Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1455 E. 2023/618 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1455
KARAR NO : 2023/618
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16185-81776-…] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16630-36682-….] UETS
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı şirkete ait olan aracı sahibinden.com ilanında görerek Wolksvagen Marka Otobüs-CA Tek Katlı, 2012 Model, Dizel, 2EKE2 Tipli … plakalı aracı satın aldığını,dönüş yolunda aracın arıza yaptığını, davacının durumunu umursamadığını, davacı işlerini yürütebilmek için aracı kendi imkanları ile tamir ettirdiğini, araç tamir edilmek için bırakıldıktan 8 gün sonra tamir edilerek davacıya teslim edildiğini, dava konusu araç 8 gün boyunca tamirhanede kaldığını,aracın tamirden alındıktan bir kaç gün sonra yine arıza verdiğini, davacının aracı işlerinde kullanmak için almasına rağmen aracı sanayiden çıkartamadığını, açıklanan nedenlerle araçtaki ayıp oranında bedelde indirim talebinin kabulüne, aracın onarımı sebebiyle uğramış olduğumuz zararların ve 499,71TL noter masrafının, masrafların ve bedelde indirim talebinin şirketin temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsiline, mümkün olmayacak ise “Aracın Ayıpsız Misli İle Değiştirilmesinin” ülkemizde yaşanan ağır enflasyon artışı karşısında paranın gün geçtikçe değer kaybetmesi ve azalması ve pandemi sebebiyle işlerin durma aşamasına gelmiş olması sebebiyle daha hakkaniyetli olacağını düşünmemiz gerekçesiyle; dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilerek, aracın onarımı sebebiyle uğramış olduğumuz zararların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber, 499,71TL noter masrafının, masrafları tazmin talebimizin şirketin temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsiline, Mahkemece uygun görülmez ise “sözleşmeden dönerek” sunmuş olduğumuz dekontlardan ve satış sırasındaki rayiç emsal araç bedellerinden de anlaşılacağı üzere aracı iade etmeye hazır olduğumuzu bildirerek ödenen gerçek bedelin tarafımıza iadesine, aracın onarımı sebebiyle uğramış olduğumuz zararların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber , 499,71TL noter masrafının, söz konusu masrafların ve talebimizin şirketin temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsiline, Terditli taleplerinden birisi kabul edilerek diğerleri kabul edilmediği taktirde aşağıdaki Yargıtay’ın müstakar içtihatları uyarınca kısmen red verilemeyeceği için reddedilen talep için karşı vekalet ücretine hükmedilmemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazlarının olduğunu, müvekkili firmanın elindeki araçlarının düzenli bir şekilde gerekli olan tüm bakımlarını yaptırdığını, aracın tüm bilgilerinin sahibinden.com sitesinden yayınladıklarını, aracın satış öncesi ticari iş amacıyla müvekkili tarafından sorunsuz bir şekilde kullanıldığını, açıklanan nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller;
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’na, Antalya Vergi Dairesi’ne, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na, Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne, sahibinden.com internet sitesine, Ziraat Bankası’na yazılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, ayıplı satıştan kaynaklı bedelde indirim, onarım masrafı, olmadığı takdirde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi taleplerine ilişkindir.
Ticari davaların hangi davalar olduğu TTK m.4’te tanımlanmış ve belirlenmiştir. Bu maddeye göre ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK.nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK.nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davanın dayanağının satış sözleşmesi olduğu ve satış sözleşmesinden kaynaklı davaların mutlak ticari dava olmadığı, davanın nisbi ticari dava olabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve işlemin ticari işletmeleri ile ilgili olması gerektiği, davalının bir sermaye şirketi ve dolayısıyla Kanunen tacir olduğu, ancak davacının gerçek kişi olduğu, bu durumda davacının bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletmesi gerektiği, davacının vergi mükellefiyet kaydına ilişkin kayıtlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazıldığı ve davacının basit usulde vergi mükellefi olduğu, ayrıca davacının ticaret odasında kaydı olmadığı gibi esnaf odasına kayıtlı olduğunun müzekkere cevaplarından anlaşıldığı, davacının işlettiği işletmesinin ticari işletme olabilmesi için esnaf işletmesi için öngörülen sınırları aşması gerektiği, ancak davacının vergi kayıtlarından basit usulde vergi mükellefi olması sebebiyle bu sınırı aşmadığının açık bir şekilde anlaşıldığı, davacının tacir olarak kabul edilebilmesi için bilanço usulüne veya belli hadleri aşması şartıyla işletme hesabı esasına göre göre defter tutması gerektiği, davacının basit usulde vergi mükellefi olması sebebiyle tacir olmadığı ve davanın da nisbi ticari dava olmadığı anlaşılmakla; görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve mahkememiz ile İnegöl Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi gereğince, mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu anlaşılmakla; mahkememizin eldeki davada görevli mahkeme olmadığının tespiti ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-İnegöl Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olduğunun tespitine,
3-İnegöl Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında, HMK m.21/1-c bendi gereğince olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından; kararın kesinleşmesi ile birlikte dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve yargı yerinin belirlenmesi yönünden re’sen Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
5-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır