Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/497 E. 2023/253 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/497 Esas
KARAR NO : 2023/253
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 01/03/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle ; Davacı asil dava dilekçesinde, İhlas finans kurumuna 18/12/2000 tarihinde hesap açtırarak 6.135 USD yatırdığını, 20/02/2001/171 sayılı kararı ile BDDK tarafından kurumun faaliyet izninin iptal edildiğini, ve tasfiye sürecinin başladığını, 03/08/2001 tarihinde tasfiye kurulunun toplandığını, kurumun tahsil edilecek paraya çevrilcek menkul ve gayrimenkulleri ile borçları hesaplayarak tahsilat borçlarını karşılayacak şekilde olduğunun tespit edildiğini ve 5 yıllık ödeme planı yapıldığını belirterek davalı kuruma yatırdığı 6135 USD’nin tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının davalı şirket nezdindeki hesabının kar ve zarara katılım akdine dayandığını, davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketten henüz kesinleşmiş muaccel ve likit bir alacağı bulunmadığını, taraflar arasında ” Kara ev Zarara Katılma Hesabı Akti” mevcut olduğunu, bu akdin kurum ile kar ve zarara katılma hesabına para yatıran hesap sahipleri arasında hukuki ve mali ilişkileri düzenleyen yazılı bir akit olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında yapılan akdin cari muamele hükmünde olduğunu, davalı şirketin faaliyet izninin kaldırılmasıyla sona erdiğini, akdin tekemmül ettirilmesi gerektiğini, davalı şirketin bu akit doğrultusunda ve ilgili mevzuat çerçevesinde toplamış olduğu fonların müşterilerinin ticari işlerinin ve yatırımlarının finansmanında kullandırmış olduğnu ve henüz bu ticari işlemler ve yatırımların sonuçlanmadığını ve karar zararın belli olmadığını, davacı tarafından açılan davanın taraflar arasındaki kar ve zarara katılım hesap sözleşmesine aykırı olduğunu, davalı şirketin tasfiye halinde olduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunca 23/02/2001 tarihinde tescil ve 28/02/2001 tarih ve 5246 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davalı şirketin tasfiye amacıyla sınırlı olarak tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini devam ettireceğini, şirketin anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümlere göre tasfiye edildiğini, tasfiye ile ilgili hesaplamalar ve bilanço çalışmaları yapılmadan şirket mevcudunun borçlarından fazla olduğu tespit edilmeden herhangi bir ödeme yapılamadığını, dava konusu alacağın dava tarihi itibariyle muaccel ve talep edilebilir likit bir alacak olmadığını , alacağa ilişkin herhangi bir faiz de talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava alacaklı davacının davalı Tasfiye edilen İhlas Finans Kurumu A.Ş ‘ne yatırmış olduğu paranın tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizin önceki ilamının Bursa BAM 5. Hukuk Dairesinin 07/03/2022 tarih 2019/1298 Esas 2022/310 Karar sayılı ilamı ile davalı şirketin tasfiye haline ilişkin ticaret sicil kayıtlarının araştırılmadığı, şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığı , davacının hesap nedeniyle alacağının muaccel olup olmadığı, tasfiye halinde olan davalı şirketin davacı ile aynı konumdaki diğer hesap sahiplerine ödeme yapıp yapmadığı hususlarında inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekçeleriyle bozulduğu, mahkememizce kaldırma kararı sonrası yapılan yargılamada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin tasfiyeye ilişkin bilgi ve belgeleri dosyaya getirtilmiş, gelen cevapla şirketin 23/02/2021 tarihinde tasfiyesine karar verildiği ve tescil edildiği, tasfiyenin henüz sonuçlanmadığı bildirilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde SMM bilirkişi tarafından inceleme yaptırılmış, 07/02/2023 tarihli SMM Bilirkişi raporunda; davacıya ait hesabın kar ve zarara katılım hesabından kaynaklandığı, davacının muhtelif tarihlerde kar ve zarara katılım hesabına yatırmış olduğu miktarın tasfiye tarihi itibariyle 6.135 USD olduğu , taraflar arasında akdedilen kar ve zarara katılım hesap cüzdanının arkasında yer alan açıklamanın birinci maddesinde hesap sahibi aynı vadeli fonların kurumca işletilmesi sonucu doğacak kar ve zarara katılacaktır ve dördüncü maddesinde bu hesaba kar ve zarar payı dışında her ne nam altında olursa olsun kurum tarafından başka bir menfaat sağlanamaz hükümlerinin yer aldığı, davalı özel finans kurumunun bankacılık faaliyet izninin BDDK tarafından alınan karar ile 10/02/2021 tarihinde durdurulmuş olduğu, şirketin tasfiyeye tabi tutularak tasfiyenin devam ediyor olduğu, kar ve zarara katılım hesabından kaynaklanan hak ve alacaklara ilişkin davacı ile davalı şirket arasındaki akit ilişkisinin geçerli olduğu, kar ve zarara katılım sözleşmesine dayanan alacakların aynen geri ödenmesinin dahi garanti edilmemiş olduğu, tasfiye işlemleri tamamlanmadan dava konusu alacağın dava tarihi itibariyle talep edilebilir nitelikte bulunmadığı, davalı firmanın davacı ile aynı konumda olan kar ve zarara katılım hesabı sahiplerine ödeme yaptığına ilişkin dosya kapsamında ve davalı kayıtlarında bilgi ve belgelere rastlanmadığı, kar ve zarara katılım hesaplarının tasfiye sonucu beklenmeden talep edilemeyeceğinin raporda bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, istinaf kaldırma ilamı sonrası kaldırma kararına uygun olarak yapılan yargılamada; davalı şirketin ticari sicil kayıtlarının incelenmesinde davalı şirketin 23/02/2021 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, tasfiyenin henüz sonuçlanmadığı, alınan bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki ilişkinin kar ve zarara katılım hesabına dayandığı, alacağın ancak tasfiye işlemleri sonuçlandığında muaccel olacağının, yapılan incelemelerde davalı firmanın davacı ile aynı konumda olan kar ve zarara katılım hesabı sahiplerine ödeme yaptığına dair herhangi bir somut veriye rastlanmadığının anlaşılması, aynı konuya dair daha önce Yargıtay tarafından verilen emsal kararlar da göz önünde tutularak alacağın henüz muaccel hale gelmemiş olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın başlangıçta peşin alınan 558,44-TL harçtan mahsubu ile fazla kalan 477,74‬- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan 182,37 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL (daha fazlasına hükmedilemeyeceğinden) nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-HMK madde 333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar
kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacının yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
24/02/2023

Katip …
E-Imzalıdır.

Hakim …
E-Imzalıdır.