Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1491 E. 2023/116 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1491 Esas
KARAR NO : 2023/116

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …-…..
VEKİLİ :Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davalı tarafça, müvekkili aleyhine 21.04.2022 Tanzim Tarihli, 20.06.2022 Vade Tarihli 800.000,00 TL bedelli bono nedeniyle alacağı olduğundan bahisle Bursa 12.İcra Müdürlüğü’nün 2022/… E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, …, kefil olarak imzaladığı bedelsiz bir senedi … … isimli kişiye vermiştir. Fakat verdiği sırada, senedin ön yüzünde kendisinin attığı çift imza dışında hiçbir yazı ve imza bulunmamaktadır. Verdiği senet ile ilgili olan borcunu da ödemiştir. Bu sebeplerle dava konusu icra takibinde yer alan senetteki imzaların da kendisine ait olup olmadığından emin değildir. İlgili takipteki senedin müvekkilimin çift imzalayarak verdiği senet olması ihtimalinde de tam tersi durumda da senette yer alan imza … …’e ait değildir. Zira müvekkilim kefil olarak imzalayıp verdiği senede çift imza atmıştır. Fakat bonoda yer alan imzaların birinin üzerine “… …”(asıl borçlu), diğerinin üzerine “…”(kefil) şeklinde isimler yazılarak bono ile ilgili icra takibi başlatılmıştır. Oysa ki müvekkilim tarafından imzalanarak … …’e verilen bonodaki her iki imzayı da müvekkilim atmış olup asıl borçlu olarak ismi yer alan … …’in herhangi bir yazı veya imzası bulunmadığını, Kaldı ki takip konusu bonoya bakıldığında ilk imza üzerine kefilin adı, ikinci imza üzerine asıl borçlu olarak görünen … … ‘in adı yazıldığını, bu sıralama dahi bonodaki imzalarla ilgili bir şüphe uyandırmaktadır ki doğal olanı önce asıl borçlunun imza atması sonrasındaki imzanın kefile ait olduğunu, Ortada keşidecinin imzası bulunmayan ve dolayısıyla TTK. 688 ve onu izleyen maddelerindeki unsurları içermeyen bir senet bono niteliği taşımayıp şekil itibariyle geçersiz olduğundan kefalet de geçersizdir ve kefilin imzası bulunsa bile sonuca etkili olmadığını, bu süreçte borçlunun adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulmuş, satış aşamalarına geçildiğini, bu nedenlerle davacı müvekkilinin telafisi güç veya imkansız zararlara maruz kalmaması için dava sonuçlanıncaya kadar takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, takip miktarı oldukça yüksek bir meblağ olup müvekkilinin teminatı yatırıamaması durumunda teminat fonksiyonunu ifa edemeyecek, bu durumunda, imzası geçerli bir hukuki ilişkiye konu olmayan haksız takip nedeniyle müvekkilinin mağdur olacağını, takibin teminatsız tedbiren durdurulması taleplerinin reddi durumunda taşınır/taşınmaz satış işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesini, takip konusu bono üzerinde asıl borçlunun imzasının bulunmaması sebebiyle bono niteliği taşımayıp şekil itibariyle geçersiz olduğundan kefalet de geçersizdir. Bu sebeplerle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile dava sonuna kadar takibin tedbiren durdurulmasını,Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… E. Sayılı takip konusu bono üzerinde asıl borçlunun imzasının bulunmaması sebebiyle bono niteliği taşımayıp şekil itibariyle geçersiz olduğundan kefaletin geçersizliğinin ve müvekkilimin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı … 30/01/2023 tarihli dilekçesi ile; davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili 31/01/2023 tarihli dilekçesi ile; davacının davaya esas borçlu olduğu senedin kendisine ait olduğuna, borcunu kabul ve davadan feragat ettiğine dair beyanı doğrultusunda karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı aleyhine tahmilini talep etmişlerdir.
Dava açıldıktan sonra davadan feragat edilebilir. Davadan feragat, iki taraftan birinin (davacının) talep sonucundan vazgeçmesidir (HMK m. 307).
Davadan feragat kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurur.(HMK m.311)
Davacının davasından (tamamen) feragat etmesi üzerine, mahkeme, davanın feragat nedeniyle reddine kararını verir.
Açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının ilk celsede vuku bulması sebebiyle 1/3′ ü olan 59,96 TL den peşin alınan 8.538,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.478,79‬ TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
3-Kararın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmış ancak A.A.Ü.T. 6. Maddesine göre ön inceleme tutanağı imzalanmadan davadan feragat edildiği görülmekle vekalet ücreti tutarının 1/2 ‘si tutarı olan 28.525,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Bursa Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 01/02/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır