Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/332 E. 2022/1235 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

……..
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/332 Esas
KARAR NO : 2022/1235

HAKİM : ….
KATİP….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/12/2022

Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilİ firma tarafından, davalı şirkete 07/04/2021 tarihli 31.790,07 TL bedelli ve 07/06/2021 tarihli 7.520,62 TL bedelli faturalar ile ile tıbbi malzeme satımı yapıldığını, davalı şirket tarafından ürünler teslim alınmasına rağmen, faturalarda belirtilen vade tarihlerinde müvekkilin alacakları ödenmediğini, bunun üzerine müvekkil şirketin bahse konu faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için davalı şirket aleyhine Bursa 19. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası üzerinden 39.310,68 TL asıl alacak 2.266,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.577,54 TL takip tutarı üzerinden icra takibi yapılmış ve ödeme emri usulüne uygun olarak davalı borçluya 02/12/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirket tarafından 08/12/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile özetle, davalı şirketin müvekkile herhangi bir borcu olmadığını, takip öncesi faiz talebinde bulunulmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile borca itiraz edildiğini, davalı tarafça yapılan itiraz haksız olup, icra takibi sürüncemede bırakmak, müvekkilin alacağını ödememek adına yapıldığını, akabinde dava şartı arabuluculuk kapsamında davalı şirket ile yapmış olduğumuz arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, daha sonra davalı şirketen gelen teklif üzerine davalı şirket ile icra takibine konu borcun icra kapak hesabında belirtilen miktar üzerinden (takip tutarı, takip sonrası işleyen faiz, icra masrafları, icra vekalet ücreti) iki taksit halinde ödenmesi konusunda 03/01/2022 tarihli protokol imzalandığını, davalı şirket protokolde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemiş, sadece 28/01/2022 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yapmış, bunun dışında ödeme yapmadığını, inkar tazminatı, masraf ve vekalet ücreti haklarımız saklı kalmak kaydı ile takipten sonra ödenen bu miktar yönünden itirazın iptali talebimiz bulunmadığını, yapılan kısmi bu ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce gözetilmesini talep ettiklerini, davalı şirket ile yapılan protokolden de anlaşılacağı üzere davalı şirket müvekkil şirkete icra takip dosyasında belirtilen miktar kadar borçlu olduğunu kabul ettiğini, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, bu nedenle davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu ş haksız itirazın iptalini talep ettiklerini, yine dava konusu alacak miktarının likit olduğu dosya kapsamı ve imzalanan protolok ile sabit olduğunu, davalı taraf icra takibini durdurmak, sürüncemede bırakmak ve alacağın tahsilini geciktirmek için haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu sebeple haksız itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı, müvekkil şirketten takip tarihi itibariyle talep edebileceği herhangi bir alacağı olmamasına rağmen haksız yere Bursa 19. İcra Müdürlüğü 2021/… E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, haksız şekilde başlatılan takibe tarafımızca itiraz edilmiş ve takip durduğunu, ancak davacı , müvekkil şirket aleyhine haksız yere icra takibi yapmakla kalmamış , eldeki davayı ikame ettiğini, davacı kötü niyetle hareket etmekte olup iddia ettiği gibi bir borç söz konusu olmadığını, davanın reddi gerektiğini, faturanın varlığı, borçlu tarafından itiraz edilmemiş olması faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımadığını, müvekkili şirket Özel … International Hospital unvanıyla SGK ile anlaşmalı olarak sağlık sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı yan dava dilekçesinde “07.04.2021 tarihli 31.790,07 TL bedelli ve 07.06.2021 tarihli 7.520,62 TL bedelli faturalar ile tıbbi malzeme satımı yapıldığını ve belirtilen vade tarihlerinde ödeme yapılmadığını” iddia etmekle işbu davayı açmış ise de davacının haksız ve gerçeğe aykırı iddialarının kabulü mümkün olmadığını, tek başına ticari defterlerde kayıtlı olan faturalar esas alınarak alacak-borç ilişkisi kurulması ve görüş bildirilmesi hatalı olduğunu, çünkü Yargıtay kararlarında da kabul edildiği üzere fatura tek başına fatura içeriği mal veya hizmetin verildiği, itirazın yapılmamış olması fatura içeriği borcun kabul edildiği anlamı taşımadığını, uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun ya da malın teslim edilmiş olduğunun kanıtlanması gerektiğini, bu amaçla davacı, kendi edimini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini ve fatura bedelinin gerçeği yansıttığını ispatlamakla yükümlü olduğunu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte davacı ile müvekkil şirket arasında dışarıdan tıbbi malzeme sağlama konusunda anlaşma sağlanmıştır. Davacı tarafından anlaşmaya uygun şekilde bir mal sunulmadığını, müvekkili şirket hastalarına karşı zor durumda kalmış , hastalara sağlık hizmeti sunulamadığını, davacı edimini gerektiği gibi ifa etmediği gibi fahiş miktarda bir fatura düzenlemiş ve müvekkilden ödemesini talep ettiğini, ancak faturanın varlığı, mal ve hizmetin sunulması bakımından ispata tek başına yeterli olmadığını, taraflar arasındaki ticari teamül 240 gün vade ile çalışma prensibine dayalı olduğunu, bu bağlamda alacağın varlığını kabul etmemekle birlikte takip tarihi itibari ile davacının muaccel olmuş alacağı olmadığından takip haksız olduğunu, alacak iddiasını kabul anlamına gelmemek üzere müvekkil şirket tarafından tüm tedarikçileri ile 240 gün vade ile çalışıldığını, davacı ile de bu şekilde çalışmak üzere anlaşılmış ise de davacı tarafça müvekkil şirkete herhangi bir ürün teslim edilmediğini, davacının dava konusu faturalar ile ilgili olarak alacaklı olduğu kabul edilecek olunsa dahi takip tarihi itibari ile 240 günlük vade süresi dolan yani muaccel olan herhangi bir borç söz konusu olmadığını, bu nedenle davacının muaccel olmayan bir alacak ile ilgili olarak başlatmış olduğu takip haksız ve yersiz olup yapılan itiraz bu açıdan da yerinde olduğunu, bu nedenle davacının takip tarihi itibari ile muaccel olmuş herhangi bir alacağı bulunmadığından ve itiraz haklı olduğundan eldeki davanın reddine karar verilmesini, Borçlunun yapmış olduğu itirazın iptali amacıyla açılan davada, borçlunun inkâr tazminata mahkûm edilebilmesi için, öğretide ve Yargıtay kararlarında genellikle kabul edildiği üzere, şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir: 1) Alacaklının ilâmsız icra takibi yapması 2) Borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olması 3) İtirazın iptali davasının süresi içinde açılmış olması 4) Alacaklının talepte bulunması 5) Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi 6) Alacağın likit ve belirlenebilir olması gerektiğini, inkâr tazminatı, TBK anlamında bir tazminat olmayıp, borçlunun haksız yere itiraz etmesini önlemek için konulmuş bir müeyyidedir. Kanun koyucu borçlunun icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine ilişkin hükmü (İİK m. 67) koyarken soyut olarak borçlunun itirazını cezalandırmaktan ziyade borçlunun borçlu olduğunu ve borcunun miktarını bildiği ya da bilmesi gerektiği halde borcunu inkâr etmesini, yani takibe karşı itirazda bulunmasını engellemeyi amaçladığından, dürüstlük kuralına aykırı düşmeyen bir itiraz nedeniyle borçlunun icra inkâr tazminatına mahkûm edilmemesi gerektiği sonucuna varmak gerektiğini, bu bağlamda somut olayda icra inkar tazminatı için alacağın likit olma şartı gerçekleşmediğini, bu nedenlerle dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar kötü niyetli olup haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine , davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, faturalar, taraflarca imzalanan protokol, ticari defterler, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

Mahkememizce taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması yönünden, taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde SMMM bilirkişi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı tarafça ibraz edilen ticari defterler SMMM bilirkişiye tevdi edilerek, rapor tanzimi talep edilmiştir.
SMMM bilirkişisi tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle: Bursa 19. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas Sayılı İcra Dosyasında, Alacaklı olarak … TIBBİ MALZEMELER TURİZM TEKSTİL İNŞAAT TAAHHÜT GIDA SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ, borçlu …. TURİZM GIDA SAĞLIK HİZ. İNŞ.SAN.TİC.A.Ş., takibin 11/11/2021 tarihinde başlatıldığı, takibin takip konusunun 2 adet fatura alacağından kaynaklı 39.310,69 TL asıl alacak ve 2.266,85 TL işlemiş faiz olduğu, davalının, 2021 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının T.T.K’nun 64. İle 213. sayılı V.U.K’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak oluşturulduğu, defterlerin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre, 11/11/2021 takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 39.310,69 TL alacaklı göründüğü, tarafların BA/BS bildirimleri incelendiğinde, alacağa konu her iki faturayıda alım ve satım olarak tarafların bildirdiği, davacı ile davalı arasında yazılı bir sözleşme dosyasında görülmemekle birlikte, davalı kayıtlarından, Ba-Bs bildirimlerinden ve davalının icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazda borca ve takibe itirazından, ticari ilişkinin mevcut olduğunun anlaşıldığı, Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas incelendiğinde; davacı tarafından takip tarihine kadar davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir ihtarına ve faturalar üzerinde vadesine rastlanmadığından, tarafımdan faiz hesaplamasının yapılmadığı mütalaa edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan davalı taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ticari defterini ibraz etmediğinden HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğu kabul edilmiştir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 19. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, mahkememizce ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesine karar verildiği, SMMM bilirkişisi tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda davalının ticari defter kayıtlarına göre, 11/11/2021 takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 39.310,69 TL alacaklı olduğunun anlaşılmakla; mahkememizce aldırılan kanaat verici bilirkişi raporuna itibar edilerek takibin kaldığı yerden devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜ ile, Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,
2-Alacak likit olduğundan İİK’nun 67/5 maddesi uyarınca davadaki talep esas alınarak 6.315,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Takipten sonra fakat davadan önce yapılan 10.000 TL ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce gözetilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.157,06 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 331,38 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.825,68 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1.000,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 172,50 TL olmak üzere toplam 1.172,50 TL yargılama gideri ve 331,38 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.503,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’ nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.