Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/205 E. 2022/779 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/205 Esas – 2022/779
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/205 Esas
KARAR NO : 2022/779

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1- …….. – ………. Fevzi Çakmak Mah. Trafo Cad. No:1/1 Yalova Merkez/ YALOVA
2- ……… – ……..
3- ……. – ………..
VEKİLLERİ : Av. …….
Av. ………
DAVALI : 1- …….. BELEDİYE BAŞKANLIĞI – …….. Belediye Başkanlığına ……../ YALOVA
VEKİLLERİ : Av…………. – [15683-86154-…….] UETS
Av. ……………..- Yalova 77100 Yalova Merkez/ YALOVA
DAVALI : 2- GROUPAMA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – ……….
VEKİLİ : Av. ……….. – Reşitpaşa Mah. Eski Büyükdere Cad: Groupama Plaza N:2 34398 Maslak/Sarıyer İstanbul Sarıyer/ İSTANBUL
DAVA İHBAR OLUNAN : ………….. SAĞLIK HİZMETLERİ SANAYİ PAZARLAMA TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -[25959-56009-……..] UETS
VEKİLLERİ : Av. ……… – [16609-06388-…….] UETS
Av. TUĞRUL GÜRE – [16906-09475-36501] UETS

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde 27/03/2008 tarihinde meydana gelen … plakalı ve … plakalı araçların karıştığı trafik kazasında davacı …….’nın yaralandığını, kazada … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, bununla ilgili ceza soruşturmasının Orhangazi Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/196 Esas sayılı dosyası ile karara bağlandığını, davalı …….. Belediye Başkanlığının işleten sıfatı ile, diğer davalının da zorunlu sigortacı sıfatı ile sorumlu olduğunu, yaralanan davacının bir dizi ameliyat geçirerek yoğun bakımda tedavi gördüğünü, bedensel hasarlarının halen ve tamemen iyileşmediğini, kaza anında 1.000-TL olan maaşının halen 1.800-TL olduğunu, bedensel kazanma gücündeki kayıp ve hasar kaybı sebebiyle şimdilik 150.000-Tl maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini, sigorta şirketinin poliçe limiti olan 80.000-TL ile sınırlı sorumlu tutulmasını, sigorta şirketi açısından dava tarihinden, diğer davalı açısında kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını, olayda ağır manevi zarara uğrayan davacı ve bakım ve tedavisi sırasında hamile olan eşi ve çocuğu için manevi tazminat hükmedilmesi gerektiğini, bu sebeple ……. için 80.000-TL, eşi …….. için 40.000-TL ve müşterek çocuk………… için 30.000-Tl olmak üzere toplam 150.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı belediye başkanlığından tahsilini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı sigorta şirketi davanın reddi gerektiğini savunmakta, dava hakkının zaman aşımına uğradığını, sigorta şirketinin kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, maluliyet oranın da heyet raporu ile belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı Çınarçık Belediye Başkanlığında davanın zaman aşımın uğradığını, bunun bir hizmet kusuru olması sebebiyle davanın idari yargı yolunda görülmesi gerektiğini, ambulansın Belediye Başkanlığına ait olmasına rağmen ………….. Sağlık A.Ş. tarafından kullanıldığını, bu sebeple kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, işleten sıfatını taşınmadıklarını, çünkü araç üzerinde fiili hakimiyetlerinin bulunmadığını, araç sürücüsünün belediye çalışanı olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava trafik kazası biçiminde ortaya çıkan haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunduğundan görevli mahkeme ticaret mahkemesidir.
Bu tür davalarda ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı trafik kazasını, davalının kusuru ile kaza arasındaki illiyet bağını, kazadan kaynaklanan zararın miktarını ispat etmelidir. Davacının yaralanmasına neden olan bir trafik kazasının varlığı konusunda tartışma yoktur. Üzerinde durulması gereken ilk mesele kusur dağılımıdır. Davalının kazada kusurlu olup olmadığı ve kusur oranı ispat edilmelidir. Ancak somut olayda davacı kazaya karışan araçlardan biri olan ambulans içinde yolcu konumundadır ve ambulanstaki hastaya hizmet veren sağlık teknikeridir. Kazaya tesir edecek bir hareketi bulunmadığından davacı yönünden kusur araştırmasına gerek yoktur.
Olay aynı zamanda bir ceza soruşturmasının konusudur. Olay sebebiyle Orhangazi Asliye Ceza Mahkemesinde ceza kovuşturması yapılmış, 2008/196 E. 2009/127 K. sayılı ilamla kazaya karışan ambulansın sürücüsü tam kusurlu bulunmuştur. Ceza dosyasındaki bilgilere göre ambulans sürücüsü kırmızı ışık ihlali yapmış olup kaza anında siren ve tepe lambası yakmadan süratle kavşağa girerek diğer sürücüleri uyarmamış olmakla tam kusur takdiri yerindedir.
Davalı tarafın zamanaşımı def’i konusunda bir değerlendirme yapmak gerekir. Davaya konu haksız fiil 27.03.2008 tarihinde meydana gelmiştir. Haksız fiil zamanaşımı fiile ve faile ıttıla tarihinden itibaren iki yıl ve her halükarda on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Ancak fiil aynı zamanda suç teşkil etmekteyse ve ceza zamanaşımı daha uzunsa ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Karayolları Trafik Kanununda da buna paralel bir düzenlenme yapılmıştır. Somut olayda trafik kazası 27.03.2008 tarihinde meydana gelmiş, dava da 18.03.2016 tarihinde açılmıştır. Yani Karayolları Trafik Kanununda ön görülen on yıllık azami süre dolmamıştır. Kaldı ki olayda bir kişinin öldüğü ve davacının da ciddi biçimde yaralandığı nazara alındığında eylemin T. C. K. 85’inci maddesi kapsamında kalacağı ve ceza zamanaşımının yine T. C. K. 66/1-d maddesi gereğince on beş yıl olacağı açıktır. Her iki davalının ileri sürdüğü zamanaşımı def’i haksız olduğundan mahkememizce dikkate alınmamıştır.
Keza Karayolları Trafik Kanununun 110’uncu maddesi çerçevesinde davalı …….. Belediye Başkanlığı vekilinin yargı yoluna yönelik itirazı da yerinde değildir.
Bu aşamadan sonra tüm tedavi evrakları da getirtilerek Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğünden rapor alınmak istenmişse de, Bursa ATK Şube Müdürlüğü yaralanmanın kapsamına göre raporun İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınmasının daha doğru olacağını bildirmiştir. Bunun üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan davacının bedensel kazanma gücü kayıp oranı konusunda rapor alınmıştır. 28.11.2018 tarihli rapora göre davacının bedensel kazanma gücü kaybı %18’dir. İyileşmesi ise on iki aya kadar uzayabilir.
Bu husus da tespit edildikten sonra bu kez aktüerya hesabından anlayan bir bilirkişiden davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı konusunda rapor alınmıştır. 01.04.2019 tarihli rapora göre davacının maddi zararı 247.499,23.TL’dir. Ancak bundan SGK tarafından ödenen rücua tabi ödemeler tenzil edilmelidir. Ancak getirtilen kayıtlara göre rücua tabi bir ödeme yoktur. Bu konuda bilirkişiden 06.05.2019 tarihli ek rapor da alınmıştır.
Davacı taraf bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarını esas alarak maddi tazminat talebini ıslah etmiştir. Bu aşamada da ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı tartışması gündeme gelmiştir. Yukarıda izah edildiği üzere ıslah tarihi itibariyle halen on beş yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Davalı sigorta şirketinin ıslaha karşı beyanında ileri sürdüğü zamanaşımı def’i haksızdır.
Davalı …….. Belediye Başkanlığı vekili işleten sıfatları olmadığını ileri sürerek davanın husumet yönünden reddini istemişse de bu savunma yerinde görülmemiştir. …….. Belediyesi aracın malikidir. Mülkiyet işleten sıfatına karinedir. Bunun aksi ispat edilmelidir. Yani …….. Belediyesi aracı uzun süreli bir kiralama yoluyla başkasına devrettiğini, işleten sıfatının bu kişiye geçtiğini belgelemelidir. Ambulansın bir özel bir sağlık kurumuna uzun süreli bir sözleşme ile devredildiğine dair herhangi bir belge sunulmamıştır. Bir tahsis yapılmış olabilir ancak tahsisin süresi ve mahiyeti, malikin araç üzerindeki yetkilerinin ne oranda kısıtlandığı belli değildir. O halde malik durumundaki davalı Belediye bu kurtuluş beyyinesinden yararlanamaz.
Davacının SGK tarafından çalışabilir bulunması ve maluliyet sebebiyle özel işleme tabi tutulmaması eldeki dava yönünden belirleyici değildir. SGK malul saymasa ve herhangi bir ödeme yapmasa bile davacının maluliyeti sağlık kayıtları ve adli tıp raporu ile sabittir.
Toplanan tüm deliller mahkememizce değerlendirilmiş, özellikle maddi tazminat açısından bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi hakkaniyete uygun bulunmuştur.
Mahkememizce daha önce davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş bu karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 30/12/2021 tarih ve 2021/777 karar sayılı ilamı ile kaldırılmıştır.
Kaldırma gerekçesinde; ” davalı …….. Belediyesinin işleten sıfatıyla sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı …….. Belediyesi vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir. Dava, ………….. Sağlık Hizmetleri Sanayi Pazarlama A.Ş.’ye ihbar edilmelidir. Davalı tarafın tam kusurlu olarak değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. ATK raporu hükme esas alınmış olup, kazanın 27/03/2008 tarihinde gerçekleştiği göz önüne alındığında, 2008 tarihli Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü kapsamında değerlendirme yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 17 HD 2020/7786 E.,2021/2556 K. sayılı ilam). Davacılar vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir. Aktüerya bilirkişice yapılan hesaplama hukuka aykırıdır. Zira, mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda; kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih-2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; 2918 sayılı KTK 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen, Tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu esas alınarak, progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 17 HD, 2019/3292 E.,2021/1848 K. sayılı ilam). Davacılar vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir. 6098 sayılı TBK 56/2 maddesi gereği, haksız fiil sebebiyle bedensel zarar ya da ölüm halinde, zarar gören veya ölenin yakınları da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat, kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi dengesindeki bozulmanın giderilmesi için yasanın öngördüğü telafi şeklidir. Ayrıca kırgınlık, kızgınlık hatta intikam duygusunu da tatmin etmeye yarar (Emsal Yargıtay HGK 2001/4-1016 E., 757 K.). Olay sebebi ile duyulan acı, ızdırap ve elemi kısmen de olsa dindirmeye yardımcı olur. Manevi tazminatın belirlenmesinde ölçüt; ne faili ekonomik olarak yıkacak ne de mağdur için manevi zararı özlenebilir hale getirecek yükseklikte olmamasıdır. (Prof.Dr.Mustafa Dural,Doç.Dr.Tufan Öğüz; Türk Özel Hukuku Cilt:2,Filiz Yayınevi). Başka bir ifadeyle manevi tazminat, ruhsal durumu düzeltecek nitelikte ve miktarda olup, mağdur tarafından bu durumu özlenir hale getirecek veya sebepsiz zenginleşme yaratabilecek miktara hükmedilmeyecektir. Bir ceza niteliğinde olmadığı gibi mal varlığına ilişkin zararın giderilmesini de amaç edinmez (Yargıtay 1966/7 E-1966/7 K sayılı İBK). Kaza sebebi ile % 18 maluliyet meydana gelen davacı … lehine hükmedilen tazminat miktarı, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, kaza tarihinde paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde fazla olmuştur. Davalı …….. Belediyesi vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde olup, davacılar vekilinin bu yolda istinaf sebebi yerinde değildir. Yine, diğer davacı (eş) … ve davacı (çocuk) …’in manevi tazminat talepleri bakımdan değerlendirme yapıldığında manevi tazminat talep hakkının doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye ait olduğu, yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanların kural olarak manevi tazminat talep edemeyeceği ancak kişinin zarara uğraması sonucu, anne, baba, eş, çocuk gibi çok yakınlarından birinin de olay sebebiyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat talep edebilecekleri kabul edilmelidir. (Yargıtay 21 HD. 2014/10693 E -2014/23947 K sayılı ilam, Yargıtay 17 HD, 2014/12300 E-2016/10184 K sayılı ilam). Davacı …’un maluliyet derecesi ve iyileşme süresi göz önüne alındığında diğer davacılar … ve … lehine hükmedilen manevi tazminat fazla olmuştur. Davalı …….. Belediyesi vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir. ” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı sonrasında aktüerya raporu alınmış TRH2010 tablosu ve her yıl için %10 artış %10 iskontoloma esası uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması istenilmiş, buna göre; davacının geçici iş görememezlik alacağının 247.499,23 TL olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce daha önceki kararda manevi tazminat istemleri kısmen kabul edilmiş, davacı … için 40.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmuştur. Taraflar arasındaki kusur durumu ve davacının %18 oranındaki maluliyet oranı dikkate alındığında manevi tazminat miktarının zarara uyumlu olarak belirlenmesi gerekmektedir. Davacılar … ve … davacı …….’nın kaza sonrası yaşadığı tedavi süresinde maluliyet sorunu dikkate alındığında bu süreçten manevi olarak elem duymuş olmaları kaçınılmazdır. Tüm bunlar dikkate alınarak ayrıca günümüzdeki paranın alım gücü de birlikte değerlendirildiğinde manevi zararla uyumlu olacak biçimde bir tazminata hükmedilmelidir. İstinaf mahkemesince daha önce hükmedilen manevi tazminat miktarları yüksek bulunduğundan bu kez davacı … için 35.000,00 TL Davacı … için 8.000,00 TL Davacı … için 8.000,00 TL manevi tazminat alacağına hükmolunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Maddi tazminat davasının KABULÜ ile 247.499,23 TL maluliyet tazminatı alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’a ödenmesine ,
Maddi tazminat alacağına davalı …….. Belediyesi yönünden 27/03/2008 Tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 18/03/2016 Tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Davalı sigorta şirketinin sorumluğunun 100.000,00 TL ile sınırlı tutulmasına Davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen Kabulü ile davacı … için 35.000,00 TL Davacı … için 8.000,00 TL Davacı … için 8.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihi olan 27.03.2008 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte Davalı …….. Belediye Başkanlığından tahsili ile Adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine
Maddi Tazminat yönünden alınması gereken 16.906,68 – TL karar harcının, peşin yatırılan 1.024,65-TL harç ile ıslah anında yatırılan 334,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.548,02 -TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, davalı sigorta şirketinin poliçe limitine göre sınırlı tutulan sorumluluğu dikkate alındığında müteselsil sorumluluğunun 5.472,35 TL ile sınırlı tutulmasına,
Manevi Tazminat yönünden alınması gereken 4.098,6-TL harcın davalı …….. Belediyesinden tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacı tarafça yapılan toplam 791,40-TL muhakeme masrafından kabul red oranından göre hesaplanan 750-TL muhakeme masrafının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Maddi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 24.369,94 TL ücret-i vekaletin davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti uyarınca 12.450,00 TL ile sınırlı tutulmasına,
Manevi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 5.100,00 TL ücret-i vekaletin davalı …….. Belediye Başkanlığı’ndan alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
Manevi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 5.100,00 TL ücret-i vekaletin davalı …….. Belediye Başkanlığı’ndan alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
Manevi Tazminat yönünden davacı … lehine takdir edilen 5.100,00 TL ücret-i vekaletin davalı …….. Belediye Başkanlığı’ndan alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
Manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden davalı …….. Belediyesi lehine takdir edilen 5.100,00 TL ücret-i vekaletin davacı …’dan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, Manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden davalı …….. Belediyesi lehine takdir edilen 5.100,00 TL ücret-i vekaletin davacı …’dan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, Manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden davalı …….. Belediyesi lehine takdir edilen 5.100,00 TL ücret-i vekaletin davacı …’den alınarak adı geçen davalıya verilmesine, Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine
Dair; davacı vekili ile davalı belediye vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı. 06/07/2022

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır