Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/489 E. 2022/492 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
**GÖREVSİZLİK**
ESAS NO : 2022/489 Esas
KARAR NO : 2022/492

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – …
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı ile davalı arasında 15/10/2021 tarihli adi ortalık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme neticesinde tarafların kuaför salonuna %50 oranında ortak olduklarını, davalı tarafın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ve ortaklıktan ayrılmak istediğini beyan ettiğini, dükkanın işletmesini davacı tarafın yaptığını , davalı tarafın dükkana girmek suretiyle dükkana ait malzemeleri çaldığını, bu durumun ortaklık sözleşmesi hak ve yükümlülükler başlığı altında 6. Maddede belirtilen ceza şartın ödenmesini isteme zarureti doğurduğunu beyanla sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmede belirlenen 100.000,00 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkindir.
Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md.). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını veya emeklerini) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Eldeki davaya bakıldığında; taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmakla; sözleşmede öngörülen yükümlülüklerin ihlal edildiği iddia edilmekle taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK’nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut uyuşmazlığa uygulanmak sureti ile çözümlenmesi gerekmekte olup; davanın nitelik itibari ile mutlak ticari dava sayılamayacağı, tarafların da kuaför dükkanı işlettiği ve tacir olmadığı dosyada mübrez evraklardan anlaşılmakla davanın nispi ticari dava olarak da değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davaya bakma görevinin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin Görevsizliğine ve dosyanın görevli Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/04/2022

Katip …
E-Imzalıdır.

Hakim …
E-Imzalıdır.