Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/500 E. 2022/727 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/500 Esas
KARAR NO : 2022/727

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında kumaş alışverişinden kaynaklanan ticari ilişki olup, bu ilişki nedeniyle davalıdan 305.360,85 TL alacaklı olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen borcun ödenmediğini, taraflar arasındaki ilişkinin 20/08/2010 tarihli sözleşme ve bu sözleşmede belirtilen Pia Emboss cinsi kumaş satışından kaynaklanmadığını, poliyester örme kumaş alım satımından kaynaklandığını, taraflar arasında düzenlenen faturaların da bu yönde olduğunu, kumaş birim fiyatının 5 $ değil, 3,75 TL olduğunu, Pia Emboss kumaşla ilgili bir toplantı yapılarak tutanak düzenlenmişse de bu tutanağın hiçbir zaman uygulanamadığını, muhasebe hatası sebebiyle eksik faturalandırma iddiasının doğru olmadığını ileri sürerek 305.360,85 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
DAVALININ CEVABI: Davalı vekili savunmasında, öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin davalı adresi olan Bursa Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın her ne kadar BK.73.maddesi gereğince mahkememizin yetkili olduğu düşüncesiyle dava açmış ise de bu hükmün uygulanamayacağını, zira taraflar arasında akdedilen 20.08.2010 tarihli sözleşmede ticari malı satan firmanın müvekkil davalı firma olduğunu, mal alan firmanın davacı firma olduğunu, bu nedenle mal satışı nedeniyle alacaklı olan firmanın davalı firma olabileceğini, satıcının alıcıya borçlu olmasının düşünülemeyeceğini, bu nedenle somut olayda BK.73.maddesine göre yetkili mahkemenin Kadıköy Ticaret Mahkemeleri olamayacağını, Bursa Mahkemelerinin yetkili olacağını ileri sürerek esasen de kumaş satış ilişkisinde müvekkili firmanın muhasebe hatası sonucu hüküm altına alınan birim fiyatın düşük tutulup, bundan dolayı eksik faturalandırma yapıldığını, bu nedenle davacı tarafça fiyat farkı faturası gönderildiğini, gerçekte davacının alacağı bulunmadığını, tam tersine davalı yanın davacıdan alacaklı bulunduğunu ileri sürerek haksız davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLER VE GEREKÇE:
Derdest dava ticari satış ilişkisinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı taraf satılan kumaşların birim fiyatının 3,75 TL üzerinden faturalandırıldığını ve davacı tarafın bu faturaları defterlerine işlediğini, ticari ilişkide yapılan ödemeler sonrasında bakiye 305.360,85 TL alacaklı olduğunu ileri sürmüştür. Davacı tarafın iddiası teslim alınan mal bedelinden fazla ödeme yaptığı yönündedir. Davalı taraf ise gerçekte birim fiyatı 5 $ olan pia emboss cinsi kumaş sattığını, faturaların hatalı biçimde polyester örme kumaş biçimde kesildiğini, bu sebeple sonradan 461.945 TL bedelli fiyat farkı faturası kesildiğini, davacı taraftan halen alacaklı olduklarını, davacı şirketin fiyat farkı faturasını tebliğ almaktan kaçındığını ileri sürmektedir.
Mahkememizce daha önceden davanın reddine karar verilmiş bu karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinde kaldırılarak esas hakkında hüküm kurulmuş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından da inceleme merciinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin olmadığı, kararın temyiz incelemesine tabi olduğu gerekçesiyle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 05/07/2019 tarihli kararı yok hükmünde kabul edilerek mahkememizin kararı bozulmuştur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11/02/2022 tarih ve 2020/3238 Esas – 2022/1021 Karar sayılı ilamının bozma gerekçesinde; “Somut olayda taraflar arasında önceye dayalı açık hesap ilişkisi bulunduğu, alacağı kumaşlara mahsuben davacının zaman zaman avans ödemesi yaptığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki 20/08/2010 tarihli sözleşmeyle; sadece “pia emboss” cinsi kumaşların satımı ve KDV dahil birim fiyatının USD olduğu konusunda anlaşmaya varıldığı görülmektedir. Davalı anılan protokol tarihinden sonra satımını gerçekleştirdiği ve teslimini ispat ettiği “pia emboss” cinsi kumaşlar yönünden yanlışlıkla 3,75 TL birim fiyat üzerinden faturalandırma yapıldığı iddiasıyla fiyat farkı faturası düzenlemiştir. Oysa Protokolden sonraki döneme denk gelen dosyadaki mevcut faturalardan, satılan kumaş cinsinin “pia emboss” cinsi değil, “polyester örme” türü kumaş olduğu, anlaşılmakla, davalı tarafından fiyat farkı faturası düzenlenemeyeceğinden davacının fazla ödediği 305.360,85 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bu sebeple hükmün temyiz eden davacı lehine bozulması” gerektiği belirtilmiştir.
Taraflar tacir olup ticari defter ve belgelerini basiretli tacir gibi davranarak usulüne uygun tutmak zorundadır. Fatura düzenlenirken de düzenlenen faturaları gerçek satışa konu malların niteliği ve cinsi buna göre de bedeline göre miktarlarda fatura düzenleyerek hem kendi defterlerine işlemeli hem de karşı tarafa bu faturaları tebliğ etmelidir.
Bu sebeple taraf defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesi önem arz etmektedir.
Talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 11/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda incelemeye konu 2011,2012,2013 ve 2014 yıllarına ilişkin defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri zamanında yaptırılmış olmakla sahibi lehine delil teşkil etmeye uygun olduğu belirtilmiştir. Raporda taraflar arasındaki ticari ilişki özetlenmiş, 2010 yılı kapanışına göre davacının davalı şirketten 167.780,62 TL alacaklı olduğu, bu alacağın 2011 yılına da devrettiği, 2011 yılı kapanışında alacağın 162.587,06TL’ye düştüğü, 2012 yılına devreden bu alacağın 2013 ve 2014 yıllarına da aynı şekilde devrettiği dava tarihi itibariyle davacı şirketin 175.702,52TL alacaklı göründüğü açıklanmıştır.
Rapora göre davalının kestiği 461.945 TL’lik fiyat farkı faturası davalı defterlerinde kayıtlı değildir. Davacı taraf bu faturaya itiraz etmiştir.
Davalı defterleri de incelenmiş, 20/12/2016 tarihli raporda davalı şirketin, 2010-2011-2012 yılı defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, 2014 yılı defterlerinin kapanış tasdikinin yapıldığı açıklandıktan sonra 31/12/2010 tarihi itibariyle davalının kendi defterine göre 318.227,02 TL borçlu gözüktüğü, davalının kestiği 461.945TL’lik fiyat farkı faturası nazara alınırsa bu kez 143.718 TL alacaklı hale geçeceği, ihtilafın fiyat farkı faturasından kaynaklandığı belirtilmiştir.
Fiyat farkı faturası konusunda talimat mahkemesi aracılığıyla davacı şirket yetkilisinin yeminli beyanı alınmış buna göre; davacı tarafça davalı tarafın gerek kumaşın niteliğine ve miktarına gerekse fiyat farkı faturasına ilişkin iddiaları inkar edilmiştir.
Toplanan delillere göre Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere davacının davalıdan dava konusu edilen 305.360,85 TL tutarında alacaklı olduğu kabul edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde faizin türünü belirtmediğinden yasal faize hükmolunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-305.360,85 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine.
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 20.859,20 TL harçtan başlangıçta alınan 4.534,65 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 16.324,55 harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 18,40 TL başvurma harcı, 4.534,65 TL peşin harç, 1.537,85 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 6.090,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 29.825,26 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz açık olmak üzere verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı.15/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır