları Zorunludur.” hükümleri amir olduğunu, nitekim sayın Mahkemenizce yargılama esnasında makine mühendisi sigorta eksperi heyet bilirkişi tarafından oluşturulacak bilirkişi raporu ile aracın ne denli hasarlı olduğu ve onarım maliyetinin ne kadar olacağı, aracın mahrumiyetinden kaynaklı müvekkilimin zararı ve aracın değer kaybına ilişkin müvekkilimin gerçek zararı ortaya konulabileceğini, bu nedenlerden ötürü de davalıların, müvekkil aracında doğan hasardan ötürü araç mahrumiyetine ilişkin tazminat ve değer kaybından kaynaklı müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle davalı …’ın haksız fiil ve kusuru ile meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkile ait araçta oluşan hasar miktarına binaen ve müvekkilin uğramış olduğu zararların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Batı Nakliyat Lojistik Otomotiv İnş. Taah. Ve Tic. Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın kazanın gerçekleşme şekline ilişkin beyanları somut durumu yansıtmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde 24/02/2021 tarihinde 16 JLP 90 plakalı aracına müvekkil şirkete ait olup kaza anında diğer davalı … sevk ve idaresindeki 16 ZH … plakalı aracın çarptığını beyan ettiğini, kaza sonrasında tarafların kendi aralarında düzenleyerek imza altına aldığı “maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı”nda belirtildiği üzere davacı taraf ara yoldan ana yola çıkarken halihazırda ana yolda seyir halinde olan müvekkil şirketin aracına çarptığını, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi kayıtlarına göre davacı tarafın dava konusu trafik kazasında kusurunun bulunmadığı, davalı …’ın ise %100 kusurlu olduğu beyan edildiğini, kaza tespit tutanağında davacı taraf da davalı şahıs da kazanın davacının tali yoldan ana yola çıkarken ana yolda seyir halinde olan müvekkil şirketin aracına çarpması ile gerçekleştiğini beyan ettiğini, trafik kuralları gereğince tali yoldan ana yola çıkan şoförlerin ana yolu kontrol ederek çıkması gerektiğini, kazanın meydana geliş şekli göz önüne alındığında müvekkile ait aracın sürücüsünün %100 kusurlu olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dolayısıyla davacının dava dilekçesinde atıfta bulunduğu Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi kayıtlarının objektif olmadığı ve hatalı olduğu izahtan vareste olduğunu, objektif ve denetime elverişli bir kusur raporu hazırlanabilmesi amacıyla Mahkemenizce dava konusu kaza mahalinde keşif yapılmasını talep ettiğini, araçlarda meydana geldiği iddia olunan değer kayıplarının varlığı ispatlı olmadığını, değer kaybı nedeniyle hükmedilecek tazminat gerçek bir zararın karşılığıdır ve kaza nedeniyle değer kaybının varlığından söz edilebilmesi için değer kaybının dava konusu kazadan kaynaklanmış olması gerektiğini, değer kaybına uğradığı iddia edilen aracın kazadan önceki tarihte karışmış olduğu bir başka trafik kazasının ve oluşan hasarın varlığı ile niteliği , değer kaybının, somut olaydan gerçekleşen gerçek bir zarar olmasını engelleyecektir Bu nedenle davacının değer düşüklüğüne ilişkin taleplerine yönelik olarak; yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş kararlarına uygun şekilde araçların hasar geçmişlerinin kayıtlı olduğu tramer kayıtlarının araştırılmasını talep ettiklerini, davacıya ait aracın piyasada tercih edilirliği, kaza andaki kilometresi, hasar nedeniyle işlem gören parça sayısı, kullanılan yedek parçanın orijinal olup olmadığı, onarımın yetkili serviste yapılıp yapılmadığı gibi hususların araçta değer düşüklüğü yaratıp yaratmadığının uzman bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini, davacı taraf, araçtan faydalanamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararı ispatlayamadığını, davacı taraf dava dilekçesi ile araçtan faydalanamaması nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminini de talep etmişse de davacı tarafça uğradığı iddia olunan zarar ilişkin olarak herhangi bir belge ya da delil dosyaya sunulmadığını, davacı tarafın aracı ticari faaliyetlerde kullanılan bir araç olmadığını, dolayısıyla davacının araçtan mahrum kaldığı dönemde yaşadığı bir kazanç kaybı söz konusu olmadığını, davacı tarafça, aracından mahkum kaldığı dönemde kullanmak üzere bir araç kiralanması gibi aracını kullanamaması dolayısıyla uğramış olduğu zararı ispatlamaya yarar nitelikte herhangi bir somut olay, belge, dekont, delil ve benzeri de dosyaya sunulmadığını, dolayısıyla davacının araçtan faydalanılamaması dolayısıyla zarara uğradığı beyanı soyut bir iddiadan ibaret olduğunu, iddiasını ispatlayamayan davacının işbu talebinin de reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, araç ruhsat fotokopisi, hasarlı fotoğraflar, trafik kazası tespit tutanağı, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve araç mahrumiyet zararı tahsili istemine ilişkindir.
Taraflara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacının alacağın kaynağı, haksız fiil ve kusur sorumluluğu olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49 ve devamı maddelerine dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, toplanan belgelerden davacının tacir olmadığı, dolayısıyla davanın ticari dava olmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı, davalı vekilin yokluğunda. gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.